Nur suresi 28. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿فَاِنْ لَمْ تَجِدُوا ف۪يهَٓا اَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتّٰى يُؤْذَنَ لَكُمْۚ وَاِنْ ق۪يلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا هُوَ اَزْكٰى لَكُمْۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَل۪يمٌ ﴾ [النور: 28]
ayet arapça & türkçe okunuşuFe-in lem tecidû fîhâ ehaden felâ tedḣulûhâ hattâ yu/żene lekum(s) ve-in kîle lekumu-rci’û ferci’û(s) huve ezkâ lekum(c) va(A)llâhu bimâ ta’melûne ‘alîm(un) [Nur: 28]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Eğer evde kimseyi bulamazsanız, yine de size izin verilmedikçe içeriye girmeyiniz. Size "Dönün" denirse dönün. Bu, sizi daha çok temize çıkarır. Allah yaptıklarınızı bilir. [Nur: 28]
Nur Suresi 28. ayet tefsiri
Sûrenin ilk âyetlerinde beyân edilen hükümler, kötülüklerin toplumda ortaya çıktıkları sırada yok edilmesini hedeflemektedir. Bu ve bundan sonraki birkaç âyette getirilen hükümler ise, kötülüğe daha vuku bulmadan mâni olmak, toplumu ıslah etmek ve kötülüğün ortaya çıkıp yayılmasına sebep olacak durumların kökünü kazımak hedefini taşımaktadır. Bu vesileyle başkalarının evlerine rastgele giriş yasaklanmakta, karşı cinslerin serbestçe karışımı önlenmekte, kadınların zînetleri ve makyajlarıyla yabancı erkeklere görünmesinin önüne set çekilmekte, fuhuş yasaklanmakta, erkeklerle kadınlar uzun süre bekâr kalmamaya teşvik edilmekte, köle ve cariyeleri bile evlendirmekten başka toplumu şerden temizlemenin yolunun bulunmadığı açıkça gösterilmektedir. Görüldüğü üzere ilâhî hukuk, kötülüğü sadece yasaklamak veya suçluya belli bir ceza vermekle kalmamakta, kötülüğe yol açacak ve insanları kötülüğü işlemeye itecek tüm unsurları da ortadan kaldırmaktadır.
Bu üç âyette evlere giriş âdabı öğretilmektedir. Şöyle ki:
Birincisi; İslâm öncesi Arap âdetine göre, insanlar birbirlerinin evlerine yalnızca “ iyi sabahlar ” ya da “ iyi akşamlar ” diyerek izin almadan serbestçe girerlerdi. Önceden haber verilmeden yapılan böyle girişler bazan ev halkının ve kadınların gizliliğini ihlal ederdi. Allah, herkesin kendi evinde bir gizliliği olabileceği ve dolayısıyla kimsenin bir başkasının evine ev halkının izni olmadan habersizce giremeyeceği kâidesini koydu.
Rivayete göre Ensar’dan bir kadın:
“ - Ey Allah’ın Rasûlü! Ben evimde babam olsun, oğlum olsun hiç kimsenin görmesini istemediğim bir hal üzere bulunabiliyorum. Ben bu halde iken babam gelir yanıma girer, yine ailemden bir başka adam çıkıp gelebilir. Ne yapmamı tavsiye ederseniz? ” dedi. Bunun üzerine bu 27. âyet-i kerîme nâzil oldu. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XVIII, 147 )
Buna göre başkalarına ait olan evlere, aynı ev içerisinde de başkalarının kaldığı odalara girerken izin istemeli, girmek için onay almalı, oraya girmemizde herhangi bir sakınca olmadığı noktasında hem kendi kalbimiz hem de evdekilerin kalbi mutmain olmalı ve hâne halkına selam vererek oraya girmeliyiz. Çünkü evlerin, kişilerin kaldıkları özel yerlerin bir mahremiyeti vardır. İslâm bu mahremiyetin korunmasına çok önem vermektedir. Gizlilik hakkı sadece evlere girişle alakalı olmayıp bir evi dışarıdan gözleme, kapı aralığından bakma, içerde konuşulanları dinleme, hatta bir başkasının mektubunu izinsiz okumaya kadar uzanmaktadır. Resûlullah ( s.a.s. )’in bu konuda pek çok dikkat çekici beyânları vardır.
Resûlullah ( s.a.s. ); “ İzin istemek gözün evin ayıplarını görmemesi için şart kılınmıştır ” ( Buhârî, İsti’zân 11 ) buyurarak mahremiyeti ihlâlin, Sadece bir yere girmekle değil aynı zamanda bakmakla da meydana geldiğini belirtir. Bu bakımdan kişi herhangi bir yere girmek üzere izin almak istediğinde Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’in âdeti veçhile, kapının biraz gerisinde, sağ ya da sol yanını dönerek durmalıdır. ( Ebû Dâvûd, Edeb 127 )
Başkasının evine pencere veya anahtar deliği gibi yerlerden bakmak ve içeridekileri gözetlemek, şahsiyetli bir mü’mine kesinlikle yakışmayan bir davranıştır. Zîra bu davranış, bakan açısından ahlâkî düşüklük ve hasta ruhluluk, bakılan için de mahcûbiyet ve huzursuzluk kaynağıdır. Nitekim bir adam, Resûlullah Efendimiz’in kapısındaki bir delikten evin içine bakmıştı. O esnâda Resûlullah’ın elinde bir tarak vardı. Adamın bu davranışını farkeden Efendimiz şöyle buyurdu:
“ Senin beni gözetlediğini bilmiş olsaydım, bununla gözünü oyardım. İzin istemek, evin içerisi görülmesin diye emredilmiştir. ” ( Müslim, Âdâb 40-41 ) Yine Efendimiz ( s.a.s. ): “ Bir kimse, izinleri olmaksızın insanların evinin içine bakarsa, gözünü çıkarmaları onlara helâl olur ” ( Müslim, Âdâb 43 ) buyurarak, böyle insanların ne kadar büyük bir suç ve günah işlediklerine dikkat çekmiştir. Burada Allah Resûlü’nün, bakanın gözünü çıkarmanın helâl olduğunu söylemesi, yapılan edepsizliğin ne kadar insanlık dışı ve kötü bir davranış olduğunu anlatmak içindir.
Asr-ı saadette evler, hurma dallarından, çoğunlukla tek katlı ve basit yapılarda inşâ edildiği için o gün insanlar kapı önünde, evdekilerin duyabileceği bir sesle “ Selâmun aleyküm, girebilir miyim? ” demek sûretiyle izin talep ediyorlardı. Nitekim bu duruma uymayan sahâbîlerin Resûlullah tarafından te’dib edildiğini görmekteyiz. Kilde b. Hanbel ( r.a. ) diyor ki, Resûlullah ( s.a.s. )’in yanına gittim ve selâm vermeden huzuruna girdim. Bunun üzerine Efendimiz:
“ – Geri dön ve «es-Selâmü aleyküm, girebilir miyim?» de ” buyurdu. ( Ebû Dâvûd, Edeb 127 )
Benî Âmir’den bir zât, Allah Resûlü evde iken, “ İçeri gireyim mi? ” diye izin istemişti. Resûl-i Ekrem Efendimiz hizmetçisine: “ Çık, bu adama izin istemeyi öğret. Önce «es-Selâmü aleyküm» desin, sonra «Gireyim mi?» diye sorsun ” buyurdu. Adam Peygamberimiz’in söylediklerini duyarak: “ es-Selâmü aleyküm, girebilir miyim?“ dedi. Bunun üzerine Efendimiz izin verdi, o da içeri girdi. ( Ebû Dâvûd, Edeb 127 )
İkincisi; herhangi bir evin kapısını çalarak izin isteyen kimse, bu işi en fazla üç defa tekrarlamalı, cevap verilmediği takdirde ısrarcı olmamalıdır.
Efendimiz ( s.a.s. ):
“İzin istemek üç defâdır. İzin verilirse girersin, verilmezse geri dönersin ” buyurmuştur. ( Buhârî, İsti’zân 13 ) Bununla birlikte içerdekiler tarafından duyulmadığını zanneden kimsenin, kapıyı daha fazla çalmasında bir mahzur yoktur. Eğer içeriden: “ Geri dönün! ” denilirse, orada beklenilmeden derhal geri dönülmelidir.
Üçüncüsü; faydalanmamıza açık bulunan veya içinde bir eşyamızın bulunduğu, fakat kimsenin oturmadığı evlere girerken izin istemeye gerek yoktur. Mesela herkese açık olan hanlar, hamamlar, oteller, misafirhaneler ve dükkanlar bu kabilden yerlerdir.
Rivayete göre izin istemeyi emreden 27. âyet-i kerîme nâzil olduktan sonra bir kısım sahâbe bu işte çok dikkatli davranmaya başladılar. İster harabe olsun, ister orada kimseler yaşasın, nereye giderlerse mutlaka selâm verir ve izin isterlerdi. Bunun üzerine 29. âyet-i kerîme nâzil oldu ve Yüce Allah bu âyet-i kerîme ile kimsenin yaşamadığı bir ev ya da yere girmek için izin isteme mecburiyetini kaldırıp izinsiz girmeyi mubah kıldı. Çünkü izin istemenin sebebi, sadece kişinin kendisi için görülmesi haram olan şeyleri görme korkusudur. Böyle bir sebep ortadan kalkınca hüküm de ortadan kalkar. ( Kurtubî, el-Câmi‘, XII, 221 )
İslâm, kişiyi harama götürecek bütün yolların kapatılması maksadıyla daha sıkı önlemler almakta, haram ateşinin belki de başlangıç kıvılcımını oluşturacak ilk merhaleyi bile dikkatten uzak tutmayarak mü’min erkek ve mü’min kadınların bakışlarını kontrol etmelerini istemektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Nur suresi 28 ayeti anlamı - okunuşu
Şâyet orada kimseyi bulamazsanız, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size “Geri dönün!” denirse derhal dönün. Bu, sizin için daha temiz, daha nezih bir davranıştır. Allah, bütün yaptıklarınız hakkiyle bilir.
Mokhtasar tefsiri
Eğer o evlerde hiç kimseyi bulamazsanız, izin verme hakkına sahip olan bir kimse tarafından size girmeniz için izin verilinceye kadar oralara girmeyin. Eğer size evlerin sahipleri geri dönün derse bu durumda sizler geri dönün ve evlere girmeyin. Allah katında bu sizin için daha temiz olandır. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla bilendir. Yaptıklarınızdan hiçbir şey O`na gizli kalmaz. O yaptıklarınızın karşılığını size verecektir.
Ali Fikri Yavuz
Eğer evlerde bir kimse bulmazsanız, size izin verilmedikçe içeri girmeyin. Eğer size geri dönün derlerse, dönün. Bu sizin için (kapıda beklemekten) daha temizdir ve Allah, yapmakta olduğunuz bütün işleri bilendir
İngilizce - Sahih International
And if you do not find anyone therein, do not enter them until permission has been given you. And if it is said to you, "Go back," then go back; it is purer for you. And Allah is Knowing of what you do.
Nur suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Orada kimseyi bulamazsanız size izin verilmedikçe girmeyin ve eğer, geri dönün denirse size dönün artık, bu, sizin için daha temiz bir harekettir ve Allah, ne yaparsanız hepsini bilir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər orada heç kəsi tapmasanız, sizə icazə verilməyənədək içəri girməyin. Sizə “Geri dönün!” – deyilsə, geri dönün. Bu, Allahın yanında sizin üçün daha təmiz bir davranışdır. Allah nə etdiklərinizi biləndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Orada hiçbir kimse bulamadınızsa, size izin verilinceye kadar oraya girmeyin. Eğer size, "Geri dönün!" denilirse, hemen dönün. Çünkü bu, sizin için daha nezih bir davranıştır. Allah, yaptığınızı bilir.
Nur suresi (An-Nur) 28 ayeti arapça okunuşu
﴿فَإِن لَّمْ تَجِدُوا فِيهَا أَحَدًا فَلَا تَدْخُلُوهَا حَتَّىٰ يُؤْذَنَ لَكُمْ ۖ وَإِن قِيلَ لَكُمُ ارْجِعُوا فَارْجِعُوا ۖ هُوَ أَزْكَىٰ لَكُمْ ۚ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ عَلِيمٌ﴾
[ النور: 28]
فإن لم تجدوا فيها أحدا فلا تدخلوها حتى يؤذن لكم وإن قيل لكم ارجعوا فارجعوا هو أزكى لكم والله بما تعملون عليم
سورة: النور - آية: ( 28 ) - جزء: ( 18 ) - صفحة: ( 353 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- And olsun ki, cehennemi göreceksiniz.
- Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin.
- De ki, "Üzerinize Allah'ın azabı gelse veya kıyamet saati size gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız?
- Allah onlara kusursuz bir çocuk verince, kendilerine verdiği şey hakkında Allah'a ortaklar koştular. Allah, onların
- Doğrusu Allah, inanıp yararlı iş işleyenleri, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyar. Orada altın bilezikler ve
- İnkar edenlerin cehennemlik olduklarına dair Rabbinin sözü böylece gerçekleşti.
- Öncekilere nice peygamberler göndermişizdir.
- Geri dönerek, "Ne kaybettiniz?" dediler.
- Yüzükoyun sürünen mi, yoksa doğru yolda düpedüz yürüyen mi daha doğru yoldadır?
- Haksızlık edenlere de: "Sürekli azabı tadın, ancak yaptığınıza karşılık ceza çekiyorsunuz" denir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nur indirin:
Nur Suresi mp3 : Nur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler