Ankebut suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَمْ حَسِبَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّـَٔاتِ اَنْ يَسْبِقُونَاۜ سَٓاءَ مَا يَحْكُمُونَ ﴾ [العنكبوت: 4]
ayet arapça & türkçe okunuşuEm hasibe-lleżîne ya’melûne-sseyyi-âti en yesbikûnâ(c) sâe mâ yahkumûn(e) [Ankebut: 4]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Yoksa, kötülük yapanlar Bizden kaçabileceklerini mi sanarlar? Ne kötü hüküm veriyorlar! [Ankebut: 4]
Ankebut Suresi 4. ayet tefsiri
Önceki peygamberler ve ümmetler de çeşitli sıkıntı ve zorluklarla karşılaşmışlardır. Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan peygamber kıssalarında bunun pek çok misali vardır. Hz. İbrâhim’in ateşe atılması, Ashâb-ı Uhdûd’un hendeklere atılarak yakılması, Habîb-i Neccâr’ın taşlanarak öldürülmesi, Mûsâ ( a.s. ) karşısında ilâhî hakîkatle buluşan sihirbazların Firavun tarafından kol ve bacaklarının çaprazlama kesilerek hurma dallarına asılması bunun sadece birkaç misalidir. İşte böyle imtihanlarla imanında sadık olanlarla yalancı olanlar birbirinden ayrılmaktadır. Bir grup var ki bunlar belâ ve darlık hâlinde sabreder, nimet ve bolluk hâlinde şükrederler. Bunlar sâdıklardır. Bir grup var ki, belâ hâlinde sabretmez, nimet halinde şükretmezler. Bunlar yalancılardır. Bir grup da var ki nimet ve bolluk hâlinde îsârda bulunur, o nimetlerden kendileri çok az istifade eder, belâdan da çekinmezler. Hatta darlığın ve şiddetin verdiği acıdan ayrı bir haz duyarlar. Bunlar rütbesi en yüksek olanlardır.
Cenâb-ı Hak, bir taraftan mü’minleri musibetlere ve eziyetlere sabra teşvik ederken, diğer taraftan da başta küfür ve isyan olmak üzere kötülük işleyenleri, özellikle mü’minlere eziyet edenleri ikaz buyurur. Çünkü mü’minin imanını denemek, doğrularla yalancıları birbirinden ayırmak maksadıyla yapılan imtihan nasıl bir “ sünnetullâh ”[ 1 ] ise, mü’minleri dinlerinden döndürmek için ellerinden gelen her türlü kötülüğü yapanları suçüstü yakalayıp cezalandırmak da bir “ sünnetullâh ”tır. Bu ilâhî kanun, hiçbir şekilde değiştirilemez, yürürlükten kaldırılamaz ve herhangi bir zaman, zemin veya toplumla sınırlandırılamaz. Buna göre küfür ve dinsizlik yolunu tutanlar; bir dünya menfaati, şehvet ve hırs sebebiyle mü’minlere düşmanlık, zulüm ve eziyet eden kimseler, Allah Teâlâ’nın ilmi ve murakabesi altında olduklarından, O’nun cezalandırmasından kurtulmaları mümkün değildir. Eğer böyle bir hükme varmışlarsa, bu pek kötü ve çok yanlış bir hükümdür. Âyet-i kerîmede buyrulur:
“ Rasûlüm! Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah onları cezalandırmayı, dehşetten gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne ertelemektedir. ” ( İbrâhim 14/42 )
Şimdi de Allah’a kavuşmayı umanlara güven aşılamayı ve kalplerini her türlü şüpheden uzak bir şekilde sıkı sıkıya Allah’a bağlamayı hedefleyen şu âyetler gelmektedir:
[ 1 ] Sünetullah: Allah Teâlâ’nın işlerini yaparken takip ettiği yol, uyguladığı kanun, adet.
Ömer Çelik Tefsiri
Ankebut suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu
Yoksa günahları pervasızca işleyenler, elimizden kaçıp kurtulabileceklerini mi sandılar? Ne de fenâ hükmediyorlar!
Mokhtasar tefsiri
Bilakis, şirk ve diğer günahları işleyenler, bizi aciz bırakacaklarını ve cezamızdan kurtulabileceklerini mi zannediyorlar? Onlar ne kadar da çirkin hüküm veriyorlar. Asla Yüce Allah’ı aciz bırakamazlar. Eğer küfürleri üzerine ölürlerse, O`nun cezasından kurtulamazlar.
Ali Fikri Yavuz
Yoksa küfür işleyib isyan edenler, bizden (azabımızdan) kurtulacaklarını mı sandılar? Ne fena hüküm veriyorlar
İngilizce - Sahih International
Or do those who do evil deeds think they can outrun Us? Evil is what they judge.
Ankebut suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Yoksa kötülük edenler, sanırlar mı ki bizden kurtulacaklar, ne de kötü hükmediyorlar.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yoxsa pis əməllər edənlər əzabımızdan sovuşa biləcəklərini güman edirlər? Onlar necə də pis mühakimə yürüdürlər!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yoksa kötülükleri yapanlar bizden kaçabileceklerini mi sandılar? Ne kadar kötü (ne yanlış) hüküm veriyorlar!
Ankebut suresi (Al-Ankabut) 4 ayeti arapça okunuşu
﴿أَمْ حَسِبَ الَّذِينَ يَعْمَلُونَ السَّيِّئَاتِ أَن يَسْبِقُونَا ۚ سَاءَ مَا يَحْكُمُونَ﴾
[ العنكبوت: 4]
أم حسب الذين يعملون السيئات أن يسبقونا ساء ما يحكمون
سورة: العنكبوت - آية: ( 4 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 396 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren
- Sonunda, karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir dişi (kraliçe) karınca: "Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman'ın ordusu
- Vezirin karısı: "İşte sözünü edip beni yerdiğiniz budur. And olsun ki onun olmak istedim, fakat
- Rablerinin mağfiret ve rahmeti onlaradır. O'nun yolunda olanlar da onlardır.
- Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim
- Bunun üzerine Biz de, istediği yere onun buyruğu ile kolayca giden rüzgarı, bina kuran ve
- Musa ateşin yanına gelince: "Ey Musa!" diye seslenildi:
- "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır."
- Musa'nın başından geçenlerde de ibret vardır: Onu apaçık delille Firavun'a gönderdik.
- Onun çalışması şüphesiz görülecektir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ankebut indirin:
Ankebut Suresi mp3 : Ankebut suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler