Şura suresi 37. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَالَّذ۪ينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَٓائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَاِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَۚ ﴾ [الشورى: 37]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelleżîne yectenibûne kebâ-ira-l-iśmi velfevâhişe ve-iżâ mâ ġadibû hum yaġfirûn(e) [Şura: 37]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler. [Şura: 37]
Şura Suresi 37. ayet tefsiri
Âyette günahla ilgili olarak özellikle اَلْكَبَائِرُ ( kebâir ) ve اَلْفَوَاحِشُ ( fevâhiş ) kelimeleri kullanılmaktadır. Kısaca “ kebâir ”, üzerine tehdit gerçekleşen veya haddi yani şer’î cezayı gerektiren yahut Kur’an ve sünnette açıkça yasaklanmış olan günahlardır. “ Fevâhiş ” ise onların içinde özellikle zina, livata, fuhşiyat gibi çirkinliği açık ve aşırı olan günahlardır. ( Elmalılı, Hak Dini, V, 4247-4248 ) Büyük günahlardan ve iğrenç davranışlardan kalbi arındırmak, temiz davranışlar sergilemek gerçek imanın sonuçlarından biridir. Bir insan büyük günahlar ve kötülüklerden kaçınmaz ve onlara yönelirse kalpteki iman berraklığını ve saflığını koruyamaz.
Ayette şöyle bir incelik yer almaktadır: Yüce Allah, insanın zayıf ve dirençsiz olduğunu bildiğinden, kendi katındaki mükâfatı hak etmenin sınırını “ büyük günahlardan ve çirkin davranışlardan kaçınmak ” şeklinde belirtmekte, küçük günahları ve hataları bunun dışında tutmaktadır. Rahmetiyle küçük günahları daha kolay bağışlayacağına işaret etmektedir. Bu sebeple yüce Allah’tan hayâ etmek gerekir. Çünkü Cenab-ı Hakk’ın bu müsamahası insanı mahcup etmekte, O’nun bağışlama lütfu, onurlu kalplerde utanma duygusunu uyandırmaktadır.
Mü’minler, normal zamanlarda insanları rahatlıkla bağışladıkları gibi, bunun ötesinde kızdıkları zamanda bile bağışlarlar. Ne zaman öfkelenirlerse suçu örterler, kusuru affederler. Kızgınlık hâlinde kusur ve günah bağışlayabilmek nadir insanların başarabileceği yüksek bir ahlâktır. Bu sebeple kızgınlık halinde kusur örtmek, kızgınlığı yutmak gibi büyük özellik ancak böyle seçkin mü’minlerin karakter özelliğidir. Onlar, “ öfkelerini yutar ve insanların kusurlarını affederler. ” ( Âl-i İmran 3/134 ) övgüsüne layık kimselerdir. Yüce Allah öfkenin, insanın öz yaratılışından kaynaklanan bir tepki olduğunu ve bunun büsbütün kötülük olmadığını bildiğinden, ayette öfkelenmek özü itibariyle yasaklanmamakta ve bir hata olarak nitelendirilmemektedir. Tam tersine insanın yaratılışının bir parçası olduğu kabul edilmektedir. Böylece insan, fıtratı ile dinin emri arasında şaşkın duruma düşmekten, duygu ve davranış olarak çelişik görünümler sergilemekten kurtarılmaktadır. Zira Allah için, dini için, hak ve adâlet için öfkelenmek, yerinde bir davranıştır ve gereklidir. Bununla birlikte Kur’ân-ı Kerîm, insanı aynı zamanda öfkesini yenmeye, bağışlamaya, affetmeye yöneltmekte ve bu vasıfları imanın önemli meyvelerinden biri olarak takdim etmektedir.
Anlatıldığına göre, manevî hal sahibi sâlih zatlardan biri bir pehlivan görmüştü. Pehlivan kızmış, ağzı köpürmüş, bir şeye canı sıkılmıştı. “ Buna ne olmuş böyle? ” diye sordu. Orada olanlardan biri şu cevabı verdi:
“ - Filanca kişi ona hakaret etmiş ve hakkında kötü sözler söylemiş. ” O sâlih zat dedi ki:
“ - Bu alçak herif bin batman taşı kaldırıyor da bir sözü kaldıramıyor mu? ” ( Sâdî Şirâzî, Gülistan, s. 93 )
Dolayısıyla mü’minin tahammüllü olması ve hoşuna gitmeyen söz ve durumlar karşısında öfkesini kontrol etmesini bilmesi beklenir. Nitekim her konuda bize örnek olan Peygamber Efendimiz, hiçbir zaman kendi şahsı için kızmamış, sadece Allah için kızmış, Allah için kızınca da bundan bir pişmanlık duymamıştır.
Bahsi geçen mü’minlerin övgüye layık diğer vasıfları da şöyle sıralanmaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Şura suresi 37 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar, büyük günahlardan ve zinâ, fuhuş gibi hayâsız çirkin işlerden kaçınırlar. Kızdıkları zaman öfkelerini yutup kusurları bağışlarlar.
Mokhtasar tefsiri
Büyük günahlardan ve çirkinliklerden uzak duranlar ve kendilerine söz veya fiil ile kötülük yapanlara kızdıkları zaman onların hatasını affederler ve onun sebebi ile onu cezalandırmazlar. Eğer bunda (bu affetmede) bir hayır ve maslahat var ise, bu af kendilerinden bir lütuftur.
Ali Fikri Yavuz
O kimselerdir ki, büyük günahlardan ve açık rezaletlerden kaçınırlar, öfkelendikleri zaman da, onlar kusur bağışlarlar
İngilizce - Sahih International
And those who avoid the major sins and immoralities, and when they are angry, they forgive,
Şura suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve suçların büyüklerinden ve çirkin şeylerden kaçınanlara ve kızdıkları zaman, suçları örtenlere.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O kəslər üçün ki, böyük günahlardan rəzil işlərdən (zinadan) çəkinər, (birinə) qəzəbləndikləri zaman (onun günahını) bağışlayarlar;
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlar, büyük günahlardan ve hayasızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.
Şura suresi (Ash_shuraa) 37 ayeti arapça okunuşu
﴿وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَإِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَ﴾
[ الشورى: 37]
والذين يجتنبون كبائر الإثم والفواحش وإذا ما غضبوا هم يغفرون
سورة: الشورى - آية: ( 37 ) - جزء: ( 25 ) - صفحة: ( 487 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Oysa Allah onları ardlarından çevirmiştir.
- Sonra peygamberlerin ardından Musa'yı ayetlerimizle Firavun ve erkanına gönderdik. Ayetlerimize karşı haksızlık ettiler. Bozguncuların sonunun
- Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir veya bunu
- And olsun ki Musa'ya: "Kullarımı geceleyin yürüt, denizde onlara kuru bir yol aç, batmaktan ve
- Allah'ın mescidlerini sadece, Allah'a ve ahiret gününe inanan, namaz kılan, zekat veren ve ancak Allah'tan
- "Beni kendisine çağırdığınızın, bu dünyada da ahirette de çağırabilecek kabiliyette olmadığında, hepimizin Allah'a döneceğinde, aşırı
- Orada, yükseltilmiş tahtlar vardır.
- Yerlerini, yurtlarını, mallarını ve henüz ayağınızı dahi basmadığınız yerleri Allah size miras olarak verdi. Allah
- Suçlular simalarından tanınırlar da, alın saçlarından ve ayaklarından yakalanırlar.
- "Yeri sürüp, ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir sığır olduğunu söylüyor" dedi. "Şimdi
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Şura indirin:
Şura Suresi mp3 : Şura suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler