Müminun suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Müminun suresi 4 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Müminun suresi - Al-Muminun aya 4 (The Believers).
  
   

﴿وَالَّذ۪ينَ هُمْ لِلزَّكٰوةِ فَاعِلُونَۙ ﴾ [المؤمنون: 4]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Velleżîne hum lizzekâti fâ’ilûn(e) [Müminun: 4]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Onlar zekatlarını verirler. [Müminun: 4]


Müminun Suresi 4. ayet tefsiri

 

اَلزَّكٰوةُ ( zekât ) aslında “ nefsi kötü sıfatlardan temizlemek ” mânasına gelen زَكٰي ( zekkâ ) fiilinden isimdir. Daha sonra bu kelime mecâzen “ Allah rızâsı için mal vermek ” mânasında kullanılmıştır. Zira Allah için mal vermekten maksat, yine nefsin kötü vasıflardan temizlenmesine yardımcı olmaktır. “ Zekât ”ın, gelişme, büyüme, bir şeyin düzenli olarak artması ve herhangi bir engelle karşılaşmadan büyümesine yardım etmek gibi mânası da vardır. Nitekim zekât şeklinde yapılan harcamalar, o harcamayı yapan kişinin malını telef olmaktan koruyup bereketinin artmasına sebep olduğu için “ zekât ” ismiyle ifade edilir. İslâmî bir kavram olarak zekât, hem serveti arındırmak için ondan alınan pay, hem de bizzat arındırma eylemini ifade eder. Dolayısıyla zekât hem kalbin hem de malın temizliğini ilgilendirir. Bu vesileyle kalp, cimrilikten temizlenir, bencillikten kurtulur ve şeytanın fakirlik konusunda verdiği vesveseleri yenecek bir kuvvet kazanır. Allah huzurunda elde edeceği karşılık ve mükafata elindeki maldan daha çok güvenir. Zekât aynı zamanda mal için de temizliktir; malın geri kalanının temiz ve helâl olmasını sağlar.

Zekâtla ilgili diğer âyetlerde çoğunlukla “ zekâtı verirler ”, “ zekât veriniz ” ifadeleri geçerken, burada لِلزَّكٰوةِ فَاعِلُونَ  ( li’z-zekâti fâilûn ) şeklinde farklı bir üslup kullanılması, bazı ince mânalara işaret eder:

Birincisi; buradaki “ zekât ”tan maksat nefsi temizlemeye yarayan, övgüye değer her türlü iş ve davranıştır ki mal infâkı da bunlardan biridir. Yani o mü’minler, bütün faaliyetlerini, yaptıkları her işi başka maksatla değil, sadece nefislerini, kalplerini ve mallarını temizlemek, onları her türlü çirkinliklerden arındırmak için yaparlar. Hayatlarını hep bu istikamette tanzim eder ve bu gâyelerine hizmet etmeyecek her türlü düşünce, söz ve amelden uzak dururlar. Bütün işlerini ilâhî murakabe altında ve rabbânî kameralar önünde yaparlar. Verdikleri her nefeste Rablerine kavuşacak olmanın heyecanını yaşarlar. Nitekim onların bu vasfı şu âyet-i kerîmede daha açık bir şekilde dile getirilir:

“ O mü’minler, yaptıkları her iyiliği ve işledikleri her ameli, kalpleri her an Rablerine dönüyor olmanın haşyetiyle ürpererek yaparlar. ” ( Mü’minûn 18/60 )

İkincisi; insan nefsi, mal toplayıp onu üst üste yığmaya pek düşkündür. “ Malı mülkü de sınırsız bir sevgiyle seviyorsunuz ” ( Fecr 89/20 ) âyet-i kerîmesi bunu ifade eder. Bu yüzden nefiste iyice kökleşmiş olan hırs ve tamaha karşı pek şiddetli bir mukâvemet gerekir. İnsanın, şeytanın mal hırsını ve fakirlik korkusunu telkin eden vesveselerinden kurtulabilmesi için bu mukâvemet ve mücâhede şarttır. İşte zekât ibâdetini hakkıyla edâ etmek, kalbi bencillik ve cimrilikten temizler; malı da lüzumsuz yere birikmekten kurtarır. İşte ayette فَاعِلُونَ ( fâilûn ) ifadesinin kullanılmasının bir hikmeti de budur. Çünkü bu ifadede, nefiste iyice kök salıp yerleşmiş olan bencillik, hodgamlık, cimrilik gibi kötü sıfatların üstesinden gelmek üzere “ şiddetli ve aşırı bir mücâhede içine girme ” mânası vardır. Âyet-i kerîmede: “ Şunu bilin ki, kim nefsinin cimriliğinden ve mala düşkünlüğünden kendini kurtarırsa, dünyada da âhirette de kurtuluşa erecek olanlar, işte bunlardır ” ( Haşr 59/9 ) buyrulur. Nitekim zenginlerden biri, zekât verme zamanı geldiğinde hizmetçilerini çağırır ve: “ Ellerimi bağlayın ve beni bir yere hapsedin. Sonra mallarımın bulunduğu depoya gidin ve oradan zekât verilecek kadarını alın. Zira şu azgın nefsim, elimi uzatıp da oradan mal çıkarmaya müsaade etmiyor ” dermiş.

Gerçek mü’minler, “ iffetlerini ” ve mahrem yerlerini her türlü gayr-i meşrû ilişkiden korurlar:


Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi Diyanet

Müminun'den 4 Ayeti'ni dinle


Müminun suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu

Onlar zekâtı vermek, iyilikleri artırmak ve nefisleri temizlemek için sürekli faaliyet hâlindedirler.


Mokhtasar tefsiri

Onlar, nefis ve mallarındaki kusurların temizlenmesi için sahip oldukları malların zekâtını verenlerdir.


Ali Fikri Yavuz

Onlar ki, zekâtlarını verirler


İngilizce - Sahih International


And they who are observant of zakah

Müminun suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ve öyle kişilerdir onlar ki zekatlarını verirler.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


O kəslər ki, zakat verərlər;


Kuran Araştırmaları Vakfı


Onlar ki, zekatı verirler;

Müminun suresi (Al-Muminun) 4 ayeti arapça okunuşu

﴿وَالَّذِينَ هُمْ لِلزَّكَاةِ فَاعِلُونَ﴾
[ المؤمنون: 4]

vellezine hüm lilzekati failun

والذين هم للزكاة فاعلون

سورة: المؤمنون - آية: ( 4 )  - جزء: ( 18 )  -  صفحة: ( 342 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Onları toplayacağı kıyamet günü, sanki gündüz, birbirleriyle sadece tanışacakları bir saat kadar kalmış gibidirler. Allah'ın
  2. O: "Balçıktan, işlenebilen kara topraktan yarattığın insana secde edemem" dedi.
  3. Onu ve ailesini büyük sıkıntıdan kurtarmıştık.
  4. Bunlar Rabbinin sana bildirdiği hikmetlerdir. Sakın Allah'la beraber başka tanrı edinme. Yoksa yerilmiş ve kovulmuş
  5. Ne oluyorsunuz? Ne biçim hükmediyorsunuz?
  6. Sihirbazlar geldiklerinde, Firavun'a; "Biz üstün gelirsek, şüphesiz bize bir ücret vardır değil mi?" dediler.
  7. Rabbini gönülden ve korkarak içinden hafif bir sesle sabah akşam an, gafillerden olma.
  8. Milletinin inkarcı ileri gelenleri: "Senin ancak kendimiz gibi bir insan olduğunu görüyoruz. Daha başlangıçta, sana
  9. Elif, Lam, Mim, Sad.
  10. Muhakkak sizi biraz korku, biraz açlık ve mallardan, canlardan, ürünlerden biraz eksiltmekle deneriz, sabredenleri müjdele.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:

Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Müminun Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Müminun Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Müminun Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Müminun Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Müminun Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Müminun Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Müminun Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Müminun Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Müminun Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Müminun Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Müminun Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Müminun Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Müminun Suresi Al Hosary
Al Hosary
Müminun Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Müminun Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, November 19, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler