Müminun suresi 46. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِلٰى فِرْعَوْنَ وَمَلَا۬ئِه۪ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَال۪ينَۚ ﴾ [المؤمنون: 46]
ayet arapça & türkçe okunuşuİlâ fir’avne vemele-ihi festekberû vekânû kavmen ‘âlîn(e) [Müminun: 46]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sonra Musa ve kardeşi Harun'u, Firavun ve erkanına mucizelerimiz ve apaçık delille gönderdik. Büyüklük tasladılar. Zaten mağrur bir topluluktular. [Müminun: 46]
Müminun Suresi 46. ayet tefsiri
Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn’un beraberindeki “ âyetler ”den maksat; asâ, yed-i beyzâ, çekirge, bit, kurbağa, kan, denizin yarılması, kıtlık içinde geçen yıllar ve ürünlerin noksanlaşması gibi mûcizelerdir. “ Apaçık bir delil ”den kasıt ise, onların en büyük mûcizeleri olan “ asâ ” mûcizesidir. Çünkü buna asânın yılana dönüşmesi, sihirbazların büyülerini yutuvermesi, denizin yarılması, taşa vurulmak suretiyle gözelerin fışkırması, onun Hz. Mûsâ’ya bekçi olması, ışık olması, meyveli ağaca dönüşmesi gibi pek çok mûcize de taalluk etmektedir. İşte bu üstünlükleri sebebiyle asâ mûcizesi diğerlerinden ayrı olarak özellikle belirtilmiştir. “ Apaçık delil ”den maksadın, gösterilen mûcizelerin Hz. Mûsâ’nın doğruluğuna delâlet etme keyfiyetleri olabilme ihtimali de vardır.
Firavun ile kavminin ileri gelenleri, Hz. Mûsâ ve Hz. Hârûn’a inanmadılar. Bunun sebebi:
› Oldukça kendini beğenmiş, kibirli ve zâlim bir topluluktular.
› Dünyevî imkânlar bakımından ileri seviyede idiler. Sayı ve kuvvet bakımından güçlü idiler.
› İsrâiloğulları uzun yıllardır onların emrinde köle olarak çalıştıkları için onları hakir görüyorlardı. Köleleri durumunda olan bir toplumun içinden çıkan iki kişinin kendilerine bir şey öğretmeye ve akıl vermeye kalkışmaları onların çok ağırına gitmişti. Bunu gururlarına yedirememişlerdi. Bu sebeple: “ Yani biz şimdi kalkıp, kendimiz gibi sıradan iki insana mı inanacağız; hem de kavimleri başı yerde, elleri göğsünde bize hizmet eden kölelerimizken? ” ( Mü’minûn 23/47 ) demişlerdi. İnkâr ve yalanlama yolunu tutmaları sebebiyle de netice Kızıl Deniz’in azgın dalgaları arasında helak edilmişlerdi. ( bk. A‘râf 7/103-136; Yûnus 10/75-92; Tâhâ 20/9-80 )
Kıssanın bu şekilde arz edilmesindeki gâye, Allah Resûlü ( s.a.s. )’i kabul ve ona itaate tenezzül etmeyen, kendileri gibi bir insana inanmayacaklarını söyleyen kibirli müşrik liderleri tehdit ve ikaz etmektir.
49. âyette ifade edildiği üzere Hz. Mûsâ’ya Tevrat’ın verilmesiyle doğru yolu öğrenip onu izlemeleri umulan kimseler, İsrâiloğulları’dır. Çünkü Tevrat, Kızıl Deniz’i geçtikten sonra verilmiştir.
Hz. İsa ve annesine gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi 46 ayeti anlamı - okunuşu
Firavun’a ve onun ileri gelen yetkililerine. Fakat onlar, hakkı kabul etmeyi kibirlerine yediremediler. Zâten onlar, kendilerini pek üstün gören zâlimlerdi.
Mokhtasar tefsiri
O ikisini Firavun`a ve kavminin ileri gelenlerine gönderdik. Bunun üzerine onlar büyüklendiler, Musa ve Harun`a iman etmeyi kabul etmediler. Onlar; zulüm ve eziyet ile insanlara üstünlük taslayan bir topluluktu.
Ali Fikri Yavuz
Sonra Mûsa ile kardeşi Harûn’u, mucizelerimizle ve açık bir hüccetle, Firavun’a ve onun ileri gelenlerine gönderdik de bunlar, (iman etmeyi) kibirlerine yediremediler. Onlar büyüklenen bir kavimdiler
İngilizce - Sahih International
To Pharaoh and his establishment, but they were arrogant and were a haughty people.
Müminun suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Firavun'a ve kavminin ileri gelenlerine, ululanmak istediler ve kibirli bir topluluktu onlar.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Fir’onun və onun ə’yan-əşrafının yanına. Onlar (iman gətirməyi) təkəbbürlərinə sığışdırmayıb özlərini yuxarı tutan camaat olaraq qaldılar (yaxud Misirdə hakim olduqları İsrail oğullarına əzab-əziyyət verməkdə davam etdilər).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Firavun'a ve ileri gelenlerine de(gönderdik). Onlar ise kibire kapıldılar ve ululuk taslayan bir kavim oldular.
Müminun suresi (Al-Muminun) 46 ayeti arapça okunuşu
﴿إِلَىٰ فِرْعَوْنَ وَمَلَئِهِ فَاسْتَكْبَرُوا وَكَانُوا قَوْمًا عَالِينَ﴾
[ المؤمنون: 46]
إلى فرعون وملئه فاستكبروا وكانوا قوما عالين
سورة: المؤمنون - آية: ( 46 ) - جزء: ( 18 ) - صفحة: ( 345 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Buyruğumuz gelince, Salih'i ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet olarak o günün rezilliğinden kurtardık. Doğrusu
- Orada onlara cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe dişle ve yaralara karşılıklı
- Hilelerinin sonunun nasıl olduğuna bir bak! Biz onları ve milletlerini, hepsini, yerle bir ettik.
- Kitap ehlinden ve ortak koşanlardan inkar edenler, şüphesiz içinde temelli kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte bunlar,
- Bu dünyada laneti ardlarına taktık; onlar kıyamet gününde de iğrenç kimselerden olacaklardır.
- Göğün, insanları bürüyecek ve gözle görülecek bir duman çıkaracağı günü bekle; bu, can yakan bir
- Onun katkısı gözdelerin içtiği yüce kaynaktandır.
- Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitap'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen Kitap haktır; fakat insanların çoğu
- De ki: "Ben sadece Rabbime yalvarırım ve O'na kimseyi ortak koşmam."
- Geceleyin uyumanız, gündüz de lütfundan rızık aramanız O'nun varlığının belgelerindendir. Bunlarda kulak veren millet için
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:
Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler