Müminun suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿ثُمَّ اِنَّكُمْ بَعْدَ ذٰلِكَ لَمَيِّتُونَۜ ﴾ [المؤمنون: 15]
ayet arapça & türkçe okunuşuŚumme innekum ba’de żâlike lemeyyitûn(e) [Müminun: 15]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sizler, bütün bunlardan sonra ölürsünüz. [Müminun: 15]
Müminun Suresi 15. ayet tefsiri
İnsanın ana rahminde geçirdiğ اَلنُّطْفَةُ ( nutfe ), اَلْعَلَقَةُ ( ‘alaka ), اَلْمُضْغَةُ ( mudğa ) safhaları ile alakalı gerekli açıklamalar, yine aynı konuyu ele alan Hac sûresi 5. âyette yapılmıştı. Yalnız burada, o âyette temas edilmeyen birkaç ayrıntıya yer verilmektedir:
› Mudğanın kemik hâline getirilmesi ve kemiğe et giydirilmesi.
Bu safhada “ mudğa ”nın, bir kısmı iskeleti meydana getiren kemiklere dönüşür, diğer kısmı ise kemiklere et olarak giydirilir. Modern biyolojiye göre ise notochord denilen iskelet mihveri ta alaka döneminde görülmeye başlar. Bu omurgadan önce görüldüğünden omurga öncesi organı olarak da bilinir ve üç merhale geçirir. Birinci merhale doku merhalesi olarak bilinir. Rahim hayatının beşinci ve altıncı haftalarında görülür. Bunu kıkırdak merhalesi takip eder. Bu da kendini altıncı hafta sonlarında gösterir. Daha sonra rahim devresinin yedinci haftasında kıkırdak omurlarda kemikleşme merkezleri görünür. Sekizinci haftada ise omur yaylarında kemikleşme noktaları meydana çıkar ve kaburgalar ilk defa o zaman görülmeye başlar. Sonra da kemiklerin etrafında kaslar oluşur ve âyet-i kerîmede belirtildiği gibi üzerlerine et giydirilir. ( Han, Fethullah, Kur’an ve Kâinat Âyetleri, s. 132-133 )
Bu açıklamalar, Kur’ân-ı Kerîm’in ve bilimin aynı konularda benzer şeyler söylediğini görmemize yardımcı olur. Fakat kullandıkları dilin ve bu konulardan bahsederken hedefledikleri noktaların birbirinden farklı olduğu da gözden kaçmaz. Kur’an bu gerçekleri Allah’ın büyüklüğü ve yeniden dirilişin gerçekliğini ispat sadedinde ele alırken, bilim sadece doğal bir gerçeği araştırıp anlaşılır hale getirme gayreti içindedir.
Burada şu inceliğe yer vermek faydalı olacaktır. Embriyonun ana rahminde geçirdiği safhaları bildiren Mü’minûn süresindeki ayetlerde, nutfenin rahme yerleşmesinden sonra alaka, mudğa, kemik ve kemiklere et giydirme safhalarını belirten lafızlar, Arapça’da “ fa-i takibiyye ” denilen bağlaçla birbirlerine bağlanmışlardır. Bu lafızların birbirine “ tertip ve takip ” ifade eden bağlaçla bağlanmaları, belki de bu safhalar arasında hiç zaman periyodu olmadan; alaka safhası tamamlanır tamamlanmaz mudğa, mudğa safhası tamamlanınca kemik ve kemiklere et giydirilmesi bütün bir zaman dilimi içinde ve peş peşe meydana geldiklerini ifade etmektedir. Aynı ayette kemiklere et giydirilmesini ifade eden kelime ile, cenine ruhun üflenmesi mânasında anladığımız “ diğer yaratılışına başladık ” cümlesi arasındaki bağlaç “ sonra ” anlamındaki ثُمَّ ( sümme ) edatıdır. Bu bağlaç da Arapça’da iki fiil ve oluşum arasında “ tertip ve terahi ” yani zamanda fasıla mânasını ifade eder. Bu durumda, ceninde iskeletin meydana gelmesiyle ruhun üflenmesi arasında, önceki safhalar arasında mevcut olmayan bir zaman sürecinin mevcudiyetinin sözkonusu olduğu söylenebilir.
› Bu kadar uzun süreçten, çeşitli şekil ve görüntülerden geçerek insanın en güzel bir kıvamda yaratılması.
“ Nihâyet onu bambaşka bir yaratışla güzel bir insan kıvamında ortaya çıkardık ” ( Mü’minûn 23/14 ) kısmı, cenin dört aylık olduktan sonra ona ruhun üflenmesi olarak açıklanmıştır. Bunu açıklayan başka ayetler de bulunmaktadır. Örneğin Secde süresinin 7-9. ayetlerinde “ O Allah ki, yarattığı her şeyi en güzel bir şekilde yarattı; insanı yaratmaya da çamurdan başladı. Sonra onun neslini, değersiz bir sudan süzülmüş bir özden yarattı. Ardından onu güzel bir insan şeklinde düzenleyip ona rûhundan üfledi. Böylece size kulaklar, gözler ve kalpler bahşetti. Ne kadar da az şükrediyorsunuz! ” buyrularak ruhun üflenmesi sözkonusu edilir. Peygamberimiz ( s.a.s. ) de: “ Her birinizin yaratılışı anne rahminde birinci kırk gün içinde nutfe olarak derlenip toparlanır. Sonra ikinci kırk gün içinde ‘alaka olur. Sonra da bir o kadar zaman içinde mudğa haline gelir. Daha sonra ona bir melek gönderilir ve ona ruh üfler ” ( Buhârî, Bed’u’l-Halk 6; Müslim; Kader 1 ) buyurmaktadır.
Demek ki, cenin ana rahminde belli aşamalardan geçip, gelişimi belli bir noktaya gelince ona ruh üflenmekte ve bu da, ceninde iradi hareketlerin başlamasına temel teşkil etmektedir. Modern biyolojiye göre mudğa safhasından sonra kemikler teşekkül edip üzerleri etle kaplanırken bir taraftan da kalp, karaciğer, kol ve bacaklar, kulak, göz ve beyin gibi sistemleri gelişir. Üçüncü ayın sonunda ceninde iradi hareketler başlar. Parmağını emer, göbek kordonunu tutar, çokça hareket eder, rahim içinde döner, uyur, uyanır ve sesleri işitir. Bu ayda insan özellikleri görülür. Yüz hemen hemen gelişmesini tamamlamıştır. Kemikler adele ile kaplanır, adele sinirlerle beslenir. Sinirler beyinden emir ve kumanda alır. Kaslarda istemli hareketler devreye girer. Hatta ceninin yüz ifadesinden halini ve keyfini anlamak bile mümkündür. Bu ayın sonunda cenin işitmeye başlar. İsteği ile hareket eder. Memnun olup olmadığı yüzünden okunabilir. Yine bu ayın sonlarında oğlan mı kız mı olduğu anlaşılabilir. Kendisini diğer insanlardan ayıran özel şahsiyeti ortaya çıkar. ( Bk. Muhammed el-Bâr, İnsanın Yaratılışı, s. 150 ) Bütün bunlar cenine ruh üflendiğini, can verildiğini gösteren işaretler olmalıdır.
Sonra insan bebek olarak dünyaya gelir, dünyada az veya çok bir müddet yaşar. Sonra her insan mutlaka ölümü tadarak bir başka âleme, öte dünyaya intikal eder. Fakat süreç bununla tamamlanmaz. Allah Teâlâ, mahşer günü İsrâfil’in sûruyla beraber bütün insanları yeniden diriltecektir. Demek ki insan boşuna yaratılmıyor, boşuna onun yaratılışına ve yaşamasına bu kadar ihtimam gösterilmiyor. Bunun pek çok sebep ve hikmeti vardır. En önemlisi, dünya hayatında ciddi bir kulluk imtihanından geçirilerek, yeniden dirilince ilâhî huzurda hayatının hesabını vermesi, bu hesabın neticesine göre ya bedbaht veya bahtiyar olmasıdır.
Yüce Allah’ın, bizzat kendi nefislerinizde tecelli eden ulûhiyet ve rubûbiyet nişânelerini seyrettikten sonra, şimdi de dış dünyada gözler önüne serilen muazzam kudret ve azamet işaretlerine bakın:
Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu
Bütün bunlardan sonra hepiniz mutlaka öleceksiniz.
Mokhtasar tefsiri
Ey insanlar! Sonra sizler uğrayacağınız bu aşamalardan ve ecelleriniz geldikten sonra muhakkak öleceksiniz.
Ali Fikri Yavuz
Sonra siz bunun arkasından muhakkak öleceksiniz
İngilizce - Sahih International
Then indeed, after that you are to die.
Müminun suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Sonra şüphe yok ki siz öleceksiniz.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Belə bir yaradılışdan) sonra siz mütləq öləcəksiniz!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz.
Müminun suresi (Al-Muminun) 15 ayeti arapça okunuşu
﴿ثُمَّ إِنَّكُم بَعْدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ﴾
[ المؤمنون: 15]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Dikkat edin; göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. O, içinde bulunduğunuz durumu da, kendisine döndürüleceğiniz günü
- Ancak Sana kulluk eder ve yalnız Senden yardım dileriz.
- Sana Kitap'ı indiren O'dur. Onda Kitap'ın temeli olan kesin anlamlı ayetler vardır, diğerleri de çeşitli
- Herhangi bir şey için, Allah'ın dilemesi dışında: "Ben yarın onu yapacağım" deme. Unuttuğun zaman Rabbini
- Orada nice bahçeler, pınarlar, ekinler, güzel konaklar, eğlenip durdukları nimetler bırakmışlardı.
- Allah: "Ey Zekeriya! Sana, Yahya isminde bir oğlanı müjdeliyoruz. Bu adı daha önce kimseye vermemiştik"
- Nitekim, ürünleri yok edildi; bağın altüst olmuş çardakları karşısında, sarfettiği emeğe içi yanarak ellerini oğuşturup
- Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
- O, suyu gökten bir ölçüye göre indirir. Biz onunla ölü memleketi diriltiriz. İşte siz de
- Göğün boşluğunda Allah'ın buyruğuna boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı? Onları Allah'tan başka tutan kimse
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:
Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler