Ankebut suresi 56. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Ankebut suresi 56 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Ankebut suresi - Al-Ankabut aya 56 (The Spider).
  
   

﴿يَا عِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اِنَّ اَرْض۪ي وَاسِعَةٌ فَاِيَّايَ فَاعْبُدُونِ ﴾ [العنكبوت: 56]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Yâ ‘ibâdiye-lleżîne âmenû inne ardî vâsi’atun fe-iyyâye fa’budûn(i) [Ankebut: 56]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ey inanmış kullarım! Benim yarattığım yeryüzü geniştir. O halde güven içinde olacağınız yere gidip yalnız Bana kulluk ediniz. [Ankebut: 56]


Ankebut Suresi 56. ayet tefsiri

İnsanın yaratılış gâyesi Allah’a kulluktur. Bunun için dünyaya gönderilmiştir. Ona vatan, can, mal ve diğer bütün imkânlar hep bu gâye uğrunda kullanmak üzere verilmiştir. Dolayısıyla bunlar gâye değil, Allah’a kulluk için birer vesiledir. Yüce Rabbimizin, yeryüzünün yeterince geniş olduğunu beyân ettikten sonra, yalnızca kendine kulluk yapılmasını emretmesi, bulunduğumuz yerde Allah’a kulluk zorlaştığı zaman hicret etmeye açık bir teşviktir. Âyet-i kerîme, o dönemde Mekke’de müşriklerin baskısı altında dinî vazifelerini yerine getirmede zorlanan müslümanlara Medine’ye veya müsait yerlere hicreti tavsiye etmektedir. Nitekim onlar önce Habeşistan’a, sonra da Medine’ye hicret etmişlerdir.  

Hicret söz konusu olunca insanın karşısına bazı engeller çıkabilir:

Birincisi; insan içinde doğduğu, büyüdüğü, havasıyla suyuyla hemhâl olduğu vatanını, yurdunu ve milletini terk etmekte zorlanabilir. Şunu bilmek gerekir ki, müslümanın gerçek vatanı, Allah’ın emirlerini yerine getirdiği ve Allah’ın yasaklarından uzak durduğu yerdir. Onun için aslolan vatan millet değil Allah’a kulluktur. Eğer belirli bir dönemde vatan, millet sevgisi ile Allah’a kulluk çatışırsa, gerçek bir mü’mine gereken vatan, millet sevgisini bir kenara bırakıp Allah’a ibâdeti seçmektir.

İkincisi; insan,  canına bir tehlikenin ârız olmasından ve keyfinin bozulmasından endişe edebilir. Bu hususta da endişeye ve korkuya gerek yoktur. Çünkü dünya hayatı fânidir ve her insan mutlaka ölecektir. O halde dünya hayatına ve dünya zevklerine fazla heves etmemek gerekir. Hiç kimse bu dünyaya ebedi yaşamak için gelmemiştir. Bu sebeple, asıl gayemiz hayatımızı kurtarmak, onu garanti altına almak değil, imanımızı nasıl koruyacağımızın ve Allah’a kulluğun gereklerini nasıl yerine getireceğimizin derdine düşmektir. Zira hepimiz ölecek, sonunda Allah’ın huzuruna dönecek ve orada dünyadaki tercihlerimize göre bir karşılık göreceğiz. İman edip sâlih ameller işleyenleri; Allah yolunda meşakkatlere sabredip, fani sevdâlara değil, yalnızca Allah’a güvenip dayananları orada çok güzel mükâfatlar beklemektedir.

Üçüncüsü; hicret edip yerini yurdunu terk eden insan, elindeki imkânlardan mahrum kalacağı için rızık endişesine kapılabilir. Bu endişeye de gerek yoktur. Çünkü karada, havada ve denizde gördüğümüz nice canlı, hayvan veya kuş kendi rızıklarını beraberlerinde taşımazlar. Onları Allah rızıklandırır; nereye gitseler, Allah’ın lütfuyla rızıklarını bulurlar. Bu sebeple, imanımız ve kulluğumuz uğrunda yurtlarımızdan ayrılmak zorunda kaldığımızda yiyecek bir şey bulamamak gibi bir endişe yersizdir. Böyle kuruntularla cesaretimizi zedelemeye gerek yoktur. Çünkü Allah, sayısız canlıya rızkını verdiği gibi, aynı kaynaktan bizi de rızıklandıracaktır. Bu hususta mühim olan Allah’a tam olarak güvenip dayanmaktır.

Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

“ Eğer siz Allah’a gereği gibi güvenip dayansaydınız, Allah, kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları hâlde akşam doymuş olarak dönerler. ” ( Tirmizî, Zühd 33; İbn Mâce, Zühd 14 )

Hz. Mevlânâ, rızık konusunda yersiz endişelere düşmenin gereksizliğini şöyle bir misalle anlatır:

“ Ansızın bir arslan geldi, adamın birini kaptı, ormana çekti götürdü. O adam, ormana doğru çekilip götürülürken ne düşündü ise, ey din üstadı, sen de onu düşün. Kazâ ve kader arslanı bizi ölüm ormanına doğru çekip götürüyor. Halbuki canımız dünya işleri ile, sanatla oyalanmaktadır. Nitekim halk da, boğazına kadar acı suyun içine batmış gibi yoksulluktan ödü kopar. İnsanlar yoksulluktan, fakirlikten korkacakları yerde, o yoksulluğu yaratandan, yâni Allah’tan korksalardı, çekinselerdi, onlara yer yüzünde defineler, hazîneler belirirdi. ” ( Mevlânâ, Mesnevî, 2202-2206. beyitler )

Aslında Rezzâk-ı Mutlak’ın, bütün varlıkları yaratan ve rızıklandıranın Allah Teâlâ olduğunu, O’na kul olmayı kibirlerine yediremeyen inkârcılar bile kabullenmektedirler:


Ömer Çelik Tefsiri
Ankebut suresi Diyanet

Ankebut'den 56 Ayeti'ni dinle


Ankebut suresi 56 ayeti anlamı - okunuşu

Ey iman eden kullarım! Şüphesiz benim yeryüzüm yeterince geniştir. Dolayısıyla nerede imkân bulursanız orada yalnız bana kulluk edin!


Mokhtasar tefsiri

Ey bana iman eden kullarım! Bana ibadet etmeye güç yetiremediğiniz beldeden hicret edin. Benim arzım geniştir, o halde yalnızca bana ibadet edin ve bana hiç kimseyi ortak koşmayın.


Ali Fikri Yavuz

Ey iman eden kullarım! (Eğer bir memlekette dininizi açığa vurup gereği üzere yürüyemiyor, ibadet edemiyorsanız, dininizin ahkâmını tatbik edebileceğiniz daha uygun bir memlekete hicret edin). Muhakkak ki benim arzım geniştir. O halde yalnız ve ancak bana ibadet edin


İngilizce - Sahih International


O My servants who have believed, indeed My earth is spacious, so worship only Me.

Ankebut suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ey inanan kullarım, şüphe yok ki benim yeryüzüm geniştir, artık siz de yalnız bana kulluk edin.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Ey iman gətirən bəndələrim! (Əgər hər hansı bir yerdə islamiyyətə görə sizi incidib əziyyət verirlərsə, orada sizi ölüm təhlükəsi gözləyirsə, yaxud dini vəzifələrinizi lazımınca yerinə yetirə bilmirsinizsə, başqa şəhərlərə və ölkələrə hicrət edə bilərsiniz. Mən oralarda da sizə ruzi verərəm). Şübhəsiz ki, Mənim yerim genişdir. Buna görə də yalnız Mənə ibadət edin!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey iman eden kullarım! Şüphesiz, benim arzım geniştir. O halde (nerede güven içinde olacaksanız orada) yalnız bana kulluk edin.

Ankebut suresi (Al-Ankabut) 56 ayeti arapça okunuşu

﴿يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ آمَنُوا إِنَّ أَرْضِي وَاسِعَةٌ فَإِيَّايَ فَاعْبُدُونِ﴾
[ العنكبوت: 56]

ya ibadiyel lezine amenu inne ardi vasiaten feiyyaye fabüdun

ياعبادي الذين آمنوا إن أرضي واسعة فإياي فاعبدون

سورة: العنكبوت - آية: ( 56 )  - جزء: ( 21 )  -  صفحة: ( 403 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Gemiyi yaparken, milletinin inkarcı ileri gelenleri yanına uğradıkça onunla alay ederlerdi. O da: "Bizimle alay
  2. Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü
  3. Rabbinizin mağfiretine ve Allah'a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış eni gökler ve yer kadar olan
  4. Şöyle cevap vermişlerdi: "Biz şüphesiz suçlu bir millete gönderildik. Lut'un ailesi bunun dışındadır. Karısı hariç
  5. Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır.
  6. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.
  7. Allah'a karşı gelmekten sakınanlar ise, cennetlerde, pınar başlarındadırlar.
  8. Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlar ve develere, ekinlere karşı aşırı sevgi
  9. İnanmış erkek ve kadınları, defterleri sağdan verilmiş ve ışıkları önlerinde olarak giderken gördüğün gün onlara
  10. Allah size delillerini gösteriyor. Allah'ın delillerinden hangisini inkar edersiniz?

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ankebut indirin:

Ankebut Suresi mp3 : Ankebut suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ankebut Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Ankebut Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Ankebut Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Ankebut Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Ankebut Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Ankebut Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Ankebut Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Ankebut Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Ankebut Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Ankebut Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Ankebut Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Ankebut Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Ankebut Suresi Al Hosary
Al Hosary
Ankebut Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Ankebut Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, December 3, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler