Kasas suresi 58. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَكَمْ اَهْلَكْنَا مِنْ قَرْيَةٍ بَطِرَتْ مَع۪يشَتَهَاۚ فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَنْ مِنْ بَعْدِهِمْ اِلَّا قَل۪يلًاۜ وَكُنَّا نَحْنُ الْوَارِث۪ينَ ﴾ [القصص: 58]
ayet arapça & türkçe okunuşuVekem Ehleknâ min karyetin batirat me’îşetehâ(s) fetilke mesâkinuhum lem tusken min ba’dihim illâ kalîlâ(en)(s) vekunnâ nahnu-lvâriśîn(e) [Kasas: 58]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Nimet ve refaha karşı nankörlük eden nice şehri yok etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra pek az kimseler oturabilmiştir. Oralara Biz varis olmuşuzdur. [Kasas: 58]
Kasas Suresi 58. ayet tefsiri
Rivayete göre müşriklerden Haris b. Osman, Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e gelmiş ve: “ Biz biliyoruz ki şüphesiz sen hak üzeresin. Fakat biz bir yiyimlik başız. Sana tabi olup da Araplara muhalefet ettiğimiz takdirde onların bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmalarından, çarpıp kapışıvermelerinden korkuyoruz ” demişti. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XX, 115 )
Cenâb-ı Hak, onların bu korkularının asılsızlığına ve haksızlığına şöyle cevap vermektedir:
› Allah Teâlâ Mekke’yi harem bölgesi ilan etmiş ve orasını emniyetli bir mahal kılmıştı. Arap Yarımadası’nın en güvenli şehri Mekke idi. Bütün Arapların saygı duyduğu ve ziyarete can attığı Kâbe oradaydı.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“ Çevrelerindeki insanlar yakalanıp götürülürken ve malları yağma edilirken, yaşadıkları Mekke’yi can ve mal emniyeti bakımından güvenilir ve mukaddes bir Harem bölgesi kıldığımızı görmezler mi? Buna rağmen onlar hâla saçma ve asılsız inançlar peşinde koşarak, Allah’ın nimetlerine karşı nankörlüğe devam mı edecekler? ” ( Ankebût 29/67 )
› Ataları Hz. İbrâhim’in: “ Rabbim! Burayı emniyetli bir belde kıl; halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri de çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır! ” ( Bakara 2/126 ) duası bereketiyle, dağlar arasında kurak bir yer olan Mekke’ye dünyada yetişen bütün meyveler ve sebzeler Allah’ın bir lütfu olarak akmaktaydı. İman ettikleri takdirde ilerde bu mahsuller her taraftan daha fazlasıyla toplanıp getirilecektir. Dolayısıyla âyette hem mevcut durum ifade edilmekte, hem de geleceğe bir işarette bulunulmaktadır. Bu, onlara Allah’ın bir ikramıdır; fakat onların çoğu Allah’ın nimetlerinin ve müjdelerinin kıymetini bilmemekte, Allah’tan korkmaları lazım gelirken başkalarından korkmaktadırlar.
› Kaybetme korkusuyla haktan yüz çevirip bâtıla yapıştıkları dünya refahı, zenginliği, mal ve serveti fânidir. Gelip geçicidir. Belki de helaklerinin sebebi olacaktır. Nitekim bu refah ve servetlere bir zamanlar Âd, Semûd, Sebe’ ve Medyen kavmi gibi toplumlar da sahip olmuşlardı. Bunlar şımardıkları için ilâhî azap kamçısı tepelerine inivermişti. Mal ve servetleri onları azaptan kurtaramamıştı. O halde bunlar da, önceki şımarık kavimler gibi günah ve kötülüklerde ısrar ederlerse, dikkatli olsunlar, sahip oldukları emniyeti kaybedip öncekilerin karşılaştığı azapla karşılaşabilirler.
Yûnus Emre der ki:
“ Tutmaz olur tutan eller
Çürür şol söyleyen diller
Sevip kazandığın mallar
Vârislere kalır bir gün. ”
› Önceki helâk edilmiş topluluklar da zulüm ve ahlâksızlığa dalmışlardı. Onları son bir kez uyarmak için Allah peygamberlerini gönderdi. Fakat onlar buna kulak bile asmadılar. Aynı şey bunlar için de söz konusudur. Şimdi bunlar da büyük bir zulüm ve ahlâksızlık girdabında bulunmaktalar ve bunları uyarmak için de bir Peygamber gelmiş durumdadır. Eğer ona iman etmez, küfür ve inkârlarında ısrar ederlerse, refah ve rahatlarını korumak yerine onları tehlikeye atmış olacaklar. Ayaklarına gelen bu nimeti teptikleri takdirde, korkup durdukları yıkıma uğrayacak ve yok olacaklardır.
Yurtlarından çıkarılmaktan korkan müşriklere cevaplar devam ediyor:
Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi 58 ayeti anlamı - okunuşu
Halbuki biz, refah ve zenginlikleri yüzünden şımarıp azgınlaşan nice memleketleri helâk etmişizdir. İşte onların kaldığı evler, meskenler! Kendilerinden sonra orada pek az bir zaman oturulabilmiştir. Hepsine biz vâris olduğumuz gibi, neticede her şeye vâris olacak da yine biziz.
Mokhtasar tefsiri
Yüce Allah’ın üzerlerine olan nimetlerini inkâr eden, günah ve isyanlarda haddi aşmış ne kadar da çok şehirler vardır. Biz de üzerlerine azap gönderdik ve o azapla onları helak ettik. Onların yaşadığı yurtlar; helak olan halkının ardından az bir yolcu geçmesinin dışında içinde hiç kimsenin ikamet etmediği, izleri silinip gitmiş meskenlerdir. Göklerde, yeryüzünde ve bu ikisinin içinde bulunanlara varis/mirasçı olan mirasçılar bizlerdik.
Ali Fikri Yavuz
Biz (böyle) geçimi ile şımarıb azmış nice memleket halkını helâk ettik. İşte meskenleri, (seyahatlerinizde gördüğünüz harabeye dönmüş evleri) ki, kendilerinden sonra pek azı iskân edilmiştir!... Varis olan (bâkî kalan ve hakikî mutasarrıf bulunan) da ancak biz olduk
İngilizce - Sahih International
And how many a city have We destroyed that was insolent in its [way of] living, and those are their dwellings which have not been inhabited after them except briefly. And it is We who were the inheritors.
Kasas suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve biz, geçim bolluğuna nail olmuş ve şükretmemiş nice şehirlerin halkını helak ettik; işte pek azı müstesna, kendilerinden sonra insanlara yurt olmayan evleri ve oralara biz varis olmuşuzdur.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Biz xoş güzəranına naşükür olub qürrələnən neçə-neçə məmləkəti (məmləkət əhlini) həlak etdik. Bu onların özlərindən sonra yalnız az bir hissəsi məskun olan (bomboş, xaraba qalmış) yurdlarıdır. Onlara Biz varis olduq.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Biz, refahından şımarmış nice memleketi helak etmişizdir. İşte yerleri! Kendilerinden sonra oralarda pek az oturulabilmiştir. Onlara biz varis olmuşuzdur.
Kasas suresi (Al-Qasas) 58 ayeti arapça okunuşu
﴿وَكَمْ أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ بَطِرَتْ مَعِيشَتَهَا ۖ فَتِلْكَ مَسَاكِنُهُمْ لَمْ تُسْكَن مِّن بَعْدِهِمْ إِلَّا قَلِيلًا ۖ وَكُنَّا نَحْنُ الْوَارِثِينَ﴾
[ القصص: 58]
وكم أهلكنا من قرية بطرت معيشتها فتلك مساكنهم لم تسكن من بعدهم إلا قليلا وكنا نحن الوارثين
سورة: القصص - آية: ( 58 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 392 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Nuh dedi ki: "Rabbim! Yeryüzünde hiçbir inkarcı bırakma."
- İşte böylece Kuran'ı apaçık ayetler olarak indirdik. Allah, şüphesiz, dilediğini doğru yola eriştirir.
- Çünkü onlar, bundan önce, dünyada, nimet içinde bulunurlar iken, büyük günah işlemekte direnir dururlardı.
- Allah, cennete çağırır ve dilediğini doğru yola eriştirir.
- Sana başkaldırırlarsa: "Yaptıklarınızdan uzağım" de.
- Allah gökten su indirir, dereler onunla dolar taşar. Sel, üste çıkan köpüğü alır götürür. Süslenmek
- Allah'ın dininden başka bir din mi arzu ediyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister
- Allah, melekler ve adaleti yerine getiren ilim sahibleri, O'ndan başka tanrı olmadığına şahidlik etmişlerdir. O'ndan
- Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. "Cezanızı ben verecek değilim" de.
- Kardeşleri: "Ey Vezir! Onun yaşlanmış, kocamış bir babası vardır. Bizden birini onun yerine al. Doğrusu
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:
Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler