Enfal suresi 7. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِذْ يَعِدُكُمُ اللّٰهُ اِحْدَى الطَّٓائِفَتَيْنِ اَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ اَنَّ غَيْرَ ذَاتِ الشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُر۪يدُ اللّٰهُ اَنْ يُحِقَّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِه۪ وَيَقْطَعَ دَابِرَ الْكَافِر۪ينَۙ ﴾ [الأنفال: 7]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-iż ya’idukumu(A)llâhu ihdâ-ttâ-ifeteyni ennehâ lekum veteveddûne enne ġayra żâti-şşevketi tekûnu lekum veyurîdu(A)llâhu en yuhikka-lhakka bikelimâtihi veyakta’a dâbira-lkâfirîn(e) [Enfal: 7]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Allah bu iki taifeden birini size vadetmişti; siz, kuvvetsiz olanın size düşmesini istiyordunuz. Oysa, suçluların hoşuna gitmese de, hakkı ortaya çıkarmak ve batılı tepelemek için, Allah sözleriyle hakkı ortaya koymak ve inkarcıların kökünü kesmek istiyordu. [Enfal: 7]
Enfal Suresi 7. ayet tefsiri
Mü’minlerin savaştan sonra ganimet paylaşımındaki hoşnutsuzlukları, savaş öncesinde de söz konusu olmuştu. Şöyle ki:
Hicretin ikinci senesinde Kureyş’in büyük bir ticâret kervanı, Şam’ın Gazze pazarına gönderilmişti. Müşrikler, müslümanların hac yapmalarına mânî oldukları için, müslümanların da buna bir nevî misilleme olarak Mekkeli müşriklerin Şam ticâret yolunu kesmek isteyeceklerini biliyorlardı. Nitekim, bu sebeple Şam’dan korku içinde yola çıktılar. Ebû Süfyân, kervanda bulunan Damdam b. Amr’ı Tebük’ten çok acele olarak Mekke’ye gönderdi. ( İbn Hişâm, es-Sîre, II, 244 ) Kureyşliler alelacele hazırlandılar. Hazırlıklarını iki veya üç günde bitirdiler. Sefere bütün erkekler katıldı, katılamayanlar da yerlerine adam tutup gönderdi.
Müşriklerin sayısı dokuz yüz elli veya bin idi. Yüz veya iki yüzü atlı, yedi yüzü develiydi. Çoğu zırhlıydı. Kureyş’in bütün önde gelenleri orduya katılıp gelmişlerdi. ( Vâkıdî, I, el-Meğâzî, 31-39; Buhârî, Menâkıb 25 )
Hicretin ikinci yılı, Ramazan ayının on ikisinde Allah Resûlü ( s.a.s. ), Abdullah b. Ümmi Mektûm’u namazları kıldırmak üzere Medine’de vekil bırakarak 313 kişilik ordusuyla şehirden çıktı. ( Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 23-24; İbn Hişâm, es-Sîre, II, 250-251 )
Ebû Süfyân, müslümanların Bedr’e yöneldiklerini anlayınca kervanın yönünü çevirdi. Bedr’i solunda bırakarak sahile doğru hızla ilerledi. Ticâret kervanını kurtardığında da Kureyş ordusuna adam gönderdi ve geri dönmelerini istedi. Fakat Ebu Cehil, Kureyş ordusunun geri dönmesine mani oldu ve savaşı tercih etti.
Allah Resûlü ( s.a.s. ), gelişen siyâsî seyri adım adım tâkip ettiğinden, artık kaçınılmaz bir ölüm-kalım savaşıyla karşı karşıya olduklarını anladı ve ashâb-ı güzîni toplayıp sordu:
“ –Sizce kervanı tâkip etmek mi, yoksa Kureyş ordusunu karşılamak mı daha uygundur? ”
İşte bu soru karşısında, âyetlerde de ifade buyrulduğu üzere bir kısım müslümanlar, savaşı hoş karşılamayarak: “ Bizce düşmanı karşılamaktansa kervanı takip etmek daha iyi ” dediler. Allah Resûlü’nün mübârek yüzlerinde bir burukluk hâsıl oldu ve: “ Kervan geçip gitti, Ebu Cehil ise bize doğru geliyor ” buyurdu. Bunun üzerine sahâbe-i kirâm, Efendimiz’in tercihinin düşmanla vuruşmak olduğunu hemen anladılar. Muhâcirler adına Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer ayağa kalkıp Kureyş ordusunu karşılamaya hazır olduklarını söylediler.
Efendimiz ( s.a.s. ), Ensâr’ın da fikrini öğrenmek istedi. O zaman Ensâr’dan Mikdâd b. Esved ( r.a. ) ayağa kalkarak şu konuşmayı yaptı:
“ –Ey Allah’ın Resûlü! Bizler, yahudilerin Hz. Mûsâ’ya dediği gibi «Haydi, sen ve Rabbin birlikte gidip savaşın!» ( Mâide 5/24 ) demeyiz. Bizler, sana Akabe’de verdiğimiz söze sâdık kalarak senin sağında, solunda, önünde ve ardında düşman ile sonuna kadar çarpışmaya her an hazırız!.. ” ( Buhârî, Meğâzî 4; Tefsir 5/4 )
Hz. Mikdâd’ın ardından Sa‘d bin Muâz ( r.a. ) ayağa kalktı:
“ –Ey Allah’ın Rasûlü! Bizler sana inandık. Getirdiğin Kur’ân’ın hak olduğuna şehâdet ettik. Nasıl dilersen öyle yap! Şâyet denize dalsan, bizler de seninle beraber dalarız. Ensâr’dan bir tek kişi bile geri dönmez! ”
Bu sadâkat ve teslîmiyet dolu sözler üzerine Nebiyy-i Ekrem ( s.a.s. )’in mübârek sîmâları tebessümle doldu, hayır dua ederek şöyle buyurdu:
“ –Öyleyse, haydi Allah’ın bereketiyle yürüyün! Size müjdeler olsun ki Allah iki gruptan birinin sizin olacağını va‘detti. Vallahi ben, sanki Kureyşlilerin savaş meydanında yıkılacakları yerleri görüyor gibiyim... ” ( Müslim, Cihâd 83; Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 48-49; İbn Hişâm, es-Sîre, II, 253-254 )
7. âyette de işaret edildiği üzere va‘dedilen bu iki gruptan biri Kureyş’in bizzat kendisi, yâni onların mağlûb edilip esir alınması, diğeri de Kureyş’in Şam’dan gelen büyük kervanıdır. Fakat Cenâb-ı Hak, müslümanların kâfirlerle savaşmasını, böylece kâfirlerin kökünün kesilmesini, hakkın gâlip gelip bâtılın yok olup gitmesini istiyordu. Zaten Allah’ın yardımıyla netice de öyle tahakkuk etti:
Ömer Çelik Tefsiri
Enfal suresi 7 ayeti anlamı - okunuşu
O zaman Allah size o iki gruptan; kervan veya yaklaşmakta olan müşrik ordusundan birinin mutlaka sizin olacağını va‘dediyordu. Siz ise bunlardan kuvveti ve silahı olmayanın elinize düşmesini arzuluyordunuz. Oysa Allah, bu emir ve icraatlarıyla hakkı gerçekleştirip üstün kılmak ve kâfirlerin kökünü kesmek istiyordu.
Mokhtasar tefsiri
Ey münakaşa eden Müminler! Hani Yüce Allah, müşriklerin iki taifesinden birisi üzerinde sizlerin zafer kazanacağını vadetmişti. O iki taifeden ya ticaret mallarını taşıyan kafileyi ve mallarını ganimet olarak alacaksınız ya da savaşmak için gelen birlikle karşılaşacak, onlarla savaşıp, galip geleceksiniz. Sizler ticaret kervanını istemektesiniz. Çünkü savaş yapmadan üstünlük kurup, ele geçirmenin kolay olacağını düşünüyorsunuz. Yüce Allah ise, hakkı sizin kuvvetinizle müşriklerin kahramanlarını öldürmeniz ve onların bir çoğunu da esir almanız için savaşla ortaya koymak istiyor. Böylece İslam`ın kuvveti apaçık ortaya çıksın.
Ali Fikri Yavuz
O vakit Allah, yük kervanı ve silâhlı birlikten birini size vâd ediyordu, ki sizin olsun. Siz de, silâhı bulunmıyan kervanın size ait olmasını arzu ediyordunuz. Halbuki Allah, âyetleriyle hakkı ve İslâmı açığa vurmayı ve kâfirlerin arkasını kesmeyi diliyordu
İngilizce - Sahih International
[Remember, O believers], when Allah promised you one of the two groups - that it would be yours - and you wished that the unarmed one would be yours. But Allah intended to establish the truth by His words and to eliminate the disbelievers
Enfal suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Hani Allah, o iki bölükten birinin muhakkak sizin olacağını vaad ediyordu da siz, silahı bulunmayanların, elinize düşmesini istiyordunuz. Halbuki Allah, sözleriyle, gerçeği yerine getirmek ve kafirlerin kökünü kesmek istiyordu.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O zaman Allah sizə iki dəstədən birinin (Şamdan qayıdan karvanın və ya Məkkədən çıxıb onların köməyinə gələn Qüreyş əsgərlərinin) sizin olmasını və’d edirdi. Siz silahsız (qüvvətsiz) karvanın sizin olmasını arzu edirdiniz. Allah isə Öz sözləri (bu barədə nazil etdiyi ayə) ilə haqqı (islamı) bərqərar etmək və kafirlərin kökünü kəsmək istəyirdi.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kafirlerin ardını kesmek istiyordu.
Enfal suresi (Al-Anfal) 7 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِذْ يَعِدُكُمُ اللَّهُ إِحْدَى الطَّائِفَتَيْنِ أَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيْرَ ذَاتِ الشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُرِيدُ اللَّهُ أَن يُحِقَّ الْحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَيَقْطَعَ دَابِرَ الْكَافِرِينَ﴾
[ الأنفال: 7]
وإذ يعدكم الله إحدى الطائفتين أنها لكم وتودون أن غير ذات الشوكة تكون لكم ويريد الله أن يحق الحق بكلماته ويقطع دابر الكافرين
سورة: الأنفال - آية: ( 7 ) - جزء: ( 9 ) - صفحة: ( 177 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ama zulmedenler, kendilerine söylenmiş olan sözü başka sözle değiştirdiler. Biz de, zalimlere, yoldan çıkmalarından dolayı
- Onun, inkarcı ve ahirete kavuşmayı yalanlayan milletinin ileri gelenleri ki Biz onlara bu dünya hayatında
- Oğulları: "Ey Babamız! Suçlarımızın bağışlanmasını dile, bizler hiç şüphesiz suçluyuz" dediler.
- And olsun ki biz Nuh'u kendi milletine gönderdik; "Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım; Allah'tan
- Şüphesiz, inananlar, Yahudi olanlar, Hıristiyanlar ve Sabiilerden Allah'a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların
- Şuayb onlardan döndü de, "Ey milletim! And olsun ki, Rabbimin sözlerini size bildirdim, öğüt verdim;
- Ey inananlar! Allah'tan sakının, Peygamberine inanın ki, Allah size rahmetini iki kat versin; size ışığında
- Siz, hadi bilginiz olan şey üzerinde tartışanlarsınız. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışırsınız? Oysa
- İnkar edenler, peygamberlerine: "Ya bizim dinimize dönersiniz ya da sizi memleketimizden çıkarırız" dediler. Rableri peygamberlere:
- Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenlerin, işte onların, ahirette bir payları yoktur. Allah
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Enfal indirin:
Enfal Suresi mp3 : Enfal suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler