Ahzab suresi 73. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لِيُعَذِّبَ اللّٰهُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِك۪ينَ وَالْمُشْرِكَاتِ وَيَتُوبَ اللّٰهُ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا ﴾ [الأحزاب: 73]
ayet arapça & türkçe okunuşuLiyu’ażżiba(A)llâhu-lmunâfikîne velmunâfikâti velmuşrikîne velmuşrikâti veyetûba(A)llâhu ‘alâ-lmu/minîne velmu/minât(i)(k) vekâna(A)llâhu ġafûran rahîmâ(n) [Ahzab: 73]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bunun sonucu olarak, Allah, ikiyüzlü erkek ve kadınlara, Allah'a ortak koşan erkek ve kadınlara azap verecektir. Allah inanan erkek ve kadınların tevbelerini kabul buyuracaktır. Allah bağışlar ve merhamet eder. [Ahzab: 73]
Ahzab Suresi 73. ayet tefsiri
Burada ifade buyrulan اَلْاَمَانَةُ ( emânet ), sayısız maddi ve manevî imkânlarla donatılan ve kendisine akıl, irade, hürriyet gibi fevkalâde hususiyetler verilen insanın mesul tutulduğu “ kulluk emâneti ”dir. Bu sebeple âyetteki “ emânet ” kelimesi müfessirler tarafından daha ziyâde “ farzlar, haramlar, dinî mükellefiyetler ” olarak izah edilir. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXII, 66; Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXV, 202 ) Allah’ın emir ve yasaklarını bildiren tek vasıta ise Peygamberlere inen ilâhî kitaplardır. Bunların sonuncusu, en mükemmeli ve cihanşumûl olanı ise şüphesiz Kur’ân-ı Kerîm’dir. Dolayısıyle Kur’ân’ın itikâdî, amelî, ahlâkî, içtimâî, siyâsî, iktisâdî tüm sahalarda ihtiva ettiği hükümlerin ifası bütün âlemlere, göklere, yere ve dağlara teklif edildiği halde onlar bu sorumluluğu yerine getirememekten ve altında ezilmekten korkarak çekinmişlerdir. Netice itibariyle bu teklifin hakiki veya mecazi olması arasında bir fark yoktur. Zira Allah Teâlâ’ya göre ikisi de aynı derecede mümkündür. Ne var ki insan bunu yüklenmiştir. Dağların taşların kaldıramayacağı yükün altına insan girmiştir. Nitekim bu konuyla yakın ilgisi bulunan diğer bir ayette:
“ Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağın tepesine indirseydik, sen onu Allah korkusundan başını eğip paramparça olduğunu görürdün. Biz bu misalleri insanlara veriyoruz ki, etraflıca düşünüp gerekli dersi alsınlar ” ( Haşr 59/21 ) buyrularak o yüksek, haşmetli ve kaskatı dağların Kur’ân-ı Kerîm’in dehşetinden ve ahkâmının ağırlığından o derece müteessir olacağı, Allah’ın emirlerine saygı ile çatlayıncaya kadar itaat ve inkıyad edip secdelere kapanacağı ifade edilmiştir.
Burada yüklendiği emâneti taşıyıp taşıyamama açısından insanın “ çok zâlim ” ve “ çok câhil ” şeklindeki iki vasfına dikkat çekilmektedir. Bu iki vasıf insanın fıtratında kökleşmiş olan mezmûm iki vasıftır. Zâlim; ölçme ve değerlendirmelerinde hata etmeye, ayrıca haksızlık yapmaya çok meyyâl, sorumluluğun hakkını yerine getirmede çok zayıf kimse demektir. Câhil de gerçek bilgiden mahrum, hal ve hareketlerinde hep nefsine yenik düşen anlamındadır. İnsan ancak sözkonusu iki kötü vasfını iyiye çevirdiği ölçüde yüklendiği bu ağır emâneti taşıma güç ve istidâdı elde edecektir. Buna göre, zulmün zıddı “ adâlet ”tir. Adâlet, aynı zamanda amel-i sâlih mânasında kullanıldığından, zulme düşmemek için bolca sâlih amel işlemeye gayret etmek gerekmektedir. Nitekim, Asr sûresinde insanın hüsrandan kurtulması için sâlih amel sahibi olmasının zarûretinden bahsedilir. Cehâletin zıddı ise “ ilim ”dir. İlmin de zâhirî ve bâtınî olmak üzere iki yönü vardır. İmâm Gazâlî ( k.s. ), “ Peygamber vârisi olan gerçek âlimler, zâhirî ve bâtınî ilimleri birlikte öğrenip hazmeden âlimlerdir ” diyerek hakiki ilmin bu iki çeşit ilmi tahsil etmeye bağlı olduğunu söyler.
Cenâb-ı Hak diğer bir âyet-i kerîmede şöyle buyurur:
“ Şimdi düşünün, bu cehennemlik kimse mi daha iyidir; yoksa gece saatlerinde secde ederek ve ayakta durarak ibâdet eden, âhiret azabından sakınan ve Rabbinin rahmetini uman tertemiz bir mü’min mi? De ki: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak gerçek akıl ve idrak sahipleri düşünüp ders çıkarırlar. ” ( Zümer 39/ 9 )
Hâsılı insan, ancak kuvvetli bir imanla birlikte sâlih ameller işleyip zâhirî ve bâtınî ilmini irfâna dönüştürebildiği nisbette “ zalûm ” ve “ cehûl ” sıfatlarından kurtulabilecektir. Mânevî hastalıklarını tedâvî için ilmî sermâyenin yanında kalbî sermâyeyi de tedârik ederek, böylece dağların taşıyamadığı o büyük emâneti taşımaya peyderpey liyakat kazanacaktır. Böylece insan yüklendiği emâneti iyi koruyup hakkını verdiği nispette mahlukatın en şereflisi olma mevkiine yükselecektir. İşte bunlar gerçek mü’minler olup, Allah onların tevbelerini kabul buyuracak, onları her türlü iyilikte muvaffak kılacak ve onarlı engin rahmetiyle sarıp sarmalayacaktır. Buna karşılık eğer emânetin hakkını veremez, sermayeyi kötüye kullanır, nefis ve şeytana uyarsa aşağıların aşağısına yuvarlanacaktır. Bunlar da erkeğiyle kadınıyla munâfık ve müşriklerdir ki, neticede ilâhî azaba uğrayacaklardır.
Bu sûre netice itibariyle Allah’a ve Rasûlü’ne itaat edip, gerçek bir iman ve amel-i sâlihle kulluk emânetini yerine getirenlerin en büyük feyze erip Cenâb-ı Hakk’ın cemaline kavuşacaklarını müjdeler. Şüphesiz bu da en büyük nimet ve pek büyük bir mazhariyettir. Bu nimetler elbette Allah Teâlâ’ya dâimî bir hamdi ve sürekli bir şükrü gerekli kılmaktadır. Bu bakımdan şimdi gelen Sebe’ sûresinin “ Elhamdülillâh ” diye başlaması pek münâsip düşmektedir:Ömer Çelik Tefsiri
Ahzab suresi 73 ayeti anlamı - okunuşu
Bunun içindir ki Allah, emânete hiyânet eden münafık erkek ve münafık kadınlarla müşrik erkek ve müşrik kadınlara hak ettikleri cezayı verecek; emâneti hakkiyle taşıyan mü’min erkek ve mü’min kadınların ise tevbesini kabul buyurup onlara husûsî rahmetiyle muâmele edecektir. Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Yüce Allah`ın bir takdiri olarak bu emaneti insan yüklendi. Bu; Allah`ın erkeklerden ve kadınlardan münafık ve müşrik olanları, nifakları ve Allah`a ortak koşmaları sebebi ile azaba çarptırması ve emanet sorumluluğunu güzelce yüklenen Mümin erkek ve kadınların tövbelerini kabul etmesi içindir. Allah, günahlarından tövbe eden kullarını çok bağışlayan ve onlara çok merhamet edendir.
Ali Fikri Yavuz
Çünkü Allah, (emanete hiyanet eden) münafıkların erkeğine ve dişisine, müşriklerin de erkeğine ve dişisine azab edecek. (Emanetin hakkını vermeye çalışan) erkek ve dişi müminlerin de tevbelerini kabul edecektir. Allah Gafûr’dur= tevbe edenleri bağışlar, Rahîm’dir= müminlere çok merhametlidir
İngilizce - Sahih International
[It was] so that Allah may punish the hypocrite men and hypocrite women and the men and women who associate others with Him and that Allah may accept repentance from the believing men and believing women. And ever is Allah Forgiving and Merciful.
Ahzab suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Emanete hıyanet etmeleri yüzünden Allah, münafık erkeklerle münafık kadınları ve şirk koşan erkeklerle şirk koşan kadınları azaplandıracak, hıyanette bulunmayan inanmış erkeklerle inanmış kadınlara da tövbe nasip edecektir ve Allah, suçları örter, rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Allah münafiq kişiləri və qadınları, müşrik kişiləri və qadınları əzaba uğratsın, mö’min kişilərin və qadınların da tövbələrini qəbul buyursun deyə (əmanəti öz razılığı ilə Adəm övladına tapşırdı). Allah (mö’minləri) bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Allah bu emaneti insana vermek suretiyle), münafık erkeklere ve münafık kadınlara, müşrik erkeklere ve müşrik kadınlara azap edecek, inanan erkeklerin ve inanan kadınların da tevbesini kabul buyuracaktır. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
Ahzab suresi (Al-Ahzab) 73 ayeti arapça okunuşu
﴿لِّيُعَذِّبَ اللَّهُ الْمُنَافِقِينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِكِينَ وَالْمُشْرِكَاتِ وَيَتُوبَ اللَّهُ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ۗ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا﴾
[ الأحزاب: 73]
ليعذب الله المنافقين والمنافقات والمشركين والمشركات ويتوب الله على المؤمنين والمؤمنات وكان الله غفورا رحيما
سورة: الأحزاب - آية: ( 73 ) - جزء: ( 22 ) - صفحة: ( 427 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "İçimizde, kendini Allah'a vermiş olanlar da, yazık edenler de vardır. Kendini Allah'a veren kimseler, işte
- Çevresindekiler: "Allah'a yemin ederiz ki sen, hala eski şaşkınlığındasın" dediler.
- Allah: "Orası onlara kırk yıl haram kılındı; yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşacaklar. Sen, yoldan çıkmış millet
- Malı pek çok seviyorsunuz.
- Musa, korku içinde çevresini gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalim milletten kurtar" dedi.
- Onlardan önce nice nesilleri yok ettik ki, onlar varlıkça ve gösterişçe bunlardan daha üstündüler.
- Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler.
- İşte Rableri hakkında tartışmaya giren iki taraf: O'nu inkar edenlere, ateşten elbiseler kesilmiştir, başlarına da
- O görülmeyeni mi biliyor, yoksa Rahman katından bir söz mü almıştır?
- Sağlam söz verdikten sonra Allah'ın ahdini bozanlar ve Allah'ın birleştirilmesini emrettiğini ayıranlar ve yeryüzünde bozgunculuk
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahzab indirin:
Ahzab Suresi mp3 : Ahzab suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler