Ali İmran suresi 8. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ اِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِنْ لَدُنْكَ رَحْمَةًۚ اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ ﴾ [آل عمران: 8]
ayet arapça & türkçe okunuşuRabbenâ lâ tuziġ kulûbenâ ba’de iż hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahme(ten)(c) inneke ente-lvehhâb(u) [Ali İmran: 8]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın. [Ali İmran: 8]
Ali İmran Suresi 8. ayet tefsiri
Mutlak irade ve kudret sahibi olan şüphesiz Cenâb-ı Hak’tır. Dilediğine mülkü verir, dilediğinden mülkü alır. Dilediğini izzete eriştirir, istediğini zillete düşürür. Hidâyet ve dalâlet de O’nun iradesine bağlıdır. Dilediğine rahmet eder, kalbine katından rahmet bahşeder, istediğine gazab eder. Bu sebeple Peygamberler ve onların izini takip eden âlimler, O’nun sonsuz ihsan edici olduğuna inandıklarından hep Allah’a niyâz hâlinde olmuşlardır. O’ndan hidâyet ve rahmet talep etmişler, azabından yine O’na sığınmışlardır.
Allah Resûlü ( s.a.s. ): “ Hiçbir kalp yoktur ki Rahmân’ın iki kudret parmağı arasında bulunmasın. Onu doğru tutmak istediğinde doğru tutar, dilediği zaman da eğriltir ” buyurmuş ve devamlı olarak: “ Ey kalpleri sâbit kılan Allahım! Kalplerimizi dînin üzere sâbit kıl ” diye dua etmiştir. ( İbn Mâce, Mukaddime 13 ) Müslim rivayetine göre ise Efendimiz: “ Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Bizim kalplerimizi taatin üzere sâbit kıl ” diye dua etmiştir. ( Müslim, Kader 17 )
Yine Peygamber Efendimiz ( s.a.s. ) kalple alâkalı mânevî durumların hassasiyetine dikkat çekmek üzere:
“ Kalb, boş bir arazide duran ve rüzgarın kendisini sağa sola evirip çevirdiği kuş tüyüne benzer ” buyurmuştur. ( İbn Mâce, Mukaddime 10 )
Sirri Sakatî ( k.s. ) der ki:
“ Kalpler üç türlüdür. Şöyle ki:
- Bir kalp vardır dağa benzer. Böyle bir kalbi, hiçbir şey yerinden sökemez, kaydıramaz.
- Bazı kalpler hurma ağacı gibidir. Böyle bir kalbin kökü olduğu yere çakılıdır. Rüzgâr onu biraz eğer; fakat bu eğilme önemli değildir.
- Bazı kalpler ise kuş kanadı gibidir. Böyle bir kalbi esn rüzgâr sağa sola kaydırır. ” (el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 185.
Anlaşılan o ki kulun selamete erip selamette kalabilmesi için kalbi korumak, onu sürekli iman ve hidâyet üzere bulundurmak zarureti vardır. Çünkü bunu başaramayıp küfre düşenleri çok feci bir akıbet beklemektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 8 ayeti anlamı - okunuşu
“Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, bize tarafından bir rahmet bağışla! Çünkü bağışı pek bol olan yalnız sensin!”
Mokhtasar tefsiri
Bu ilimde derinleşmiş olan akıl sahipleri şöyle derler: Rabbimiz bizi doğru yola ilettikten ve sapmış olan kimselerin meylettiği şeylerden selamette kıldıktan sonra kalplerimizi meylettirerek haktan saptırma! Bize, kendisi ile kalplerimizin hidayet bulacağı o geniş rahmetinden ver ve bizi bu hidayet ile sapmaktan muhafaza eyle! Muhakkak ki sen çok veren ve çokça bağışlayansın.
Ali Fikri Yavuz
Rabbimiz! Bize hidayet verdikten sonra kalblerimizi saptırma; katından bize bir rahmet ihsan et! Şüphesiz ki sen, çok çok bağışlayansın
İngilizce - Sahih International
[Who say], "Our Lord, let not our hearts deviate after You have guided us and grant us from Yourself mercy. Indeed, You are the Bestower.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Rabbimiz, bizi doğru yola sevk ettikten sonra kalplerimizi saptırma ve kendi katından bize rahmet bağışla, şüphe yok ki sen, fazlasıyla bağışlayansın.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Ey Rəbbimiz! Bizi doğru yola yönəltdikdən sonra ürəklərimizə şəkk-şübhə (azğınlıq, əyrilik) salma! Bizə Öz tərəfindən bir mərhəmət bəxş et, çünki Sən, həqiqətən, (bəndələrinə mərhəmət, ne’mət) bəxş edənsən!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Onlar şöyle yakarırlar:) Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet bağışla. Lütfu en bol olan sensin.
Ali İmran suresi (Al Imran) 8 ayeti arapça okunuşu
﴿رَبَّنَا لَا تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً ۚ إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ﴾
[ آل عمران: 8]
ربنا لا تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا وهب لنا من لدنك رحمة إنك أنت الوهاب
سورة: آل عمران - آية: ( 8 ) - جزء: ( 3 ) - صفحة: ( 50 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı.
- Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara
- "Doğru sözlü iseniz bildirin bu azap sözü ne zamandır?" derler.
- Kitap ehlinden inkarcı olanları ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O'dur. Oysa ey inananlar! Çıkacaklarını sanmamıştınız, onlar
- And olsun ki Biz Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve erkanına göndermiştik, "Şüphesiz ben, Alemlerin Rabbinin elçisiyim"
- Peygamberlerden söz almıştık. Senden, Nuh'dan, İbrahim'den, Musa'dan, Meryem oğlu İsa'dan sağlam bir söz almışızdır.
- Meryem oğlu İsa: "Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan, benden sonra
- Yarıştıkça yarışan ve işleri yöneten meleklere and olsun
- De ki: "Allah'ın azabı size gece veya gündüz gelirse, ne yaparsınız? Suçlular neye bunda acele
- Orada apaçık deliller vardır, İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse, güvenlik içinde olur; oraya yol
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler