Ali İmran suresi 89. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِلَّا الَّذ۪ينَ تَابُوا مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ وَاَصْلَحُوا فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴾ [آل عمران: 89]
ayet arapça & türkçe okunuşuİllâ-lleżîne tâbû min ba’di żâlike veaslehû fe-inna(A)llâhe ġafûrun rahîm(un) [Ali İmran: 89]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ancak bunun ardından tevbe edip düzelenler müstesnadır. Doğrusu Allah bağışlar ve merhamet eder. [Ali İmran: 89]
Ali İmran Suresi 89. ayet tefsiri
Bu âyetler, önceleri iman edip sonra dinden dönerek Mekkelilere sığınan ve onlarla birlikte Fahr-i Kâinat ( s.a.s. )’in başına zamanın belâ ve musîbetlerinin gelmesini bekleyen on kişilik bir grup hakkında inmiştir. Bunlar arasında tevbe edenler olduğu için “ bundan sonra tevbe edenler… ” ( Âl-i İmrân 3/89 ) istisnâsı yapılmıştır. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 111 ) Yine bu âyetlerin Ehl-i kitap, özellikle de yahudi Kurayza ve Nadîr oğulları hakkında nâzil olduğu söylenmektedir. Onlar, peygamber olarak gönderilmeden önce Hz. Muhammed’e inanıp peygamberliğine şehadette bulunuyorlardı. Fakat peygamber olarak gönderilip, kendilerine apaçık delil ve mûcizeler getirince, sırf haset ve kıskançlıklarından dolayı ona inanmamışlardır. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, VIII, 111 ) Bu hususta gelen rivayetler değerlendirildiği zaman, bu âyetlerin irtidad edip de sonra tekrar İslâm’a dönmek isteyen herkese ve bu arada Ehl-i kitaba da şâmil olduğunu söylemek doğruya en yakın olandır. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, III, 462 )
Bu âyet-i kerîmelerde, kendilerine Allah’ın hidâyet kapılarını tamamen kapatan nasipsizlerin üç mühim özelliği sayılıp sonra bunlara takdir edilen cezanın büyüklüğü gözler önüne serilmektedir. Söz konusu üç özellik şunlardır:
› Önce iman edip sonra tekrar inkâra saplanmak,
› Gelen peygamberin gerçekten peygamber olduğunu kabul edip buna gönülden şehâdette bulunduktan sonra inkâr etmek,
› Kendilerine apaçık deliller ve mûcizeler geldikten sonra inkâr etmek.
Böyle bir inkâr, ilâhî gerçeklere karşı bilerek cephe almak, inat ve ısrarla onları yok saymak demek olduğundan buna takdir edilecek cezanın da o nispette büyük olmasını gerektirmiştir. Bunların cezası Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğramaları, bu lânet içinde veya bunun tabii neticesi olan cehennem içinde ebedi olarak kalmaları, azaplarının hiçbir zaman hafifletilmemesi ve cezalarının vaktinden başka bir vakte geciktirilmemesidir. Ancak sonsuz merhamet sahibi olan Yüce Mevlâmız, günahkâr kullarına tekrar bir umut kapısı aralamakta ve tevbe edip amel-i sâlih işleyerek hallerini düzeltenlere af ve merhametini müjdelemektedir. Küfürde ısrar edenleri ise şöyle ikaz buyurmaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Ali İmran suresi 89 ayeti anlamı - okunuşu
Ancak bundan sonra tevbe edip hallerini düzeltenler müstesnâdır. Çünkü Allah, çok bağışlayıcı ve engin merhamet sahibidir.
Mokhtasar tefsiri
Ancak küfürlerinden ve zulümlerinden sonra Allah`a dönenler ve amellerini düzeltenler var ya, işte onlar müstesnadır. Muhakkak ki Allah, kullarından tövbe eden kimseleri bağışlar ve onlara merhamet eder.
Ali Fikri Yavuz
Ancak onun arkasından tevbe edip hallerini düzeltenler başka. Çünkü Allah, hakikaten günahları bağışlayan, çok esirgeyendir
İngilizce - Sahih International
Except for those who repent after that and correct themselves. For indeed, Allah is Forgiving and Merciful.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ancak bundan sonra tövbe edenler ve düzgün bir hale gelenler müstesna. Çünkü Allah, suçları örter ve rahimdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yalnız bundan sonra tövbə edərək düzələn şəxslər (bağışlanarlar). Şübhəsiz ki, Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ancak, bundan sonra tevbe edip yola gelenler başka. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve merhametlidir.
Ali İmran suresi (Al Imran) 89 ayeti arapça okunuşu
﴿إِلَّا الَّذِينَ تَابُوا مِن بَعْدِ ذَٰلِكَ وَأَصْلَحُوا فَإِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ﴾
[ آل عمران: 89]
إلا الذين تابوا من بعد ذلك وأصلحوا فإن الله غفور رحيم
سورة: آل عمران - آية: ( 89 ) - جزء: ( 3 ) - صفحة: ( 61 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin."
- Allah: "Sen bilinen güne kadar erteye bırakılanlardansın" dedi.
- Eğer dileseydik, size bedel yeryüzünde sizin yerinizi tutacak melekler var ederdik.
- Kişinin canı boğaza dayanınca ve siz o zaman bakıp kalırken, Biz o kişiye sizden daha
- Kendilerine edilen yasakları aşınca, onlara: "Aşağılık birer maymun olun" dedik.
- Sonunda, kendilerine söz verileni gördükleri zaman, kimin yardımcısının daha güçsüz ve sayısının daha az olduğunu
- Ateş onların yüzlerini yalar, dişleri sırıtıp kalır.
- Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
- Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: "İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkar edin ki,
- Ey İnananlar! Allah için adaleti ayakta tutup gözeten şahidler olun. Bir topluluğa olan öfkeniz sizi
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler