Hud suresi 94. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَمَّا جَٓاءَ اَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِنَّا وَاَخَذَتِ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دِيَارِهِمْ جَاثِم۪ينَۙ ﴾ [هود: 94]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelemmâ câe emrunâ necceynâ şu’ayben velleżîne âmenû me’ahu birahmetin minnâ veeḣażeti-lleżîne zalemû-ssayhatu feasbehû fî diyârihim câśimîn(e) [Hud: 94]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Buyruğumuz gelince, Şuayb'ı ve beraberindeki inananları katımızdan bir rahmet olarak kurtardık. Haksızlık yapanları bir çığlık yakaladı, oldukları yerde diz üstü çöküverdiler. [Hud: 94]
Hud Suresi 94. ayet tefsiri
Nihâyet ilâhî azap gelip çattı. Medyen halkı müthiş bir çığlık ile zelzeleye yakalandılar. Çünkü A‘râf sûresi 91. âyette “ onları zelzele yakaladı ” buyrulmaktadır. Demek ki Medyen halkı da, Semûd kavmi gibi korkunç bir ses ve zelzele ile helak edilmişlerdir. Cenâb-ı Hak, Hz. Şuayb ve ona iman edenleri ise rahmetiyle kurtarmıştır.
Şuayb ( a.s. ), kavmiyle güzel konuştuğu, onlara son derece güzel cevaplar verdiği için “ Hatîbü’l-Enbiyâ: Peygamberlerin Hatîbi ” ünvanıyla meşhur olmuştur. Çok ağlardı. O derecede ki nihâyet gözlerini kaybetti. Fakat Allah daha sonra gözlerini geri verip şöyle buyurdu:
“ - Bu ağlama cennete duyduğun şevkten mi yoksa cehennemden korktuğundan mı ileri geliyor? ”
Şuayb şöyle dedi:
“ - Rabbim, sen biliyorsun ki ne cennet arzusuyla ne de cehennem korkusuyla ağlıyorum. Seni sevdiğime tüm kalbimle inanıyorum. Sana nazar ettiğim zaman bana ne yapıp yapmayacağına hiç aldırmam. ”
Bunun üzerine Allah Teâlâ ona şöyle vahyetti:
“ - Ey Şuayb! O halde, bana kavuşmak sana helâl olsun. Ey Şuayb, bu hâlin sebebiyle kelimim Mûsâ b. İmrân’ı sana hizmetçi kılıyorum. ” ( Bursevî, Rûhu’l-Beyân, IV, 235 )
Medyen halkının helâkinden sonra aradan yıllar geçti. Zamanla inkârcılık yeniden ortaya çıktı. İşte insanlık tarihinin bir başka ibret verici sayfası:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 94 ayeti anlamı - okunuşu
Nihâyet helâk emrimiz gelince, Şuayb’ı ve beraberindeki mü’minleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses yakaladı da, hiçbir kurtuluş zaman ve imkânı bulamadan oldukları yerde yüzüstü yığılıp kaldılar.
Mokhtasar tefsiri
Şuayb -aleyhisselam-`ın kavmini helak edeceğimize dair emrimiz gelince, Şuayb`ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O`nun kavminden zulmedenlere ise helak edici korkunç bir gürültü (ses) isabet etti ve öldüler. Yüzüstü düşüp kaldılar ve yüzleri toprağa yapıştı.
Ali Fikri Yavuz
Azab emrimiz gelince, Şuayb’ı ve beraberinde iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. O zulmedenleri ise, korkunç bir gürültü yakaladı da yurdlarında çöküp helâk oldular
İngilizce - Sahih International
And when Our command came, We saved Shu'ayb and those who believed with him, by mercy from Us. And the shriek seized those who had wronged, and they became within their homes [corpses] fallen prone
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Emrimiz gelince Şuayb'i ve onunla beraber inanmış olanları, bizden bir rahmet olarak kurtardık, zulmedenleriyse bir bağırış kavrayıverdi ve hepsi de yurtlarında diz çökmüş bir halde helak oluverdi.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Şüeyb tayfasının məhvi barəsində) əmriniz gəldikdə Özümüzdən bir mərhəmət olmaqla, Şüeybi və onunla birlikdə iman gətirənləri xilas etdik. O zülm edənləri isə, dəhşətli (tükürpədici) bir səs bürüdü və onlar öz evlərində diz üstə çöküb qaldılar (bir göz qırpımında məhv oldular).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Emrimiz gelince, Şuayb'ı ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık; zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Hud suresi (Hud) 94 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَمَّا جَاءَ أَمْرُنَا نَجَّيْنَا شُعَيْبًا وَالَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ بِرَحْمَةٍ مِّنَّا وَأَخَذَتِ الَّذِينَ ظَلَمُوا الصَّيْحَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دِيَارِهِمْ جَاثِمِينَ﴾
[ هود: 94]
ولما جاء أمرنا نجينا شعيبا والذين آمنوا معه برحمة منا وأخذت الذين ظلموا الصيحة فأصبحوا في ديارهم جاثمين
سورة: هود - آية: ( 94 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 232 )| English | Türkçe | Indonesia |
| Русский | Français | فارسی |
| تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ayetlerimiz onlara okunduğu zaman, "İşittik, işittik! İstesek biz de aynını söyleyebiliriz; bu sadece eskilerin masallarıdır"
- Eğer ölen o kişi, gözdelerden ise, rahatlık, hoşluk ve nimet cenneti onundur.
- And olsun ki, Musa'ya kitap verdik, ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya belgeler
- And olsun ki, onların hayata diğer insanlardan ve hatta Allah'a eş koşanlardan da daha düşkün
- Göklerde olanları, yerde olanları, hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler
- Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk
- Zulmedenlerin, o gün mazeretleri fayda vermez; artık kendilerinden Allah'ı hoşnut edecek şeyleri yapmaları da istenmez.
- Her ikisine de, apaçık anlaşılan bir Kitap vermiştik.
- Zekeriya bunun üzerine mabedden çıkıp milletine: "Sabah akşam Allah'ı tesbih edin" diye işarette bulundu.
- Doğrusu Allah, Kendini bırakıp da yalvardıkları şeyi bilir. O güçlüdür, Hakim'dir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler




