Lokman suresi 13. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِذْ قَالَ لُقْمٰنُ لِابْنِه۪ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللّٰهِۜ اِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظ۪يمٌ ﴾ [لقمان: 13]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-iż kâle lukmânu libnihi vehuve ya’izuhu yâ buneyye lâ tuşrik bi(A)llâh(i)(s) inne-şşirke lezulmun ‘azîm(un) [Lokman: 13]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Lokman, oğluna öğüt vererek: "Ey oğulcuğum! Allah'a eş koşma, doğrusu eş koşmak büyük zulümdür" demişti. [Lokman: 13]
Lokman Suresi 13. ayet tefsiri
Lokmân ( a.s. )’ın peygamber olup olmadığı tartışılsa da büyük bir velî ve hakîmlerin pîri olduğu kesindir. Bu sebeple “ Lokmân Hakîm ” lâkabıyla meşhurdur. Cenâb-ı Hak kendisine “ hikmet ” vermiştir. Allah Teâlâ, Lokmân ( a.s. )’ı numûne göstererek, bir babanın evlâdına nasıl örnek olması ve onları nasıl bir İslâmî terbiye ile yetiştirmesi lâzım geldiğini beyân eder.
Hikmet; insanın nazarî ilimleri en güzel şekilde öğrenip onların gereklerini yerine getirmesi, böylece üstün ve güzel fiilleri, gücü nispetinde meleke kazanarak kemale erdirmesidir.
Hikmet; illet ve sebeplerini bilerek, gâyeye ulaştıracak şekilde ameli ilme, ilmi amele uydurmaktır.
Hikmet; gerçek Hakîm olan Allah Teâlâ’nın hükmüne boyun eğmek, nefsin istediğine değil de Hakk’ın istediğine uymak, nefsi tanıyıp dizginlerini ele alarak ölçülü davranmak ve hükmüne karşı koymanın imkânsız olduğunu bildiğimiz Allah’a karşı asla isyan etmemektir. Bu sebeple âyet-i kerîmede:
“ Kime hikmet verilmişse, ona gerçekten pek çok hayır verilmiştir ” ( Bakara 2/269 ) buyrulur.
Lokmân Hakîm’e verilen hikmetlerden bir misâl şöyledir:
Bir gün Dâvûd ( a.s. ), Lokmân Hakîm’den bir koyun kesip en iyi yerinden iki parça getirmesini istedi. Lokmân Hakîm de ona, kestiği hayvanın dilini ve yüreğini getirdi. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Hz. Dâvûd, bu defâ hayvanın en kötü yerinden iki parça et getirmesini taleb etti. Lokmân Hakîm, yine koyunun dil ve yüreğini getirdi. Dâvûd ( a.s. ), ona bunun sebebini sorunca da şöyle dedi:
“ –Bu iki şey iyi olursa, bunlardan daha iyisi olmaz. Yine bu iki şey kötü olursa, bunlardan daha kötüsü olmaz!.. ” ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXI, 82 )
İmâm Mâlik şöyle anlatır:
“ Bana ulaşan bilgiye göre Lokmân Hakîm’e:
«–Sende gördüğümüz bu meziyetin mâhiyeti nedir?» diye sormuşlar, bununla onun faziletlerini kastetmişlerdi. O da şu cevâbı verdi:
«−Doğru sözlülük, emâneti yerine getirmek, beni ilgilendirmeyen şeyi terk etmek ve ahde vefâ göstermek.» ” ( Muvattâ, Kelâm 17 )
Hikmet sahibi kişiye lâzım gelen, hem ilim hem de amel bakımından bunun şükrünü îfâ etmektir. Bu yüzden hikmetin verilmesi mukâbilinde “ Allah’a şükret! ” buyrulur. Bu şükrün ilmî yönü, önce o hikmetin Allah Teâlâ’nın bir ihsânı olduğunu bilerek, Allah’ı şirkten pak ve uzak tutmaktır. Amelî yönü ise her türlü söz, fiil ve davranışlarda kendi nefsânî arzularını değil, Allah’ın emrini ve rızâsını gözetmektir. İşte bu sebeple, Lokmân ( a.s. )’ın oğluna nasihati vesile kılınarak Allah’a şirk koşmak en büyük zulüm sayılıp kesinlikle yasaklanmış, sonra da sâlih amellerin başında gelen Allah’a kulluk ve ana babaya iyilik emredilmiştir.
“ Zulüm ”; bir şeyi olması gereken yere koymamak, bir kimseyi hakkından mahrum etmek ve adâletsizce davranmaktır. Buna göre en büyük zulüm, şirk yâni tek olan Allah’a zâtında, sıfatlarında, yetki ve hükümlerinde ortak koşmaktır. Çünkü:
İnsan kendisini yaratan ve her türlü rızkını, nimetini veren Allah’a karşı, bu hususlarda hiçbir katkısı bulunmayan varlıkları ortak koşmaktadır. Bundan daha büyük bir haksızlık ve adâletsizlik olamaz.
Yine insanın yalnızca Allah’a kulluk etmesi, tek Yaratıcı olan Cenâb-ı Hakk’ın insan üzerindeki hakkıdır. Fakat şirke düşen, başkalarına tapmakla Allah’ın bu hakkını çiğnemekte ve büyük bir haksızlık yapmaktadır. Dahası ötesi, insan Allah’tan başkasına taparken yaptığı her işte, kendi fizikî, aklî ve rûhî imkânlarından tutun, yer ve göklerdeki bir çok şeyi bu yolda seferber eder. Halbuki seferber ettiği bütün imkânlar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır ve insanın Allah’tan başkasına kulluk ederek onlardan hiçbirini sarf etmeye hakkı yoktur.
Ayrıca insanın kendi üzerinde koruması gereken bir hakkı vardır. Bu hak, mükerrem kılındığının farkında olarak kendisini alçaltmamak, layık olmadığı mecrâlara sürüklememek ve onu cezaya müstahak hale getirmemektir. Ancak, şu bir gerçek ki, Allah’tan başkasına tapan kişi netice itibariyle büyük bir cezaya müstahak olduğu gibi kendisini de alçaltmakta, insanlık şeref ve haysiyetini sıfırlamaktadır. Girdiği bu yanlış yol sebebiyle şirk belâsına bulaşan kişinin bütün hayatı, her yönüyle ve tüm anlarıyla zulüm haline gelir. Hatta onun aldığı her nefes bir adâletsizlik ve zulmün ifadesi keyfiyetindedir. ( bk. Mevdûdî, Tefhîmu’l-Kur’ân, IV, 295 )
Şirkten arınıp tevhide ulaşma sorumluluğundan sonra ikinci talimat ana-babaya iyilik olarak belirlenmektedir:Ömer Çelik Tefsiri
Lokman suresi 13 ayeti anlamı - okunuşu
Lokmân oğluna nasihat ederek dedi ki: “Evlâdım! Allah’a ortak koşma. Çünkü şirk, gerçekten çok büyük bir zulümdür!”
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul!- Hani Lokman`ın oğluna, hayırda teşvik ederken ve şerden sakındırırken söylediklerini hatırla! "Ey Yavrucuğum! Allah ile birlikte başkasına ibadet etme. Allah ile başkasına yapılan ibadet büyük bir zulümdür. Kişinin işlediği en büyük günahtır. Zira bu günah ebedî olarak cehennemde kalmaya götürür."
Ali Fikri Yavuz
Bir vakit Lokmân, oğluna öğüd vererek şöyle demişti: “Yavrum, Allah’a ortak koşma; çünkü Allah’a ortak koşmak (şirk) çok büyük bir zulümdür.”
İngilizce - Sahih International
And [mention, O Muhammad], when Luqman said to his son while he was instructing him, "O my son, do not associate [anything] with Allah. Indeed, association [with him] is great injustice."
Lokman suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
An o zamanı ki hani Lokman, oğluna öğüt verirken oğulcağızım demişti, Allah'a şirk koşma; şüphe yok ki şirk, elbette pek büyük bir zulümdür.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum!) Yadında olsun ki, bir zaman Loğman öz oğluna nəsihət edərək belə demişdi: “Oğlum! Allaha şərik qoşma. Doğrudan da, Allaha şərik qoşmaq böyük zülmdür! (Ağır günahdır!)”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Lokman, oğluna öğüt vererek: Yavrucuğum! Allah'a ortak koşma! Doğrusu şirk, büyük bir zulümdür, demişti.
Lokman suresi (Luqman) 13 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِذْ قَالَ لُقْمَانُ لِابْنِهِ وَهُوَ يَعِظُهُ يَا بُنَيَّ لَا تُشْرِكْ بِاللَّهِ ۖ إِنَّ الشِّرْكَ لَظُلْمٌ عَظِيمٌ﴾
[ لقمان: 13]
وإذ قال لقمان لابنه وهو يعظه يابني لا تشرك بالله إن الشرك لظلم عظيم
سورة: لقمان - آية: ( 13 ) - جزء: ( 21 ) - صفحة: ( 412 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- O da şöyle söyledi: "Ey Milletim! Şüphesiz ben, size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım."
- Ey inananlar! Zannın çoğundan sakının, zira zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin suçunu araştırmayın; kimse kimseyi
- Öyleyse sakın öksüze kötü muamele etme;
- İbrahim'e İshak'ı ve Yakub'u bahşettik. Soyundan gelenlere Kitap ve peygamberlik verdik. Onu dünyada mükafatlandırdık; doğrusu
- Yakup: "Sizi nefsiniz bir iş yapmaya sürükledi, artık bana güzelce sabır gerekir; belki Allah hepsini
- Allah'ı gereği gibi değerlendiremediler. Doğrusu Allah kuvvetlidir, güçlüdür.
- And olsun ki, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan: "Allah" derler. Öyleyken nasıl da aldatılıp döndürülüyorlar?
- Allah'ın, hoş bir sözü; kökü sağlam, dalları göğe doğru olan, Rabbinin izniyle her zaman meyve
- Allah, dilediğine ve hoşnut olduğuna izin vermedikçe, göklerde bulunan nice meleklerin şefaati bir şeye yaramaz.
- Orada hurmalıklar ve üzüm bağları var ederiz, aralarında pınarlar fışkırtırız.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Lokman indirin:
Lokman Suresi mp3 : Lokman suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler