Müminun suresi 96. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِدْفَعْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ السَّيِّئَةَۜ نَحْنُ اَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ ﴾ [المؤمنون: 96]
ayet arapça & türkçe okunuşuİdfa’ billetî hiye ahsenu-sseyyi-e(te)(c) nahnu a’lemu bimâ yasifûn(e) [Müminun: 96]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Kötülüğü en iyi ile sav. Onların vasıflandırmalarını Biz daha iyi biliriz. [Müminun: 96]
Müminun Suresi 96. ayet tefsiri
Allah Resûlü ( s.a.s. ), küfür ve şirkten bir türlü vazgeçmeyen kavminin başına bir azap inecek olursa, Yüce Allah’ın kendisini o zalimler arasında bırakmayacağını elbette biliyordu. Çünkü Cenâb-ı Hakk’ın peygamberlerine, onlara yardım edeceğine ve onları kurtaracağına dair teminatı vardı. ( bk. Sâffât 37/171-173; Mü’min 40/51 ) Bununla birlikte, mükâfatının artması, her an Rabbini hatırında tutması ve kıyamete kadar gelecek bütün mü’minlere örnek olması için ona böyle dua etmesi emredilmiştir. Herkes Allah’ın azabından korkmalı, gelmemesi için Allah’a dua etmeli, hatta azaba uğramaktan korkarak yaptığı hataları terk etmelidir. Allah dostlarından Zünnûn Mısrî, zaman zaman Mısır’ın dışına çıkar, “ Ya Rabbi! Benim işlediğim günahlar sebebiyle insanlara azap etme! ” diye dua ederdi. Çünkü azap geldiğinde yalnız günahkârları helak etmekle kalmaz, dindarları da içine alabilir. Bu bakımdan şerli, günahkâr ve kötü bir toplum içinde yaşamak zorunda olanlar, her zaman dua ve yakarış hâlinde Allah’a sığınmalıdırlar.
Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle dua ederdi:
“ Allahım! Bir toplumu fitneye düşürmek istediğinde, bu belaya uğramadan benim canımı al! ” ( Tirmizî, Tefsir 38/4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 66 )
Bununla birlikte Cenâb-ı Hak, imansızları her an helak edecek güç ve kudrete sahiptir. Meselâ tebliğin ilk yıllarında, müşriklerin Efendimiz ( s.a.s. )’e karşı geldikleri sırada hemen onları cezalandırabilirdi. Fakat nihâyetsiz sabır ve hilim sahibi olan Rabbimiz, hemen cezalandırmayı değil, kulların düşünmelerine fırsat tanımak için mühlet vermeyi murad etmiştir. Bu bakımdan Peygamberimiz ( s.a.s. ) ve onun şahsında tüm mü’minlere olabildiği kadar kötülükleri en iyi yollarla savmalarını, affetmeyi, tahammül göstermeyi ve iyilik yapmayı tavsiye etmektedir.
Şeytanın vesvese ve tahriklerine karşı da şu dularla kendine sığınmamızı öğütlemektedir:
Ömer Çelik Tefsiri
Müminun suresi 96 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar ne yaparsa yapsınlar sen yine de kötülüğü en güzel bir yolla sav. Biz, onların Allah ve din hakkında ne asılsız isnat ve iftirâlarda bulunduklarını elbette çok iyi biliyoruz.
Mokhtasar tefsiri
Ey Resul! Sana kötülük yapanı görmezden gelerek ve onun ezasına karşı sabredek en güzel şekilde sav. Biz; onların şirk ve yalan ile vasfetmelerini ve seni, sihir ve deli olmak gibi sana yakışmayacak şeyler ile nitelemelerini en iyi şekilde bilmekteyiz.
Ali Fikri Yavuz
Sen, kötülüğü en güzel hasletle (sabır ve iyilikle) bertaraf et. Biz onların ne yalan ve küfür uydurduklarını daha iyi biliriz
İngilizce - Sahih International
Repel, by [means of] what is best, [their] evil. We are most knowing of what they describe.
Müminun suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Kötülüğü, en güzel bir huyla defet, biz, onların neler dediğini, bizi ne çeşit tavsif ettiklerini daha iyi biliriz.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Sən pisliyi yaxşılıqla dəf et! (Gözəl xislət sahibi olub sənə pislik edəni, əziyyət verəni əfv et!) Biz (müşriklərin Bizə) aid etdikləri sifətləri (və sənin haqqında dedikləri nalayiq sözləri) daha yaxşı bilirik!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Sen, kötülüğü en güzel bir tutumla sav. Biz onların yakıştırmakta oldukları şeyi çok iyi bilmekteyiz.
Müminun suresi (Al-Muminun) 96 ayeti arapça okunuşu
﴿ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ السَّيِّئَةَ ۚ نَحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَصِفُونَ﴾
[ المؤمنون: 96]
ادفع بالتي هي أحسن السيئة نحن أعلم بما يصفون
سورة: المؤمنون - آية: ( 96 ) - جزء: ( 18 ) - صفحة: ( 348 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Elif, Lam, Mim, Ra. Bunlar Kitap'ın ayetleridir. Sana Rabbinden indirilen Kitap haktır; fakat insanların çoğu
- "Ancak Allah dilerse onu başınıza getirir, siz O'nu aciz bırakamazsınız. Allah sizi azdırmak isterse, ben
- "Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi
- Onlara: "Gelin de Allah'ın Peygamberi sizin için mağfiret dilesin" dendiği zaman, başlarını çevirirler; büyüklük taslayarak
- Her dilediğini mutlaka yapandır.
- O, yeşillikler bitirmiştir.
- Hayır; "Doğrusu Biz babalarımızı bir din üzerinde bulduk, biz de onların izlerinden gitmekteyiz" derler.
- Ad milletinin başından geçende de ibret vardır: Onların üzerine, uğradığı her şeyi bırakmayıp toza çeviren
- De ki: "Kuran'a ister inanın, isten inanmayın, O'ndan önceki bilginlere o okunduğu zaman, yüzleri üzerine
- Onlara iki adamı misal olarak göster: Birine iki üzüm bağı verip, etrafını hurmalıklarla çevirmiş ve
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müminun indirin:
Müminun Suresi mp3 : Müminun suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler