Saf suresi 1. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ﴾ [الصف: 1]
ayet arapça & türkçe okunuşuSebbeha li(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ard(i)(s) ve huve-l’azîzu-lhakîm(u) [Saf: 1]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O, güçlüdür, Hakim'dir. [Saf: 1]
Saf Suresi 1. ayet tefsiri
Her türlü noksanlıktan, eksiklikten ve ortaktan mutlak mânada yüce olan Allah Teâlâ, bütün âlemlerden müstağnîdir. Hiç kimsenin imanına ve fedakârlığına muhtaç değildir. Gökte ve yerde ne varsa her şey O’nu tesbih etmekte; O’nun her türlü noksan sıfatlardan ve ortağı bulunmaktan uzak olduğunu ilan etmektedir. Buna mukâbil insanlara yönelik bütün ilâhî buyruklar, dinî tâlimatlar sadece kulların iyiliği için gönderilmiştir.
Cenâb-ı Hak burada mü’minlere ibâdet ve kullukta ihlâslı olmalarını, canlarıyla ve mallarıyla savaşmalarını emrediyor. Dolayısıyla burada, İslâm için fedakârlık yapma konusunda iddiada bulunup, sonra da yüz çeviren kimseler yerimektedir. Nitekim âyetlerin şöyle bir iniş sebebi zikredilir:
Cihad farz olmadan önce mü’minlerden bir grup:
“ - Keşke Yüce Allah bize en çok sevdiği bir işi bildirse de onu yapsak! ” demişlerdi. Allah da Peygamberi’ne en çok sevdiği işlerin kâmil mânada iman etmek, sonra da bu imana karşı koyanlarla savaşmak olduğunu bildirdi. Fakat savaş farz olunca bu onlara zor geldi. Cenâb-ı Hak da “ Ey iman edenler! Yapmadığınız, yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz? ” ( Saff 61/2 ) âyetini indirdi. ( bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIX, 269 )
Bu âyetin, savaşmadığı halde “ savaştım ”, mızraklaşmadığı halde “ mızraklaştım ”, yapmadığı halde “ yaptım ” diyenler hakkında nâzil olduğu da nakledilir. Yine bu âyetin, savaş hususunda münafıklık yapanlar hakkında nâzil olduğu da rivayet edilir. Çünkü onlar savaşmayı arzuluyorlardı. Fakat Allah savaşı bilfiil emredince: “ Rabbimiz, bize savaşı niçin farz kıldın? ” ( Nisâ 4/77 ) diyorlardı. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIX, 270 )
Âyet-i kerîmeler, bu özel mânanın yanında bir de umûmî bir mâna ifade eder ki onu da şöyle izah edebiliriz:
Gerçek mü’minin söylediği sözle, yaptığı işin birbirini tutması, ne söylüyorsa, onu bizzat yaparak göstermesi gerekir. Sırrı-i Sakatî ( k.s. )’un şu hâli bun güzel bir örnek teşkil eder:
Bir gün Hazret’e sabırdan soruldu. O, sabırdan anlatırken ayağı üzerine bir akrep geldi, iğnesini ayağına dürtmeye başladı. Akrep onu iğnelerken o sakindi; akrebi kendinden uzaklaştırmıyordu. Bunun sebebi sorulunca da şöyle anlattı:
“ - Sabırdan söz ederken sabırlı olmazsam Allah’tan utanırım. ” ( el-Hadâiku’l-Verdiyye, s. 201 )
Yine mü’min yaptığı adakları mutlaka yerine getirmelidir. Adağın yerine getirilmesinin vacipliği bu âyetlerden anlaşılmaktadır. Şayet yapmaya niyeti veya gücü yoksa, o zaman susmalıdır. Çünkü insanın yapamayacağı bir şeyi bile bile “ yapacağım ”; yapmadığı bir şeyi de yine bile bile “ yaptım ” demesi, Allah katında kızgınlık ve cezayı gerektiren kötü bir iştir. Mümin olduğunu söyleyen bir kimseye bu şekilde davranmak yakışmaz. Resûlullah ( s.a.s. ) böyle bir özelliğin müminliğin değil, münafıklığın alametlerinden olduğunu şöyle haber verir:
“ Münafıklığın alametleri üçtür: Söz söylerse yalan söyler, söz verirse sözünü yerine getirmez ve kendisine emanet edilene hıyanet eder. ” ( Buhârî, Şehâdât 28; Müslim, İman 107 )
Peygamber Efendimiz ( s.a.s. ), bir kadının çocuğuna:
“ - Gel! Bak sana ne vereceğim! ” diye seslendiğini duydu. Hemen ona:
“ - Çocuk yanına gelince ne vereceksin? ” diye sordu. O kadın da hurma vereceğini söyledi. O zaman Sevgili Peygamberimiz ( s.a.s. ) o kadına şöyle buyurdu:
“ - Eğer çocuğa bir şey vermeseydin, bu söz defterine bir yalan olarak yazılacaktı. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 79; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 447 )
Şunu unutmamak gerekir kiAllah Teâlâ’nın ikram, muhabbet ve rızâsına ermenin yolu O’nun yolunda candan ve maldan fedâkârlık yapmaktır. Nefsin arzusuna muhalefet ederek, din uğrunda gayret göstermektir:Ömer Çelik Tefsiri
Saf suresi 1 ayeti anlamı - okunuşu
Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır.
Mokhtasar tefsiri
Göklerde ve yerdekiler Allah -Subhanehu ve Teâlâ-’ya yakışmayan/layık olmayan her türlü şeyden O`nu tenzih ederler ve yüceltirler. O; Azîz`dir/hiç kimsenin galip gelemeyeceği mutlak galiptir. Yaratmasında, şeriatinde ve takdir etmesinde çok hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz
Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi Allah’ı tesbîh etmekte... O, Azîz’dir, Hakîm’dir
İngilizce - Sahih International
Whatever is in the heavens and whatever is on the earth exalts Allah, and He is the Exalted in Might, the Wise.
Saf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Tenzih eder Allah'ı, ne varsa göklerde ve ne varsa yeryüzünde ve odur üstün, hüküm ve hikmet sahibi.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Göylərdə və yerdə nə varsa, (hamısı, bütün məxluqat) Allahı təqdis edib şə’ninə tə’riflər deyər. O, yenilməz qüvvət sahibi, hikmət sahibidir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Göklerde ve yerdekilerin hepsi Allah'ı tesbih eder. O, üstündür, hikmet sahibidir.
Saf suresi (As-Saff) 1 ayeti arapça okunuşu
﴿سَبَّحَ لِلَّهِ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ ۖ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ﴾
[ الصف: 1]
سبح لله ما في السموات وما في الأرض وهو العزيز الحكيم
سورة: الصف - آية: ( 1 ) - جزء: ( 28 ) - صفحة: ( 551 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İnsanlara bir rahmet tattırdığımız zaman ona sevinirler, ama yaptıklarından ötürü başlarına bir kötülük gelirse hemen
- Lut: "Bunlar benim konuklarımdır, onlara karşı beni rüsvay etmeyin, Allah'tan korkun, beni utandırmayın" dedi.
- And olsun ki, peygamber kullarımıza söz vermişizdir.
- Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
- Çünkü Allah bu kimselerin ecirlerini tam verir ve lütfu ile arttırır. Doğrusu O, bağışlayandır, şükrün
- Gözler O'nu görmez, O bütün gözleri görür. O Latif'tir, haberdardır.
- İnkar edenler, gönüllerindeki cahiliyye çağının asabiyet ateşini ateşlendirdiklerinde, Allah, Peygamberine ve inananlara huzur indirdi; onların
- Bu söze mi şaşıyorsunuz?
- Gökte burçlar vareden, orada ışık saçan güneş ve aydınlatan ayı yaratan Allah, yücelerin yücesidir.
- "Doğrusu Allah benim de sizin de Rabbinizdir. O'na kulluk edin, bu doğru yoldur."
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Saf indirin:
Saf Suresi mp3 : Saf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler