Yusuf suresi 102. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿ذٰلِكَ مِنْ اَنْبَٓاءِ الْغَيْبِ نُوح۪يهِ اِلَيْكَۚ وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ اِذْ اَجْمَعُٓوا اَمْرَهُمْ وَهُمْ يَمْكُرُونَ ﴾ [يوسف: 102]
ayet arapça & türkçe okunuşuŻâlike min enbâ-i-lġaybi nûhîhi ileyk(e)(s) vemâ kunte ledeyhim iż ecme’û emrahum vehum yemkurûn(e) [Yusuf : 102]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar. [Yusuf : 102]
Yusuf Suresi 102. ayet tefsiri
Kureyş müşrikleri ve bir kısım yahudiler, Resûlullah ( s.a.s. )’i zor durumda bırakmak için Yûsuf kıssasını sordular. İsrâiloğulları’nın Mısır’a niçin gittiklerini anlatmasını istediler. Fakat Peygamberimiz’in bu konuda hiçbir bilgisi yoktu. ( bk. Yûsuf 12/3 ) Çünkü o ( s.a.s. ), ne Yûsuf’u kuyuya atmak için dolap çeviren kardeşlerinin yanında bulunmuştu. Ne de sırf oyun olsun diye ona bunu sormak için gizlice konuşup karar veren müşriklerle yahudi bilginlerinin meclisine katılmıştı. Allah Teâlâ, vahiyle Efendimiz ( s.a.s. )’e kıssayı en güzel ve en doğru bir şekilde haber verdi. Resûl-i Ekrem ( s.a.s. ), bunu kendilerine anlatınca hepsinin hemen müslüman olacaklarını ümit ediyordu. Fakat pek çoğu iman etmediler. Cenâb-ı Hak, ne kadar şiddetle istese ve bu uğurda kendini helak edercesine gayret gösterse de insanların çoğunun iman etmeyeceğini haber vererek, fıtratı insanlığa ve tüm varlığa merhametle yoğrulmuş Efendimiz ( s.a.s. )’i teselli buyurdu. Ona düşen vazifenin, insanlardan maddi en küçük bir menfaat beklemeksizin, sadece Allah rızâsını kastederek tebliğe devam etmek olduğunu bildirdi. Çünkü Kur’an, ancak akıllı varlıklar için bir öğüt ve hatırlatmadır. Dolayısıyla ancak aklını kullanabilenler onun ayetleri üzerinde düşünebilir, anlayabilir, ondan gerekli dersi alarak iman edebilir. Aklı olmayanların veya akılları nefsâniyetlerinin esaretine girenlerin ise Kur’an’ın öğütlerinden ders alıp imana gelmeleri zordur:
Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf suresi 102 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! Sana bildirdiğimiz bu kıssa gayb haberlerindendir. Yoksa, Yûsuf’un kardeşleri sinsice planlar kurup bunu gerçekleştirmek için bir araya geldiklerinde sen onların yanında değildin.
Mokhtasar tefsiri
-Ey Resul- Yusuf ve kardeşlerinin kıssasını sana vahyediyoruz. Senin bu kıssa hakkında hiç bir ilmin yoktu. Yusuf`un kardeşleri onu kuyunun dibine atmak için karar aldıklarında ve bunun için hileler kurduklarında sen orda değildin. Ancak biz bunları sana vahyettik.
Ali Fikri Yavuz
Ey Rasûlüm, bu kıssa, sana vahy ile bildirmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Yoksa o Yûsuf’un kardeşleri, işlerine karar verip hile yaparlarken sen yanlarında değildin
İngilizce - Sahih International
That is from the news of the unseen which We reveal, [O Muhammad], to you. And you were not with them when they put together their plan while they conspired.
Yusuf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İşte bu, gaibe ait haberlerdendir ki sana vahyetmedeyiz. Düzene girişerek yapacakları işi kararlaştırdıkları zaman yanlarında değildin ya.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Ya Rəsulum!) Bu, sənə vəhy etdiyimiz (vəhylə bildirdiyimiz) qeyb xəbərlərindəndir. Onlar (Yusifin qardaşları) hiylə quraraq əlbir iş gördükləri (Yusifi quyuya atdıqları) zaman sən ki onların yanında deyildin!
Kuran Araştırmaları Vakfı
İşte bu (Yusuf kıssası) gayb haberlerindendir. Onu sana vahyediyoruz. Onlar hile yaparak işlerine karar verdikleri zaman sen onların yanında değildin (ki bunları bilesin).
Yusuf suresi (Yusuf) 102 ayeti arapça okunuşu
﴿ذَٰلِكَ مِنْ أَنبَاءِ الْغَيْبِ نُوحِيهِ إِلَيْكَ ۖ وَمَا كُنتَ لَدَيْهِمْ إِذْ أَجْمَعُوا أَمْرَهُمْ وَهُمْ يَمْكُرُونَ﴾
[ يوسف: 102]
ذلك من أنباء الغيب نوحيه إليك وما كنت لديهم إذ أجمعوا أمرهم وهم يمكرون
سورة: يوسف - آية: ( 102 ) - جزء: ( 13 ) - صفحة: ( 247 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- And olsun ki, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yarattık ve Biz bir
- Doğrusu senden önce de kendilerine kitablar ve belgelerle vahyettiğimiz bir takım adamlar gönderdik. Bilmiyorsanız kitablılara
- Firavun milletinin ileri gelenleri, "Doğrusu bu bilgin bir sihirbazdır, sizi memleketinizden çıkarmak istiyor" dediler. Firavun:
- Gerçekten, Allah'ın indirdiği Kitap'tan bir şeyi gizlemede bulunup onu az bir değere değişenler var ya,
- İşte burada kudret ve hakimiyet, varlığı gerçek olan Allah'ındır. Mükafatlandırma bakımından hayırlı olan da, sonuçlandırma
- Onlar kendilerine meleklerin gelmesini mi, yoksa Rabbinin gelmesini mi, yahut Rablerinden bir takım mucizelerin gelmesini
- Sakınan kimselere, onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur. Fakat bir hatırlatmadır; belki sakınırlar.
- Eğer dileseydik, size bedel yeryüzünde sizin yerinizi tutacak melekler var ederdik.
- "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?"
- Eğer o (Muhammed), Bize karşı, ona bazı sözler katmış olsaydı, Biz onu kuvvetle yakalardık, sonra
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Yusuf indirin:
Yusuf Suresi mp3 : Yusuf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler