Hud suresi 116. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Hud suresi 116 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Hud suresi - Hud aya 116 (Hud).
  
   

﴿فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِنْ قَبْلِكُمْ اُو۬لُوا بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْاَرْضِ اِلَّا قَل۪يلًا مِمَّنْ اَنْجَيْنَا مِنْهُمْۚ وَاتَّبَعَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مَٓا اُتْرِفُوا ف۪يهِ وَكَانُوا مُجْرِم۪ينَ ﴾ [هود: 116]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Felevlâ kâne mine-lkurûni min kablikum ulû bakiyyetin yenhevne ‘ani-lfesâdi fî-l-ardi illâ kalîlen mimmen enceynâ minhum(k) vettebe’a-lleżîne zalemû mâ utrifû fîhi vekânû mucrimîn(e) [Hud: 116]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Sizden önceki nesillerin ileri gelenleri, yeryüzünde bozgunculuğa engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardıklarımız pek azdır. Kendilerine verilen nimete karşı haksızlık edenlere uyanlar ise suçlu oldular. [Hud: 116]


Hud Suresi 116. ayet tefsiri

116. âyette geçen اَلْبَقِيَّةُ ( bakıyye ) kelimesi, esasında “ kalıntı ” anlamına gelirse de burada “ fazilet, akıl ve hayır ” mânasındadır. “ Bakıyye sahipleri ” de dindar, faziletli, akıllı ve hayırlı kimselerdir. Bunlar iman, ilim, ibâdet ve ahlâk gibi Allah yanında kalıcı olan değerlere önem veren ve onlara ulaşmayı gaye edinen gerçek akıl ve idrak sahibi bahtiyarlardır. İnsan, genelde, kazandığı şeylerin en güzelini ve en üstününü geriye bırakmak istediğinden, “ bakıyye ” kelimesi cömertlik ve fazilet mânasında darb-ı mesel olmuştur.

Burada, daha önce helak olan kavimlerin helaklerine sebep olan iki husus üzerinde durulmaktadır:

  Aralarında fesat ve bozgunculuğa mâni olacak yeter sayıda faziletli bir cemaatin bulunmayışı,

  Dünyalık bakımdan durumu iyi olan kimselerin zevk u safâ düşkünlüğü ve halkın azgınlaşmasına sebep olmaları.

Dolayısıyla burada, toplumların içerisinde faziletli insanların çoğalmasının ve bunların kötülükleri engellemeye çalışmasının lüzûmuna işaret edilmektedir. Eğer böyle faziletli gruplar olmaz, toplumun halini ıslaha çalışmaz ve insanlar da nefsânî arzularının peşine düşüp azgınlaşırlarsa ilâhî kahır tecellilerine maruz kalır, helak olup giderler. Nitekim Kur’an’da kıssaları anlatılan önceki nesiller bunun apaçık misalleridir. Yoksa Allah Teâlâ, hiçbir toplumu hak etmedikleri halde zulüm ile helak etmez. Çünkü Cenâb-ı Hak her türlü zulümden pak ve uzaktır. Kulların başına gelenler, ancak kendi yaptıklarının affedilmeyen kısımlarından gelir.

Nitekim Resûlullah ( s.a.s. )’e: “ İçimizde sâlihler varken yine de helak edilir miyiz? ” diye sorulduğunda: “ Evet, eğer kötülükler çoğalırsa ” cevabını vermiştir. ( Buhârî, Fiten 4, 28; Müslim, Fiten 1-2 )

Efendimiz bir diğer hadis-i şerifte de şöyle buyurur: “ Allah Teâlâ, bir grubun davranışı yüzün­den çoğunluğa azap etmez. Ancak gözlerinin önünde kötülükleri gördük­leri ve onları engellemeye güçleri olduğu halde engellemedikleri zaman hem çoğunluğa hem de o azınlığa azab eder. Aralarında iyiliği emreden ve kötülüğü yasaklayan doğru kimseler bulunmayan ve herkesin bozgunculukta birleştiği ya da iyilik emredildiğinde yerine getirmeyen ve kötülük yasaklandığında yasağa uymayan her kavim helak olacaktır. ” ( Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 192; Heysemî, Mecma‘u’z-zevâid, VII, 267-268 )

Bütün güç ve kuvvet Yüce Allah’ın kudret elindedir; her türlü emir ve yetki de O’na aittir:


Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi Diyanet

Hud'den 116 Ayeti'ni dinle


Hud suresi 116 ayeti anlamı - okunuşu

Ne olurdu, sizden önce helâk edilen nesiller içinde iman, sâlih amel ve güzel ahlâk gibi faziletler sahibi ve Allah yanında kalıcılığı olan değerleri gâye edinmiş bazı insanlar bulunsaydı da, yeryüzünde bozgunculuk çıkmaması için çalışsalardı! Ne yazık ki, onların içinde bu vazîfelerini gereği gibi yaptıkları için kurtardığımız pek az kimse oldu. Zâlimlere gelince, onlar sadece içine dalıp gittikleri dünyevî zevk u safânın peşine düşüp şımardılar ve hep günah işlemekle meşgul oldular.


Mokhtasar tefsiri

Sizden önce azaba uğramış ümmetlerden fazilet ve iyilik sahibi olanlar o ümmetleri küfürden ve günah işleyerek yeryüzünde bozgunculuk yapmaktan alıkoyamazlar mıydı? Onlar arasında kurtardıklarımızdan çok azı fesadı nehyediyorlardı. Zalim olan kavimlerini helak ettiğimizde onları kurtarmıştık. Onların kavminden zalim olanlar, içinde bulundukları nimetlerin peşine düştüler. Ve onlara tabi olarak zalimlerden oldular.


Ali Fikri Yavuz

Şimdi, sizden önceki devirlerden geri kalan akıl sahipleri, yeryüzünde fesad çıkarmaktan (insanları) alıkoysalardı ya! Fakat onlardan kurtuluşa erdirdiğimiz kimseler pek azdır. Zulüm yapanlar ise, kendilerine verilen refahın (lüks saltanatının) ardına düştüler ve hep mücrim, günahkâr oldular


İngilizce - Sahih International


So why were there not among the generations before you those of enduring discrimination forbidding corruption on earth - except a few of those We saved from among them? But those who wronged pursued what luxury they were given therein, and they were criminals.

Hud suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Sizden önceki çağlarda, halkı, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışan idrak ve ibadet ehli bir bölük halk bulunsaydı ne olurdu; halbuki içlerinden kurtardıklarımız pek azdı ve zulmedenler, yalnız kendilerine verilmiş olan devlete uydular ve suçlu oldular.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Barı, sizdən əvvəlki nəsillərin ağıl və fəzilət (hünər) sahibləri yer üzündə fitnə-fəsad törətməyi qadağan edəydilər! Onların xilas etdiyimiz az bir qismi istisnadır. (Onlar keçmiş peyğəmbərlərin əshabələridir ki, insanlara yaxşı işlər görməyi əmr edər, pis işləri yasaq edərdilər.) Zalımlar isə onlara verilmiş ne’mətə (dünyanın ləzzətinə) uydular və günahkar oldular.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Sizden önceki asırlarda yeryüzünde (insanları) bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı ya! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır (bunlar görevlerini yaptılar). Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler.

Hud suresi (Hud) 116 ayeti arapça okunuşu

﴿فَلَوْلَا كَانَ مِنَ الْقُرُونِ مِن قَبْلِكُمْ أُولُو بَقِيَّةٍ يَنْهَوْنَ عَنِ الْفَسَادِ فِي الْأَرْضِ إِلَّا قَلِيلًا مِّمَّنْ أَنجَيْنَا مِنْهُمْ ۗ وَاتَّبَعَ الَّذِينَ ظَلَمُوا مَا أُتْرِفُوا فِيهِ وَكَانُوا مُجْرِمِينَ
[ هود: 116]

felevla kane minel kuruni min kabliküm ülu bekiyyetiy yenhevne anil fesadi fil 'ardi illa kalilem mimmen enceyna minhüm vettebeal lezine zalemu ma ütrifu fihi vekanu mücrimin

فلولا كان من القرون من قبلكم أولو بقية ينهون عن الفساد في الأرض إلا قليلا ممن أنجينا منهم واتبع الذين ظلموا ما أترفوا فيه وكانوا مجرمين

سورة: هود - آية: ( 116 )  - جزء: ( 12 )  -  صفحة: ( 234 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. De ki: "Ben buna karşı sizden bir ücret değil, ancak, Rabbine doğru bir yol tutmak
  2. İbrahim, babasına ve milletine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demişti.
  3. Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki Semud milleti Allah'ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da
  4. Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, kusurlarınızı örter ve sizi şerefli bir yere yerleştiririz.
  5. Kız çocuğun hangi suçtan ötürü öldürüldüğü kendisine sorulduğu zaman;
  6. Dilediğine rahmet eder. Zalimlere, işte onlara, can yakıcı bir azap hazırlamıştır.
  7. Cennetlikler, cehennemliklere: "Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, Rabbinizin size de vadettiğini gerçek buldunuz mu?"
  8. Fakat Rablerinden sakınanlara, Allah katından konukluklar bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır.
  9. Doğrusu, sadaka veren erkek ve kadınlara, Allah'a güzel bir takdimde bulunanlara kat kat karşılık verilir;
  10. Doğrusu, görünmediği halde Rablerinden korkanlara, onlara, bağışlanma ve büyük ecir vardır.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:

Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Hud Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Hud Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Hud Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Hud Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Hud Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Hud Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Hud Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Hud Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Hud Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Hud Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Hud Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Hud Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Hud Suresi Al Hosary
Al Hosary
Hud Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Hud Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Friday, January 17, 2025

Bizim için dua et, teşekkürler