Necm suresi 13. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَلَقَدْ رَاٰهُ نَزْلَةً اُخْرٰىۙ ﴾ [النجم: 13]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe lekad raâhu nezleten uḣrâ [Necm: 13]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür. [Necm: 13]
Necm Suresi 13. ayet tefsiri
Resûlullah ( s.a.s. ) kendisine Kur’an’ı öğreten Cebrâil ( a.s. )’ı, hakiki sûreti ve bütün kuvvetleriyle bir de Miraç’tan inerken görmüştür. Burada Cebrâil ( a.s. )’ın makam itibariyle Peygamberimiz ( s.a.s. )’den geride olduğuna bir işaret vardır. Zira Miraç gecesi Cebrâil ( a.s. ): “ Bir parmak ucu daha yaklaşsaydım muhakkak yanardım ” dediği makamda kalmış ( bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXVIII, 251 ), Efendimiz ondan ayrılıp daha ileri gitmişti. İşte söz konusu âyette geçen نَزْلَةً ( nezleten ) “ iniş ”ten maksat, Resûlullah ( s.a.s. )’in ilerleyip yüceldiği makamdan daha sonra Cebrâil’in yanına dönüşüdür.
Efendimiz ( s.a.s. ), yükseldiğ o yüce makamlardan dönerken Cebrâil ( a.s. ) Sidre-i Müntehâ’nın yanında onu bekliyordu. Peki Sidre-i Müntehâ neresiydi? Bununla alakalı üç önemli izah vardır:
› Sidre-i Müntehâ, altıncı veya yedinci kat gökte arşın sağ tarafında bulunan bir ağaçtır ki müttakilere vaad edilen cennetin nehirleri ( bk. Muhammed 47/15 ) onun altından çıkar. Peygamberimiz ( s.a.s. ), onun meyvelerini tacın püsküllerine, yapraklarını da fil kulaklarına benzeterek ( bk. Müslim, İman 259 ) şöyle buyurmuştur: “ Öyle bir ağaç ki bir binici onun bir dalının gölgesinde yetmiş sene yol alır, yine de bitiremez. ” ( Tirmizî, Cennet 9/2541 ) Bu bilgilere göre, söz konusu ağacın, varlıkların cisim ve boyutları bakımından aldıkları son şekil ve emir âleminin sınırına dikilmiş bir ağaç, bir “ oluşum ağacı ” olduğu anlaşılır.
› Sidre-i Müntehâ, “ en son hayret ” mânasını ifade eder. Yani akılların, daha fazla hayret tasavvur edilemeyecek derecede hayrette kaldıkları bir makamda, Habîb-i Ekrem ( s.a.s. ) hayrete düşmemiş, şaşmamış, kendisini kaybetmemiş ve gördüğünü görmüştür.
› “ Elbette son varış yeri Rabbinin huzuru olacaktır! ” ( Necm 53/42 ) âyetine göre “ Müntehâ ”dan maksat, Allah’tır. Bu yüzden Sidretü’l-Müntehâ da, mülkün mâlikine izâfeti kabilinden “ Allah’ın sidresi ” mânasına gelebilir.
Sidre-i Müntehâ’nın yanında “ Cennetü’l-Me’vâ ” vardır. Kelime olarak “ kalınan, sığınılan cennet ” demektir. Burası müttakîlerin ve şehitlerin varacakları cennettir.
Nebiyy-i Muhterem ( s.a.s. ) Mirac’a çıktığı zaman Sidre-i Müntehâ’yı bir kısım hârikulâde şeyler bürüyordu. Sidre’yi bürüyen şeyler hakkında Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Melek beni Mirac’a çıkardı, derken Sidre’ye ulaştım. Onun Sidre olduğunu, yaprağını ve meyvasını tanıyordum. Az sonra onu Allah’ın emrinden bürüyen bürüyünce, âni bir değişikliğe uğrayıp hiç kimsenin tavsif edemeyeceği bir hale geldi ki, o hali ben de anlatamam. ” ( Buhârî, Salât 1; Müslim, İman 163; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVII, 72 )
“ Altından kelebekler onu bürümüştü. ” ( Müslim, İman 259; Tirmizî, Cennet 9/2541 )
Onu Âlemlerin Rabbinin nuru bürüyor, o da nurlandıkça nurlanıyordu.
Şunu belirtmekte fayda var ki, göklerin, yerin ve tüm kâinatın Rabbi olan Allah katından gelen Kur’ân-ı Kerîm beşerî akılla tam olarak kavranması mümkün olmayacak şekilde derin mânalar taşıyan ne muazzam, ne esrarengiz bir kitaptır. İşte bu Kur’an, bizim göremediğimiz, bilemediğimiz, büyüklüğünü ve güzelliğini hayal bile edemeyeceğimiz âlemleri, sanki bir mahallenin sokaklarını tarif edercesine anlatıyor, duyularımızın nüfûz etmesinin imkân dışı olduğu gayb âlemlerinin haritasını çıkarıyor. Bu bakımdan, bu âyetlerde geçen mevki ve varlıkların neler olduğu konusunda birbirinden çok farklı rivayetler gelmiş, farklı değerlendirmeler yapılmıştır. Burada net olarak söylenecek bir şey varsa o da şu olmalıdır: Mirâc gibi bizim bir gecenin çok kısa bir anında cereyan eden bir olay gözüyle baktığımız bu esrârengiz yolculuk kimbilir kaç tane kâinat tarihini içinde barındırıyor. Âyetlerin tasvir ettiği bu muazzam varlık âlemi içinde bizim dünyamız ve çocuksu kavgalarımız ne kadar küçük düşüyor. Daha önemlisi, bu küçük dünya üzerindeki bir anlık ömrümüzden sonra gideceğimiz yerde bizi neler, ne süprizler bekliyor! ( bk. Kandemir ve diğerleri, II, 1811 )
Efendimiz ( a.s. )’ın Miraç’ta gördüklerine tekrar dönecek olursak:Ömer Çelik Tefsiri
Necm suresi 13 ayeti anlamı - okunuşu
Yemin olsun ki Peygamber onu bir başka inişinde de gördü.
Mokhtasar tefsiri
Kendisinin götürüldüğü İsra gecesi Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- Cebrail`i aslî suretinde bir kere daha görmüştü.
Ali Fikri Yavuz
Yemin olsun ki, o (Cebrâil’i hakîki suretinde) bir daha da (mi’raçtan) inerken gördü
İngilizce - Sahih International
And he certainly saw him in another descent
Necm suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve andolsun ki onu, inerken bir kere daha gördü.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
And olsun ki, (Muhəmməd əleyhiissəlam Cəbraili öz həqiqi surətində) başqa bir dəfə də (me’rac vaxtı) görmüşdü;
Kuran Araştırmaları Vakfı
Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü,
Necm suresi (An-Najm) 13 ayeti arapça okunuşu
﴿وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً أُخْرَىٰ﴾
[ النجم: 13]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: "Rabbimiz! Sen
- Yoksa, daha önce Musa'nın sorguya çekildiği gibi, siz de peygamberinizi sorguya mı çekmek istiyorsunuz? İmanı
- Az bir geçim ama ardından can yakıcı bir azap onlaradır.
- Yurtlarından böbürlenerek, insanlara gösteriş yaparak çıkan ve Allah yolundan men edenler gibi olmayın. Allah onların
- Rabbinin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış; doğrusu Rabbin, kendi yolundan
- Şüphesiz sen de öleceksin, onlar da ölecekler.
- Biz de onun duasını kabul etmiş ve başına gelenleri kaldırmıştık. Katımızdan bir rahmet ve kulluk
- O günün şiddetiyle gök bile parçalanır. O'nun sözü yerine gelir.
- Meryem oğlu Mesih sadece peygamberdir, -ondan önce de peygamberler geçmiştir- onun annesi dosdoğrudur, her ikisi
- Sura üflendiği vakit, işte o gün, inkarcılara kolay olmayan zorlu bir gündür.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Necm indirin:
Necm Suresi mp3 : Necm suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler