Kehf suresi 14. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَرَبَطْنَا عَلٰى قُلُوبِهِمْ اِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَنْ نَدْعُوَ۬ا مِنْ دُونِه۪ٓ اِلٰهًا لَقَدْ قُلْنَٓا اِذًا شَطَطًا ﴾ [الكهف: 14]
ayet arapça & türkçe okunuşuVerabatnâ ‘alâ kulûbihim iż kâmû fekâlû rabbunâ rabbu-ssemâvâti vel-ardi len ned’uve min dûnihi ilâhâ(en)(s) lekad kulnâ iżen şetatâ(n) [Kehf: 14]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onların olayını sana Biz gerçek olarak anlatıyoruz: Onlar Rablerine inanmış birkaç gençti. Onların hidayetlerini artırmış ve kalblerini pekiştirmiştik. Durup, şöyle demişlerdi: "Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbidir, O'nu bırakıp başka bir tanrıya yalvarmayız, yoksa and olsun ki, batıl söz söylemiş oluruz. Şu bizim milletimiz, Allah'ı bırakıp O'ndan başka tanrılar edindiler. Onların gerçek olduğuna apaçık delil getirmeleri gerekmez mi? Allah'a karşı yalan uydurandan daha zalim kimdir?" [Kehf: 14]
Kehf Suresi 14. ayet tefsiri
Ashâb-ı Kehf, Rablerine yürekten inanmış genç yiğitlerdi.[ 1 ] Onlar imanlarında samimi oldukları için, Allah da onların doğru yola olan iman ve bağlılıklarını daha da artırdı. Onlara bâtıla boyun eğmekten sakınıp canları pahasına da olsa hak yolunda sabır ve sebat etme kuvveti verdi. Kalplerini iman, sabır ve metânetle iyice pekiştirdi, kuvvetlendirdi. İman ve itminân hali âdeta onların hücrelerine ve iliklerine işledi. Öyle ki putlara ibâdeti reddetmek üzere kralın karşısına dikildiklerinde veya bulundukları şirk ortamını terk etmeye karar verip harekete geçtiklerinde kalplerine yerleşen tevhid inancını şu ifadelerle dile getirdiler: “ Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilâh kabul edip tapmayız. Böyle bir şey yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz. ” ( Kehf 18/14 ) Gerçek imanın bu olduğunu; kavimlerinin içine saplandığı putperestlik inancının ise herhangi bir delile dayanmayan asılsız bir anlayış olduğunu açıklamaktan çekinmediler. Nihâyetinde imanlarını tehlikeden koruyabilmek için, Allah’tan rahmet ve kolaylık umarak mağaraya sığınmalarının artık zaruret hâline geldiğini anladılar. Sâdık bir dost gibi peşlerini bırakmayan köpekleriyle birlikte mağaraya sığındılar ve orada ilâhî kudret eliyle uykuya daldırıldılar.
Bu âyetlerde Allah’ın haram kıldığı şeylerden ve haramların işlendiği ortamlardan uzaklaşmanın önemine dikkat çekilir. Gerçekten de Allah’ın dışındaki varlıklardan gönlen uzaklaşmak, Allah’a kavuşmayı kolaylaştırır. Belki, Allah’ın dışındaki şeylerden uzaklaşılmadığı müddetçe Allah’a kavuşma gerçekleşmez, demek daha doğrudur. İşte Ashâb-ı Kehf ne zaman ki Allah’ın dışında tapınılan putlardan uzaklaştılar, Hak Teâlâ onları riâyet mahfazası içinde korudu, onlar için inâyet mağarasında güzel bir yer hazırladı. Dolayısıyla bütün söz, fiil ve davranışlarında şahsî arzulardan soyunup Allah’ın iradesine teslim olan, her halinde Allah’a yönelişi dürüstlük ve samimiyet içinde olan ve yine her durumda sadece Allah’tan yardım isteyen kişilere Rabbimiz büyük lutuflarda bulunacak, onların tüm ihtiyaçlarını karşılayacak ve onlara çok güzel bir gelecek hazırlayacaktır. Cenâb-ı Hakk’ın Ashâb-ı Kehf’e olan yardım ve ikramı bunun açık bir misalidir:
[ 1 ] اَلْفِتْيَةُ ( fitye ) genç yiğitler demektir. Bu kelimeden hareketle tasavvuf ve ahlâk ıstılâhında “ fütüvvet ” diye bir kavram oluşmuştur. Fütüvvetin başı imandır. Fütüvvet; mevcudun karşılıksız verilmesi, eziyetin önlenmesi, şikâyetin terk edilmesidir. Yine fütüvvet, haramlardan kaçınmak ve üstün ahlâkî faziletleri ifâ etmede eli çabuk tutmaktır.
Ömer Çelik Tefsiri
Kehf suresi 14 ayeti anlamı - okunuşu
Kalplerine tam kuvvet ve metânet verdik de zâlim krala karşı kıyâm ettiklerinde şöyle dediler: “Bizim Rabbimiz göklerin ve yerin Rabbi olan Allah’tır. Biz O’ndan başkasını ilâh kabul edip tapmayız. Böyle bir şey yaparsak, yemin olsun ki gerçek dışı, pek saçma bir iddiada bulunmuş oluruz.”
Mokhtasar tefsiri
Allah`ın birliğine olan imanlarını kâfir kralın huzurunda ilan ettiklerinde biz o gençlerin kalplerini iman ile, iman üzerine sabit kalması ve vatanlarını terk etmeye karşı sabır göstermeleri için sağlamlaştırdık. Onlar o vakit kalkarak şöyle dediler: "İman edip ibadet ettiğimiz Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. O`dan başka yalan yere ilah oldukları iddia edilenlere asla ibadet etmeyeceğiz. -Şayet O`ndan başkasına ibadet edersek- haktan uzak adaletsiz bir söz söylemiş oluruz."
Ali Fikri Yavuz
(Padişah Dekyanos kâfirin huzurunda putlara tapmayı terkeden bu yiğitler), ayağa kalkıp da: “-Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir; asla ondan başkasına ilâh deyip tapmayız, o takdirde muhakkak saçma söylemiş oluruz
İngilizce - Sahih International
And We made firm their hearts when they stood up and said, "Our Lord is the Lord of the heavens and the earth. Never will we invoke besides Him any deity. We would have certainly spoken, then, an excessive transgression.
Kehf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve kalplerini gerçeğe bağladık kalkıp da Rabbimiz, göklerin ve yeryüzünün Rabbidir, ondan başka bir mabuda tapmayız biz ve andolsun ki böyle bir şey söyledik mi gerçekten uzaklaşmış oluruz dedikleri zaman.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlar (rum qeysəri bütpərəst Diqyanusun hüzurunda) durub: “Rəbbimiz göylərin və yerin Rəbbidir. Biz Ondan başqa heç bir tanrıya ibadət etməyəcəyik. Əks təqdirdə, (Allahdan başqasına tapınacağıq, - söyləsək, küfr) danışmaqda həddi aşmış (ifrata varmış) olarıq!” – dedikləri zaman onların ürəklərinə qüvvət (mətanət) vermişdik.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onların kalplerini metin kıldık. O yiğitler (o yerin hükümdarı karşısında) ayağa kalkarak dediler ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbidir. Biz, O'ndan başkasına tanrı demeyiz. Yoksa saçma sapan konuşmuş oluruz.
Kehf suresi (Al-Kahf) 14 ayeti arapça okunuşu
﴿وَرَبَطْنَا عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ إِذْ قَامُوا فَقَالُوا رَبُّنَا رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ لَن نَّدْعُوَ مِن دُونِهِ إِلَٰهًا ۖ لَّقَدْ قُلْنَا إِذًا شَطَطًا﴾
[ الكهف: 14]
وربطنا على قلوبهم إذ قاموا فقالوا ربنا رب السموات والأرض لن ندعوا من دونه إلها لقد قلنا إذا شططا
سورة: الكهف - آية: ( 14 ) - جزء: ( 15 ) - صفحة: ( 294 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik
- Kendilerinden önce nice nesilleri yok ettiğimizi, onların bir daha kendilerine dönmediklerini görmezler mi?
- Firavun'a gidin, doğrusu o azmıştır.
- "Ey milletimiz! Allah'a çağırana (Muhammed'e) uyun ve O'na inanın da Allah da sizin günahlarınızı bağışlasın
- "Onları durdurun; çünkü kendilerinden daha da sorulacaktır."
- And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
- Bunlar Allah'a, ahiret gününe inanmış, Allah'ın verdiği rızıklardan sarfetmiş olsalardı ne zararı olurdu? Oysa Allah
- Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak
- Yeryüzünde gezip, kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmezler mi? Onlar, kendilerinden daha kuvvetliydiler. Göklerde ve
- Rabbin'den sana vahyolunana uy, O'ndan başka tanrı yoktur, puta tapanlardan yüz çevir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kehf indirin:
Kehf Suresi mp3 : Kehf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler