Necm suresi 14. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Necm suresi 14 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Necm suresi - An-Najm aya 14 (The Star).
  
   

﴿عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهٰى ﴾ [النجم: 14]

ayet arapça & türkçe okunuşu

‘İnde sidrati-lmuntehâ [Necm: 14]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

And olsun ki o, Cebrail'i sınırın sonunda başka bir inişinde de görmüştür. [Necm: 14]


Necm Suresi 14. ayet tefsiri

Resûlullah ( s.a.s. ) kendisine Kur’an’ı öğreten Cebrâil ( a.s. )’ı, hakiki sûreti ve bütün kuvvetleriyle bir de Miraç’tan inerken görmüştür. Burada Cebrâil ( a.s. )’ın makam itibariyle Peygamberimiz ( s.a.s. )’den geride olduğuna bir işaret vardır. Zira Miraç gecesi Cebrâil ( a.s. ): “ Bir parmak ucu daha yaklaşsaydım muhakkak yanardım ” dediği makamda kalmış ( bk. Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXVIII, 251 ), Efendimiz ondan ayrılıp daha ileri gitmişti. İşte söz konusu âyette geçen نَزْلَةً  ( nezleten ) “ iniş ”ten maksat, Resûlullah ( s.a.s. )’in ilerleyip yüceldiği makamdan daha sonra Cebrâil’in yanına dönüşüdür.

Efendimiz ( s.a.s. ), yükseldiğ o yüce makamlardan dönerken Cebrâil ( a.s. ) Sidre-i Müntehâ’nın yanında onu bekliyordu. Peki Sidre-i Müntehâ neresiydi? Bununla alakalı üç önemli izah vardır:

    Sidre-i Müntehâ, altıncı veya yedinci kat gökte arşın sağ tarafında bulunan bir ağaçtır ki müttakilere vaad edilen cennetin nehirleri ( bk. Muhammed 47/15 ) onun altından çıkar. Peygamberimiz ( s.a.s. ), onun meyvelerini tacın püsküllerine, yapraklarını da fil kulaklarına benzeterek ( bk. Müslim, İman 259 ) şöyle buyurmuştur: “ Öyle bir ağaç ki bir binici onun bir dalının gölgesinde yetmiş sene yol alır, yine de bitiremez. ” ( Tirmizî, Cennet 9/2541 ) Bu bilgilere göre, söz konusu ağacın, varlıkların cisim ve boyutları bakımından aldıkları son şekil ve emir âleminin sınırına dikilmiş bir ağaç, bir “ oluşum ağacı ” olduğu anlaşılır.

    Sidre-i Müntehâ, “ en son hayret ” mânasını ifade eder. Yani akılların, daha fazla hayret tasavvur edilemeyecek derecede hayrette kaldıkları bir makamda, Habîb-i Ekrem ( s.a.s. ) hayrete düşmemiş, şaşmamış, kendisini kaybetmemiş ve gördüğünü görmüştür.

    “ Elbette son varış yeri Rabbinin huzuru olacaktır! ” ( Necm 53/42 ) âyetine göre “ Müntehâ ”dan maksat, Allah’tır. Bu yüzden Sidretü’l-Müntehâ da, mülkün mâlikine izâfeti kabilinden “ Allah’ın sidresi ” mânasına gelebilir.

Sidre-i Müntehâ’nın yanında “ Cennetü’l-Me’vâ ” vardır. Kelime olarak “ kalınan, sığınılan cennet ” demektir. Burası müttakîlerin ve şehitlerin varacakları cennettir.

Nebiyy-i Muhterem ( s.a.s. ) Mirac’a çıktığı zaman Sidre-i Müntehâ’yı bir kısım hârikulâde şeyler bürüyordu. Sidre’yi bürüyen şeyler hakkında Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

  “ Melek beni Mirac’a çıkardı, derken Sidre’ye ulaştım. Onun Sidre olduğunu, yaprağını ve meyvasını tanıyordum. Az sonra onu Allah’ın emrinden bürüyen bürüyünce, âni bir değişikliğe uğrayıp hiç kimsenin tavsif edemeyeceği bir hale geldi ki, o hali ben de anlatamam. ” ( Buhârî, Salât 1; Müslim, İman 163; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXVII, 72 )

  “ Altından kelebekler onu bürümüştü. ” ( Müslim, İman 259; Tirmizî, Cennet 9/2541 )

  Onu Âlemlerin Rabbinin nuru bürüyor, o da nurlandıkça nurlanıyordu.

Şunu belirtmekte fayda var ki, göklerin, yerin ve tüm kâinatın Rabbi olan Allah katından gelen Kur’ân-ı Kerîm beşerî akılla tam olarak kavranması mümkün olmayacak şekilde derin mânalar taşıyan ne muazzam, ne esrarengiz bir kitaptır. İşte bu Kur’an, bizim göremediğimiz, bilemediğimiz, büyüklüğünü ve güzelliğini hayal bile edemeyeceğimiz âlemleri, sanki bir mahallenin sokaklarını tarif edercesine anlatıyor, duyularımızın nüfûz etmesinin imkân dışı olduğu gayb âlemlerinin haritasını çıkarıyor. Bu bakımdan, bu âyetlerde geçen mevki ve varlıkların neler olduğu konusunda birbirinden çok farklı rivayetler gelmiş, farklı değerlendirmeler yapılmıştır. Burada net olarak söylenecek bir şey varsa o da şu olmalıdır: Mirâc gibi bizim bir gecenin çok kısa bir anında cereyan eden bir olay gözüyle baktığımız bu esrârengiz yolculuk kimbilir kaç tane kâinat tarihini içinde barındırıyor. Âyetlerin tasvir ettiği bu muazzam varlık âlemi içinde bizim dünyamız ve çocuksu kavgalarımız ne kadar küçük düşüyor. Daha önemlisi, bu küçük dünya üzerindeki bir anlık ömrümüzden sonra gideceğimiz yerde bizi neler, ne süprizler bekliyor! ( bk. Kandemir ve diğerleri, II, 1811 )

Efendimiz ( a.s. )’ın Miraç’ta gördüklerine tekrar dönecek olursak:
Ömer Çelik Tefsiri
Necm suresi Diyanet

Necm'den 14 Ayeti'ni dinle


Necm suresi 14 ayeti anlamı - okunuşu

Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında.


Mokhtasar tefsiri

Sidre-i Müntehâ’nın yanında yedinci semada bulunan çok büyük bir ağaçtır.


Ali Fikri Yavuz

Sidretü’l-Münteha’nın (yedinci göğün) yanında


İngilizce - Sahih International


At the Lote Tree of the Utmost Boundary -

Necm suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


En son sidrenin yanında.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Yeddinci göydəki) Sidrətül-müntəhanın yanında.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Sidretü'l-Münteha'nın yanında.

Necm suresi (An-Najm) 14 ayeti arapça okunuşu

﴿عِندَ سِدْرَةِ الْمُنتَهَىٰ﴾
[ النجم: 14]

inde sidratil münteha

عند سدرة المنتهى

سورة: النجم - آية: ( 14 )  - جزء: ( 27 )  -  صفحة: ( 526 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına
  2. Bir eşin yerine başka bir eşi almak isterseniz, birincisine bir yük altın vermiş olsanız bile
  3. Yüzleri ağaranlar ise Allah'ın rahmetindedirler. Onlar orada temellidirler.
  4. Kötülükleri işleyip dururken, ölüm kendisine geldiği zaman; "şimdi tevbe ettim" diyenler ile kafir olarak ölenlerin
  5. (İnkarcıların ileri gelenlerine denir ki;) "İşte şunlar sizinle beraber girecek olanlardır." (Derler ki;) "Onlar rahat
  6. Bu böyledir; kişinin Allah'ın nişanelerine hürmet göstermesi, kalblerin Allah'a karşı gelmekten sakınmasındandır.
  7. Gök ve yer, onlar için gözyaşı dökmedi, onlar erteye bırakılmamışlardı.
  8. Doğrusu günahkarların yiyeceği zakkum ağacıdır; karınlarda suyun kaynaması gibi kaynayan, erimiş maden gibidir.
  9. "İçimizden bir insana mı uyacağız? O zaman biz sapıklık ve delilik etmiş oluruz. Kitap, aramızda,
  10. O gün sevk Rabbin huzurunadır.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Necm indirin:

Necm Suresi mp3 : Necm suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Necm Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Necm Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Necm Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Necm Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Necm Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Necm Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Necm Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Necm Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Necm Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Necm Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Necm Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Necm Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Necm Suresi Al Hosary
Al Hosary
Necm Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Necm Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Thursday, November 21, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler