İsra suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿مَنِ اهْتَدٰى فَاِنَّمَا يَهْتَد۪ي لِنَفْسِه۪ۚ وَمَنْ ضَلَّ فَاِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَاۜ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰىۜ وَمَا كُنَّا مُعَذِّب۪ينَ حَتّٰى نَبْعَثَ رَسُولًا ﴾ [الإسراء: 15]
ayet arapça & türkçe okunuşuMeni-htedâ fe-innemâ yehtedî linefsih(i)(s) vemen dalle fe-innemâ yadillu ‘aleyhâ(c) velâ teziru vâziratun vizra uḣrâ(k) vemâ kunnâ mu’ażżibîne hattâ neb’aśe rasûlâ(n) [İsra: 15]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Kim doğru yola gelirse ancak kendi lehine yola gelmiş ve kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmıştır. Kimse kimsenin günahını çekmez. Biz peygamber göndermedikçe kimseye azabetmeyiz. [İsra: 15]
İsra Suresi 15. ayet tefsiri
13. âyette geçen اَلطَّائِرُ ( tâir ) kelimesinden maksat iyi veya kötü, hayır veya şer insanın yaptığı bütün ameller ve bunlara terettüp eden sevap veya vebâl, bahtiyarlık veya bedbahtlıktır. Boyuna takılan gerdanlık boyundan ayrılmadığı gibi, ne insanın ameli, ne de bunların neticeleri hiçbir zaman kendinden ayrılmaz. Bu ameller Allah’ın manevî âleme koyduğu kanunlara uygun olarak bir kısım şekillere bürünür. İnsanın mânevî yönü bunlarla kıymet kazanır; yükselir veya alçalır, aydınlanır veya kararır. Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) işlenen her bir günahın kalpte siyah bir leke oluşturacağını ( Tirmizî, Tefsir 83/3334; İbn Mâce, Zühd 29 ), abdest uzuvlarının da âhirette parlayacağını ( Buhârî, Vudû’ 3; Müslim, Tahâret 35 ) haber verir. İnsan, yaptığı iyilik ve kötülüklerin âhirette neye tekâbül ettiğini dünyada göremese bile, öldüğü zaman bunları net olarak görecektir. Çünkü, küçük büyük ne yaptıysa hepsinin yazıldığı amel defteri karşısına çıkacak, hepsinin orada kaydedilmiş olduğunu görecektir. Kendisine: “ Oku şimdi defterini! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter! ” denilecektir. Konuyla ilgili diğer âyet-i kerîmelerde şöyle buyrulur:
“ Herkesin amel defteri önüne konulacak; sen günahkârların o defterde yazılı olanlardan dolayı ödleri patlayacak şekilde korktuklarını göreceksin. Hayretler içinde: «Yazıklar olsun bize! Bu nasıl defter ki, küçük büyük demeden, hiçbir şeyi dışarıda bırakmadan ne yapmış, ne söylemişsek hepsini saymış dökmüş!» diyecekler. Böylece yaptıkları her şeyi amel defterlerinde bulacaklar. Rabbin hiç kimseye zulmetmez. ” ( Kehf 18/49 )
“ O gün insanlar, yaptıkları işlerin kendilerine gösterilmesi için kabirlerinden çıkıp hesap yerine bölük bölük gelirler. Artık kim zerre ağırlığınca bir iyilik yapmışsa, onu görür. Kim de zerre kadar bir kötülük yapmışsa, onu görür. ” ( Zilzâl 99/6-8 )
Hak dostu âlimlerden biri şu nasihatte bulunur: “ İşte bu senin amel defterin… Dilin onun kalemi, tükürüğün onun mürekkebi, azaların onun sahifeleri… O amelleri kendi Hafaza meleklerine yazdıran da sensin. Ona hiç bir şey eklenmediği gibi, ondan hiç bir şey de eksiltilmemiştir. Ondan, herhangi bir bölümü kabul etmeyip inkâr edecek olursan, bu sefer bizzat senin azaların; ellerin, ayakların, derilerin senin aleyhine o hususta şâhitlik yapacaktır. ” ( Kurtubî, el-Câmi‘, X, 230 )
Bunun için insan dünyada her gün ne yaptıklarını iyi okumalı, hesaba çekilmeden önce kendini hesaba çekmelidir. Nitekim Peygamberimiz ( s.a.s. ): “ Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekin ” ( Tirmizî, Kıyâmet 25 ) buyurur. Bilmek gerekir ki, ne doğru yolu seçip iyilik yapanlar Allah ve Peygamberine bir iyilik yapmış olurlar. Onlar bu iyiliği sadece kendi faydalarına yapmış olurlar. Ne de doğru yoldan sapıp kötülük yapanlar, Allah ve Rasûlü’ne bir kötülük yapmış olurlar. Onlar da bu kötülüğü sadece kendi zararlarına yapmış olurlar. Hiç kimse bir başkasının günahını yüklenmez, onunla hesaba çekilmez. Toplu olarak işlenen suçlarda da, herkesin sorumluluk ve cezası o suçun işlenmesine olan katkısı nispetindedir. Buna göre hiç kimse, günahının bir başkası tarafından çekileceğini zannetmemelidir. Başkaları haram işliyor diye, kendisi de harama yeltenmemelidir. Çünkü nihâî olarak herkes kendi günahından sorumlu olacaktır. Ancak insan, kendi aklıyla tam olarak neyin helâl neyin haram, neyin günah neyin sevap olduğunu tespit edemeyeceğinden Allah Teâlâ bu hususları aydınlatmak üzere peygamberler göndermiş; peygamber göndermedikçe de hiç kimseye azap etmeyeceğini haber vermiştir.
Bir toplumun Allah’ın azabına uğramasına yol açan sebep ve sürece gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
İsra suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu
Artık kim doğru yolu seçerse ancak kendi iyiliği için seçmiş olur. Kim doğru yoldan saparsa, o da ancak kendi zararına sapmış olur. Hiç kimse bir başkasının günah yükünü çekmez ve onunla yargılanmaz. Ayrıca biz, peygamber göndermedikçe kimseye azap etmeyiz.
Mokhtasar tefsiri
Kim iman ederek, hidayete yönelirse, hidayetinin sevabı kendisine aittir. Kim saparsa, sapıklığının cezası kendisine aittir. Hiçbir nefis başka bir nefsin günahını taşımaz. Biz hiçbir bir topluma hücceti ikame edip onlara bir resul göndermedikçe azap etmeyiz.
Ali Fikri Yavuz
Kim doğru yolda giderse ancak kendisi için doğru yolda bulunur (Sevab kendisinedir). Kim de sapıklık ederse, yalnız kendi aleyhine sapıklık eder (cezasını çeker). Hiç bir günâhkâr da başkasının günahını taşımaz. Bir de biz, bir Peygamber göndermedikçe azab etmeyiz
İngilizce - Sahih International
Whoever is guided is only guided for [the benefit of] his soul. And whoever errs only errs against it. And no bearer of burdens will bear the burden of another. And never would We punish until We sent a messenger.
İsra suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Kim doğru yolu bulursa ancak kendisi için bulmuştur ve kim doğru yoldan sapmışsa kendisini sapıtmıştır ve kimse, bir başkasının yükünü yüklenmez ve biz, peygamber göndermedikçe hiçbir topluluğu azaplandırmayız.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Doğru yol tutan yalnız özünə xeyir, haqq yoldan azan da ancaq özünə zərər edər. Heç bir günahkar başqasının günahını daşımaz. (Hərə öz günahına cavabdehdir). Biz, peyğəmbər göndərməmiş (heç bir ümmətə) əzab vermərik!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Kim hidayet yolunu seçerse, bunu ancak kendi iyiliği için seçmiş olur; kim de doğruluktan saparsa, kendi zararına sapmış olur. Hiçbir günahkar, başkasının günah yükünü üslenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe (kimseye) azap edecek değiliz.
İsra suresi (Al-Isra) 15 ayeti arapça okunuşu
﴿مَّنِ اهْتَدَىٰ فَإِنَّمَا يَهْتَدِي لِنَفْسِهِ ۖ وَمَن ضَلَّ فَإِنَّمَا يَضِلُّ عَلَيْهَا ۚ وَلَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ أُخْرَىٰ ۗ وَمَا كُنَّا مُعَذِّبِينَ حَتَّىٰ نَبْعَثَ رَسُولًا﴾
[ الإسراء: 15]
من اهتدى فإنما يهتدي لنفسه ومن ضل فإنما يضل عليها ولا تزر وازرة وزر أخرى وما كنا معذبين حتى نبعث رسولا
سورة: الإسراء - آية: ( 15 ) - جزء: ( 15 ) - صفحة: ( 283 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ey insanlar! Doğrusu Biz sizleri bir erkekle bir dişiden yarattık. Sizi milletler ve kabileler haline
- Çünkü Allah bu kimselerin ecirlerini tam verir ve lütfu ile arttırır. Doğrusu O, bağışlayandır, şükrün
- Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti ve sizi bir zamanlar alemlere üstün kıldığımı hatırlayın.
- Firavun Musa'ya: "Biz seni çocukken yanımıza alıp büyütmedik mi? Hayatının birçok yıllarını aramızda geçirmedin mi?
- "Hayır; yalnız Allah'a kulluk et ve şukredenlerden ol."
- Denizde yürüyen dağlar gibi gemiler O'nundur.
- Dolu bir gemiye kaçmıştı.
- Dilerse sana, bunlardan daha iyi olan, içlerinden ırmaklar akan cennetler verebilen ve köşkler kurabilen Allah
- Onlara: "Siz onlardan ve Allah'tan başka taptıklarından ayrıldınız, bunun için mağaraya girin ki, Rabbiniz size
- Her ümmetin bir peygamberi vardır. Onlara peygamberleri geldiğinde aralarında adaletle hüküm verilmiş olur. Onların hakları
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah İsra indirin:
İsra Suresi mp3 : İsra suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler