Tevbe suresi 15. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْۜ وَيَتُوبُ اللّٰهُ عَلٰى مَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ ﴾ [التوبة: 15]
ayet arapça & türkçe okunuşuVeyużhib ġayza kulûbihim(k) veyetûbu(A)llâhu ‘alâ men yeşâ(u)(k) va(A)llâhu ‘alîmun hakîm(un) [Tevbe: 15]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onlarla savaşın ki Allah sizin elinizle onları azablandırsın, rezil etsin ve sizi üstün getirsin de müminlerin gönüllerini ferahlandırsın, kalblerindeki öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah Bilendir, Hakimdir. [Tevbe: 15]
Tevbe Suresi 15. ayet tefsiri
Burada müslümanlar, din düşmanlarıyla olan bir kısım kan ve akrabalık bağlarını, dünyevi menfaatlerini bir tarafa bırakarak sebat ve azimle Allah yolunda savaşmaya ve mücadeleye teşvik edilmektedir. Bu âyetler aynı zamanda İslâm’a göre bir topluma veya devlete savaş açmanın gerekçelerini, müslümanların savaştan uzak durmalarına sebep olacak zaafiyetleri ve savaştan beklenen hedefleri beyân eder.
Müslümanların bir topluma veya devlete savaş açmalarının gerekçeleri: Onların anlaşmalarını ve yeminlerini bozmaları; Peygamberi yurdundan çıkarmaya kesinlikle azmetmeleri; savaşı ilk olarak başlatanların bizzat kendilerinin olmasıdır.
Müslümanların savaştan uzak durmalarına sebep olacak zaafiyetleri; Allah’tan değil düşmandan korkmaları, öldürülmekten ve bir kısım menfaatlerinin elden gitmesinden endişe etmeleridir. Dünyayı âhirete tercih etmeleridir. Halbuki inananlar için en çok korkulması gereken elbette ki Allah’tır. Nitekim bir diğer âyet-i kerîmede: “ Dünya hayatını verip âhireti almak isteyen samimi mü’minler Allah yolunda savaşsınlar! ” ( Nisâ 4/74 ) buyrulur.
Savaştan beklenen hedefler ise şöyle beyân edilir:
› Ahdini bozan, hak hukuk tanımayan suçlu ve saldırganları hak ettikleri cezaya çarptırmak. Fakat bu cezalandırma sadece bir eza ve cefadan ibaret olmamalıdır. Müminler, ilâhî azabı hak etmiş olan bir topluma, o azabın tatbikiyle vazifeli bir el durumunda olduklarını bilerek, haksız ve gereksiz işkencelerden sakınmalıdırlar. Böylece yaptıkları iş kendi işleri olmaktan çıkıp, hakkın cezalandırması haline dönüşecek; “ Onları savaşta siz kendi kuvvetinizle öldürmediniz; onları Allah öldürdü. Rasûlüm! Düşmana bir avuç toprak attığın zaman da sen atmadın; Allah attı ” ( Enfâl 8/17 ) sırrı tahakkuk edecektir.
› Saldırganları zelil ve perişan edip, bir daha başkaldıramaz hâle getirmek. Bu da ancak Allah adına yapılan bir zelil kılma olduğu takdirde gerçek hedefine ulaşmış olacaktır.
› Allah’ın kâfirler karşısında mü’minlere nasıl yardım ettiğini; onların şan ve şereflerini nasıl yücelttiğini ortaya çıkarmak. Savaştan esas gaye de zaten bu ilâhî yardıma kavuşmaktır. Değilse bir taraftan düşmanlar zillete düşmekle beraber, diğer taraftan müminler de bir afete uğrayacak olursa savaştan beklenen fayda sağlanmamış ve hedef gerçekleşmemiş olur.
› Senelerdir kâfirlerin her türlü eziyet ve baskısı altında ezilmiş ve acı çekmiş olan müslümanların gönüllerine su serpip ferahlık vermek.
› Hakkın yerini bulmasından dolayı, galip tarafı da, mağlup tarafı da yeni yeni kin ve öfkelerden korumak. Zira elde edilmiş öyle zaferler olur ki, galiplerin başına daha büyük dertler açabilir. Galip tarafın gönlünü okşayan öyle geçici başarılar olur ki, daha büyük kin ve öfkelerin devreye girmesine sebep olabilir.
15. âyetteki “ Allah, dilediği kimselere tevbe ve hidâyet nasip eder ” ifadesi, savaştan beklenen hedeflere ayrı bir ufuk kazandırmaktadır. Kâfirler hep küfür üzere kalacak değillerdir; içlerinden nice hidâyete erecek talihliler vardır. İşte savaş esnâsında harbin acısını ve Allah’a iman edenlerin zaferini yakından gören bir kısım kâfirler, intibaha gelecek, küfür ve günahlarından tevbe edip İslâm’a döneceklerdir. Mekke’nin fethinde bunun çok açık bir misâli yaşanmıştır. Diğer taraftan böyle bir savaşın müminler üzerinde de büyük bir terbiyevî tesiri vardır. Savaş onların da imanlarını kuvvetlendirecek, hakka bağlılıklarını artıracak, insanlık gereği işlemiş oldukları günahlardan tevbe edip temizlenmelerine vesile olacaktır.
Ancak, “ iman ettim ” sözü ispatlanması gereken bir iddiadır. Bunun ispatlanması gerekir:
Ömer Çelik Tefsiri
Tevbe suresi 15 ayeti anlamı - okunuşu
Hem mü’minlerin kalplerindeki kin ve öfkeyi gidersin! Allah, dilediği kimselere tevbe ve hidâyet nasip eder. Allah her şeyi bilendir, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.
Mokhtasar tefsiri
Yüce Allah gönderdiği yardım ile Müminlerin kalplerindeki öfkeyi giderir. Allah Teâlâ Fetih günü, Mekke ehline yaptığı gibi, bu inatçı kimseler içinde tövbe edenlerden dilediği kimselerin tövbesini kabul eder. Allah, onlardan tövbesinde sadık olanları hakkıyla bilendir. O; yaratmasında, idare etmesinde ve hüküm koymasında hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz
Ve müşriklerden eziyet çeken müminlerin kalblerindeki kîni gidersin. Allah, dilediği kimseye tevbe nasib eder. Allah Alîm’dir, Hakîmdir
İngilizce - Sahih International
And remove the fury in the believers' hearts. And Allah turns in forgiveness to whom He wills; and Allah is Knowing and Wise.
Tevbe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve yüreklerindeki gazabı gidersin ve Allah, dilediğine tövbe nasip eder ve tövbesini kabul eyler ve Allah, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Və onların (müşriklərin əlindən əziyyət çəkən müsəlmanların) qəlblərindən qəzəbi silib aparsın. Allah istədiyi kəsin tövbəsini qəbul edər. Allah (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ve onların (müminlerin) kalplerinden öfkeyi gidersin. Allah dilediğinin tevbesini kabul eder. Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Tevbe suresi (At-Tawbah) 15 ayeti arapça okunuşu
﴿وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ ۗ وَيَتُوبُ اللَّهُ عَلَىٰ مَن يَشَاءُ ۗ وَاللَّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ﴾
[ التوبة: 15]
ويذهب غيظ قلوبهم ويتوب الله على من يشاء والله عليم حكيم
سورة: التوبة - آية: ( 15 ) - جزء: ( 10 ) - صفحة: ( 189 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İnkar edenler, insanlara: "Size, siz parça parça dağılıp yok olduğunuz zaman yeniden dirileceğinizi haber veren
- Oysa, Allah, onların sakladıklarını çok iyi bilir.
- Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak yer olmadığını bilsinler.
- Ancak peygamberlerden, bildirmek istediği bunun dışındadır. Rablerinin bildirilerini tebliğ etmelerini ortaya koymak için her peygamberin
- Onlara, her birinde açıkça bir imtihan bulunan, mucizeler verdik.
- Elleri böğründe, çaresiz kalıp, kendilerinin sapıtmış olduklarını görünce: "Eğer Rabbimiz bize acımaz ve bizi bağışlamazsa,
- Aşağılıktan başları öne eğilmiş, göz ucuyla gizli gizli etrafa bakarken, ateşe sunulduklarını görürsün. İnananlar: "Hüsranda
- Göklerde olanlar da yerde olanlar da Allah'ı tesbih ederler. O güçlüdür, Hakim'dir.
- Rabbinin hükmü yerine gelinceye kadar sabret; doğrusu sen, Bizim nezaretimiz altındasın; kalkarken Rabbini överek tesbih
- Kuran'ı işlerine geldiği gibi bölenlere de, kendi Kitablarının bir kısmına inanıp bir kısmını kabul etmeyen
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Tevbe indirin:
Tevbe Suresi mp3 : Tevbe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler