Yusuf suresi 17. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Yusuf suresi 17 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Yusuf suresi - Yusuf aya 17 (Joseph).
  
   

﴿قَالُوا يَٓا اَبَانَٓا اِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِنْدَ مَتَاعِنَا فَاَكَلَهُ الذِّئْبُۚ وَمَٓا اَنْتَ بِمُؤْمِنٍ لَنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِق۪ينَ ﴾ [يوسف: 17]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Kâlû yâ ebânâ innâ żehebnâ nestebiku veteraknâ yûsufe ‘inde metâ’inâ feekelehu-żżi/b(u)(s) vemâ ente bimu/minin lenâ velev kunnâ sâdikîn(e) [Yusuf : 17]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Akşam üstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: "Ey babamız! İnan olsun biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın" dediler. [Yusuf : 17]


Yusuf Suresi 17. ayet tefsiri

Onlar, bir mazeretleri bulunduğunu en güzel şekilde anlatabilmek için akşamleyin geldiler. Hepsi koro halinde ağlaşmakta idiler. Yûsuf’u kuyuya atmışlar ve güya ondan kurtulmuşlardı. Fakat Yûsuf’un beraberlerinde dönmeme sebebini babalarına bir şekilde anlatmaları gerekiyordu. Bunun da bir yolunu buldular; babalarının kendilerine daha önce verdiği ipucunu kullanarak, kendileri yarış yaparlarken eşyalarının yanında bıraktıkları Yûsuf’u kurdun kapıp yediğini söylediler. Söylediklerinin doğruluğuna delil olarak da Yûsuf’un, üzerine sahte kan sürdükleri gömleğini gösterdiler. Fakat Yâkub ( a.s. ) onlara inanmadı ve Yûsuf’la alakalı olarak büyük bir plan çevirdiklerini yüzlerine söyledi. Ancak Yâkub ( a.s. )’ın sabırdan başka yapacak bir şeyi kalmamıştı. “ Bana düşen en güzel şekilde sabretmektir ” diyerek, yüceler yücesi Allah’ın yardımına sığındı.

Rivayete göre kardeşleri, Yûsuf’un gömleğini kana bulayıp babalarına getirdiklerinde, acı haberi alan Hz. Yâkub feryada başladı. Gömleği kendisine göstermelerini istedi. Onu yüzüne gözüne sürdü, koklayıp öptü. Daha sonra gömleği evirip çevirmeye başladı. Gömlekte herhangi bir yırtık veya parçalanma izi yoktu. Bunun üzerine Hz. Yâkub şöyle dedi: “ Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki, bu güne kadar bunun gibi hikmetli hareket eden, böyle yumuşak huylu bir kurt görmedim. Oğlumu yiyip parçaladığı, onu gömleğinin içinden çekip çıkardığı halde üzerindeki gömleği parçalamamış! ” Buna göre Yâkub ( a.s. )’ın, onların hilesini pekâlâ sezdiği anlaşılmaktadır. ( bk. Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XII, 213; Kurtubî, el-Câmi‘, IX, 149 ) Zaten âyette yer alan “ Hayır! Belli ki, nefisleriniz sizi aldatıp, böyle kötü bir işe sürüklemiş ” ( Yûsuf 12/18 ) ifadesi de bu gerçeği açıkça beyân etmektedir.

“ Sabr-ı cemîl ”, güzel bir sabır demektir. Bu, beraberinde hiçbir feryadın, şikâyetin ve tahammülsüzlüğün bulunmadığı bir sabırdır. Bu keyfiyetteki bir sabır insana, tüm felâket ve meşakkatleri sukûnetle, kendine hâkim olarak, ağlayıp sızlamadan, yüce ruhlu kişilere yaraşır bir şekilde göğüsleme kuvveti verir. Bir başka izaha göre ise: “ Sabr-ı cemîl; Allah Teâlâ’nın kadîm ve küllî iradesiyle istediği şeylerin ortaya çıkışına sabretmek, teslim olmak ve rızâ göstermek ”tir. Böyle bir sabrın peşinden ilâhî yardımın yetişeceğinde şüphe yoktur. Nitekim âyette sabr-ı cemîl’in hemen peşinden yegâne yardım istenecek varlığın Allah olduğunun beyân edilmesinde bu gerçeğe bir işaret vardır.

Abdülkadir Geylânî ( k.s. ), bir musibet karşısında kulun takınacağı hâli ve bu hâle göre gelen musîbetin nasıl bir netice hâsıl edeceğini şöyle izah eder:

“ Musîbetin bir ceza olarak, ya da yapılan hatalara mukâbil geldiğine alâmet odur ki; o anda insan sabırsız ola… Bağıra, çağıra… Sızlana… Ve hâlinden halka Hakk’ı şikâyet ede… Musîbetin hatalara kefaret oluşuna alâmet odur ki, geldiği zaman bağrılıp çağrılmaya. Bir sızlanma olmaya. Sîne daralmaya. Bilakis ferahlık ola… Hele o musîbet hâlinde ilâhî emirlerin edâsı, taata koşmak insana hiç ağır gelmeye. Manevî derecenin yükselmesine alâmet olan musîbet ise, insanı rızâ hâline dalgın kılar. Muvafakat yolunu tutturur. Nefis itminan halindedir  ve kadere karşı bir sükûn içindedir. Tâ o musîbet hâli geçinceye kadar… ” ( Velîler Ansiklopedisi, II, 472 )

Tekrar kıssaya dönecek olursak, kardeşleri böyle plan çevirirken peki Yûsuf ne durumdaydı: 


Ömer Çelik Tefsiri
Yusuf suresi Diyanet

Yusuf 'den 17 Ayeti'ni dinle


Yusuf suresi 17 ayeti anlamı - okunuşu

Şöyle dediler: “Muhterem babamız! Biz gittik, yarış yapıyorduk; Yûsuf’u da eşyalarımızın yanında bırakmıştık. Geri döndüğümüzde bir de ne görelim, onu kurt yemiş! Şimdi biz ne kadar doğruyu söylüyor olsak da, biliyoruz ki sen bize inanmayacaksın.”


Mokhtasar tefsiri

Dediler ki: Ey Babamız! Biz koşu yarışı yapıyor ve oklarla atış yapıyorduk. Yusuf’u ise bekçilik yapması için elbiselerimizin ve azıklarımızın yanına bıraktık. O sırada kurt onu yemiş. Bizler sana haber verdiğimiz şeylerde her ne kadar doğru söylesek de, sen bize inanmayacaksın, dediler.


Ali Fikri Yavuz

Şöyle dediler: “- Ey babamız, biz gittik koşu yapıyorduk. Yûsuf’u da eşyamızın yanında bırakamıştık. Bir de gördük ki, onu kurt yemiş. Şimdi biz ne kadar doğru söylesek de, sen bize inanmazsın.”


İngilizce - Sahih International


They said, "O our father, indeed we went racing each other and left Joseph with our possessions, and a wolf ate him. But you would not believe us, even if we were truthful."

Yusuf suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Baba demişlerdi, biz yarışa gitmiştik, Yusuf'u da elbiselerimizin başında bırakmıştık, bir kurt gelip yemiş onu, fakat biz doğru söylesek de sen inanmazsın bize.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Və dedilər: “Ata! Biz (at çapmaq, yaxud qaçışıb-ötüşmək və ya ox atmaqda) bir-birimizlə yarışmaq üçün (səhraya) getmişdik və Yusifi şeylərimizin (libaslarımızın) yanında qoymuşduq. Bir də xəbər tutduq ki, qurd onu yemişdir. İndi biz doğru danışsaq da, sən bizə inanmayacaqsan!”


Kuran Araştırmaları Vakfı


Ey babamız! dediler, biz yarışmak üzere uzaklaştık; Yusufu eşyamızın yanında bırakmıştık. (Ne yazık ki) onu kurt yemiş! Fakat biz doğru söyleyenler olsak da sen bize inanmazsın.

Yusuf suresi (Yusuf) 17 ayeti arapça okunuşu

﴿قَالُوا يَا أَبَانَا إِنَّا ذَهَبْنَا نَسْتَبِقُ وَتَرَكْنَا يُوسُفَ عِندَ مَتَاعِنَا فَأَكَلَهُ الذِّئْبُ ۖ وَمَا أَنتَ بِمُؤْمِنٍ لَّنَا وَلَوْ كُنَّا صَادِقِينَ
[ يوسف: 17]

kalu ya ebana inna zehebna nestebiku veterakna yusüfe inde metaina feekelehüz zi'b vema ente bimü'minil lena velev künna sadikin

قالوا ياأبانا إنا ذهبنا نستبق وتركنا يوسف عند متاعنا فأكله الذئب وما أنت بمؤمن لنا ولو كنا صادقين

سورة: يوسف - آية: ( 17 )  - جزء: ( 12 )  -  صفحة: ( 237 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. And olsun ki, kendilerine peygamber gönderilenlere soracağız, peygamberlere de soracağız.
  2. Musa'ya kırk gece vade vermiştik. Sonra onun arkasından, kendinize yazık ederek, buzağıyı tanrı edinmiştiniz.
  3. Doğrusu Biz, akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, kuşları da toplu halde onun buyruğu
  4. Şüphesiz Biz her şeyi bir ölçüye göre yaratmışızdır.
  5. Allah'ın verdiği nimeti nankörlükle karşılayanları ve milletlerini helak olacakları yere, yaslanacakları cehenneme götürenleri görmüyor musun?
  6. "Onu ve kardeşini eğle; şehirlere toplayıcılar gönder, bütün bilgin sihirbazları sana getirsinler" dediler.
  7. And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
  8. Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.
  9. Orada meyveler, salkımlı hurma ağaçları, kabuklu taneler, güzel kokulu otlar vardır.
  10. Bu arada, İbrahim'in ayakta duran karısı gülünce, "Ona İshak'ı ardından Yakub'u müjdeleriz" dediler.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Yusuf indirin:

Yusuf Suresi mp3 : Yusuf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Yusuf  Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Yusuf  Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Yusuf  Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Yusuf  Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Yusuf  Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Yusuf  Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Yusuf  Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Yusuf  Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Yusuf  Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Yusuf  Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Yusuf  Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Yusuf  Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Yusuf  Suresi Al Hosary
Al Hosary
Yusuf  Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Yusuf  Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler