Ali İmran suresi 17. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿الصَّابِرِينَ وَالصَّادِقِينَ وَالْقَانِتِينَ وَالْمُنفِقِينَ وَالْمُسْتَغْفِرِينَ بِالْأَسْحَارِ﴾
[ آل عمران: 17]
eṣṣâbirîne veṣṣâdiḳîne velḳânitîne velmünfiḳîne velmüstagfirîne bil'esḥâr.
Diyanet Kur'an-ı Kerim
Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir.
Ali İmran suresi DiyanetAli İmran suresi 17 ayeti okunuşu
Mokhtasar tefsiri
(Onlar): İtaatleri yerine getirmede, kötü amelleri terk etmede ve başlarına gelen musibetlerde sabreden kimselerdir. Onlar; sözlerinde ve amellerinde sadık olanlardır. Onlar; Allah`a tam bir şekilde boyun eğip itaat edenlerdir. Onlar; Allah yolunda infak eden ve gecenin sonlarında Allah`tan bağışlanma dileyenlerdir. Çünkü bu vakit; duanın kabul edilmesine en yakın olan vakittir. Bu vakitte kalp, kendisini alıkoyacak şeylerden uzak olur.
Ali Fikri Yavuz
O takva sahipleri, taât ve musibetlere sabreden (söz, iş ve niyyetlerinde) sadâkat gösteren, Allah’a itaat eden. Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah’dan mağfiret isteyen ve namaz kılanlardır
İngilizce - Sahih International
The patient, the true, the obedient, those who spend [in the way of Allah], and those who seek forgiveness before dawn.
Ali İmran suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Onlar, sabredenler, gerçekler, itaat eyleyenler, mallarını yoksullara harcayanlar ve seher çağlarında, suçlarının yarlıganmasını dileyenlerdir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlar (müsibətlərə) səbr edən, (sözlərində və işlərində) doğru olan, (Allaha) itaət edən, mallarından fəqirlərə verən və sübh vaxtı (Allahdan) bağışlanmaq diləyənlərdir (sübh namazına qalxanlardır).
Kuran Araştırmaları Vakfı
Sabreden, dürüst olan, huzurda boyun büken, hayra harcayan ve seher vaktinde Allah'tan bağış dileyenler (içindir).
Ali İmran suresi (Al Imran) 17 ayeti arapça okunuşu
essabirine vessadikine velkanitine velmünfikine velmüstagfirine bil'esharالصابرين والصادقين والقانتين والمنفقين والمستغفرين بالأسحار
سورة: آل عمران - آية: ( 17 ) - جزء: ( 3 ) - صفحة: ( 52 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Nasıl olabilir ki, size üstün gelselerdi ne bir yakınlık, ne de bir ahd gözetirlerdi. Kalpleriyle
- Namaz bitince yeryüzüne yayılın; Allah'ın lütfundan rızık isteyin; Allah'ı çok anın ki saadete erişesiniz.
- Onları kendilerinin buyruğuna verdik; bindikleri de, etini yedikleri de vardır.
- Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun
- Kanınızı dökmeyin, birbirinizi yurdunuzdan sürmeyin diye sizden söz almıştık, sonra bunu böylece kabul etmiştiniz, buna
- Arınmış olan, Rabbinin adını anıp namaz kılan, saadete erişecektir.
- Onlara: "Yalnız Allah çağrıldığı zaman inkar ederdiniz de, O'na eş koşulunca inanırdınız. Bugün hüküm, yüce
- Bu sadece bir öğüttür; dileyen, Rabbine giden yolu tutar.
- Kardeşleri Nuh, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- Varlık sahibi olup da seni yalanlayanları Bana bırak; onlara az bir mehil ver.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ali İmran indirin:
Ali İmran Suresi mp3 : Ali İmran suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler