Vakıa suresi 19. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Vakıa suresi 19 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Vakıa suresi - Al-Waqiah aya 19 (The Inevitable, The Event).
  
   

﴿لَا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنْزِفُونَۙ ﴾ [الواقعة: 19]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Lâ yusadde’ûne ‘anhâ velâ yunzifûn(e) [Vakıa: 19]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Ölümsüz gençler yanlarında, baş ağrısı ve dönmesi vermeyen bembeyaz bir kaynaktan doldurulmuş kaseler, ibrikler, kadehler; seçecekleri meyveler, arzulayacakları kuş eti ile dolaşırlar. [Vakıa: 19]


Vakıa Suresi 19. ayet tefsiri

İmân-ı kâmil, sâlih ameller ve hayırlı işlerle Allah’a iyice yakınlaşmış bulanan “ sâbikûn ” zümresine “ mukarrebûn ” ünvanı verilir. Bunların çoğu daha önce gelip geçmiş ümmetlerden, az bir kısmı da sonraki ümmetlerden olacaktır. Çünkü önce gelip geçen peygamberlerin ve onlarla beraber hakkın mücâdelesini veren seçkin mü’minlerin bu zümreden olacağında şüphe yoktur. Aynı şekilde Resûlullah ( s.a.s. )’in ve İslâm’ın yaşanıp tüm dünyaya yayılmasında çok büyük fedakârlıklar gösteren ashâb-ı kirâmın bu zümrenin içinde oldukları şüphesizdir. Nitekim âyet-i kerîmede: “ Muhâcir ve ensardan iman, amel, Allah yolunda infak ve cihadda öne geçen ilkler ” övülmektedir. ( bk. Tevbe 9/100 ) Bir görüşe göre de bunların çoğu, İslâm’ın ilk devirlerinden, az bir kısmı ise son devirlerinden olacaktır. Her iki ihtimale göre de bizim o seçkin zümreye girebilmek için maddi-manevî gücümüzün son noktasına kadar Allah’ın dinini öğrenme, öğretme, yaşama ve yaşatma yolunda tarifi imkânsız bir cömertlik ve fedakârlıkla hareket etmemiz gerektiği anlaşılmaktadır. Sıradan bir kulluk ile değil “ sâbikûn ” grubuna girebilmek, “ ashâb-ı meymene ”den olabilmek bile zordur.

Hoca Ahmed Yesevî ( k.s. ) ne güzel öğüt verir:

“ Himmet kor’un can biliğa muhkem çalmaz

Mâsivânı muhabbetin özdin salmay

Göz yaşını nisâr iylâp zârın itmay

Esrâr yolun merdanlardın bilse bolmas. ” 

“ Bir insan; himmet kuşağını beline güzelce sarmaz, dünya sevgi ve bağlılığını kalbinden çıkarıp atmaz, Allah yolunda göz yaşları dökerek ağlamazsa, o adama Allah’a yakınlık sırlarının yolunu en büyük şeyhler, mürşitler bile açsa yine yürüyüp gâyeye eremez. Sırr-ı ilâhîye giden yolda acemi acemi bakınır, yollarda kalır. ”

Ancak büyük bir gayretle bu seçkin, tâlihli ve bahtiyâr zümreye katılabilenlere cennette şu nimetler ihsan edilecektir:

    Bunlar her türlü nimetlerle donatılmış cennetlere yerleştirilirler.

    Altın, inci, ipek, yakut, elmas gibi kıymetli mücevherlerle işlenmiş ve birbirine yakın dizilmiş son derece güzel koltuklar üzerinde yüzleri birbirine bakacak şekilde karşılıklı otururlar. Biri diğerinin sırtını görmez.

    Hiç değişmeyecek, güzellikleri hiç bozulmayacak ölümsüz gençler, durmadan akıp giden içecek gözesinden doldurulmuş testilerle, sürahilerle, ibriklerle ve kadehlerle cennetliklerin çevresinde dolaşırlar. Onlara durmadan kadeh sunarlar. Fakat bu içecekten içenlerin ne başları ağırır ne de akılları gider. Cennet içeceği zevk verir, ama sarhoş etmez. İnsanın aklını alıp saçmalıklara sürüklemez. Yahut bu içeceği içmekle sızıp ağızlarından, burunlarından salyalar akmaz.

    İstedikleri, seçip beğendikleri türlü türlü meyveler, canlarının çektiği kuş etleri…

    Hiçbir elin değmediği, üzerine tozun düşmediği, bu sebeple son derece şeffaf ve parlak olan, sedefinde sarmalanıp gizlenmiş inciler misâli iri güzel gözlü hûriler…

    Mü’minler cennette hiçbir boş söz, yalan, gıybet, bühtân, kınama, suçlama, alay ve aşağılama duymazlar.

Kötü bir toplum içinde yaşayan mânevîyat ehli, selim tabiatlı insanlar, Allah Teâlâ’nın cennette mü’minlere va‘dettiği bu nimetin ne kadar büyük bir nimet olduğunu gayet iyi bilirler. Mü’minler orada sadece “ selâm, selâm ” sözü duyarlar. Birbirlerine selâm verirler, esenlik dilerler, hep barış içinde bulunurlar, aralarında en küçük bir kırgınlık ve pürüz olmaz. Dostlukları günden güne ziyâdeleşir. Üstelik Allah Teâlâ’nın ve meleklerin verdikleri selamı duyarlar, aldıkları manevî haz arttıkça artar.

Şimdi sıra ashâb-ı yeminde:
Ömer Çelik Tefsiri
Vakıa suresi Diyanet

Vakıa'den 19 Ayeti'ni dinle


Vakıa suresi 19 ayeti anlamı - okunuşu

Bu şaraptan ötürü ne başları ağrır, ne de sarhoş olurlar.


Mokhtasar tefsiri

Dünyadaki içkiler gibi değildir. Onu içenin ne başı ağrır, ne de aklı gider.


Ali Fikri Yavuz

Ondan başları ağrımaz, sarhoş da olmazlar


İngilizce - Sahih International


No headache will they have therefrom, nor will they be intoxicated -

Vakıa suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


O şaraptan başları da ağrımaz ve sarhoş da olmazlar.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Dünyadakı şərabdan fərqli olaraq) ondan başları ağrımaz və keflənməzlər.


Kuran Araştırmaları Vakfı


Bu şaraptan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

Vakıa suresi (Al-Waqiah) 19 ayeti arapça okunuşu

﴿لَّا يُصَدَّعُونَ عَنْهَا وَلَا يُنزِفُونَ﴾
[ الواقعة: 19]

la yüsaddeune anha vela yünzifun

لا يصدعون عنها ولا ينـزفون

سورة: الواقعة - آية: ( 19 )  - جزء: ( 27 )  -  صفحة: ( 535 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Ama, insanoğlu gelecekte de suç işlemek ister de: "Kıyamet günü ne zamanmış! " der.
  2. İbrahim: "Ey Elçiler! Göreviniz nedir?" dedi.
  3. Bu, Allah'ın hak olmasından ve O'ndan başka taptıkları şeylerin batıl olmasındandır. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.
  4. Bunlar Allah'ın yolundan alıkorlar ve o yolu eğriltmeğe çalışırlar; işte onlar ahireti inkar edenlerdir.
  5. Sonra de geride kalanları suda boğduk.
  6. Ya da: "Onda delilik var" diyorlar öyle mi? Hayır; onlara gerçeği getirmiştir, ama çoğu ondan
  7. Ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.
  8. O gün, insanın gücü de, yardımcısı da olmaz.
  9. Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, Rablerinin kendilerine verdiğini almış olarak bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. Çünkü
  10. Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık; her iki su, takdir edilen bir ölçüye göre birleşti.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Vakıa indirin:

Vakıa Suresi mp3 : Vakıa suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Vakıa Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Vakıa Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Vakıa Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Vakıa Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Vakıa Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Vakıa Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Vakıa Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Vakıa Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Vakıa Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Vakıa Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Vakıa Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Vakıa Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Vakıa Suresi Al Hosary
Al Hosary
Vakıa Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Vakıa Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, November 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler