Fussilet suresi 20. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿حَتّٰٓى اِذَا مَا جَٓاؤُ۫هَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَاَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ ﴾ [فصلت: 20]
ayet arapça & türkçe okunuşuHattâ iżâ mâ câûhâ şehide ‘aleyhim sem’uhum ve ebsâruhum ve culûduhum bimâ kânû ya’melûn(e) [Fussilet: 20]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sonunda oraya varınca, kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları hakkında onların aleyhinde şahidlik ederler. [Fussilet: 20]
Fussilet Suresi 20. ayet tefsiri
Bu âyetlerde kulakların, gözlerin ve derilerin şâhitlik yapacağı haber veriliyor. Dilin tatma ve burnun koklama özellikleri deriye ait hususiyetler olduğu için ayrıca zikredilmeye lüzum görülmemiştir. Yani onlar da şâhitlik yapacaklardır. Diğer azaların şâhitliği hususunda Yâsîn sûresinde şöyle buyrulur:
“ O gün onların ağızlarını mühürleriz de, işlemiş oldukları günahları bize elleri söyler, ayakları da buna şâhitlik eder. ” ( Yâsîn 36/65 )
Buna göre eller ve ayaklar da o gün şâhitlik yapacaktır. Şâhitler bunlarla da sınırlı değildir. Kişinin üzerinde dolaştığı mekanlar, iyilik ya da kötülük yaptığı yerler de şâhitlik yapacaktır. Nitekim Zilzâl sûresinde bu hakikat şöyle beyân buyrulur:
“ Yer bütün ağırlıklarını; ölülerini, hazinelerini fırlatıp dışarı çıkardığı ve insan şaşkın şaşkın: «Ne oluyor buna?» dediği zaman! İşte o gün yer, üstünde olan biten bütün haberlerini anlatır: Çünkü Rabbin ona böyle yapmasını emretmiştir. ” ( Zilzâl 99/2-5 )
Enes b. Malik ( r.a. ) der ki:
Resûlullah ( s.a.s. )’in huzurunda idik, tebessüm buyurdu. Sonra: “ Niçin güldüğümü biliyor musunuz? ” diye sordu. Biz: “ Allah ve Resûlü daha iyi bilir ” dedik. Şöyle buyurdu:
“ - Kulun Rabbine hitabından dolayı tebessüm ettim. O: «Ey Rabbim! Sen beni zulümden alıkoymadın mı?» der. Yüce Rab: «Evet» der. Bu sefer kul: «Ben kendime karşı ancak kendimden olan şahidi kabul ederim» der. Bunun üzerine yüce Allah: «Bugün sana karşı şâhit olarak kendin yetersin. Şâhitler olarak da kirâmen katibîn melekleri yeter» buyurur. ”
Efendimiz devamla buyurdu ki: “ Allah o kişinin ağzına mühür vurur ve bu sefer azalarından konuşmaları istenir. Azalar yaptıkları işleri söyler. Sonra onu konuşmak üzere serbest bırakır. Kul der ki: «Benden uzak olun, benden uzak olun. Ben sizin için mücadele edip duruyordum.» ” ( Müslim, Zühd 17 )
Yüce Rabbimiz için hiçbir şey zor değildir. Dünyada etten ibaret olan insan diline konuşma özelliği verdiği gibi, âhirette bu husûsiyeti şâhitlik yapacak canlı veya cansız her şeye verecektir. Onlar da yaptıklarını, bildiklerini, üzerinde yapılanlarını veya kendileri vasıtasıyla yapılanları Allah’ın buyruğu ile eksiksiz dile getireceklerdir. Bunun böyle olacağında bir şüphe olmamakla birlikte:Ömer Çelik Tefsiri
Fussilet suresi 20 ayeti anlamı - okunuşu
Nihâyet ateşin karşısına geldiklerinde kendi kulakları, gözleri ve derileri, vaktiyle işledikleri bütün kötülükleri söyleyip onların aleyhinde şâhitlik edecekler.
Mokhtasar tefsiri
Sürüldükleri ateşe geldiklerinde ve dünyada yaptıklarını kabullenmediklerinde kulakları, gözleri, derileri dünyada işledikleri küfür ve günahlara dair onlar aleyhinde şahitlik ederler.
Ali Fikri Yavuz
Nihayet ateşe geldikleri zaman, onlar (dünyada) ne yapıyordu iseler, kulakları, gözleri ve derileri hep aleyhlerine şahidlik edecektir
İngilizce - Sahih International
Until, when they reach it, their hearing and their eyes and their skins will testify against them of what they used to do.
Fussilet suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Oraya gelince de kulakları, gözleri ve derileri, yaptıkları şeyler hakkında, kendi aleyhlerine tanıklıkta bulunur.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Nəhayət, onlar Cəhənnəmə gəldikdə qulaqları, gözləri və dəriləri etdikləri əməllər barəsində onların əleyhinə şəhadət verəcəkdir.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Nihayet oraya geldikleri zaman kulakları, gözleri ve derileri, işledikleri şeye karşı onların aleyhine şahitlik edecektir.
Fussilet suresi (Fussilat) 20 ayeti arapça okunuşu
﴿حَتَّىٰ إِذَا مَا جَاءُوهَا شَهِدَ عَلَيْهِمْ سَمْعُهُمْ وَأَبْصَارُهُمْ وَجُلُودُهُم بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ﴾
[ فصلت: 20]
حتى إذا ما جاءوها شهد عليهم سمعهم وأبصارهم وجلودهم بما كانوا يعملون
سورة: فصلت - آية: ( 20 ) - جزء: ( 24 ) - صفحة: ( 478 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bilmeden, doğruya götüren bir rehberi olmadan, aydınlatıcı bir kitabı da bulunmadan Allah yolundan saptırmak için
- Gece ile gündüz, güneş ile ay Allah'ın varlığının belgelerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin; eğer
- Ey inananlar! Sizi can yakıcı bir azabdan kurtaracak, kazançlı bir yolu size göstereyim mi?
- Allah'a nasıl yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter.
- Ancak tevbe eden, inanıp yararlı iş işleyenlerin, işte Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah bağışlar
- İnanan erkek ve kadınları, yapmadıkları bir şeyden ötürü incitenler, şüphesiz iftira etmiş ve apaçık bir
- Yakınlarınız ve çocuklarınız size kıyamet gününde bir fayda veremezler. Allah onlarla sizi ayırır. Allah işlediklerinizi
- Musa, halkının haberi olmadığı bir zamanda, şehre girdi. Biri kendi adamlarından, diğeri de düşmanı olan
- Gökten azap olarak düşen bir parça görseler: "Bulut kümesidir" derler.
- Bir de verdiğim nimetten artırmamı umar;
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fussilet indirin:
Fussilet Suresi mp3 : Fussilet suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler