Bakara suresi 21. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ وَالَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَۙ ﴾ [البقرة: 21]
ayet arapça & türkçe okunuşuYâ eyyuhe-nnâsu-’budû rabbekumu-lleżî ḣalekakum velleżîne min kablikum le’allekum tettekûn(e) [Bakara: 21]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, O'na karşı gelmekten korunmuş olabilesiniz. [Bakara: 21]
Bakara Suresi 21. ayet tefsiri
“ Ey insanlar! Rabbinize kulluk ediniz! ” hıtâbı çeşitli anlam katmanları bulunan bir emir olarak, kâfir olsun mü’min olsun, âsi olsun münafık olsun bütün insanları içine almaktadır. Şöyle ki:
› Kâfirlere, Rablerine iman edip O’nu yegâne ilâh kabul etmelerini,
› Münafıklara, Rablerini tanıyarak tevhitte samîmî olmalarını,
› Âsilere, Rablerine itâat etmelerini,
› İtâat ve iman ehline ise Rablerine itâatte devamlı olmalarını emretmektedir.
Bu ilâhî hitâbı duyan gafiller gaflet uykusundan uyanır, tembeller ve uyuşuk halde bulunanlar harekete geçer, masivayla meşgul olanlar kulluğa yönelir, gerçeklerden yüz çevirenler hakka döner. Hak âşıkları ise gönülleri okşayan bu rabbânî nidayla coşarlar. ( Semerkandî, Bahru’l-Ulûm, I, 101 )
İbadet kelimesinde; “ tapma, bağlılık, boyun eğme, itaat, hâkimiyeti altına girme ve kulluk ” anlamları vardır. Bununla birlikte ibâdet; “ kul ” anlamındaki “ abd ” kelimesiyle bağlantılı olup esasmânası “ kulluk etmek ” demektir. Aynı kökten gelen ubûdiyet, benliğini hiçe sayıp kendini alçaltmak anlamındadır. İbâdet ise benliğini hiçe saymanın zirve noktasını teşkil ettiğinden böylesi bir saygıya da üstünlük ve yüceliğin zirvesinde bulunan Allah Teâlâ dışında hiçbir varlık lâyık değildir. Kulluk, hayatın tüm safhalarını; itikadî, ahlâkî, hukukî, iktisadî ve siyasî her türlü ilişkileri kuşatan bir kavramdır. Ancak, dine uygun tutum ve davranışlar “ Allah’a kulluk ” kapsamına girerken, aykırı tutum ve davranışlar, “ tâğûta, nefse, hevâ ve hevese kulluk ” kapsamına girmektedir.
Sufilere göre ibâdet; kalp ile tevhidin hakikatine ulaşmayı, sır ile masivâdan uzaklaşıp Allah’a yönelerek sadece O’nun rızâsını istemeyi, nefs ile de ilâhî hükümlere tam teslimiyet göstermeyi içine almaktadır. Bu bakımdan, âyet-i kerîme: “ Ey insanlar! Her türlü haram ve mahzurlu şeyden uzaklaşarak, taatlerin edâsına sımsıkı sarılarak, emredilenlere huşû ve tezellülle boyun eğerek, tembellik ve uyuşukluk edilecek yerlerde yanlış davranışlardan uzaklaşarak Allah’a kulluk ediniz! ” mânasını taşımaktadır.
Burada Allah’ın özellikle rubûbiyet vasfına yer verilmesi dikkat çekicidir. Bizleri, dünyaya gelişimize sebep olan anne ve babalarımızı, nine ve dedelerimizi yaratan O’dur. Bizi ta ilk insandan itibaren varlıkların en şereflisi olarak pek güzel bir biçimde var eden, büyütüp geliştiren, akıl ve dil gibi muazzam nimetlerle donatan O’dur. Bu hususlarda hiç kimse O’na yardım etmiş değildir. İşte, ayet bu hakîkate dikkat çekerek başka şeylere değil, sadece Rabbimize kulluk etmemiz gerektiğini anlatmaktadır.
Ayette, ayrıca Allah Teâlâ’nın ne kadar büyük bir kuvvet ve kudrete sahip olduğu anlatılarak insanların gaflet uykusundan uyanması istenmektedir. Önceki nesillerin yaratılmasına temas edilirken, verilen öğüdün daha etkileyici olması hedeflenmektedir. Yüce Allah niçin bize öncekileri hatırlatmaktadır? Şüphesiz, bizim sonumuzun da onlar gibi olacağına dikkatimizi çekmek için… Adeta şöyle demektedir: “ Sizden öncekiler de yeryüzünde yaşıyorlardı, belki sizden çok daha güçlü, müreffeh bir hayat sürüyorlardı; fakat şu an toprağın altındalar. Demek ki, onları öldüren, sizi de öldürecek... Bu sebeple, siz de dönüp dolaşıp oraya varacağınızı; O’nun huzuruna çıkacağınızı unutmayın. O’na karşı kusur işlemekten vazgeçin. Sadece O’na ibâdet ederek hidâyete, felâh ve kurtuluşa eren muttakîlerin yoluna girin. ”
Neticede hâlisane ibâdetin insana sağlayacağı fayda “ umulur ki takvâya erersiniz ” ifadesiyle belirtilmektedir. Nitekim burada da görüldüğü gibi, verdiği emir ve yasakların hikmetini göstermesi Kur’ân’ın önemli hususiyetlerinden biridir. Demek ki ibâdet, kulu takvâya ulaştırmaktadır. Peki takvâ nedir? “ Koruma ” anlamındaki vikâye kökünden gelen takvâ, “ korku gereği korunmak ” demektir. Takvânın gerçek anlamı, ilâhî emir ve yasaklara riayet ederek uhrevî azaptan korunmaktır. Nihaî derecesi ise, Allah dışındaki her şeyden uzak durmak; yani onlara gönül bağlamamaktır. Bu mânasıyla takvâ, mü’minlerin varabileceği en son makamdır.
Aşağıdaki ayet, yüce Allah’ın şirkten uzak, hâlisane bir kulluğu neden hak ettiğini bu kez âfakî nimetlere vurgu yaparak tekrar açıklamaktadır:
Ömer Çelik Tefsiri
Bakara suresi 21 ayeti anlamı - okunuşu
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz ki, takvâya erebilesiniz.
Mokhtasar tefsiri
Ey İnsanlar! Yalnızca Rabbinize ibadet ediniz. Çünkü sizi ve sizden önceki ümmetleri yaratan odur. Emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınarak ibadetlerinizi yalnızca O`na yapınız. Böylece bu davranışınız umulur ki, kendiniz ile Allah`ın azabı arasında bir koruma olur.
Ali Fikri Yavuz
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takvâ sahibi olasınız
İngilizce - Sahih International
O mankind, worship your Lord, who created you and those before you, that you may become righteous -
Bakara suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ey insanlar, sizi de, sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin de takva sahiplerinden olun.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Ey insanlar! Sizi və sizdən əvvəlkiləri yaratmış Rəbbinizə ibadət edin ki, müttəqi olasınız! (Allahdan qorxub pis əməllərdən çəkinəsiniz!)
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.
Bakara suresi (Al-Baqarah) 21 ayeti arapça okunuşu
﴿يَا أَيُّهَا النَّاسُ اعْبُدُوا رَبَّكُمُ الَّذِي خَلَقَكُمْ وَالَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ﴾
[ البقرة: 21]
ياأيها الناس اعبدوا ربكم الذي خلقكم والذين من قبلكم لعلكم تتقون
سورة: البقرة - آية: ( 21 ) - جزء: ( 1 ) - صفحة: ( 4 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Öyleyse çok büyük olan Rabbinin adını tesbih et.
- Sabah akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraber sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek
- Biz onu melek kılsaydık, bir insan şeklinde yapardık da, düştükleri şüpheye onları yine düşürmüş olurduk.
- Ey can! İyi kullarımın arasına gir.
- Yıldızlar düşüp, söndüğü zaman;
- Doğrusu, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara kurtuluş, bahçeler, bağlar, yaşıtlar ve dolu kadehler vardır.
- "Ey Eyyub! Eline bir demet sap alıp onunla vur, yeminini bozma" demiştik. Doğrusu Biz onu
- İnkar edenler, gökler ve yer yapışıkken onları ayırdığımızı ve bütün canlıları sudan meydana getirdiğimizi bilmezler
- Ahiret kazancını isteyenin kazancını artırırız; dünya kazancını isteyene de ondan veririz; ama ahirette bir payı
- "Gökleri ve yeri yaratan, beslenmeyip besleyen Allah'tan başka bir dost mu edinirim?" de. "Doğrusu ben
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Bakara indirin:
Bakara Suresi mp3 : Bakara suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler