Zümer suresi 22. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَفَمَنْ شَرَحَ اللّٰهُ صَدْرَهُ لِلْاِسْلَامِ فَهُوَ عَلٰى نُورٍ مِنْ رَبِّه۪ۜ فَوَيْلٌ لِلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُمْ مِنْ ذِكْرِ اللّٰهِۜ اُو۬لٰٓئِكَ ف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍ ﴾ [الزمر: 22]
ayet arapça & türkçe okunuşuEfemen şeraha(A)llâhu sadrahu lil-islâmi fehuve ‘alâ nûrin min rabbih(i)(c) feveylun lilkâsiyeti kulûbuhum min żikri(A)llâh(i)(c) ulâ-ike fî dalâlin mubîn(in) [Zümer: 22]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa, o, Rabbi katından bir nur üzere olmaz mı? Kalbleri Allah'ı anmak hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun; işte bunlar apaçık sapıklıktadırlar. [Zümer: 22]
Zümer Suresi 22. ayet tefsiri
Buna göre ruhların hayat kaynağı olan vahye inanan, onu kabul edip buyruklarına uyan gönüller açılır, huzur bulur, incelir, rakîkleşir, hassaslaşır, son derece duyarlı hâle gelir. Allah’ın izniyle göğüsleri İslâm’a açılan yani İslâm’ın her türlü emrini yerine getirmek ve her türlü yasağından kaçınmak, acıkmış bir insanın yemek yemesi, susamış bir insanın su içmesi gibi kendilerine kolay hale gelen o mü’minler, şüphesiz Rablerinden bir nur üzere bulunurlar. Rablerinden gelen o ışık ile istikâmet üzere yürürler. Kalplerine öyle bir nur ve ferâset yerleşir ki gönül ibreleri devamlı Hakk’ın rızâsını gösterir. Bakınca Allah’ın nuruyla bakar, dinleyince Allah’ın nuruyla dinler, konuşunca Allah’ın nuruyla konuşur, yürüyünce Allah’ın nuruyla yürürler. Böyle olunca onların ne kalplerine, ne de göz, kulak ve dillerine Allah’ın razı olmayacağı bir düşünce, söz ve amel yaklaşabilir. Bunların mukabilinde Allah’ın gökten inen vahyini, zikrini, ikazlarını kabul etmeyenlerin kalpleri susuz kalmış çorak toprak gibi kurur, katılaşır; oradan ne itikat ne de amel bakımından işe yarar hiçbir mahsulât çıkmaz. Bunlar gerçekten acınacak bir halde sapıklığın içine gömülmüş kimselerdir. Bu nasipsizleri, imanın aydınlığında yürüyen, gözü gönlü aydınlık ve huzur dolu, hem dünyaları hem de âhiretleri mamur mü’minlerle kıyaslamak mümkün olabilir mi?
Nitekim şu misal, âyette işaret edildiği üzere dünyanın değişik halleri içerisinde gönlü dâimâ Allah’ın zikriyle meşgul ve mamur olanla, gönlü zikirden gâfil kalan insanın hâlini ne güzel aksettirir:
Şâh-ı Nakşibend Hazretleri’nin yetiştirdiği büyük velîlerden Muhammed Pârisâ ( k.s. ), hacca giderken yolu üzerinde uğradığı Bağdad şehrinde nur yüzlü genç bir kuyumcuya rastlar. Gencin birçok müşteriyle durmadan alışveriş hâlinde olup zamanını aşırı dünyevî meşgûliyetlerle geçirdiğini düşünerek üzülür. İçinden:
“ Yazık! Tam da ibâdet edecek bir çağda kendisini dünya meşgalesine kaptırmış! ” der. Bir an murâkabeye varınca da, altın alıp satan bu gencin kalbinin Allah ile beraber olduğunu hayretle müşâhede eder.
Bu sefer:
“ Mâşallah! El kârda, gönül yarda!.. ” buyurarak genci takdir eder. Zira bu hâl, “ halvet der encümen ”, yâni halkın içinde iken bile Hak ile beraber olup, yalnız O’nunla kalabilmek ve kesrette vahdet hâlini yaşayabilmektir.
Muhammed Pârisâ Hazretleri Hicaz’a vardığında da Kâbe’nin örtüsüne sarılmış içli içli ağlayan ak sakallı bir ihtiyarla karşılaşır. Önce ihtiyarın yana yakıla Cenâb-ı Hakk’a yalvarmasına ve dış görünüşüne bakarak:
“ Keşke ben de böyle ağlayarak Hakk’a ilticâ edebilsem ” der ve adamın hâline gıpta eder. Sonra onun da kalbine nazar edince görür ki, bütün dua ve ağlamaları, fânî bir dünyalık talebi içindir. Bunun üzerine rakîk kalbi, mahzûn olur.
İmam Şafi ( r.h. ), kalbine ilâhî bir nur penceresinin açılmasını isteyen kimsenin şu dört şeyi yapmasını öğütler:
› “ Halvet; yani kalben ve bedenen olabildiği kadar insanlardan uzaklaşıp yalnız kalmak.
› Az yemek.
› Akılsız ve kimselerle düşüp kalkmayı bırakmak.
› Bilgileriyle yalnız dünyalık arzu eden ilim sahiplerine buğzetmek. ”
İşte bunun gibi iç ve dış âlemimizle, dünya ve âhiretimizle ilgili tüm gerçekleri açıklayan Kur’ân-ı Kerîm, Allah’ın biz kullarına bahşettiği ne büyük bir nimet, ne güzel bir rehberdir:Ömer Çelik Tefsiri
Zümer suresi 22 ayeti anlamı - okunuşu
(Aralarındaki farkı göremeyecek kadar anlayış kabiliyetinizi kaybeyttiniz de, bütün insanları bir mi sanıyorsunuz? Hayır, gerçek öyle değildir:) Allah kimin göğsünü İslâm’a açmışsa, o Rabbinden bir nûr üzeredir. Yazıklar olsun kalpleri Allah’ın zikrine karşı katılaşmış talihsizlere! Onlar apaçık bir sapıklık içindedir.
Mokhtasar tefsiri
Allah`ın kalbini İslam`a açtığı ve ona hidayet ettiği Rabbi tarafından bir basiret üzerinde olan kimse, kalbi Allah`ın zikrine karşı katılaşmış kimse gibi midir? O ikisi hiçbir zaman denk olmaz. Çünkü kurtuluş, hidayete erenlerin ve hüsranda kalpleri Allah`ın zikrine karşı katılaşan kimselerindir. İşte onlar haktan uzak apaçık bir dalalettedirler.
Ali Fikri Yavuz
Allah’ın İslâm nuru ile kalbine genişlik verdiği kimse, kalbi mühürlü nursuz gibi midir? Elbette o, Rabbinden bir hidayet üzeredir. O halde, vay o Allah’ın zikrini terk eden kalbleri katılara!...Onlar apaçık bir sapıklık içindedirler
İngilizce - Sahih International
So is one whose breast Allah has expanded to [accept] Islam and he is upon a light from his Lord [like one whose heart rejects it]? Then woe to those whose hearts are hardened against the remembrance of Allah. Those are in manifest error.
Zümer suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Allah'ın, İslam için gönlünü açtığı kişiye kim benzer ki o, gerçekten de Rabbinden bir ışığa, bir aydınlığa nail olmuştur; yazıklar olsun Allah'ı anmıya karşı yürekleri kaskatı olanlara, onlardır apaçık bir sapıklık içinde olanlar.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Məgər Allahın köksünü (qəlbini) islam üçün açmaqla Rəbbindən nur üzərində olan kəs (qəlbi möhürlənmiş kimsə kimi ola bilərmi)?! [Və ya: Məgər Allahın köksünü (qəlbini) islam üçün açdığı kəs Rəbbindən bir nur üzərində deyilmi?!] Elə isə vay qəlbləri Allahın zikrinə (Qur’ana) qarşı sərt olanların halına! Onlar (haqq-yoldan) açıq-aydın azmışlar.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa o, Rabbinden bir nur üzerinde değil midir? Allah'ı anmak hususunda kalpleri katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık bir sapıklık içindedirler.
Zümer suresi (Az-Zumar) 22 ayeti arapça okunuşu
﴿أَفَمَن شَرَحَ اللَّهُ صَدْرَهُ لِلْإِسْلَامِ فَهُوَ عَلَىٰ نُورٍ مِّن رَّبِّهِ ۚ فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ ۚ أُولَٰئِكَ فِي ضَلَالٍ مُّبِينٍ﴾
[ الزمر: 22]
أفمن شرح الله صدره للإسلام فهو على نور من ربه فويل للقاسية قلوبهم من ذكر الله أولئك في ضلال مبين
سورة: الزمر - آية: ( 22 ) - جزء: ( 23 ) - صفحة: ( 461 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Kardeşleri Lut, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.
- Allah'ın rızkı dilediğine yaydığını ve kısıp bir ölçüye göre verdiğini bilmezler mi? Doğrusu bunda, inanan
- Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun
- Rabbini hamd ile an, secde edenlerden ol ve ölünceye kadar Rabbine kulluk et.
- Allah'tan başka tanrı yoktur, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
- Doğrusu yaratan ve bilen ancak Rabbindir.
- Doğrusu, sadaka veren erkek ve kadınlara, Allah'a güzel bir takdimde bulunanlara kat kat karşılık verilir;
- Bir aksaklık bulmak için gözünü tekrar tekrar çevir bak; ama göz umduğunu bulamayıp bitkin ve
- İşte gerçek Rabbiniz Allah budur. Gerçeğin dışında sadece sapıklık vardır. Öyleyse nasıl olup da döndürülüyorsunuz?
- İyiliği acele isteyen kimselere Allah fenalığı da çarçabuk verseydi, süreleri hemen bitmiş olurdu. Bizimle karşılaşmayı
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Zümer indirin:
Zümer Suresi mp3 : Zümer suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler