Müddessir suresi 22. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ ﴾ [المدثر: 22]
ayet arapça & türkçe okunuşuŚumme ‘abese ve beser(a) [Müddessir: 22]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sonra kaşlarını çattı, suratını aştı; [Müddessir: 22]
Müddessir Suresi 22. ayet tefsiri
Rivayete göre bu âyet-i kerîmeler, müşriklerin liderlerinden Velid b. Muğîre hakkında nâzil olmuştur. Ancak sebep bu olsa da, âyet-i kerîmeler Peygamberimiz ( s.a.s. ) ve Kur’ân-ı Kerîm karşısında kıyâmete kadar aynı inkârcı tavrı sergileyen her kâfiri hedef almaktadır. Velid’le alakalı kaynaklarımızda yer alan şu hâdise, bu âyet grubunun daha kolay ve güzel bir şekilde anlaşılmasını sağlayacak keyfiyettedir:
Velîd b. Muğîre, birgün Resûlullah ( s.a.s. )’in yanına gidip kendisine Kur’ân okumasını istemişti. Allah Resûlü ( s.a.s. ) ona:
“ Şüphesiz Allah adâletli davranmayı, iyilik yapmayı ve akrabayı görüp gözetmeyi emreder. Her türlü hayâsızlığı, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Düşünüp ders almanız için size böyle öğüt verir ” ( Nahl 16/90 ) âyetini tilâvet etti. Velîd:
“ –Bunu bana bir daha oku! ” dedi. Peygamberimiz âyeti tekrar okuyunca, Velîd:
“ –Vallahi, bu sözde öyle bir tatlılık, öylesine bir güzellik ve parlaklık var ki, dalları bol yemişli, kökü sulak, yemyeşil bir ağaca benziyor. bir insanın böyle bir söz söylemesi mümkün değildir. Hiç şüphesiz bu söz her şeye üstün gelir. Ona ise hiçbir şey gâlip gelemez, muhâliflerini mutlaka mağlup eder ” demekten kendini alamadı. Hayretler içinde kalan Velîd, kalkıp Hz. Ebubekir’in evine gitti ve ona Kur’ân-ı Kerîm hakkında birtakım sorular sordu. Sonra Kureyşlilerin yanına giderek:
“ –Ebû Kebşe’nin oğlunun söylediği şeyler, doğrusu hayrete şâyandır! Vallahi o ne şiir, ne sihir, ne de bir deli saçmasıdır! O’nun söylediği, hiç şüphesiz Allah kelâmıdır ” dedi. Onun bu sözleri Ebû Cehil’e ulaşınca:
“ −Vallahi Velîd dîninden dönecek olursa bütün Kureyş de dîninden döner ” dedi ve hemen yanına giderek:
“ −Ey amca! Kavmin sana vermek üzere mal topluyorlar. Muhammed’e gitmiş ve ondan bir şeyler istemişsin galibâ ” dedi. Velîd:
“ −Kureyş beni iyi bilir, onların en zengini benim ” dedi. Ebû Cehil:
“ −O hâlde Muhammed hakkında öyle bir şey söyle ki, senin O’nu inkâr ettiğini ve O’ndan hoşlanmadığını kavmin bilsin ” dedi. Velîd:
“ –Ne söyleyeyim? Vallahi, içinizde şiiri, recezi ve kasîdeyi benden daha iyi bilen kimse yoktur. O’nun söyledikleri bunlardan hiçbirine benzemiyor. Vallahi, Muhammed’den az önce öyle bir söz dinledim ki, ne insan sözü ne de cin sözüne benziyordu. Onun muhteşem bir tatlılığı ve hoşluğu var ” dedi. Ebû Cehil ısrâr ederek:
“ −Kavmin, O’nun aleyhinde bir şey söylemediğin müddetçe senden râzı olmayacak ” dedi. O da:
“ −Bırak beni, biraz düşüneyim ” dedi. Sonra da:
“ Bu Kur’an olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği çok etkili bir büyüden ibarettir. Bu bir insan sözünden başka bir şey değildir! ” ( Müddessir 74/24-25 ) hezeyânında bulundu. ( bk. Hâkim, el-Müstedrek, II, 550/3872; Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XXIX, 195-196; Vâhidî, Esbâbu’n-nüzûl, s. 468 )
İşte hususiyle 18-25. âyetler onun, gönlündeki gerçek düşünceyi bastırmaya çalışarak Kur’an hakkında karar verip bir şeyler söyleme sürecinde yaşadığı sıkıntılı ruh halini, yüz ve kaş hareketlerini, şekilden şekle girişini son derece tesirli tasvirî bir üslup ile gözler önüne serer. Fakat çektiği bu kadar zihnî, kalbî ve ruhî sıkıntıdan sonra ulaştığı netice çok berbat bir netice olmuş, Kur’an’ın Allah kelamı olduğunu reddederek kendini ebedî bir hüsranın, son derece yakıcı bir ateşin içine yuvarlamıştır:Ömer Çelik Tefsiri
Müddessir suresi 22 ayeti anlamı - okunuşu
Derken suratını astı ve kaşlarını çattı…
Mokhtasar tefsiri
Sonra da Kur’an’da aleyhine konuşabileceği bir şey bulamayınca kaşlarını çatarak suratını ekşitti.
Ali Fikri Yavuz
Sonra (söyliyecek söz bulamadığından) suratını astı ve kaşlarını çattı
İngilizce - Sahih International
Then he frowned and scowled;
Müddessir suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Sonra kaşını çattı, suratını astı,
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Sonra üz-gözünü turşutdu, qaşqabağını tökdü.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Sonra kaşlarını çattı, suratını astı.
Müddessir suresi (Al-Muddaththir) 22 ayeti arapça okunuşu
﴿ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ﴾
[ المدثر: 22]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- O zaman: "Rabbim! Beni niçin kör olarak haşrettin, oysa ben gören bir kimseydim" der.
- Önce en yakın hısımlarını uyar.
- Onlara Kuran okunduğu zaman neden secde etmiyorlar?
- İşte, azıp da dünya hayatını tercih edenin varacağı yer şüphesiz cehennemdir.
- Melekler ve Cebrail o derecelere, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselirler.
- Şüphesiz Lut da peygamberlerdendir.
- Bu iki zümrenin durumu, kör ve sağır kimse ile gören ve işiten kimsenin durumuna benzer.
- Söylesene, Biz onlara yıllar yılı nimetler vermiş olsak, sonra da tehdit edildikleri şey başlarına gelse,
- Bazıları: "İbrahim denen bir gencin onları diline doladığını duymuştuk" deyince, "O halde bunların şahidlik edebilmeleri
- Arkadaşınız (Muhammed) asla deli değildir.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Müddessir indirin:
Müddessir Suresi mp3 : Müddessir suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler