Ahzab suresi 29. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Ahzab suresi 29 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Ahzab suresi - Al-Ahzab aya 29 (Confederates - The Combined Forces).
  
   

﴿وَاِنْ كُنْتُنَّ تُرِدْنَ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْاٰخِرَةَ فَاِنَّ اللّٰهَ اَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنْكُنَّ اَجْرًا عَظ۪يمًا ﴾ [الأحزاب: 29]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ve-in kuntunne turidna(A)llâhe ve rasûlehu ve-ddâra-l-âḣirate fe-inna(A)llâhe e’adde lilmuhsinâti minkunne ecran ‘azîmâ(n) [Ahzab: 29]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

"Eğer Allah'ı, Peygamberini, ahiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah içinizden iyi davrananlara büyük ecir hazırlamıştır." [Ahzab: 29]


Ahzab Suresi 29. ayet tefsiri

Önceki âyetlerde temas edildiği üzere, hicretin beşinci yılında Hendek savaşından sonra Kurayza oğulları bertaraf edilmiş, onların malları ve toprakları müslümanların eline geçmişti. Başka vesilelerle de Medine’ye ganimet malları gelmeye başlamıştı. Böylece İslâm toplumunun maddî şartları nispeten iyileşmişti. Diğer taraftan Enfâl sûresinin 41. âyetiyle ganimetlerin beşte biri, devlet işlerine sarf edilmek üzere Resûlullah ( s.a.s. )’e tahsis edilmişti. Efendimiz ( s.a.s. )’in eline maddî imkânların geçtiğini ve diğer müslüman kadınların da dünya nimet ve zînetlerinden daha fazla faydalandığını fark eden Peygamberimiz’in eşleri, bu refahtan biraz da kendilerinin yararlanma taleplerini dile getirdiler. Peygamberimiz ( s.a.s. ), eğer isteseydi onların bu taleplerini yerine getirir ve bir sıkıntı da ârız olmazdı. Fakat, dünyaya yüksek bir zühd anlayışıyla yaklaşan ve en fakir insanların hayat ölçülerini kendine mizan alan Allah Resûlü ( s.a.s. ), gelen ilâhî tâlimat gereğince onların bu taleplerini uygun bulmadı. Çünkü bu âyetler, Peygamberimiz ( s.a.s. )’e hanımlarıyla birlikte, eski zühd ve sâde hayatına devam etmesini emrediyordu.  Bunun üzerine Resûlullah ( s.a.s. ) hanımlarını yanına topladı.  Hz. Âişe’den başlayarak:

“ –Ben sana bir husus arz edeceğim. Cevap vermede acele etme! Anne babanla istişâre ettikten sonra da cevap verebilirsin ” dedi. Âişe ( r.a. ):

O husus nedir ey Allah’ın Rasûlü? ” diye sorunca, Efendimiz inen âyetleri tilâvet buyurdu. Bunun üzerine Hz. Âişe hemen:

“ –Yâni sizi tercih meselesinde mi âilemle istişâre edeceğim? Aslâ! Ben Allah’ı, Rasûlü’nü ve âhiret yurdunu tercih ediyorum ” karşılığını verdi. ( Müslim, Talâk 29 )

Hâsılı Efendimiz ( s.a.s. ) onları, ya alışageldikleri sade hayata devam, ya da boşanma arasında muhayyer bıraktı. Onlar da dünya hayatını değil, Peygamberimiz ( s.a.s. ) ile beraber olmayı tercih ettiler.

Bu âyetlerden anlaşıldığına göre, İslâm toplumu içerisinde önderlik yapan, toplumun idâresi ve terbiyesiyle mesul olan kişilerin, fert ve aile olarak her hususta tebalarına örnek teşkil etmeleri, söyledikleriyle yaptıklarının birbirine uygun olması mühim bir düstûrdur. Çünkü insanlar, umûmen, kendilerini yöneten insanların haliyle hallenir, onların istikâmet ve temâyüllerine göre kendilerine bir yol edinirler. Bu hususlarda örnek bir şahsiyet sergilemenin ehemmiyetini gösteren şu misâller pek ibretlidir:

        Birinci misal:

Hz. Ömer’in halîfeliği zamanında Sûriye, Filistin, Mısır gibi beldeler fethedildi ve İran toprakları, baştanbaşa İslâm devletinin sınırlarına dâhil oldu. Bizans ve İran’ın zengin hazineleri İslâm dünyasının merkezi olan Medine-i Münevvere’ye akmaya başladı. Mü’minlerin refah seviyesi yükseldi. Fakat mü’minlerin halîfesi Ömer ( r.a. ), bu refah seviyesine karşı müstağnî kalmış bir gönül zirvesinde, devletin ihtişâmına, beytü’l-mâlin zenginliğine rağmen, yamalı elbisesiyle hutbe okuyordu. Bazan borçlanıyor, sıkıntı içinde hayâtını idâme ettiriyordu. Çünkü o, hazineden ancak kifâyet miktarı bir tahsisât almayı tercih ediyor ve bununla da zor geçiniyordu. Ashâbın ileri gelenleri, onun bu hâline daha fazla dayanamadılar. Halîfenin nafakasını artırmayı düşündüler. Fakat bunu teklif etmekten çekindikleri için Hz. Ömer’in kızı ve aynı zamanda Allah Resûlü ( s.a.s. )’in eşi Hz. Hafsa’ya başvurdular. İsimlerini vermeyerek, babasına bu teklifi arz etmesini istediler. Hafsa ( r.a. ), ashâbın bu teklifini babasına açtı. Allah Resûlü ( s.a.s. )’in gün boyu açlık çekip de karnını doyuracak bir tek hurma bile bulamadığı günlere şâhid olmuş olan Ömer ( r.a. ), kızı Hafsa’ya:

“ –Kızım! Resûlullah’ın yeme-içme ve giyimde hâli nasıldı? ” diye sordu.

“ –Kifâyet miktarı, ancak yetecek derecede idi ” cevâbını alınca, Hz. Ömer sözüne şöyle devam etti:

“ –En sevdiğim iki dostum Peygamberimiz’le Ebubekir ve ben, aynı yolda giden üç yolcuya benzeriz. İlk olarak Peygamberimiz varacağı makâmına vardı. Ebubekir aynı yoldan giderek birinciye kavuştu. Üçüncü olarak ben de arkadaşlarıma ulaşmak isterim. Eğer fazla yükle gidersem, onlara yetişemem! Yoksa sen, bu yolun üçüncüsü olmamı istemez misin? ” dedi. ( bk. Müslim, Zühd 36; Ahmed b. Hanbel, Zühd, s. 125 )

        İkinci misal:

Emevî halîfelerinden Velid b. Abdülmelik, güzel binâlara meraklıydı. Onun devrinde insanlar da ona bakarak emlâk ve binâ merakına düştüler. Meclislerde ve mahfillerde devamlı inşaattan bahsedilir oldu. Süleyman b. Abdülmelik, yiyip içmeye düşkün bir hükümdardı. Onun zamanındaki insanlar da yeme içme lâkırdılarıyla vakitlerini İsrâf ederlerdi. Ömer b. Abdülazîz ise âbid, zâhid ve takvâ sahibi bir mü’mindi. Onun döneminde halk, ibâdet, tâat ve infakta yarışır hâlde idi. Meclislerde; “ Bu gece evrâdın ne idi, Kur’ân-ı Kerîm’den kaç âyet ezberledin, bu ay kaç gün oruç tuttun ve Allah yolunda ne kadar harcadın? ” gibi sözler konuşulur, böylece insanlar birbirlerini hayra teşvik ederlerdi. ( Taberî, Târihu’l-Ümem ve’l-Mülûk, Kâhire 1939, V, 266-267 )

        Üçüncü misal:

Ömer b. Abdülazîz ( r.h. ), halîfe olduğu günden itibâren, eğer kendisiyle beraber asgari geçim şartlarına razı olmadığı takdirde hanımını boşanmak üzere muhayyer bırakmış, çocuklarına karşı muamelesi de değişmişti. Hilâfete geçtiği gün, halk büyük kalabalıklar hâlinde Ömer b. Abdülazîz’e bey’at ederken izdiham sebebiyle oğlu Abdülmelik’in elbisesi yırtılmıştı. Bunu gören Ömer b. Abdülazîz, oğluna:

“ –Evlâdım, git elbiseni diktir. Zira bugünden itibâren belki bu elbiseden başka bir elbise bulamayacak ve buna muhtaç olacaksın! ” demişti.

Ömer b. Abdülazîz, her gece kızlarına uğrar, hâl ve hatırlarını sorduktan sonra uyumaya giderdi. Bir gece yine onlara uğramıştı. Babalarının geldiğini duyan kızları, elleriyle ağızlarını kapatarak kapıyı açtılar. Ömer b. Abdülazîz, yanlarında bulunan mürebbiyelerine, niçin böyle yaptıklarını sorunca, şu cevâbı aldı:

“ –Yanlarında mercimek ve soğandan başka yiyecek bir şey yoktu. Soğan kokusu sizi rahatsız etmesin diye ağızlarını kapatıyorlar. ”

Onların bu zühd, edeb ve hassâsiyeti karşısında Ömer b. Abdülazîz’in gözleri yaşardı ve kızlarına:

“ –Kızlarım! Sizin çeşitli ve güzel yemeklerle dünya nimetlerine tâlip olmanız, babanız için bir âhiret vebâli olabilirdi ” dedi.

İşte Kur’an’ın ihyâ edici gür sedâsı, Resûlullah ( s.a.s. )’in yaşadığı İslâmî hayatın mânasını derinden idrak eden böyle mümtâz şahsiyetlerin hal dilleriyle seslendirilerek, yeryüzünün bütün ufuklarını sarmıştır.

Bu kez ilâhî hitap bizzat Efendimiz’in eşlerine yönlendirilerek, bir taraftan kalpleri şiddetle sarsan, diğer taraftan ise ruhları huzûr ve itminânın doruk noktalarına tırmandıran bir edayla buyruluyor ki:
Ömer Çelik Tefsiri
Ahzab suresi Diyanet

Ahzab'den 29 Ayeti'ni dinle


Ahzab suresi 29 ayeti anlamı - okunuşu

“Yok eğer Allah’ı, Rasûlü’nü ve âhiret yurdunu istiyorsanız, hiç şüphe yok ki Allah, sizden güzel güzel işler yapanlara büyük bir mükâfat hazırlamıştır.”


Mokhtasar tefsiri

Eğer Allah`ın ve resulünün rızasını ve ahirette cennet yurdunu istiyorsanız halinize sabredin. Şüphesiz Allah, içinizden sabırla ihsanda bulunanlara ve iyi geçinenlere büyük bir mükâfat hazırlamıştır.


Ali Fikri Yavuz

Yok, eğer Allah ile Rasûlünü ve ahiret yurdunu (cenneti) istiyorsanız, biliniz ki Allah, içinizden salih amel işliyenlere büyük bir mükâfat hazırlamıştır. (Onlar da, kendilerine, peygamberi seçtiler ve dünya süsünü terk ettiler).”


İngilizce - Sahih International


But if you should desire Allah and His Messenger and the home of the Hereafter - then indeed, Allah has prepared for the doers of good among you a great reward."

Ahzab suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Yok, eğer Allah'ı ve Peygamberini ve ahiret gününü istiyorsanız bilin ki hiç şüphe yok, Allah, iyilik edenlerinize büyük bir mükafat hazırlamıştır.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Yox, əgər Allahı, Onun Rəsulunu və axirət yurdunu istəyirsinizsə, (bilin ki) Allah içərinizdən yaxşı işlər görənlər üçün böyük bir mükafat (Cənnət) hazırlamışdır. (Peyğəmbər əleyhissəlamın xanımları dünya ne’mətlərindən vaz keçib axirət yurdunu daha üstün tutdular).


Kuran Araştırmaları Vakfı


Eğer Allah'ı, Peygamberini ve ahiret yurdunu diliyorsanız, bilin ki, Allah, içinizden güzel davrananlar için büyük bir mükafat hazırlamıştır.

Ahzab suresi (Al-Ahzab) 29 ayeti arapça okunuşu

﴿وَإِن كُنتُنَّ تُرِدْنَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالدَّارَ الْآخِرَةَ فَإِنَّ اللَّهَ أَعَدَّ لِلْمُحْسِنَاتِ مِنكُنَّ أَجْرًا عَظِيمًا﴾
[ الأحزاب: 29]

vein küntünne türidnel lahe verasulehu veddaral 'ahirate feinnel lahe eadde lilmuhsinati minkünne ecran azima

وإن كنتن تردن الله ورسوله والدار الآخرة فإن الله أعد للمحسنات منكن أجرا عظيما

سورة: الأحزاب - آية: ( 29 )  - جزء: ( 21 )  -  صفحة: ( 421 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. İçinizden ölüp, eşler bırakacak olanlar, evlerinden çıkarılmaksızın, senesine kadar eşlerinin geçimini sağlayacak şeyi vasiyet etsinler;
  2. Bir mucize gördüklerinde onu eğlenceye alırlar.
  3. İkindi vaktine (Asra; çağa) and olsun ki,
  4. Her ikisi, "Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz"
  5. Mal toplayarak onu tekrar tekrar sayan, diliyle çekiştirip alay eden kimsenin vay haline!
  6. Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma, mezarı başında da durma! Çünkü onlar Allah'ı ve peygamberini
  7. Kendilerine belgeler geldikten sonra ayrılan ve ayrılığa düşenler gibi olmayın. Bir takım yüzlerin ağaracağı ve
  8. Yok ettiğimiz kasaba halkının ahirette ceza görmek üzere Bize dönmemesi imkansızdır.
  9. Haksızlıklarından ötürü işte yok ettiğimiz şehirler! Onları yok etmek için bir süre tayin etmiştik.
  10. İnkar edip, ayetlerimizi ve ahirette Bana kavuşmayı yalanlayanlara gelince, işte onlar azabla yüzyüze bırakılırlar.

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Ahzab indirin:

Ahzab Suresi mp3 : Ahzab suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahzab Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Ahzab Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Ahzab Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Ahzab Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Ahzab Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Ahzab Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Ahzab Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Ahzab Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Ahzab Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Ahzab Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Ahzab Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Ahzab Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Ahzab Suresi Al Hosary
Al Hosary
Ahzab Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Ahzab Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, September 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler