Sebe suresi 34. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَمَٓا اَرْسَلْنَا ف۪ي قَرْيَةٍ مِنْ نَذ۪يرٍ اِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَٓاۙ اِنَّا بِمَٓا اُرْسِلْتُمْ بِه۪ كَافِرُونَ ﴾ [سبأ: 34]
ayet arapça & türkçe okunuşuVemâ erselnâ fî karyetin min neżîrin illâ kâle mutrafûhâ innâ bimâ ursiltum bihi kâfirûn(e) [Sebe: 34]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Doğrusu uyarıcı göndermiş olduğumuz her kentin varlıklı kimseleri, "Biz sizinle gönderilen şeyleri inkar ediyoruz" dediler. [Sebe: 34]
Sebe Suresi 34. ayet tefsiri
Allah’ın hikmeti, peygamberlerin ve onlara inananların çoğu fakir, onlara karşı çıkanların çoğu da nimet ve zenginlikle şımarmış kimseler olmuştur. Bunlar zenginliklerine, mal ve evlatlarının çokluğuna güvenerek ilâhî mesajı reddetmişlerdir. Hatta onlarda şöyle bir düşüncenin oluştuğu da hissedilmektedir: “ Biz, Allah’ın gözde kullarıyız. Bu sebeple bize, müslümanları mahrum bıraktığı veya az miktarda verdiği nimetlerden bol bol ihsan ediyor. Eğer Allah bizden hoşnut olmasa, neden bütün bu serveti, mal ve gücü bize versin? Bize dünyada bu kadar bol nimetler veren Allah, eğer varsa âhirette de bizi cezalandırmayacaktır. ” Halbuki insana verilen rızkın çok veya az oluşunun, kişinin Allah yanındaki değeriyle bir alakası yoktur. O tamamen Allah’ın dilemesine kalmış ve imtihanı gerektiren bir durumdur. Esas değer, ahlâk ve fazilet sahibi olgun bir insan olabilmektedir. Nitekim şâir Bâkî şöyle der:
“ Şeref vermez dür ü gevher, kemâl olmaz zer ü zîver
Hüner kesbet hüner, bahr-i fazilet, kân-ı irfân ol. ”
“ Aslında hiçbir değeri olmayan bir insanı inciler ve mücevherlerle süsleyerek şerefli bir kişi hâline getirmeye çalışmak ne kadar faydasız bir emek ise, sayısız servetlere sahip bir insan için de, «Ben kemâl sahibiyim!» diye iddiada bulunmak o kadar yersiz ve gülünçtür. Sen, gerçekten kâmil bir insan olmak istiyorsan, her türlü âlâyişi bir tarafa bırakarak ilim elde et, fazilet ve irfân sahibi ol! Ancak bunlar seni şerefli bir insan yapar. ” ( Unutulmaz Mısralar, s. 144 )
Şunu unutmayın ki:Ömer Çelik Tefsiri
Sebe suresi 34 ayeti anlamı - okunuşu
Biz hangi memlekete bir uyarıcı gönderdiysek, oranın hiçbir ahlâkî kaygı taşımadan nimetler içinde şımarıp dünyevî zevkler peşinde koşan ileri gelenleri mutlaka peygamberlere: “Bakın, size indirildiğini söylediğiniz o ilâhî buyrukları ret ve inkâr ediyoruz” diye karşı çıkmışlardır.
Mokhtasar tefsiri
Biz, herhangi bir beldeye kendilerini azap ile korkutması için bir uyarıcı (peygamber) gönderdiğimizde o beldenin kendilerine nimet verilmiş olan mal, itibar ve hüküm sahibi kimseleri: "Ey Peygamberler! Muhakkak ki bizler, sizin kendisi ile gönderilmiş olduğunuz şeyi inkâr ediyoruz." derler.
Ali Fikri Yavuz
Biz herhangi bir memlekete azabla korkutucu bir peygamber gönderdikse, muhakkak o memleketin ileri gelen refah düşkünleri: “- Biz, sizin gönderdiğiniz şeyleri (Allah’ın emirlerini) inkâr edenleriz.” dediler. (Ey Rasûlüm, onun için sen, kavminden bir kısım elebaşlar iman etmedi diye üzülme)
İngilizce - Sahih International
And We did not send into a city any warner except that its affluent said, "Indeed we, in that with which you were sent, are disbelievers."
Sebe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve hiçbir şehre korkutuculardan birini göndermedik ki oradaki nimete, mala sahib olanlar, şüphe yok ki biz, size gönderilen şeyleri inkar ediyoruz demesinler.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Biz hər hansı bir məmləkətə (kafirləri Allahın əzabı ilə) qorxudan bir peyğəmbər göndərdikdə, onun naz-ne’mət içində yaşayan zəngin başçıları ancaq: “Biz sizinlə göndərilənləri (Allahın hökmlərini, risaləti, mö’cüzələri) inkar edirik!” – dedilər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Biz hangi ülkeye bir uyarıcı göndermişsek mutlaka oranın varlıklı ve şımarık kişileri: Biz, size gönderilmiş olan şeyi inkar ediyoruz, demişlerdir.
Sebe suresi (Saba) 34 ayeti arapça okunuşu
﴿وَمَا أَرْسَلْنَا فِي قَرْيَةٍ مِّن نَّذِيرٍ إِلَّا قَالَ مُتْرَفُوهَا إِنَّا بِمَا أُرْسِلْتُم بِهِ كَافِرُونَ﴾
[ سبأ: 34]
وما أرسلنا في قرية من نذير إلا قال مترفوها إنا بما أرسلتم به كافرون
سورة: سبأ - آية: ( 34 ) - جزء: ( 22 ) - صفحة: ( 432 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Ey Peygamberler! Temiz şeylerden yiyin, yararlı iş işleyin; doğrusu Ben, yaptığınızı bilirim.
- Göklerde olanlar, yerde olanlar O'nundur. Doğrusu Allah müstağnidir, övülmeğe layık olandır.
- Ama inanıp yararlı iş işleyenlerin konakları Firdevs cennetleridir.
- Doğurması yaklaşmış develer başıboş bırakıldığı zaman;
- Sen, Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırmıyorsun.
- Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir.
- Allah: "Doğrudur; işte Ben hakikati söylüyorum, sen ve sana uyanların hepsiyle cehennemi dolduracağım" dedi.
- "Rahmetini dilediğine tahsis eder, Allah büyük, bol nimet sahibidir".
- Çünkü Allah bu kimselerin ecirlerini tam verir ve lütfu ile arttırır. Doğrusu O, bağışlayandır, şükrün
- Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sebe indirin:
Sebe Suresi mp3 : Sebe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler