Fussilet suresi 34. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Fussilet suresi 34 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Fussilet suresi - Fussilat aya 34 (Expounded).
  
   

﴿وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُۜ اِدْفَعْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُ فَاِذَا الَّذ۪ي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَاَنَّهُ وَلِيٌّ حَم۪يمٌ ﴾ [فصلت: 34]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Velâ testevî-lhasenetu velâ-sseyyi-e(tu)(c) idfa’ billetî hiye ahsenu fe-iżâ-lleżî beyneke ve beynehu ‘adâvetun ke-ennehu veliyyun hamîm(un) [Fussilet: 34]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İyilik ve fenalık bir değildir. Ey inanan kişi: Sen, fenalığı en güzel şekilde sav; o zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün. [Fussilet: 34]


Fussilet Suresi 34. ayet tefsiri

İbn Abbas ( r.a. )  şu açıklamayı yapmıştır:

“ 34. âyette ifade edilen «en güzel yol»dan maksat, öfkeliyken sabretmek ve kötülüğe mâruz kalındığında bağışlamaktır. İnsanlar bunu başardıkları takdirde, Allah onları muhâfaza eder, düşmanları da onların önünde eğilir ve candan bir dost gibi olur. ” ( Buhârî, Tefsir 41/1 )

Yüce rabbimizin açıkça bildirdiği gibi elbetteki yilikle kötülük bir olmaz. İyilik kalplere pozitif enerji verir, kötülük kalbin nurunu söndürür, kuvvetini giderir. İyilik ve dürüstlük, gönülleri fetheden mânevî bir iksirdir. İyiliğin çok çeşitleri vardır. Kendimize yapılan kötülükleri affetmek bir iyiliktir. Kötülüğü affetmekle beraber, üstelik kötülük yapan o kişiye bir de iyilik yapabilmek daha faziletli bir iyiliktir. Esasen taşlaşmış kalpleri yumuşatıp eritecek, düşmanlıkları giderecek, kaynayan öfkeleri yatıştıracak ve en amansız düşmanları sımsıcak dost yapacak sır bunda gizlidir. Fakat bunu başarmak, konuşulduğu kadar kolay bir iş değildir. Bunu başarabilmek, büyük bir ahlâkî kemal, ruhî kıvam, sarsılmaz bir sabır ve yüksek bir fazilet ister.

Güzel isimlerinden biri اَلْعَفُوُّ ( Afüvv ) yani “ Çok Affedici ” olan Cenâb-ı Hak kullarının affedici olmasını ister. Affetmeyi seven mü’minlerin örnek alınmaya değer kullar olduğunu bildirir. Çünkü onlar gerçekten de zor olan bir işi yapmış, nefislerini bertarâf ederek affedicilik ve ayıp örtücülük vasfını kazanmışlardır. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“ Bununla beraber bir insan dişini sıkar, sabreder ve kendisine haksızlıkta bulunanı bağışlarsa, şüphesiz bu, nefse hâkimiyet, azim ve kararlılık gerektiren büyük bir fazilettir. ” ( Şûrâ 42/43 )

Resûlullah ( s.a.s. ) buyurur:

“ …Kul başkalarının hatâlarını affettikçe Allah da onun şerefini ziyâdeleştirir... ” ( Müslim Birr 69; Tirmizî, Birr 82 )

“ Gereğini yapmaya gücü yettiği hâlde öfkesini yenen kimseyi Allah Teâlâ, kıyâmet günü herkesin gözü önünde çağırır, hûriler arasından dilediğini seçmekte serbest bırakır. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 3/4777; Tirmizî, Birr 74 )

Şahsına yapılan hatâlar karşısında sessiz kalmak ve onları affetmek, ilk bakışta bir âcizlik gibi görünse de hakîkatte fevkalâde yüksek bir haslettir. Kolayca affedivermek, günah ve kusurları muhâtabın durumuna göre ve kendine has bir metotla bertarâf etmek, Peygamberimiz ( s.a.s. )’in en güzel ahlâkî hasletlerinden biri idi. O, kazandığı savaşlarda esir düşenleri affetmiş, kendisine karşı son derece kötü davrananlara bile güzel muamele, merhamet, şefkat ve âlicenaplık örneği sergilemiştir.

Yine hatâ ve kusurları affetmenin de ötesinde, kötülüğe dahî iyilikle muamele edebilmek ve hattâ kötülüğünü gördüğü birinin ıslah ve hidâyeti için dua edebilmek, Resûlullah ( s.a.s. )’in fârik vasfı idi. Tâif’te kendisini taşlayanlara ve Uhud’da mübârek dişlerini kırıp yüzünü yaralayanlara bedduada bulunmayıp hidâyetleri için dua etmesi, buna kâfî bir misâldir. Yine O’nun, getirdiği dînin izzetini korumak için Mekke’de insanların kahrolup gazab-ı ilâhî ile helâk olmalarını değil, her birinin hidâyetle şereflenmelerini istemesi, nice azgınların kurtuluşuna vesîle olmuştur.

Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’in bu yüksek ahlâkî ufkunu gösteren şu hadîs-i şerîf, müslümanlara ne güzel bir yol göstermektedir:

“ «İnsanlar iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız, şayet zulmederlerse biz de zulmederiz» diyerek her hususta başkalarını taklit eden şahsiyetsiz kişiler olmayınız! Lâkin kendinizi, insanlar iyilik yaparsa iyilik yapmaya, kötülük yaparlarsa zulmetmemeye alıştırınız! ” ( Tirmizî, Birr 63/2007 )

Resûlullah ( s.a.s. ) bir gün:

“ –Sizden biri, Ebû Damdam gibi olmaktan âciz midir? ” buyurdu. Oradaki sahâbîler:

“ –Ebû Damdam kimdir? ” diye sordular. Resûl-i Ekrem Efendimiz de şöyle buyurdu:

“ –Sizden önceki kavimlerden birine mensûb idi. «Bana hakâret eden ve dil uzatarak gıybetimi yapan kimselere hakkımı helâl ediyorum» derdi. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 36/4887 )

Hz. Ebubekir ( r.a. )’la alakalı şu hâdise, kötülüğe sabırla mukâbele etmenin ve onun en güzel yolla savuşturmanın güzel bir misalidir:

Resûlullah ( s.a.s. ) ashâb-ı kirâmın arasında otururken, bir adam geldi, Hz. Ebubekir’e hakâretler ederek onu üzdü. Ancak Ebubekir ( r.a. ) sükût etti, adama cevap vermedi. Adam ikinci sefer aynı şekilde hakaret ederek eziyet verdi. Ebubekir yine sükût etti. Adam üçüncü sefer de hakaret edince Hz. Ebubekir adama hak ettiği cevâbı verdi.

Bunun üzerine Peygamberimiz ( s.a.s. ) hemen kalkıp yürüdü. Ebubekir ( r.a. ) arkasından yetişerek:

“ –Ey Allah’ın Rasûlü, yoksa bana darıldınız mı? ” diye sordu. Allah Resûlü ( s.a.s. ):

“ –Hayır ” buyurdu. Sonra da şöyle devam etti:

“ –Lâkin gökten bir melek inmiş, o adamın sana söylediklerini yalanlıyor, senin adına ona cevap veriyordu. Sen karşılık verip intikamını alınca melek gitti, onun yerine şeytan geldi. Bir yere şeytan gelince ben orada durmam! ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 41/4896 )

Bayezid-i Bistami’yle alakalı şu menkıbe, onun bu muhteşem güzellikte ve i’cazdaki âyetin mâna derinliğine ne ölçüde vakıf olup gereğini yapmaya çalıştığını ortaya koymaktadır:

Bayezid bir akşam mezarlıktan geçerken Bistam’ın ileri gelenlerinden birinin oğlu sarhoş bir halde saz çalıyordu. Gencin kendisine yaklaştığını gören Şeyh “ Lâ havle velâ kuvvete illa billâh! ” dedi ama bunu der demez kabadayı sazı şeyhin başına vurdu. Saz ikiye bölündü, Şeyh de al kanlar içinde kaldı. Şeyh zaviyesine geldi. Sabah olur olmaz sazın parasıyla birlikte bir tepsi helvayı hizmetçisine verip gence gönderdi ve ona şunu söylemesini tembih etti:

“ Bayezid, akşam başında kırılan sazdan dolayı senden özür diliyor. Bu parayı al ve başka bir saz satın al. Bu helvayı da ye ki kırılan sazın derdi ve acısı gönlünden çıksın. ”

Genç bu durumu görünce geldi, şeyhin ayaklarına kapandı, tevbe etti ve hıçkıra hıçkıra ağladı. Diğer bazı gençler de ona uyup Şeyh’in güzel huyu sayesinde doğru yolu buldular.  ( Attâr, Tezkire, Trc. Süleyman Uludağ, İstanbul, 2007, s. 179 )

Hâsılı iyilik yapanlara iyilik, fenâlık yapanlara da fenâlık yapmak meziyet değildir. Asıl meziyet, kötülük yapanlara karşı aynı şekilde mukâbelede bulunmayıp iyilik yapabilmektir. Zira iyilik yapılan kimse düşmansa dost olur; ortadaysa yaklaşır; yakındaysa muhabbeti ziyâdeleşir. Lâkin şunu da hatırlatmak gerekir ki, affetmek ve bağışlamak şahsa karşı işlenen suçlarda mevzubahistir. Bir suç, toplumu ilgilendiriyorsa, o zaman affetmekten çok ıslâhına çalışmak, âdil davranmak ve doğru ile yanlışı ortaya koymak îcâb eder. Zira böyle bir suçlu affedildiğinde, bunun daha büyük haksızlıklara yol açacağı muhakkaktır.

O hâlde ben müslümanım diyenler, İslâm’ın bu güzel ahlâk ve fazilet anlayışını kendinden asla ayrılmaz bir meziyet halinde kuşanarak insanları hikmet ve öğütlerle Allah’ın yoluna çağırmaya devam etmelidirler:


Ömer Çelik Tefsiri
Fussilet suresi Diyanet

Fussilet'den 34 Ayeti'ni dinle


Fussilet suresi 34 ayeti anlamı - okunuşu

İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel karşılıkla savmaya bak. O zaman göreceksin ki, aranızda düşmanlık bulunan kişi sanki candan, sımsıcak bir dost oluvermiştir.


Mokhtasar tefsiri

Yüce Allah`ı razı eden itaat ve iyilikleri yapan ile Allah`ın öfkesini getiren günah ve kötü amelleri işleyen bir olmaz. İnsanlardan sana kötülük edenin kötülüğünü en güzel bir şekilde defet. Senin ile kendisi arasında geçmişte düşmanlık olan kimsenin - kötülüğünü ihsanda bulunarak defedersen- sanki o şefkatli bir dost gibi olur.


Ali Fikri Yavuz

Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur


İngilizce - Sahih International


And not equal are the good deed and the bad. Repel [evil] by that [deed] which is better; and thereupon the one whom between you and him is enmity [will become] as though he was a devoted friend.

Fussilet suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ve eşit değildir iyilikle kötülük. Kötülüğü, en güzel bir muameleyle karşıla, gider, bir de bakarsın ki aranızda düşmanlık olan kişi, sanki senin en yakın bir dostun.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Yaxşılıqla pislik eyni ola bilməz! (Ey mö’min kimsə!) Sən (pisliyi) yaxşılıqla dəf et! (Qəzəbə səbirlə, cəhalətə elmlə, xəsisliyə comərdliklə, cəzaya bağışlanmaqla cavab ver!) Belə olduqda aranızda düşmənçilik olan şəxsi, sanki yaxın bir dost görərsən!


Kuran Araştırmaları Vakfı


İyilikle kötülük bir olmaz, Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.

Fussilet suresi (Fussilat) 34 ayeti arapça okunuşu

﴿وَلَا تَسْتَوِي الْحَسَنَةُ وَلَا السَّيِّئَةُ ۚ ادْفَعْ بِالَّتِي هِيَ أَحْسَنُ فَإِذَا الَّذِي بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ عَدَاوَةٌ كَأَنَّهُ وَلِيٌّ حَمِيمٌ
[ فصلت: 34]

vela testevil hasenetü veles seyyieh idfa billeti hiye ahsenü feizel lezi beyneke vebeynehu adavetün keennehu veliyyün hamim

ولا تستوي الحسنة ولا السيئة ادفع بالتي هي أحسن فإذا الذي بينك وبينه عداوة كأنه ولي حميم

سورة: فصلت - آية: ( 34 )  - جزء: ( 24 )  -  صفحة: ( 480 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah: "Hayır; ikiniz mucizelerimizle gidiniz. Doğrusu Biz sizinle beraber dinlemekteyiz. Firavun'a varınız: "Biz şüphesiz alemlerin
  2. Ahirete inanmayanlar kötülük misalidirler. En üstün misali ise Allah verir. O Güçlü'dür, Hakim'dir.
  3. De ki: "Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği
  4. "Ey Yahya! Kitaba kuvvetle sarıl" deyip daha çocukken ona hikmet, katımızdan kalp yumuşaklığı ve safiyet
  5. Gömlekleri katrandan olacak, yüzlerini ateş bürüyecektir.
  6. Allah'a karşı gelmekten sakınanlara, Rableri katında nimet cennetleri vardır.
  7. Suyunu ondan çıkarmış ve otlak yer meydana getirmiştir.
  8. Namazlarına riayet ederler.
  9. Dilesek, gözlerini kör ederdik de yol bulmağa çalışırlardı. Nasıl görebilirlerdi?
  10. Uyanlar: "Keşke bizim için dünyaya bir dönüş olsa da, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Fussilet indirin:

Fussilet Suresi mp3 : Fussilet suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Fussilet Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Fussilet Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Fussilet Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Fussilet Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Fussilet Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Fussilet Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Fussilet Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Fussilet Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Fussilet Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Fussilet Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Fussilet Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Fussilet Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Fussilet Suresi Al Hosary
Al Hosary
Fussilet Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Fussilet Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, September 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler