Şura suresi 38. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَالَّذ۪ينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَۖ وَاَمْرُهُمْ شُورٰى بَيْنَهُمْۖ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۚ ﴾ [الشورى: 38]
ayet arapça & türkçe okunuşuVelleżîne-stecâbû lirabbihim ve ekâmû-ssalâte ve emruhum şûrâ beynehum ve mimmâ razeknâhum yunfikûn(e) [Şura: 38]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler. [Şura: 38]
Şura Suresi 38. ayet tefsiri
Onlar, Rablerinin her türlü davetine koşarak gelirler. O’nun her emrini yerine getirmeye çalışırlar. اَلإسْتِجَابَةُ ( isticâbet ), davete kulak vermek ve gereğine uymak demektir. Allah’a icâbet, O’nun peygamberine icâbettir. Çünkü peygamber, Allah adına tebliğ yapan ve insanları İslâm’a çağıran kimsedir. ( İbn Âşûr, et-Tahrîr ve’t-tenvîr, XVV, 111 ) Dolayısıyla onlar peygambere inanmak ve itaat etmek suretiyle Allah’a itaat ederler. Onlar, Rableri ile aralarına giren tüm engelleri ortadan kaldırırlar. Kişi ile Rabbi arasında en büyük engel, insanın bizzat kendisi, ihtirasları, nefsin bitmez arzu ve istekleridir. İnsan bu engellerden kurtuldukça Rabbine giden yol açılır. Bu durumda Rabbinin davetine kolaylıkla icâbet eder. İşte bahsedilen mü’minler, kendileriyle Rableri arasındaki engelleri aşmış ve Allah’ın emrine kolayca icâbet edecek derecede kalbî kıvama ermiş kimselerdir. Onlar namazlarını en güzel şekilde kılarlar. Namazsız mü’min olmaz ve namazsız kurtuluş da olmaz. Çünkü namaz İslâm’ın temel esaslarından ikincisidir. Namaz Allah’ın davetine icâbet etmenin ilk belirtisidir. Kul ile Rabbi arasındaki en kuvvetli bağdır.
Yine o mü’minler, her türlü işlerini istişare ile yaparlar. İstişare, herhangi bir konuda doğruya ulaşmak veya yaklaşmak için bir başkasının görüşüne başvurmak demektir. İstişare kelimesinde lügat olarak “ arı kovanından bal almak ” mânası da vardır. Dolayısıyla çeşitli görüşlere müracaat etmek suretiyle doğruyu elde etmek veya ona yaklaşmaya çalışmak, arının çeşitli çiçeklerden gerekli malzemeyi alıp işledikten sonra ortaya çıkardığı balı kovandan almak gibidir. ( Elmalılı, Hak Dini, II, 1213 ) Bu sebeple Kur’an-ı Kerîm istişarenin ehemmiyetine dikkat çekmek üzere:
“ Karara bağlanacak işlerde onlarla istişâre et! ” ( Âl-i İmrân 3/159 )
“ Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler ” ( Şûrâ 42/38 ) buyurur.
Peygamber Efendimiz, müslümanları istişâreye teşvik etmiş; kendisi de Bedir’de Ebû Sufyân’ın geldiğini haber alınca ne gibi tedbir alınacağı konusunda Ensar’la müşâvere etmiş; ayrıca Bedir esirleri konusunda, Uhud ve Hendek savaşlarında, Hudeybiye’de, Tâif seferinde, ifk hadisesinde, ezan konusunda olduğu gibi birçok mevzuda ashâbıyla istişâre etmiştir. Hatta Ebû Hureyre, Resûlullah’tan daha çok ashâbıyla istişâre eden kimse görmediğini belirtmektedir.[ 1 ] Sahâbe-i kirâm da istişareye çok önem vermişlerdir. Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer, ashâbtan oluşan birer müşâvere heyeti oluşturmuşlardır. ( İbn Sa‘d, et-Tabakât, II, 350-352 )
İstişâre ile işlerin güzel neticelere varması, siyâsi, içtimâî, askeri bütün alanlarda problemlerin çözülmesi mümkündür. Kişi ne kadar akıllı, zeki ve tecrübeli olursa olsun, Cenâb-ı Hakk’ın Kur’an-ı Kerîm’de işaret ettiği ve yapanlarını övdüğü müşâvere esasına uygun hareket etmedikçe, faydalı sonuçlara ulaşması ve problemlerini güzel bir şekilde çözümlemesi pek mümkün değildir. Zira Peygamberimiz ( a.s. ) akıl ve zekâ yönüyle insanların en mükemmeli iken, Allah ona bile müşâvereyi emretmiştir.
Şâir Zarîfî der ki:
“ Meşveretsiz kim ki bir iş işleye
Şol nedâmet parmağın çok dişleye. ”
Şu bilinmelidir ki, istişâre ederken göz önünde bulundurulması gereken en önemli noktalardan biri, kime veya kimlere danışılacağı konusudur. Bu husus, yapılacak olan bir işin hayırla neticelenmesine önemli derecede etki eder. Bu yüzden danışılacak olan kişinin, akıl ve tecrübe sahibi, dindar ve faziletli, samimi, sağlam fikirli, keskin görüşlü, insan psikolojisini iyi tahlil edebilme, doğruluk ve güvenirlik gibi değerlere sahip olmasına dikkat edilmelidir. Öte yandan, aklı bir şeye ermeyen, ahlâksız, mağrur kimselere danışmanın kişiye hiçbir yarar sağlamayacağı da açıktır.
Yine o mü’minler, nefislerinin cimriliğini aşarak Allah yolunda harcarlar. Zira Allah’ın dinine davet için maddi harcamalarda bulunmak zaruridir. Bunu yapabilmek için kalbi cimrilikten arındırmak, mal-mülk sevgisini yenmek ve sadece Allah katındaki nimetlere güvenmek lüzumu vardır. Toplum hayatının devamı ve gelişmesi için de insanların birbirlerine yardımcı olmalarının, iyilik ve ihsanda nulunmalarının önemi büyüktür.
Son olarak o mü’minler:[ 1 ] Peygamber Efendimiz. Bedir savaşında, kendilerine en yakın kuyunun başında durdu ve orayı karargah yapmak istedi. Bu sırada ashâb-ı kirâmdan Hubâb el-Cümuh, Peygamberimize “ Yâ Resulullah! Burayı, Allah’ın seni yerleştirmiş olduğu ve bizim ileri geri gitmeğe yetkimiz olmayan bir yer olarak mı seçtin? Yoksa bu. bir görüş, bir savaş taktiği midir? ” diye sordu. Resûlullah ( s.a.s. ) “ Hayır; bu bir görüş ve bir savaş taktiğidir ” dedi. Bunun üzerine sahâbi “ O halde yâ Resûlullah! Burası uygun bir yer değil, orduyu kaldır. Düşmana en yakın kuyuya gidelim. Orada bir havuz yapıp içine su dolduralım, geride kalan kuyuları tahrip edelim, düşman istifade edemesin ” dedi. Bunun üzerine Peygamberimiz ( s.a.s. ) “ Sen güzel bir fikre işaret ettin ” buyurdu ve o sahâbînin dediği şekilde hareket etti. ( İbn Hişam, Siret, II, 259-260; İbn Sa‘d, et-Tabakât, II, 15 )
Ömer Çelik Tefsiri
Şura suresi 38 ayeti anlamı - okunuşu
Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar.
Mokhtasar tefsiri
Rablerinin kendilerine yapılmasını emrettiklerini yerine getirmeye ve nehyettiklerini terk etmeye icabet ederler. Namazlarını eksiksiz en kamil şekilde kılarlar. Kendilerini ilgilendiren önemli meselelerde aralarında istişare ederler ve kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah`ın rızasını kazanmak için infak ederler.
Ali Fikri Yavuz
O kimselerdir ki, Rablerine itaate icabet etmişler ve namazı gereği üzere kılmışlardır. İşleri de hep aralarında danışıklıdır. Kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar
İngilizce - Sahih International
And those who have responded to their lord and established prayer and whose affair is [determined by] consultation among themselves, and from what We have provided them, they spend.
Şura suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ve Rablerinin davetine icabet edenlere ve namaz kılanlara ve işlerini, aralarında danışarak yapanlara ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını ayırıp yoksulları doyuranlara, hayra harcayanlara.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O kəslər üçün ki, Rəbbinin də’vətini qəbul edər (iman gətirər), namaz qılar, işlərini öz aralarında məsləhət-məşvərətlə görər, onlara verdiyimiz ruzidən (Allah yolunda) sərf edərlər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.
Şura suresi (Ash_shuraa) 38 ayeti arapça okunuşu
﴿وَالَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِرَبِّهِمْ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ وَأَمْرُهُمْ شُورَىٰ بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنفِقُونَ﴾
[ الشورى: 38]
والذين استجابوا لربهم وأقاموا الصلاة وأمرهم شورى بينهم ومما رزقناهم ينفقون
سورة: الشورى - آية: ( 38 ) - جزء: ( 25 ) - صفحة: ( 487 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Sonra, üzerine kaynar su katılmış içki şüphesiz onlar içindir.
- Doğrusu Rabbinin yakalaması amansızdır.
- Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği
- Doğrusu Ben, tevbe edeni, inanıp yararlı iş işleyerek doğru yola gireni bağışlarım.
- "Zaten sapıklardan başka kim Rabbinin rahmetinden umudunu keser!" diyerek sormuştu: "Ey elçiler! İşiniz nedir?"
- Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır.
- Rabbiniz, bol nimetinden elde edesiniz diye, denizde gemileri sizin için yüzdürür. O, size merhamet eder.
- Allah, Kitap ehlinden, kafirleri destekleyenleri kalelerinden indirmiş, kalblerine korku salmıştı; onların kimini öldürüyor, kimini de
- Orada ne serinlik ne de içilecek bir şey tatmazlar; sadece kaynar su ve irin....
- Onlar kendilerine yalnız meleklerin veya senin Rabbinin buyruğunun gelmesini mi bekliyorlar? Onlardan öncekiler de böyle
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Şura indirin:
Şura Suresi mp3 : Şura suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler