Kasas suresi 39. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاسْتَكْبَرَ هُوَ وَجُنُودُهُ فِي الْاَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَظَنُّٓوا اَنَّهُمْ اِلَيْنَا لَا يُرْجَعُونَ ﴾ [القصص: 39]
ayet arapça & türkçe okunuşuVestekbera huve vecunûduhu fî-l-ardi biġayri-lhakki vezannû ennehum ileynâ lâ yurce’ûn(e) [Kasas: 39]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
O ve askerleri, memlekette, haksız yere büyüklük tasladılar. Gerçekten Bize döndürülmeyeceklerini sandılar. [Kasas: 39]
Kasas Suresi 39. ayet tefsiri
Firavun Mısır’da ilâhlık iddia ediyor; “ Şimdiye kadar sizin benden başka bir ilâhınız olduğunu bilmiyordum ” ( Kasas 28/38 ), “ Sizin en büyük Rabbiniz benim ” ( Nâziât 79/24 ) diyordu. Fakat o, iddia ettiği ulûhiyet ve rubûbiyetin, yalnız Allah Teâlâ için geçerli olan gökleri ve yeri yaratma, onları idare etme, öldürme diriltme, her şeyi tasarrufu altında tutma mânasında olmadığını biliyordu. Çünkü böyle bir şey ancak bir deli tarafından ortaya atılabilirdi. Yine bu sözüyle o, kendisinden başka ilâhların olmadığını da kastetmiyordu. Zira Kur’ân-ı Kerîm bizzat Firavun’un birçok tanrıya taptığını haber vermektedir: “ Firavun kavminin önde gelen yetkilileri: «Sihirbazları öldüreceksin de Mûsâ ve kavmini, yeryüzünde bozgunculuk yapsınlar, seni ve tanrılarını terk etsinler diye mi kendi hallerine bırakacaksın?» dediler. ” ( A‘râf 7/127 ) Dolayısıyla o, kendisi hakkında “ ilâh ” ve “ rab ” kelimelerini, “ kendisini bağlayan bir üst merci kabul etmeksizin tartışmasız yüce iktidar sahibi ” anlamında kullanıyordu. Şunu demek istiyordu: “ Bu Mısır ülkesinin sahibi benim. Tüm emir ve yasakları koyma yetkisi yalnızca bana aittir. Benden başka hiç kimse emir vermeye yetkili değildir. Mûsâ da kim oluyor? Âlemlerin Rabbi’nin temsilcisi sıfatıyla karşıma çıkıp da, kendisi hükümdar, ben tâbî imişim gibi bana emirler tebliğ eden bu adam da kim? ” Nitekim bir defasında tebaasına dönerek: “ Ey kavmim! Mısır’ın mülkü ve hâkimiyeti, sonra ayaklarımın altından akan şu ırmaklar bana ait değil mi? Fakat birileri sizi bana karşı kışkırtıp hâkimiyeti ele geçirmek istiyor. Bunu hâla göremiyor musunuz? Yoksa ben, şu aşağılık, neredeyse merâmını bile doğru dürüst anlatamayan adamdan daha üstün değil miyim? ” ( Zuhruf 43/51-52 ) diye sorması da bundandı. Yine onun Mûsâ’ya tekrar tekrar:
“ Sen bize, atalarımızı üzerinde bulduğumuz yoldan bizi döndüresin de, bu ülkede üstünlük ve hâkimiyet yalnızca ikinizin olsun diye mi geldin? ” ( Yûnus 10/78 )
“ Mûsâ! Yaptığın büyü ile bizi yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin? ” ( Taha 20/57 ) şeklinde sorular sorması ve halkına:
“ Mûsâ’nın sizin dininizi değiştireceğinden veya ülkede fesat çıkaracağından korkuyorum ” ( Mümin 40/26 ) hitabında bulunması da hep aynı korkudan kaynaklanmaktaydı.
Mesele bu açıdan ele alındığında, apaçık hale gelecektir ki, peygamberler tarafından getirilen ilâhî kanundan bağımsız olarak siyasî ve hukûkî hâkimiyet iddiasında bulunan şahıs ve sistemlerin durumu da Firavun’un durumundan hiç de farklı değildir. Bu sistemler kanun koyucu, emir ve yasakları belirleyici olarak ister bir yöneticiyi isterse millet iradesini görsünler, ülkenin, Allah’ın koyup peygamberlerin tebliğ ettiği kanunlar ile değil de kendi kanunlarıyla yönetilmesini benimsedikleri müddetçe, Firavun’un durumuyla onlarınki arasında hiçbir fark yoktur.
Firavun’un veziri Hâmân’a tuğladan yüksek bir kule yaptırıp oradan Mûsâ’nın ilâhını arama teşebbüsü ise, kâfirliğin zirvesi olup halka karşı ilim ve fenni kullanarak bir oyun ve tuzak yapmaktan başka bir şey değildi. Güya oradan gökyüzünü araştıracak, Mûsâ’nın ilâhının kim olduğunu öğrenecek, eğer onu bulursa onun da hakkından gelecekti. Zaten o, Mûsâ’nın yalancı biri olduğunu, getirdiği mesajın da onun Allah adına uydurduğu şeyler olduğunu düşünüyordu. Onu ve tâbilerini böyle bir duyguya sevk eden âmil, haksız yere büyüklenmeleri, bunun temelinde de yatan gerçek ise âhirete imanlarının olmayışı idi. Onlar, bir gün Allah’ın huzuruna çıkıp yaptıklarının hesabını vereceklerini düşünmedikleri için böyle davranıyorlardı. Bu yüzden:
Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi 39 ayeti anlamı - okunuşu
Firavun ve orduları yeryüzünde haksız yere büyüklendiler ve hesap için bize asla dönmeyeceklerini sandılar.
Mokhtasar tefsiri
Firavun ve askerlerinin kibirleri iyice arttı ve Mısır topraklarında haksız yere büyüklük tasladılar. Yeniden dirilişi inkâr ederek, kıyamet günü hesap verip karşılığını görmek üzere bize geri döndürülmeyeceklerini zannettiler.
Ali Fikri Yavuz
O Firavun ve askerleri, yeryüzünde (Mısır’da) hakları olmıyarak büyüklük tasladılar ve zannettiler ki, bize döndürülmiyecekler
İngilizce - Sahih International
And he was arrogant, he and his soldiers, in the land, without right, and they thought that they would not be returned to Us.
Kasas suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
O da, askerleri de yeryüzünde haksız yere ululanmaya kalkıştılar ve şüphe yok ki dönüp tapımıza gelmeyecekler sandılar kendilerini.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Fir’on) və əsgərləri yer üzündə nahaq yerə təkəbbür göstərdilər və elə güman etdilər ki, (öləndən sonra bir də dirlib) hüzurumuza qaytarılmaycaqlar!
Kuran Araştırmaları Vakfı
O ve askerleri, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve gerçekten bize döndürülmeyeceklerini sandılar.
Kasas suresi (Al-Qasas) 39 ayeti arapça okunuşu
﴿وَاسْتَكْبَرَ هُوَ وَجُنُودُهُ فِي الْأَرْضِ بِغَيْرِ الْحَقِّ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ إِلَيْنَا لَا يُرْجَعُونَ﴾
[ القصص: 39]
واستكبر هو وجنوده في الأرض بغير الحق وظنوا أنهم إلينا لا يرجعون
سورة: القصص - آية: ( 39 ) - جزء: ( 20 ) - صفحة: ( 390 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da doğrulukta devam edenler, onları, melekler, ölümleri anında: "Korkmayınız, üzülmeyiniz, size
- Ahiretin azabından korkanlara, bunda, hiç şüphesiz ibret vardır. Bu, insanların toplanacağı gündür; bu, görülecek bir
- Onlar, eşleri ve cariyeleri dışında, mahrem yerlerini herkesten korurlar. Doğrusu bunlar yerilemezler.
- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak
- Doğrusu inkar edip, inkarcı olarak ölenlerin hiçbirinden, yeryüzünü dolduracak kadar altını fidye vermiş olsa bile,
- Ey inananlar! Musa'yı incitenler gibi olmayın. Nitekim Allah onu, söylediklerinden beri tutmuştu. O, Allah'ın katında
- Herhangi bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya unutturursak, onun yerine daha hayırlısını veya onun benzerini
- Ey inananlar! Peygamber'e, "Bizi de dinle" (raina; kötü anlama gelebilecek söz) demeyin, "Bizi gözet" (unzurna)
- Allah onların hepsini dirilttiği gün, kendilerine işlediklerini haber verir; Allah onları bir bir saymıştır, fakat
- Onlara ne oluyor da inanmıyorlar?
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:
Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler