Abese suresi 11. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿كَلَّٓا اِنَّهَا تَذْكِرَةٌۚ ﴾ [عبس: 11]
ayet arapça & türkçe okunuşuKellâ innehâ teżkira(tun) [Abese: 11]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Dikkat et; bu Kuran bir öğüttür. [Abese: 11]
Abese Suresi 11. ayet tefsiri
Kur’ân-ı Kerîm ve onun âyetleri Allah Teâlâ tarafından kullarına bir hatırlatmadır, öğüttür, nasihattir. O, insanın ebedî geleceğini yakından ilgilendiren ve akılla bilinmesi mümkün olmayan gerçekleri haber verir. Peygamber’in vazifesi de Kur’an ile öğüt vermektir. Ancak dileyen ondan öğüt alır, dileyen almaz. Fakat kimsenin de Allah’a karşı ileri süreceği bir bahanesi kalmaz.
Bu âyet-i kerîmelerde iki husus dikkatimizi çeker. Birincisi içine Kur’an’ın yazılı bulunduğu sahifelerdir. Bu sahifelerin üç mühim vasfı vardır. Bunlar:
مُكَرَّمَةٌ ( mükerreme ): Allah katında şeref ve ikramla seçkin kılınmış, hürmet ve saygıyla alınıp tutulması gereken, saygı değer, hürmet edilen sahifelerdir. Bu sahifeler dini yönden şereflidir; çünkü bunlar pek çok ilim ve hikmet ihtiva etmektedir. Bunlar şereflidir, zira onları şerefli melekler indirmişlerdir. Bunlar levh-i mahfûzdan inmiş, kerîm olan bir Rabbden gelmişlerdir. Dolayısıyla bunların değeri, sahiplerinin değerinden kaynaklanmaktadır.
مَرْفُوعَةٌ ( merfû‘a ): Yüksek tutulmuş, kıymeti yüce, yukarıda ve el üstünde tutulması gerekli olan sahifelerdir. Yine bunlar, Allah indinde kadri yüce olan, şüphe ve tenakuzlardan uzak tutulmuş bulunan sahifelerdir.
مُطَهَّرَةٌ ( mutahhara ): Tertemiz, maddî ya da mânevî hiçbir kir bulaşmamış, son derece temiz tutulmasına özen gösterilen, kirli ve taharetsiz eller sürülmeyen sahifelerdir. Her türlü pislik ve kirden temizlenmiş, müşriklerin üzerine inmekten uzak tutulmuş, şüphe ve çelişkilerden de temizlenmiş sahifelerdir. Onlara şeytanların elleri dokunamaz. Bu m3anaya işaret edilmek üzere âyet-i kerîmede, “ Tertemiz olanlardan başkası ona dokunamaz ” ( Vâkıa 56/79 ) buyrulmuştur. Tertemiz olanlardan kasıt öncelikle meleklerdir. “ Sahifeler ” sözünün ise, “ Nûn. Kaleme ve kalem ehlinin satır satır yazdıklarına yemin olsun ” ( Kalem 68/1 ) ayetinde geçtiği üzere yüce Kalem’in Levh-i Mahfûz’a yazdığı sahifeleri, meleklerin Levh-i Mahfûz’dan yazıp alarak vahiy yoluyla getirdiği sahifeleri ve sonra Mushaf sahifelerini teşkil eden genel mânada Kur’an sahifelerini ifade etmiş olması en doğru olanıdır.
İkinci nokta ise bu sahifelerin كِرَامٌ ( kirâm ) ve بَرَرَةٌ ( berara ) sıfatlarıyla vasıflanmış سَفَرَةٌ ( sefere ) tarafından yazılmış veya getirilmiş olmasıdır.
سَفَرَةٌ ( sefere ), “ yazmak ” demek olan اَلسَّفْرُ ( sefr )den türemiş olup kâtip, kitap yazıcı, hattat mânalarına gelir. Bu kelimenin aslı da örtülü bir şeyi açmak mânası da vardır. Yazı yazmak da mâna ve maksadı bir nevi açıklamak ve izah etmek demek olduğu için yazmaya sefr, yazana sâfir, yazılan şeye de sifr denilmiştir. اَلسَّفْرُ ( sefr ) “ süpürmek ” mânasına da gelebilir. Bundan اَلسَّافِرُ ( sâfir ), süpürüp temizleyici demek olur. Şu halde sahifelere göre “ sefere ”, yazan katipler veya getiren elçiler yahut süpürüp temizleyen kitap bekçileri, kitapçılar demek olabilir. Genellikle “ yazıcı ” veya “ elçi ” olan melekler mânasında anlamak daha isabetli olacaktır.
Bahsedilen “ sefere ”nin iki mühim vasfı vardır:
كِرَامٌ ( kirâm ): “ Kerîm ”in çoğuludur. Değer vermek ve saygı göstermek mânasına gelen “ keramet ”ten olmasına göre, yüce Allah katında değer verilip saygı duyulan varlıklar demek olur. Lutuf ve bağış mânasına gelen “ kerem ”den türemiş olmasına göre de, mü’minlere karşı iyilik sever ve şefkatli, onlara güzel şeyler söyler ve onlar için mağfiret talep eden varlıklar demek olur.
بَرَرَةٌ ( berara ): اَلْبَرُّ ( berr )in veya اَلْبَارُّ ( bârr )in çoğuludur. Berr’in çoğulu olduğuna göre, çok hayır sahibi, bârr’in çoğulu olduğuna göre de söz ve fiillerinde doğru demek olur ki, ikisini de şumûlüne almak üzere “ takvâ sahibi kişiler, itaatkar ve sadık kimseler ” olarak mâna verilir. Bunların daha ziyade “ melekler ” olduğu kabul edilir. Çünkü sefîr ve rasûl kelimelerinin taşıdığı elçi mânası, aynı şekilde melâike kelimesinin de mânasıdır. Şu halde bu vasıf, ibaresinin taşıdığı mâna dolayısıyla melekler hakkında doğrudan doğruya nass, insanlardan bu vasıfları taşıyanlar hakkında da dolaylı yoldan işarettir.
Hâsılı Kur’an o kadar yücedir ki, bütün noksanlardan temizdir, kimseye muhtaç değildir. İnsanların, kendisini kabullenmesine ihtiyaç duymayacak derecede yüce bir kitaptır. Doğru yolu bulmak isteyen bu kitaba inanmalı ve onun getirdiklerine teslim olmalıdır. Aksi takdirde onların müstağnî davranmaları ve büyüklenmeleri bu yüce kitabın azametini azaltamayacaktır. Bilakis bu kitap onların gururunu yerle bir edecektir.
İnsanların çoğunun Kur’an’dan yüz çevirmesinin sebebine gelince:Ömer Çelik Tefsiri
Abese suresi 11 ayeti anlamı - okunuşu
Bir daha böyle yapma! Çünkü bu Kur’an âyetleri bir hatırlatma ve bir öğüttür.
Mokhtasar tefsiri
Bu iş hiçte öyle değildir. Şüphesiz o, kabul edenler için ancak bir öğüt ve hatırlatmadır.
Ali Fikri Yavuz
Hayır, (bir daha böyle yapma) çünkü o Kur’an bir öğüddür
İngilizce - Sahih International
No! Indeed, these verses are a reminder;
Abese suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Öyle değil, şüphe yok ki Kur'an, ancak bir öğüttür.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Xeyr! (Belə yaramaz, bir daha belə etmə). Həqiqətən, bu (ayələr) bir öyüd-nəsihətdir.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Hayır! Şüphesiz bunlar bir öğüttür,
Abese suresi (Abasa) 11 ayeti arapça okunuşu
﴿كَلَّا إِنَّهَا تَذْكِرَةٌ﴾
[ عبس: 11]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır.
- Musa: "Rabbim! Göğsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimin düğümünü çöz ki sözümü iyi anlasınlar. Ailemden kardeşim
- Kardeşleri Salih onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
- Sana Rabbinden vahyolunana uy; şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
- "Öldüğünüz, toprak ve kemik yığını olduğunuz zaman tekrar dirilmenizle sizi tehdit mi ediyor?"
- Tura, yayılmış ince deri üzerine satır satır dizilmiş Kitap'a, mamur bir ev olan Kabe'ye, yükseltilmiş
- Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine azabeder. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.
- Sizi yaratmak mı daha zordur, yoksa göğü yaratmak mı? Ki onu Allah bina edip yükseltmiş
- "Rabbimiz Allah'tır" deyip sonra da doğrulukta devam edenler, onları, melekler, ölümleri anında: "Korkmayınız, üzülmeyiniz, size
- Allah, kullarına lütufta bulunandır. Dilediğini rızıklandırır. Kuvvetli olan da güçlü olan da O'dur.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Abese indirin:
Abese Suresi mp3 : Abese suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler