Hud suresi 47. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَعُوذُ بِكَ اَنْ اَسْـَٔلَكَ مَا لَيْسَ ل۪ي بِه۪ عِلْمٌۜ وَاِلَّا تَغْفِرْ ل۪ي وَتَرْحَمْن۪ٓي اَكُنْ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ ﴾ [هود: 47]
ayet arapça & türkçe okunuşuKâle rabbi innî e’ûżu bike en es-eleke mâ leyse lî bihi ‘ilm(un)(s) ve-illâ taġfir lî veterhamnî ekun mine-lḣâsirîn(e) [Hud: 47]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
"Rabbim! Bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum" dedi. [Hud: 47]
Hud Suresi 47. ayet tefsiri
Hz. Nûh, ailesinden olmakla beraber oğlunun boğulma hikmetini ilk anda kavrayamadı. Çünkü babalık şefkatinin verdiği heyecanla Cenâb-ı Hakk’ın 40. âyette geçtiği üzere “ haklarında suda boğulacağına karar verilenler dışında aileni… gemiye bindir ” sözündeki “ ailen ” kısmı aklında kalmış, fakat “ boğulacağına karar verilenler ” kısmını unutmuştu. Bu sebeple Allah’ın kendisine bütün ailesini kurtaracağı va’dinde bulunduğunu sanmış ve Allah’ın va’dinin kesinlikle gerçekleşeceğini, oğlunun da kendi ailesinden olduğunu söylemişti. Bununla beraber, Allah’ın hüküm verenlerin en iyisi olduğunu belirtmeyi de ihmal etmemişti. Yani ortada anlaşılamayan bir durum söz konusu ise, bunun -hâşâ- Allah’a ait değil, kendine ait bir eksiklik olduğunu bildirmişti. Nitekim Yüce Allah: “ Ey Nûh! O kesinlikle senin ailenden değildir. Çünkü onun bütün hayatı yanlış bir inanç ve amel üzere kuruluydu ” ( Hûd 11/46 ) buyurarak, Hz. Nûh’un kalbini tırmalayan pürüzü gidermişti. Çünkü aileden olmadaki temel sebep dini yakınlıktır. Mü’min ile kâfir arasında bu bakımdan bir alâka yoktur.
Hikmet ehlinden biri şöyle der: “ Bir oğul babasının yaptıklarını yapmıyorsa, onunla alâkası kesilmiş demektir. Bir ümmet de peygamberinin yaptığını yapmıyorsa, korkarım ki aralarındaki alâka kopmak üzeredir. ” Buna göre ilim, irfan ve amel sahibi olmaksızın, sırf kıymetli birinin nesebinden olmanın ve ataların faziletli davranışlarıyla övünmenin hiçbir faydası yoktur.
Büyük velîlerden İbrâhim Düsûkî ( k.s. ) şöyle der:
“ Her kim Allah ve Rasûlü’nün emirlerini tatbik eden, hatta inceliklerine de riâyet eden olmazsa; dahasını diyelim: Şerefli, temiz, iffetli bir kimse olmazsa, o bana bağlı evlâdım arasında olamaz. İsterse sulbümden gelen çocuğum olsun. Kim dinî emirlere devam eden, hakikat ve tarikat adabını bilen; dîne, diyânete bağlı, yanlış işlere dalmayan, nefsini koruyan zâhid bir kimse olur ve şüpheli işlere yaklaşmazsa işte benim evlâdım odur. İsterse bu ülkeler ötesi bir yerde bulunsun… ” ( Velîler Ansiklopedisi, II, 597 )
46. âyet-i kerîmede bildirildiği gibi Cenâb-ı Hak Nûh ( a.s. )’a, hakkında bilgi sahibi olmadığı bir hususta kendisinden bir istekte bulunmamasını emretmiş ve câhillerden olmaması için ona öğüt verdiğini bildirmiştir. Bunun üzerine Hz. Nûh, peygamberlik gibi yüce bir makamda bulunmanın gerektirdiği bir kulluk hassasiyeti içerisinde hatasını fark ederek hemen Allah’a sığınmış; O’nun rahmet ve mağfiretini talep etmiştir.
Gerçekten de peygamberlerin ve sâlih insanların ahlâkları hep böyledir. Kendilerine bir iyilik yapmaları söylendiği zaman ona göre davranırlar; bir hatalarına dikkat çekildiği zaman da derhal istiğfar edip Allah’a sığınırlar. İşte Allah Teâlâ, peygamberlerin başından geçen bu tür hâdiseleri haber vermektedir ki, gerek istiğfar konusunda gerekse kendi rahmetinden ümit kesmemek konusunda herkes peygamberleri örnek alabilsin ve ona göre davranabilsin.
Sular çekilip gemi dağa oturunca:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 47 ayeti anlamı - okunuşu
Nûh şöyle yalvardı: “Rabbim! Doğrusu ben, hakkında bilgim olmayan bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen elbette ziyana uğrayanlardan olurum.”
Mokhtasar tefsiri
Nuh -aleyhisselam- şöyle dedi: "Rabbim! Ben, senden hakkında ilmimin olmadığı bir şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer benim günahlarımı bağışlamaz ve bana rahmetin ile merhamet etmezsen, ben ahiretteki nasibini heba eden ve bundan dolayı zarara uğrayan kimselerden olurum.
Ali Fikri Yavuz
Nûh, dedi ki: “- Ey Rabbim, bilmediğim şeyi, senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana düşenlerden olurum.”
İngilizce - Sahih International
[Noah] said, "My Lord, I seek refuge in You from asking that of which I have no knowledge. And unless You forgive me and have mercy upon me, I will be among the losers."
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Nuh, Rabbim dedi, bilmediğim şeyi senden istemekten, gene sana sığınırım ve beni yarlıgamazsan, bana acımazsan ziyankarlardan olurum ben.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Nuh) dedi: “Ey Rəbbim! Bilmədiyim bir şeyi Səndən istəməkdən (belə bir işə cür’ət etməkdən) Sənə sığınıram. Əgər məni bağışlamasan, rəhm etməsən, ziyana uğrayanlardan olaram!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!
Hud suresi (Hud) 47 ayeti arapça okunuşu
﴿قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ ۖ وَإِلَّا تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُن مِّنَ الْخَاسِرِينَ﴾
[ هود: 47]
قال رب إني أعوذ بك أن أسألك ما ليس لي به علم وإلا تغفر لي وترحمني أكن من الخاسرين
سورة: هود - آية: ( 47 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 227 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Onları getirirken de, gönderirken de zevk alırsınız.
- Ne iyilik yaparlarsa, karşılığını bulacaklardır. Allah sakınanları bilir.
- Onu Allah'tan başka ortaya koyacak yoktur.
- Şüphe yok ki, inkar edenleri, başlarına gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar.
- İkindi vaktine (Asra; çağa) and olsun ki,
- Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin."
- Musa: "Rabbim! Doğrusu beni yalanlamalarından korkuyorum; göğsüm daralıyor, dilim açılmıyor. Onun için Harun'a da elçilik
- Yoksa, kötülük yapanlar Bizden kaçabileceklerini mi sanarlar? Ne kötü hüküm veriyorlar!
- Sabaha karşı çığlık onları yakalayıverdi.
- Göklerin ve yerin hükümranlığı kendisinin olan, çocuk edinmeyen, hükümranlıkta ortağı bulunmayan, herşeyi yaratıp bir ölçüye
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler