Mümtehine suresi 4. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Mümtehine suresi 4 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Mümtehine suresi - Al-Mumtahanah aya 4 (The Examined One).
  
   

﴿قَدْ كَانَتْ لَكُمْ اُسْوَةٌ حَسَنَةٌ ف۪ٓي اِبْرٰه۪يمَ وَالَّذ۪ينَ مَعَهُۚ اِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ اِنَّا بُرَءٰٓؤُ۬ا مِنْكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۘ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَٓاءُ اَبَدًا حَتّٰى تُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ وَحْدَهُٓ اِلَّا قَوْلَ اِبْرٰه۪يمَ لِاَب۪يهِ لَاَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَٓا اَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللّٰهِ مِنْ شَيْءٍۜ رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَاِلَيْكَ اَنَبْنَا وَاِلَيْكَ الْمَص۪يرُ ﴾ [الممتحنة: 4]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Kad kânet lekum usvetun hasenetun fî ibrâhîme velleżîne me’ahu iż kâlû likavmihim innâ buraâu minkum ve mimmâ ta’budûne min dûni(A)llâhi kefernâ bikum ve bedâ beynenâ ve beynekumu-l’adâvetu velbaġdâu ebeden hattâ tu/minû bi(A)llâhi vahdehu illâ kavle ibrâhîme li-ebîhi le-estaġfiranne leke vemâ emliku leke mina(A)llâhi min şey-/(in)(s) rabbenâ ‘aleyke tevekkelnâ ve-ileyke enebnâ ve-ileyke-lmasîr(u) [Mümtehine: 4]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İbrahim ve onunla beraber olanlarda, sizin için uyulacak güzel bir örnek vardır. Onlar milletlerine şöyle demişlerdi: "Biz sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız; sizin dininizi inkar ediyoruz; bizimle sizin aranızda yalnız Allah'a inanmanıza kadar ebedi düşmanlık ve öfke başgöstermiştir." -Yalnız, İbrahim'in, babasına: "And olsun ki, senin için mağfiret dileyeceğim, fakat sana Allah'tan gelecek herhangi bir şeyi savmaya gücüm yetmez" sözü bu örneğin dışındadır- "Rabbimiz! Sana güvendik, Sana yöneldik; dönüş Sanadır." [Mümtehine: 4]


Mümtehine Suresi 4. ayet tefsiri

Hz. İbrâhim ve ona inanan mü’minlerin, Allah’a açıkça baş kaldırmış müşrik bir topluma karşı sergiledikleri net tavır, kıyamete kadar gelecek tüm müslümanlara uyulması gereken en güzel bir örnek olarak gösterilir. Onlar şunu söylemişlerdi: “ Biz sizin şirke dayalı sisteminizi tanımıyoruz ve sizlerin doğru bir yol üzere olduğunuza inanmıyoruz. Bu sebeple bizimle sizin aranızda dostluk olması mümkün değildir. Tek olan Allah’a iman edinceye kadar da bu kesin duruşumuz, net tavrımız devam edecektir. ”

Bu duruş aslında Allah karşısında kendisine tanrılık yakıştırılan tüm şeytânî güçleri reddetmek anlamına gelmektir. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“ Artık kim şeytânî güçleri inkâr edip Allah’a inanırsa, muhakkak kopması mümkün olmayan sağlam bir kulpa sarılmış olur. Allah, işitendir, bilendir. ” ( Bakara 2/256 )

Yalnız Hz. İbrâhim’in müşrik olan babasına “ ben senin için mutlaka Allah’tan bağışlanma dileyeceğim… ” şeklindeki sözünün örnek alınmaması istenmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de birkaç yerde belirtildiğine göre İbrâhim ( a.s. ), babasına verdiği istiğfar etme sözünü tutmuş, “ Rabbim! Babamı da bağışla; çünkü o yolunu şaşıranlar arasında. ” ( Şuarâ 26/86. Ayrıca bk. İbrâhim 14/41 ) Fakat Rabbinden bağışlamasını istediği babasının “ Allah düşmanı ” olduğunu anlayınca, istiğfardan vazgeçmişti. Âyet-i kerîmede buyrulur:

“ İbrâhim’in babası için Allah’tan af dilemesi ise, sırf daha önce ona verdiği bir sözden dolayı idi. Fakat onun bir Allah düşmanı olduğu açıkça belli olunca hemen ondan uzaklaştı. Gerçekten İbrâhim, Allah’a içten yalvaran, âh edip inleyen, yumuşak huylu bir peygamberdi. ” ( Tevbe 9/114 )

5. âyette Hz. İbrâhim ve yanındaki mü’minlerin dualarında yer aldığı şekilde “ mü’minlerin kâfirler için fitne kılınması ” şu yollarla olabilir:

    Kâfirlerin aşırı baskı ve zulümleri neticesinde müslümanların dinî inanç, ibâdet ve ahlâk hususunda onlara taviz vermek zorunda kalmalarıdır. Böyle bir durum, diğer insanlar için alay mevzuu olurken, kâfirlerin de dini ve müminleri değersiz görmelerine yol açar.

Şâirin şu yakarışı bu mânaya ne kadar da uygun düşer:

“ Verme dâmânımı dest-i hasmâna yâ Rab!

Varıcak hazretine baş kabak, yalın ayak,

Vermek olursa eğer hasma benim dâmânım,

Yine ihsân ü kerem senden olur Sultânım. ”

“ Rabbim! Benim eteğimi, ipimin ucunu düşmanın eline verme! Eğer böyle olursa her şeyimi kaybeder, perişan olur, senin huzuruna baş kabak, yalın ayak, ellerim bomboş gelirim. Dünya hâli bu ya, eğer benim eteğim, ipimin ucu düşmanın eline geçerse yine senin iyilik ve keremine güveniyorum; beni ondan kurtaracak olan yalnız sensin! ”

    Müslümanlar, yüce bir dinin temsilcileri olmalarına rağmen, temsil ettikleri makama yakışmayacak tarzda yüksek ahlâkî vasıf ve faziletlerden mahrum olurlarsa ve diğer insanların düştükleri ahlâkî zaaflara düşerlerse, kâfirlerin, “ Bu kimselerin ne özellikleri var ki bizden daha şerefli kabul edilsinler ” demelerine fırsat verilmiş olacaktır.

    Yine kâfirler mü’minlere gâlip geldiklerinde, kendileri doğru yol üzere bulundukları için gâlip geldiklerini sanabilir ve “ Eğer kendini mümin zanneden bu insanlar Allah yolunda olsalardı, biz onları yenemezdik ” diyebilirler. Böylece doğru yolu bulma imkân ve fırsatından uzaklaşmış olurlar.

Hz. İbrâhim örneğinden alınması gereken ders şudur ki, her asırda mü’minler ataları İbrâhim’in izinden yürüyerek sarsılmaz bir iman, azim ve kararlılıkla zâlimlere karşı mücâdelelerini sürdürmelidir. Ey mü’minler! Böyle davrandığınız takdirde:
Ömer Çelik Tefsiri
Mümtehine suresi Diyanet

Mümtehine'den 4 Ayeti'ni dinle


Mümtehine suresi 4 ayeti anlamı - okunuşu

İbrâhim’de ve beraberindeki mü’minlerde sizin için uyulması gereken güzel bir örnek vardır. Onlar putperest kavimlerine şöyle demişlerdi: “Biz kesinlikle sizden de sizin Allah’ı bırakıp taptık­larınızdan da uzağız. Sizi ve bâtıl dîninizi reddediyoruz. Sizinle bizim aramıza, siz sadece tek olan Allah’a iman edinceye kadar sürüp gidecek bir düşmanlık ve nefret girmiş bulunmaktadır.” Ancak İbrâ­him’in babasına söylediği: “Senin için Rabbimden bağışlanma dile­yeceğim; ancak Allah’tan gelecek bir azabı senden savmam da mümkün değil” demesi örnek olmaz! Onlar şöyle dua ederlerdi: “Rab­bi­miz! Yalnızca sana güvenip dayandık, sana yöneldik. Dönüşü­müz de ancak sanadır!”


Mokhtasar tefsiri

-Ey Müminler!- Şüphesiz, sizin için İbrahim -aleyhisselam-`da ve onunla beraber olan Müminlerde güzel bir örnek vardır. Hani onlar kâfir olan toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz, şüphesiz sizden ve sizin Allah’tan başka ibadet ettiğiniz putlarınızdan uzağız. Sizin üzerine olduğunuz inancı kabul etmiyoruz. Sizinle bizim aramızda Yüce Allah’a tek olarak iman edinceye ve Allah`a herhangi bir kimseyi ortak koşmayı bırakıncaya kadar sürecek olan bir düşmanlık ve nefret belirmiştir." Sizin üzerinize düşen de onlar gibi kâfir olan toplumunuzdan uzak durmanızdır. Bu; İbrahim’in babasına söylediği şu söz hariçtir (İbrahim şöyle dedi): "Senin için Allah`tan bağışlanma dileyeceğim. Allah`ın rahmetinden ümit kesmeyin." Bu, İbrahim`in babası hakkında ümidi kesmesinden önce idi. Çünkü Mümin bir kimse, müşrik bir kimse için af dileyemez. İbrahim şöyle dedi: "Benim, Allah’tan sana gelecek azabı savmaya gücüm yetmez. Rabbimiz! Biz, bütün işlerimizde sana dayandık ve tövbe ederek sana yöneldik ve kıyamet günü dönüş de sanadır!"


Ali Fikri Yavuz

Gerçekten İbrahîm’in ve beraberinde olanların sözlerinde sizin için güzel bir örnek oldu: Vaktiyle kavimlerine dediler ki: “- Biz, sizlerden ve Allah’dan başka taptıklarınızdan berîyiz. Siz, Allah’ın birliğine iman etmedikçe, sizi (dininizi) tanımıyoruz. Sizinle aramızda ebedî düşmanlık ve kin baş gösterdi!” Ancak İbrahîm’in, babası için şöyle demesi müstesna olmuştur: “- Elbette senin için mağfiret dileyeceğim; fakat Allah’ın azabından hiç bir şeyi kaldırmağa senin için gücüm yetmez?” (O halde ey müminler, siz şöyle deyin): “- Ey Rabbimiz! Ancak sana tevekkül ettik, sana ibadete koyulduk ve yalnız sanadır dönüş


İngilizce - Sahih International


There has already been for you an excellent pattern in Abraham and those with him, when they said to their people, "Indeed, we are disassociated from you and from whatever you worship other than Allah. We have denied you, and there has appeared between us and you animosity and hatred forever until you believe in Allah alone" except for the saying of Abraham to his father, "I will surely ask forgiveness for you, but I have not [power to do] for you anything against Allah. Our Lord, upon You we have relied, and to You we have returned, and to You is the destination.

Mümtehine suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Gerçekten de İbrahim'de ve onunla beraber bulunanlarda güzel bir örnek var size; hani kavimlerine demişlerdi ki: Şüphe yok ki biz, sizden ve Allah'tan başka kulluk ettiklerinizden tamamıyla uzağız, inkar ettik sizi ve aramızla aranızda, bir Allah'a siz de inanıncaya dek ebedi bir düşmanlık ve nefret belirmiştir; ancak İbrahim'in, atasına, elbette senin için yarlıganma dileyeceğim ve fakat Allah'tan sana gelecek hiçbirşeyi de menedemem sözü başka; Rabbimiz, sana dayandık ve sana yöneldik ve dönüpgeleceğimiz yer de senin tapın.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


İbrahim və onunla birlikdə olanlar (mö’minlər) sizin üçün gözəl örnəkdir. O zaman onlar öz qövmünə belə demişdilər: “Şübhəsiz ki, bizim sizinlə və sizin Allahdan başqa ibadət etdiklərinizlə (bütlərlə) heç bir əlaqəmiz yoxdur. Biz sizi (dininizi) inkar edirik. Siz bir olan Allaha iman gətirməyincə bizimlə sizin aranızda həmişə ədavət və nifrət olacaqdır!” Ancaq İbrahim öz atasına: “Mən (öz Rəbbimdən) mütləq sənin bağışlanmağını diləyəcəm. Mən heç vəchlə səni Allahdan (Allahın əzabından) qurtara bilmərəm (mənim bacardığım yalnız budur)!” – deməsi istisnadır (bunda sizin üçün örnək yoxdur). (Onlar həmçinin belə demişdilər:) “Ey Rəbbimiz! Biz ancaq Sənə təvəkkül etdik, tövbə edib ancaq Sənə tərəf qayıtdıq. Axır dönüş də ancaq Sənin hüzurunadır.


Kuran Araştırmaları Vakfı


İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.

Mümtehine suresi (Al-Mumtahanah) 4 ayeti arapça okunuşu

﴿قَدْ كَانَتْ لَكُمْ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ فِي إِبْرَاهِيمَ وَالَّذِينَ مَعَهُ إِذْ قَالُوا لِقَوْمِهِمْ إِنَّا بُرَآءُ مِنكُمْ وَمِمَّا تَعْبُدُونَ مِن دُونِ اللَّهِ كَفَرْنَا بِكُمْ وَبَدَا بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةُ وَالْبَغْضَاءُ أَبَدًا حَتَّىٰ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ وَحْدَهُ إِلَّا قَوْلَ إِبْرَاهِيمَ لِأَبِيهِ لَأَسْتَغْفِرَنَّ لَكَ وَمَا أَمْلِكُ لَكَ مِنَ اللَّهِ مِن شَيْءٍ ۖ رَّبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ
[ الممتحنة: 4]

kad kanet leküm üsvetün hasenetün fi ibrahime vellezine meah iz kalu likavmihim inna büraaü minküm vemimma tabüdune min dunil lah keferna biküm vebeda beynena vebeynekümül adavetü vebagdaü ebeden hatta tü'minu billahi vahdehu illa kavle ibrahime liebihi leestagfiranne leke vema emlikü leke minel lahi min şey' rabbena aleyke tevekkelna veileyke enebna veileykel mesir

قد كانت لكم أسوة حسنة في إبراهيم والذين معه إذ قالوا لقومهم إنا برآء منكم ومما تعبدون من دون الله كفرنا بكم وبدا بيننا وبينكم العداوة والبغضاء أبدا حتى تؤمنوا بالله وحده إلا قول إبراهيم لأبيه لأستغفرن لك وما أملك لك من الله من شيء ربنا عليك توكلنا وإليك أنبنا وإليك المصير

سورة: الممتحنة - آية: ( 4 )  - جزء: ( 28 )  -  صفحة: ( 549 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Kadınların iddet süreleri biteceğinde, onları ya uygun bir şekilde alıkoyun, ya da onlardan ayrılın; içinizden
  2. "Bu apaçık bir sihirdir; öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman, önceki babalarımız yahut biz mi
  3. Bazı kimseler: "Rahman çocuk edindi" dediler
  4. Sonra yaklaşmış ve inmiştir.
  5. Tek olarak yaratıp kendisine bol bol mal, çevresinde bulunan oğullar verdiğim ve nimetleri yaydıkça yaydığım
  6. Rumlar en yakın bir yerde yenildiler. Onlar bu yenilgilerinden bir kaç yıl sonra galip geleceklerdir.
  7. Boyunlarına, çenelerine kadar varan demir halkalar geçirmişizdir, bunun için başları yukarı kalkıktır.
  8. Kardeşleri Hud, onlara: "Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim;
  9. De ki: "Allah doğru söyledi, doğruya meyleden İbrahim'in dinine uyun; O, puta tapanlardan değildi".
  10. Korkanlar arasında bulunan, Allah'ın nimete erdirdiği iki adam: "Üstlerine kapıdan yürüyün, oradan girerseniz şüphesiz galip

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mümtehine indirin:

Mümtehine Suresi mp3 : Mümtehine suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Mümtehine Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Mümtehine Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Mümtehine Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Mümtehine Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Mümtehine Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Mümtehine Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Mümtehine Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Mümtehine Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Mümtehine Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Mümtehine Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Mümtehine Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Mümtehine Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Mümtehine Suresi Al Hosary
Al Hosary
Mümtehine Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Mümtehine Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Wednesday, December 25, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler