Rum suresi 41. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Rum suresi 41 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Rum suresi - Ar-Rum aya 41 (Rome - Byzantium).
  
   

﴿ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذ۪يقَهُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ ﴾ [الروم: 41]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Zahera-lfesâdu fî-lberri velbahri bimâ kesebet eydî-nnâsi liyużîkahum ba’da-lleżî ‘amilû le’allehum yerci’ûn(e) [Rum: 41]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır. [Rum: 41]


Rum Suresi 41. ayet tefsiri

İnsanların işlediği kötülüklerin, yaptıkları günah, haksızlık ve yanlışların hem dünyada hem de âhirette fenâ neticeleri olmaktadır. Burada sadece olayın dünya kısmından söz edilir. Ancak ibret olsun diye dünyada iken verilen cezalar için “ bir kısmı ” denmekle, esas cezanın âhirette olacağına işaret edilir. Cezanın bir kısmının dünyada verilmesi, zâhiren musîbet gibi gözükse de bir ilâhî rahmet tecellisidir. Çünkü Allah, bu vesileyle kullarının günahları terk edip doğru yola gelmelerini istemektedir.

“ Kara ve deniz ” lafızları umûmi bir mâna ifade etmekte olup, yeryüzünde, denizde, havada; ferdî, ailevî ve içtimâî hayatta; devletler arası iktisâdî, siyâsi ve askerî münâsebetlerde; bilim ve teknoloji ile alakalı gelişmelerin hayata menfi yansımalarında tezâhür eden tüm bozulmaları ve çürümeleri içine almaktadır. Buna göre insanların yaptıkları yanlış uygulamalar neticesinde dünya hayatında karşımıza çıkan bozulma ve çürümeye şu misalleri verebiliriz:

    Karada ve denizde tufan çıkması endişesi; bazı arazilerin bitki bitirmez duruma gelmesi, tatlı suların tuzlu su haline dönüşmesi ve kaynak sularının azalması.

    Gerek şehirlerde gerekse kırsal kesimde bozulmanın yaşanması; kıtlık, yangın, sel gibi felâketlerin ve ölümlerin çoğalması; geçim sıkıntısının artması ve her şeyin bereketinin kaçması.

    Tamamen maddeci bir anlayışa dayanan teknolojik gelişmelerin ve çılgınca faaliyetlerin insanlığı daha önce hayal bile edemediği çevresel felâketlerle karşı karşıya getirmesi. Bu bağlamda toprağın, havanın ve suyun sanayi atıkları ve şehir çöpleri yüzünden dizginlenemeyen bir şekilde kirlenmesi; bitki örtüsü ve denizlerin artan bir şekilde zehirlenip yok olması.

    Dehşet verici sonuçlarıyla dünya gündeminden düşmeyen bir husus olan ozon tabakasının delinmesi.

    Yaygın uyuşturucu ve görünürde faydalı gibi gözüken ilaç kullanımı sebebiyle insanın kendi bedeninde ortaya çıkan her türlü genetik bozukluklar ve insanlara yararlı birçok hayvan türünün giderek yok olması. Bütün bunlara, insanın sosyal hayatındaki hızlı bozulma ve çürüme, cinsî sapıklıklar, suçlar ve şiddet ve son safhada nükleer dehşet de ilave edilebilir.

Bunların tümü, netice itibariyle insanın Allah’a ve manevî ve ahlâkî değerlere karşı umursamazlığının ve bunun yerine, “ maddî ilerleme ”yi tek mühim hedef sayan telakkilere mahkûmiyetinin fecî bir âkıbetidir.

Eğer insanlar Allah Teâlâ’nın tâlimatları istikâmetinde bir hayat sürebilseler ve dünya imkânlarını, onları yaratıp meccânen hizmetlerine âmâde kılan Yüce Yaratıcı’nın emir ve yasakları doğrultusunda yerli yerince kullanabilecek olsalar, şüphesiz ki bu yöndeki başarıları nispetinde bozulmanın daha az olması ve dünya hayatının bir cennet hayatına dönüşmesi ihtimalden uzak değildir. Yoksa buradan Kur’an’ın bilim, teknoloji ve maddî ilerlemeye karşı olduğu tarzında bir netice çıkarmak doğru değildir. Eğer insanlar bu dünyada yaşayacaklarsa, dünyanın her türlü imkânını kullanacaklardır. Kur’an’ın onlardan istediği, ister maddî ister manevî olsun hayatın her sahasıyla alakalı ilâhî ölçülere dikkat etmeleri, günümüzde karşımıza çıkan acı manzaralar gibi, ölçüleri tanımayıp bir bozgunluk ve çürümeye sebebiyet vermemeleridir. Bunun faydası kendilerine döneceği gibi, attığı taş dönüp kafasına çarpan kişi misâlinde olduğu üzere, bunun zararı da yine dünyada kısmen, âhirette ise bütünüyle kendilerine dönecektir. Dolayısıyla tek kurtuluş yolu, tüm insanlık olarak Allah’a dönmek, Allah’ın dinine sarılmak, tüm varlığı O’nun bir emâneti olarak algılamak ve her birini yaratılış gâyesi istikâmetinde yerli yerince kullanmaktır. Ancak daha önce gelip geçmiş toplumlara baktığımızda pek müspet sonuçlarla karşılaşmak mümkün olmamaktadır. Onların çoğunun müşrik oldukları, kâinattaki ilâhî nizamı görmezden gelen çok yanlış bir anlayışa saptıkları ve bu sebeple hem dünya hem de âhiretlerini mahvettikleri görülmektedir. Günümüz insanına ve bundan sonra geleceklere düşen onların bu hazin âkıbetlerinden gereken dersi alabilmek ve Hakk’ın nizamına tâbi olabilmektir:
Ömer Çelik Tefsiri
Rum suresi Diyanet

Rum'den 41 Ayeti'ni dinle


Rum suresi 41 ayeti anlamı - okunuşu

İnsanların işledikleri kötülükler yüzünden karada ve denizde karışıklık ortaya çıktı, düzen bozuldu. Böylece Allah, belki doğru yola dönerler diye, yaptıklarından bir kısmının kötü sonuçlarını onlara tattırıyor.


Mokhtasar tefsiri

Verimsiz topraklar, yağmurun az yağması, veba ve diğer hastalıkların çoğalması gibi karada ve denizde fesat ortaya çıkmıştır. Bütün bunların sebebi insanların işlemiş oldukları günahlarıdır. Bunların ortaya çıkması, dünya hayatında işlemiş oldukları bazı kötü amellerin karşılığını Allah Teâlâ`nın onlara tattırması içindir. Umulur ki tövbe ile O`na dönerler.


Ali Fikri Yavuz

İnsanların kendi ellerinin (irade ve ihtiyarlarıyla) yaptıkları işler (günahlar) yüzünden, karada ve denizde fesad meydana çıktı ki, Allah, işledikleri günahlardan bir kısmının cezasını (dünyada) onlara taddırsın. Olur ki (küfürden ve işledikleri günahlardan tevbe ederek) dönerler


İngilizce - Sahih International


Corruption has appeared throughout the land and sea by [reason of] what the hands of people have earned so He may let them taste part of [the consequence of] what they have done that perhaps they will return [to righteousness].

Rum suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Bozgun belirdi karada ve denizde, insanların elleriyle kazandıkları suçlar yüzünden; bu da, belki dönerler, vazgeçerler diye yaptıklarına karşılık çekecekleri cezanın az bir kısmını onlara tattırmak için.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


İnsanların öz əlləri ilə etdikləri (pis əməllər, günahlar) üzündən quruda və suda fəsad (pozuntu) əmələ gələr (bə’zi yerlərdə quraqlıq, qıtlıq olar, bə’zilərində zərərli yağışlar yağar, zəlzələ baş verər, dənizlərdə gəmilər batar) ki, Allah (bununla) onlara etdiklərinin bir qismini (etdikləri bə’zi günahların cəzasını) daddırsın və bəlkə, onlar (tövbə edib pis yoldan) qayıtsınlar.


Kuran Araştırmaları Vakfı


İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu, ki Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tuttukları kötü yoldan) dönerler.

Rum suresi (Ar-Rum) 41 ayeti arapça okunuşu

﴿ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ أَيْدِي النَّاسِ لِيُذِيقَهُم بَعْضَ الَّذِي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ﴾
[ الروم: 41]

zaheral fesadü fil berri velbahri bima kesebet eydin nasi liyüzikahüm badal lezi amilu leallehüm yerciun

ظهر الفساد في البر والبحر بما كسبت أيدي الناس ليذيقهم بعض الذي عملوا لعلهم يرجعون

سورة: الروم - آية: ( 41 )  - جزء: ( 21 )  -  صفحة: ( 408 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Allah, "Yerilmiş ve kovulmuşsun, oradan defol; and olsun ki insanlardan sana kim uyarsa, hepinizi cehenneme
  2. Haksızlıklarından ötürü, söylenilen söz başlarına gelir. Artık konuşamaz olurlar.
  3. Orada apaçık deliller vardır, İbrahim'in makamı vardır; kim oraya girerse, güvenlik içinde olur; oraya yol
  4. And olsun ki Musa'yı Firavun ve erkanına mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik. Firavun'un buyruğuna
  5. Büyüklük taslayanlar, "Sizin inandığınızı biz inkar ediyoruz" dediler ve dişi deveyi kesip devirdiler; Rablerinin buyruğuna
  6. And olsun ki, Kuran'ı öğüt olsun diye kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
  7. Doğrusu sana vahyedilen bu Kitap, Levhi Mahfuz'da bulunan şanlı bir Kuran'dır.
  8. Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini
  9. Ayetlerimizi çekişmeye dalanları görünce, başka bir bahse geçmelerine kadar onlardan yüz çevir. Şeytan sana unutturursa
  10. Peygamberlerden sonra, insanların Allah'a karşı bir hüccetleri olmaması için, gönderilen müjdeci ve uyarıcı peygamberlerden bir

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Rum indirin:

Rum Suresi mp3 : Rum suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Rum Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Rum Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Rum Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Rum Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Rum Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Rum Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Rum Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Rum Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Rum Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Rum Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Rum Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Rum Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Rum Suresi Al Hosary
Al Hosary
Rum Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Rum Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, September 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler