Meryem suresi 42. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اِذْ قَالَ لِاَب۪يهِ يَٓا اَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْن۪ي عَنْكَ شَيْـًٔا ﴾ [مريم: 42]
ayet arapça & türkçe okunuşuİż kâle li-ebîhi yâ ebeti lime ta’budu mâ lâ yesme’u velâ yubsiru velâ yuġnî ‘anke şey-â(n) [Meryem: 42]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Babasına şöyle demişti: "Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana bir faydası olmayan şeylere niçin tapıyorsun?" [Meryem: 42]
Meryem Suresi 42. ayet tefsiri
Hz. İbrâhim ulu’l-azm peygamberlerdendir. Sıddîktır; özü sözü doğru, sadâkat ehli, son derece dürüst bir insandır. Kur’ân-ı Kerîm, İbrâhim ( a.s. )’ın babasına olan nasihatlerine, onu şirk batağından kurtarmak için gösterdiği gayretlerine, onun için yaptığı dua ve istiğfarlarına zaman zaman yer verir. ( bk. En‘âm 6/74; Tevbe 9/114; Şuarâ 26/86 ) Burada da bu nasihatlerin mühim bir kısmı beyân edilir. İbrâhim ( a.s. )’ın daveti gayet açıktır. Öncelikle babasının gönlüne tesir edecek bir üslup kullanarak her defasında ona “ Babacığım! ” diye hitap eder. Ondan putlara tapmayı terk etmesini, doğru yola ulaşabilmek için, Allah’tan vahiy alan bir peygamber olarak kendine uymasını ister. Böyle yapmayıp şeytana uyduğu takdirde, sonsuz merhamet sahibi olan Allah’ın gazabını celbedip azabına uğrayacağını hatırlatır.
Babasına gelmeyip Hz. İbrâhim’e gelen ilimden maksat; Allah’a iman, O’nu tanıma, O’na kulluk etme, ölümden sonra vuku bulacak hâdiseler ve Allah’tan başkasına tapanların karşılaşacakları azaplara dair ancak vahiyle bilinebilecek bilgilerdir. İbrâhim ( a.s. ), her ne kadar babası cehâletin zirvesinde olsa da onu aşırı cahillikle vasfetmemiştir. Kendisini de, engin bir bilgiye sahip olduğu halde, üstün bir ilimle anmamıştır. Aksine çok iyi bildiği bir hususta kendini babasının arkadaşı gibi göstermiştir. Bu ifadeler hep Hz. İbrâhim’deki rıfk, mülâyemet ve lutuf tezâhürleridir.
İbrâhim ( a.s. )’ın babasını şeytana tapmaktan menetmesinin illeti, şeytanın Rahman’a âsi olmasıdır. Bundan, Allah’a isyan eden kimselere hiçbir durumda, hiçbir zaman ve zeminde itaat etmemek lazım geldiği anlaşılmaktadır. Zira âsiye itaat etmek, cezayı gerektirir ve nimetin elden gitmesine sebep olur.
İbrâhim ( a.s. )’ın böylesine yumuşak ve tatlı bir dille tebliğine babasının tepkisi çok sert oldu:
Ömer Çelik Tefsiri
Meryem suresi 42 ayeti anlamı - okunuşu
Babasına şunları söylemişti: “Babacığım! Hiçbir şey işitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan putlara niçin tapıyorsun?”
Mokhtasar tefsiri
Hani babası Azer`e şöyle demişti: "Ey Babacığım! Allah`ın dışında dua ettiğinde duanı işitmeyen, ibadet ettiğinde ibadetini görmeyen, senden zararı gideremeyen ve sana fayda sağlamayacak puta neden tapıyorsun?"
Ali Fikri Yavuz
Bir vakit (İbrahim) babasına şöyle demişti: “- Ey babam! İşitmez, görmez ve sana hiç bir faydası olmaz şeylere niçin tapıyorsun
İngilizce - Sahih International
[Mention] when he said to his father, "O my father, why do you worship that which does not hear and does not see and will not benefit you at all?
Meryem suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Hani o atasına ata demişti, ne diye taparsın duymaz, görmez, senden hiçbir şeyi gideremez şeylere?
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
O, bir zaman atasına belə demişdi: “Atacan! Nə üçün eşitməyən, görməyən və sənə heç bir fayda və zərər verə bilməyən bütlərə ibadət edirsən?
Kuran Araştırmaları Vakfı
Bir zaman o babasına dedi ki: Babacığım! Duymayan, görmeyen ve sana hiçbir fayda sağlamayan bir şeye niçin taparsın?
Meryem suresi (Maryam) 42 ayeti arapça okunuşu
﴿إِذْ قَالَ لِأَبِيهِ يَا أَبَتِ لِمَ تَعْبُدُ مَا لَا يَسْمَعُ وَلَا يُبْصِرُ وَلَا يُغْنِي عَنكَ شَيْئًا﴾
[ مريم: 42]
إذ قال لأبيه ياأبت لم تعبد ما لا يسمع ولا يبصر ولا يغني عنك شيئا
سورة: مريم - آية: ( 42 ) - جزء: ( 16 ) - صفحة: ( 308 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Akşamlarken ve sabahlarken, öğle ve ikindi vaktinde Allah'ı -ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur-
- Ama, insanoğlu kendini müstağni sayarak azgınlık eder.
- "Biz sana sadece şüphe edip durdukları azabı getirdik. Sana gerçekle geldik. Şüphesiz biz doğru söyleyenleriz.
- Allah şüphesiz size, yeminlerinizi keffaretle geri almanızı meşru kılmıştır. Allah sizin dostunuzdur. O, bilendir, Hakim'dir.
- İbrahim: "Eski atalarınızın ve sizin nelere taptıklarınızı görüyor musunuz? Doğrusu onlar benim düşmanımdır. Dostum ancak
- Hanginizin aklından zoru olduğunu yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.
- "Rabbimiz! Bunu kim başımıza getirdiyse, ateşte onun azabını kat kat artır" derler.
- İnkar edenlere, dünya hayatı güzel görünür, onlar, inananlarla alay ederler, oysa, Allah'a karşı gelmekten sakınanlar
- Gözleri bizim öğüdümüze karşı kapalı olan ve öfkelerinden onu dinlemeye tahammül edemeyen kafirlere o gün
- Peygamber sizi, Rabbinize inanmaya çağırdığı halde, Allah'a niçin inanmazsınız? Hem O, sizden söz almıştı, inanmışlar
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Meryem indirin:
Meryem Suresi mp3 : Meryem suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler