Zuhruf suresi 42. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذ۪ي وَعَدْنَاهُمْ فَاِنَّا عَلَيْهِمْ مُقْتَدِرُونَ ﴾ [الزخرف: 42]
ayet arapça & türkçe okunuşuEv nuriyenneke-lleżî ve’adnâhum fe-innâ ‘aleyhim muktedirûn(e) [Zuhruf: 42]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Seni onlardan uzaklaştırsak bile doğrusu Biz kendilerinden öç alırız; yahut onlara vadettiğimizi sana gösteririz. Çünkü onlara karşı gücü yetenleriz. [Zuhruf: 42]
Zuhruf Suresi 42. ayet tefsiri
Tebliğ, davete kulak veren ve gerçeği anlamak isteyen kimselere fayda verecektir. O halde gerçeği görmek istemeyen körlere ve onu işitmek istemeyen sağırlara üzülmeye gerek yoktur. Çünkü onlar Allah’ın azabına uğramak için inadına ellerinden gelen her şeyi yapmaktadırlar. Onlara verilecek dünyevi cezaları Peygamber ( s.a.s. )’in görüp görmemesi önemli değildir; Allah onları mutlaka cezalandıracak ve mü’minlerin intikamını onlardan alacaktır. Nitekim Medine döneminde bunlardan bir kısmı gerçekleşmiştir. Dolayısıyla din düşmanlarının bir an önce cezalandırılması gibi tamamen Cenâb-ı Hakk’ın takdirine bağlı hususlara takılmaktan ziyade, kul olarak bize gereken vazifelere yönelmemiz, bunun başında da Allah’ın kelamına sımsıkı sarılmamız istenmektedir. Çünkü Kur’an’da ne yapıp ne yapmayacağımız açık bir şekilde haber verilmektedir. Problemlerimizi çözecek, dünya ve âhiret huzurumuzu temin edecek tüm hükümler ve kâideler onda mevcuttur. Allah bizi âhirette Kur’an’da beyân ettiği bu ölçülere göre hesaba çekecektir. O halde en büyük gayemiz, Kur’an’ın gösterdiği dosdoğru yolda istikâmet üzere yürümek olmalıdır. En büyük mesaimizi bu hususta vermemiz gereklidir. Böyle yaptığımız zaman Kur’an bizim için aynı zamanda en büyük şeref ve izzet kaynağı olacaktır. Nitekim Hz. Ömer ile Nâfi b. Abdi’l-Hâris arasında geçen şu konuşma bu açıdan ne kadar ibretlidir:
Nâfi b. Abdi’l-Hâris, Usfan’da Hz. Ömer’e rastlamıştı. Ömer ( r.a. ) onu Mekke’ye vâli tâyin etmiş olduğu için:
“ −Mekkelilerin başına kimi bıraktın? ” diye sordu. O:
“ −İbn Ebzâ’yı! ” dedi. Hz. Ömer:
“ −İbn Ebzâ kimdir? ” diye sorunca Nâfî:
“ −Âzâd ettiğimiz kölelerden birisidir ” dedi. Ömer ( r.a. )’ın:
“ −Yerine bir âzatlıyı mı bıraktın? ” sorusu karşısında ise şu ibretli cevâbı verdi:
“ −O, Allah’ın kitabını okur ve farzlarını da iyi bilir. ” Bunun üzerine Hz. Ömer hayrânlık içerisinde:
“ –Resûlullah ( s.a.s. ): «Allah şu Kur’ân ile birtakım kimselerin kıymetini yükseltir; bazılarını da alçaltır» buyurmuştu! ” dedi. ( Müslim, Müsâfirîn 269 )
Allah Teâlâ’nın birliğine inanıp yalnız O’na kullukta bulunmak, bütün peygamberlerin tebliğ ettiği dinin esasını oluşturur. Bu sebeple buyruluyor ki:Ömer Çelik Tefsiri
Zuhruf suresi 42 ayeti anlamı - okunuşu
Yahut onlara va‘dettiğimiz azabı sen hayatta iken kendilerine tattırırız da, onu sana da gösteririz. Çünkü biz, onlara dilediğimizi yapacak güçteyiz.
Mokhtasar tefsiri
Yahut onlara vadettiğimiz azabın bir kısmını sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter ve bize galip gelmeye de güçleri yetmez.
Ali Fikri Yavuz
Yahud onlara (azab olarak) vaad ettiğimizi, (hayatında) muhakkak sana göstereceğiz. Elbette onlara azab etmeğe kadiriz
İngilizce - Sahih International
Or whether [or not] We show you that which We have promised them, indeed, We are Perfect in Ability.
Zuhruf suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Yahut da onlara vaadettiğimiz azabı mutlaka sana gösteririz, gerçekten de onlara gücümüz yeter bizim.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Yaxud (sən həyatda ikən) onlara və’d etdiyimizi (əzabı) göstərəcəyik. Həqiqətən, Biz onlara (əzab verməyə) qadirik!
Kuran Araştırmaları Vakfı
Yahut onlara vadettiğimiz azabı, sana gösteririz. Çünkü bizim onlara gücümüz yeter.
Zuhruf suresi (Az-Zukhruf) 42 ayeti arapça okunuşu
﴿أَوْ نُرِيَنَّكَ الَّذِي وَعَدْنَاهُمْ فَإِنَّا عَلَيْهِم مُّقْتَدِرُونَ﴾
[ الزخرف: 42]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah'ın verdiği bu ganimet malları bilhassa; yurtlarından ve mallarından edilmiş olan, Allah'tan bir lütuf ve
- Bir kısım tanrılarımız seni çarpmıştır, demekten başka birşey demeyiz" dediler. Hud: "Doğrusu ben Allah'ı şahit
- Yalnız, inanıp yararlı işler işleyenlere, onlara, kesintisiz ecir vardır.
- Şöyle söylediler: "Bize, yerden kaynaklar fışkırtmadıkça sana inanmayacağız",
- Onu bırakıp gittiler.
- Gözünün gördüğünü gönlü yalanlamadı.
- And olsun ki, sana daima tekrarlanan yedi ayetli Fatiha'yı ve Kuran-ı Azim'i verdik.
- Siz ne yeryüzünde ve ne de gökte Allah'ı aciz bırakabilirsiniz. Allah'tan başka bir dost ve
- Kuran'ı sana, sıkıntıya düşeşin diye değil, ancak Allah'tan korkanlara bir öğüt ve yeri ve yüce
- Kendilerine söylenmiş olan başlarına geldiği zaman, yerden bir çeşit hayvan çıkarırız ki o, onlara, insanların
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Zuhruf indirin:
Zuhruf Suresi mp3 : Zuhruf suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler