Hud suresi 46. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قَالَ يَا نُوحُ اِنَّهُ لَيْسَ مِنْ اَهْلِكَۚ اِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍۗ فَلَا تَسْـَٔلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌۜ اِنّ۪ٓي اَعِظُكَ اَنْ تَكُونَ مِنَ الْجَاهِل۪ينَ ﴾ [هود: 46]
ayet arapça & türkçe okunuşuKâle yâ nûhu innehu leyse min ehlik(e)(s) innehu ‘amelun ġayru sâlih(in)(s) felâ tes-elni mâ leyse leke bihi ‘ilm(un)(s) innî e’izuke en tekûne mine-lcâhilîn(e) [Hud: 46]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Allah: "Ey Nuh! O senin ailenden sayılmaz; çünkü kötü bir iş işlemiştir; öyleyse bilmediğin şeyi Benden isteme. İşte sana öğüt, bilgisizlerden olma" dedi. [Hud: 46]
Hud Suresi 46. ayet tefsiri
Hz. Nûh, ailesinden olmakla beraber oğlunun boğulma hikmetini ilk anda kavrayamadı. Çünkü babalık şefkatinin verdiği heyecanla Cenâb-ı Hakk’ın 40. âyette geçtiği üzere “ haklarında suda boğulacağına karar verilenler dışında aileni… gemiye bindir ” sözündeki “ ailen ” kısmı aklında kalmış, fakat “ boğulacağına karar verilenler ” kısmını unutmuştu. Bu sebeple Allah’ın kendisine bütün ailesini kurtaracağı va’dinde bulunduğunu sanmış ve Allah’ın va’dinin kesinlikle gerçekleşeceğini, oğlunun da kendi ailesinden olduğunu söylemişti. Bununla beraber, Allah’ın hüküm verenlerin en iyisi olduğunu belirtmeyi de ihmal etmemişti. Yani ortada anlaşılamayan bir durum söz konusu ise, bunun -hâşâ- Allah’a ait değil, kendine ait bir eksiklik olduğunu bildirmişti. Nitekim Yüce Allah: “ Ey Nûh! O kesinlikle senin ailenden değildir. Çünkü onun bütün hayatı yanlış bir inanç ve amel üzere kuruluydu ” ( Hûd 11/46 ) buyurarak, Hz. Nûh’un kalbini tırmalayan pürüzü gidermişti. Çünkü aileden olmadaki temel sebep dini yakınlıktır. Mü’min ile kâfir arasında bu bakımdan bir alâka yoktur.
Hikmet ehlinden biri şöyle der: “ Bir oğul babasının yaptıklarını yapmıyorsa, onunla alâkası kesilmiş demektir. Bir ümmet de peygamberinin yaptığını yapmıyorsa, korkarım ki aralarındaki alâka kopmak üzeredir. ” Buna göre ilim, irfan ve amel sahibi olmaksızın, sırf kıymetli birinin nesebinden olmanın ve ataların faziletli davranışlarıyla övünmenin hiçbir faydası yoktur.
Büyük velîlerden İbrâhim Düsûkî ( k.s. ) şöyle der:
“ Her kim Allah ve Rasûlü’nün emirlerini tatbik eden, hatta inceliklerine de riâyet eden olmazsa; dahasını diyelim: Şerefli, temiz, iffetli bir kimse olmazsa, o bana bağlı evlâdım arasında olamaz. İsterse sulbümden gelen çocuğum olsun. Kim dinî emirlere devam eden, hakikat ve tarikat adabını bilen; dîne, diyânete bağlı, yanlış işlere dalmayan, nefsini koruyan zâhid bir kimse olur ve şüpheli işlere yaklaşmazsa işte benim evlâdım odur. İsterse bu ülkeler ötesi bir yerde bulunsun… ” ( Velîler Ansiklopedisi, II, 597 )
46. âyet-i kerîmede bildirildiği gibi Cenâb-ı Hak Nûh ( a.s. )’a, hakkında bilgi sahibi olmadığı bir hususta kendisinden bir istekte bulunmamasını emretmiş ve câhillerden olmaması için ona öğüt verdiğini bildirmiştir. Bunun üzerine Hz. Nûh, peygamberlik gibi yüce bir makamda bulunmanın gerektirdiği bir kulluk hassasiyeti içerisinde hatasını fark ederek hemen Allah’a sığınmış; O’nun rahmet ve mağfiretini talep etmiştir.
Gerçekten de peygamberlerin ve sâlih insanların ahlâkları hep böyledir. Kendilerine bir iyilik yapmaları söylendiği zaman ona göre davranırlar; bir hatalarına dikkat çekildiği zaman da derhal istiğfar edip Allah’a sığınırlar. İşte Allah Teâlâ, peygamberlerin başından geçen bu tür hâdiseleri haber vermektedir ki, gerek istiğfar konusunda gerekse kendi rahmetinden ümit kesmemek konusunda herkes peygamberleri örnek alabilsin ve ona göre davranabilsin.
Sular çekilip gemi dağa oturunca:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 46 ayeti anlamı - okunuşu
Allah şöyle buyurdu: “Ey Nûh! O kesinlikle senin ailenden değildir. Çünkü onun bütün hayatı yanlış bir inanç ve amel üzere kuruluydu. O halde hakkında bilgi sahibi olmadığın bir şeyi sakın benden isteme. Şüphesiz ben, câhillerden olmayasın diye sana öğüt veriyorum.”
Mokhtasar tefsiri
Allah Teâlâ, Nuh -aleyhisselam-`a şöyle buyurdu: Ey Nuh! Senin kurtulmasını istediğin oğlun, benim sana kurtarmayı vadettiğim ehlinden değildir. Çünkü O, (senin oğlun) kâfirdir. Senin benden istediğin şey: sana ve senin makamında bulunan kimseye yakışan bir amel değildir. Hakkında ilminin olmadığı şeyi benden isteme! Ben, seni cahillerden olmaktan ve benim ilmime ve hikmetime muhalif olan şeyi benden istemenden sakındırırım.
Ali Fikri Yavuz
Allah şöyle buyurdu: “-Ey Nûh! O, senin ailenden değildir. Çünkü o, sâlih olmıyan bir amel sahibidir (kâfirdir). O halde bilmediğin bir şeyi benden isteme. Seni, cahillerden olmaktan menederim.”
İngilizce - Sahih International
He said, "O Noah, indeed he is not of your family; indeed, he is [one whose] work was other than righteous, so ask Me not for that about which you have no knowledge. Indeed, I advise you, lest you be among the ignorant."
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
De ki: Ya Nuh, o, kesin olarak senin ailenden değil, çünkü o, kötü bir iş işledi. Artık bilmediğin şeyi isteme benden şüphe yok ki bilgisizlerden olmaman için öğüt vermedeyim sana.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(Allah) buyurdu: “Ey Nuh! O sənin ailəndən deyildir. Çünki o (küfr etməklə) pis bir iş görmüşdür. (Və ya sənin Məndən onu xilas etmək xahişin yaxşı iş deyildir). Elə isə bilmədiyin bir şeyi Məndən istəmə. Sənə cahillərdən olmamağı tövsiyə edirəm (məsləhət görürəm)”.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.
Hud suresi (Hud) 46 ayeti arapça okunuşu
﴿قَالَ يَا نُوحُ إِنَّهُ لَيْسَ مِنْ أَهْلِكَ ۖ إِنَّهُ عَمَلٌ غَيْرُ صَالِحٍ ۖ فَلَا تَسْأَلْنِ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ ۖ إِنِّي أَعِظُكَ أَن تَكُونَ مِنَ الْجَاهِلِينَ﴾
[ هود: 46]
قال يانوح إنه ليس من أهلك إنه عمل غير صالح فلا تسألن ما ليس لك به علم إني أعظك أن تكون من الجاهلين
سورة: هود - آية: ( 46 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 227 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- "Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur."
- "Allah'a yemin ederiz ki memleketi ifsat etmeğe gelmediğimizi ve hırsız da olmadığımızı biliyorsunuz" dediler.
- "Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım" de.
- O, yeşillikler bitirmiştir.
- Ona "Cennete gir" denince, "Keşke milletim Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikrama mazhar olanlardan kıldığını
- Oğulları: "Ey Babamız! Suçlarımızın bağışlanmasını dile, bizler hiç şüphesiz suçluyuz" dediler.
- Nerede bulunsalar Allah'ın ve inanan insanların himayesinde olanlar müstesna onlara alçaklık damgası vurulmuştur. Allah'tan bir
- Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla:
- Söyleneni hiç düşünmezler mi? Yoksa onlara, ilk atalarına gelmeyen bir şey mi geldi?
- Zalimlere: "Yalanladığınız ateşin azabını tadın, bugün birbirinize ne fayda ve ne de zarar verebilirsiniz" deriz.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler