Mümin suresi 46. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿اَلنَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّاۚ وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ۠ اَدْخِلُٓوا اٰلَ فِرْعَوْنَ اَشَدَّ الْعَذَابِ ﴾ [غافر: 46]
ayet arapça & türkçe okunuşuEnnâru yu’radûne ‘aleyhâ ġuduvven ve ’aşiyyâ(en)(s) ve yevme tekûmu-ssâ’atu edḣilû âle fir’avne eşedde-l’ażâb(i) [Mümin: 46]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Onlar, sabah akşam ateşe sunulurlar. Kıyamet çattığı gün, "Firavun'un adamlarını azabın en ağırına sokun"denir. [Mümin: 46]
Mümin Suresi 46. ayet tefsiri
Öyle anlaşılıyor ki bu zat çok muteber bir mevkide olduğundan, bu sözlerine rağmen Firavun ona ilk merhalede bir zarar verememiştir. Gerçekleri korkusuzca dile getiren o mü’min adamı yüce Allah Firavun’un ve kabinesinin hazırladığı tuzağın tüm kötülüklerinden korumuştur. Ona ne bu dünyada ne de bundan sonraki hayatta hiçbir kötülük dokunmamıştır. Fakat en yakın çevresinin bile Mûsa’yı kabul ettiğini gören Firavun, ondan etkilenenleri tasfiye etme planlarına girişmiştir. Bu arada Hz. Mûsâ’ya İsrâioğulları’yla birlikte Mısır’dan çıkma emri gelmiş, peşine düşen Firavun da ordusuyla birlikte azabın en kötüsüyle kuşatılarak suda boğulmuştur.
Bu âyetlerde Firavun ve âilesine sırasıyla verilecek olan üç farklı azaptan bahsedilir:
› “ Firavun ehlini o korkunç azap kuşatıverdi ” ( Mü’min 40/45 ): Bu, Hz. Mûsâ ve beraberindeki İsrâiloğullarını kovalarken Kızıl denizde boğulmalarıdır.
› “ Ateş! Sabah akşam onun karşısına getirilecek ve ona maruz bırakılacaklar ” ( Mü’min 40/46 ): Bu, berzah âleminde vuku bulacak bir cezalandırmadır. Bunun şiddeti cehennem azabına göre azdır. Ateşin içine girmezler, onunla yüz yüze getirilirler. Onlar boğulmalarında kıyamet gününe kadar geçecek süre içinde sabah akşam o ateş ile karşı karşıya getirilerek dehşet içinde kalırlar. Aslında bu azap sadece Firavun ve kavmine mahsus olmayıp, tüm kâfirler için geçerlidir. Firavun sadece bir misaldir. Mü’min ve sâlih kullara ise, ölümlerinden kıyamete kadar geçecek süre içinde âhirette kendilerini bekleyen o güzel cennet manzaraları sabah akşam gösterilecektir.
Nitekim Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurur:
“ Sizden herhangi bir kimse öldüğünde sabah ve akşam ona kalacağı yer gösterilir. Eğer cennet ehlinden ise cennet ehlinden birisi olarak ona yeri gösterilir. Şayet cehennem ehlinden ise yine cehennem ehlinden birisi olarak yeri gösterilir ve: «Yüce Allah kıyamet günü buraya seni göndereceği vakte kadar senin kalacağın yer burasıdır» denilir. ” ( Buhârî, Cenâiz 89; Müslim, Cennet 65 )
Bu sebepledir ki Nebiyy-i Ekrem ( s.a.s. ), dualarında kabir azabından Allah’a sığınırdı, müslümanlara da ondan Allah’a sığınmalarını tavsiye ederdi. ( Buhârî, Ezân 49; Müslim, Cennet 67 )
Resûlullah ( s.a.s. ), yanından geçmekte olduğu iki mezar hakkında şöyle buyurdu:
“ Bu ikisi, hayatta iken küçümseyerek işledikleri birer büyük günah yüzünden azap görüyorlar. Evet, aslında işledikleri günahlar büyüktür. Biri koğuculuk yapardı. Diğeri ise abdest bozarken idrarından sakınmaz, iyice temizlenmezdi. ” ( Buhârî, Vudû 55, 56; Müslim, Taharet 111 )
Resûlullah ( s.a.s. ) şöyle buyurmuştur:
“ Kabirdeki ölü, denizde boğulmak üzere olan ve dehşet içerisinde yardım isteyen kimse gibidir. Babasından, anasından, kardeşinden, samîmî ve sâdık arkadaşından bir dua bekler. Şayet bir dua gelecek olsa, bu onun için dünya ve içindekilerden daha kıymetli ve sevimli olur. Şüphesiz Allah, kabir ehline, dünyadakilerin duası bereketiyle dağlar misâli ecir verir. Dirilerin ölülere gönderebileceği en iyi hediye ise onlar için istiğfâr etmek ve onlar adına sadaka vermektir. ” ( Deylemî, Firdevs, IV, 103/6323; Ali el-Mütteki, Kenzu’l-ummâl, XV, 694/42783; XV, 749/42971 )
Dolayısyla bahsi geçen âyet-i kerîme ve bir kısmını burada zikrettiğimiz hadis-i şerifler, kabir azabının kesinliğini ortaya koymaktadır. Allah Teâlâ bizi, ölümün şerrinden, kabir azabından ve âhiretin dehşetli hallerinden muhafaza eylesin!
› Kıyâmetin kopacağı gün ise: “ Firavun ehlini cehennemdeki en şiddetli azaba sürükleyin ” ( Mü’min 40/46 ) denecek: Bu ise cehennem ateşidir.
Zaten devam eden âyetler de cehennemdeki bir kısım acıklı manzaraları bize haber vermektedir:Ömer Çelik Tefsiri
Mümin suresi 46 ayeti anlamı - okunuşu
Ateş! Sabah akşam onun karşısına getirilecek ve ona maruz bırakılacaklar. Kıyâmetin kopacağı gün ise: “Firavun ehlini cehennemdeki en şiddetli azaba sürükleyin!” denilecek.
Mokhtasar tefsiri
Öldükten sonra sabah akşam kabirlerinde ateşe sunulurlar. Kıyamet günü içinde bulundukları küfür, yalanlama ve Allah yolundan alıkoyma sebebiyle Firavun`a tabi olanları daha şiddetli ve büyük bir azaba sokun denilir.
Ali Fikri Yavuz
Onlar (kabirlerinde kıyamet gününe kadar) sabah ve akşam ateşe arz edilecekler. Kıyamet koptuğu gün de: “- Firavun kavmini en şiddetli azaba sokun.” denilecektir
İngilizce - Sahih International
The Fire, they are exposed to it morning and evening. And the Day the Hour appears [it will be said], "Make the people of Pharaoh enter the severest punishment."
Mümin suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ateş, sabahakşam, onlara gösterilecek ve kıyametin koptuğu günde Firavun soyunu denecek, sokun azabın en çetinine.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Onlar (ölən gündən qiyamətə qədər qəbir evində) səhər-axşam (gündə iki dəfə) odda yandırılarlar. Qiyamət qopduğu gün isə (deyiləcəkdir): “Fir’on əhlini ən şiddətli əzaba salın!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
Onlar sabah akşam o ateşe sokulurlar. Kıyametin kopacağı gün de: Firavun ailesini azabın en çetinine sokun (denilecek)!
Mümin suresi (Ghafir) 46 ayeti arapça okunuşu
﴿النَّارُ يُعْرَضُونَ عَلَيْهَا غُدُوًّا وَعَشِيًّا ۖ وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ أَدْخِلُوا آلَ فِرْعَوْنَ أَشَدَّ الْعَذَابِ﴾
[ غافر: 46]
النار يعرضون عليها غدوا وعشيا ويوم تقوم الساعة أدخلوا آل فرعون أشد العذاب
سورة: غافر - آية: ( 46 ) - جزء: ( 24 ) - صفحة: ( 472 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Her iki bahçe de ürünlerini vermişlerdi, hiçbir şeyi de eksik bırakmamışlardı. İkisinin arasından bir de
- Birisi, yüksek derecelere sahip olan Allah katından, inkarcılara gelecek ve savunulması imkansız olacak azabı soruyor.
- Kendilerine Kitapdan bir pay verilenleri, görmedin mi? Onlar aralarında hüküm vermek için Allah'ın Kitabına çağırılmışlar,
- Kitap'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette bileceklerdir.
- Gerçekten, senin milletin Kuran'ı yalanladı. "Cezanızı ben verecek değilim" de.
- Allah'ın, rızkı dilediğine yayıp bir ölçüye göre verdiğini görmezler mi? Doğrusu bunda, inananlar için dersler
- "Rabbimin bana verdikleri sizinkinden daha iyidir. Bana gücünüzle yardım edin de sizinle onların arasına sağlam
- Elini çıkardı, bakanlara bembeyaz göründü.
- Peygambere indirilen Kuran'ı işittiklerinde, gerçeği öğrenmelerinden gözlerinin yaşla dolarak, "Rabbimiz! İnandık, bizi de şahidlerden yaz.
- İşte iyileri böylece mükafatlandırırız.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Mümin indirin:
Mümin Suresi mp3 : Mümin suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler