Sebe suresi 48. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿قُلْ اِنَّ رَبّ۪ي يَقْذِفُ بِالْحَقِّۚ عَلَّامُ الْغُيُوبِ ﴾ [سبأ: 48]
ayet arapça & türkçe okunuşuKul inne rabbî yakżifu bilhakki ‘allâmu-lġuyûb(i) [Sebe: 48]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
De ki: "Görünmeyenleri en iyi bilen Rabbim, batılı hak ile ortadan kaldırır." [Sebe: 48]
Sebe Suresi 48. ayet tefsiri
İnsan, bir kısım ön yargılardan kendini kurtarıp, gerçeği bulabilmek için samimiyetle düşünecek olsa; yine aynı safiyetle Hz. Muhammed ( s.a.s. )’in hayatını ve kişiliğini inceleyecek olsa, onda delilikten hiçbir iz bulunmadığını, aksine onun toplumun en akıllı insanı olduğunu görecektir. Hem Mekkeliler, zaten henüz kendisine peygamberlik verilmeden önce de ona çok güveniyor, emanetlerini ona bırakıyor ve mühim işlerinde ona danışıyorlardı. “ Kâbe hakemliği ” olarak bilinen şu hâdise bunun canlı şâhididir:
Allah Resûlü’nün nübüvvetinden beş sene önce Kâbe’yi tâmir eden Kureyşliler Hacer-i Esved’i yerine kimin koyacağı hususunda anlaşamamış, aralarında neredeyse kan dökülecek kadar sert tartışma ve çekişmeler başlamıştı. Neticede Harem kapısından ilk gelecek zâtı aralarında hakem tâyin etmeye karar verdiler. Tam o esnâda Âlemlerin Efendisi ( s.a.s. ), Harem kapısında görünmüş, herkesin yüzünü tatlı bir tebessüm kaplamıştı. Zira gelen Muhammedü’l-Emîn idi. Kureyş’in, Peygamber Efendimiz ( s.a.s. )’e karşı sevgi, hürmet ve îtimâdı, her geçen gün daha da ziyâdeleşmişti. Bu sebeple Kureyşliler O’nu görür görmez: “ İşte el-Emîn! O’nun aramızda hakem olmasına hepimiz râzıyız! ” dediler. Efendimiz ( s.a.s. ) da, her kabîleden bir kişi seçmiş, ridâsını çıkarıp yere sermiş, sonra Hacer-i Esved’i ridâsının üzerine koydurup, seçtiği kişilerin her birine bir ucundan tutturmuş, mübârek taşı birlikte taşımışlar, Allah Resûlü ( s.a.s. ) de onu kendi elleriyle yerine yerleştirmişti. Böylece Efendimiz, fetânet ve firâsetini göstererek kabîleler arasında çıkabilecek muhtemel bir savaşa mânî olmuştu. ( İbn Hişâm, es-Sîre, I, 209-214; Abdürrazzâk, el-Musannef, V, 319 )
İşte ondaki bu ferâset, akıl ve fetânet nübüvvetle beraber kat kat artmıştır. Dolayısıyla o deli değil, bilakis mâverânın sır perdelerini aralayan nebevî bir akılla insanları gelmesi muhakkak bir azaba karşı uyaran, bütün hedefi insanların kurtuluşu olan ve bu hususta hiçbir dünyevî menfaat beklentisi olmayan, şefkat ve merhamet ummanı emsalsiz bir insandır. Onun vasıtasıyla Allah Teâlâ hakkı ortaya çıkarmış; hak onunla ayakta durup yükselirken, bâtıl onun karşısında tutunamayarak yok olup gitmiştir. Bâtılın zaman zaman kendi varlığını hissettirmesine aldanmamak lâzımdır. Çünkü onun tekrar geri dönüp, hak karşısında bir varlık ortaya koyması mümkün değildir. Bâtılın taraftarları da dünyada az bir müddet geçinip gitseler, yiyip içseler, bilmedikleri gaybî konularda atıp tutsalar da bunun bir ehemmiyeti yoktur. Çünkü:Ömer Çelik Tefsiri
Sebe suresi 48 ayeti anlamı - okunuşu
De ki: “Şüphesiz Rabbim bâtılı imhâ ederek gerçeği ortaya çıkaracaktır. O, bütün gizlilikleri çok iyi bilir.
Mokhtasar tefsiri
Ey Resul! De ki: "Şüphesiz benim Rabbim, hakkı batılın üzerinde hakim kılar ve batılı yok eder. O; bütün gaybleri hakkıyla bilendir. Göklerde ve yerde hiçbir şey O`na gizli kalmaz. Kullarının amellerinden de hiçbir şey O`na saklı kalmaz."
Ali Fikri Yavuz
De ki: “-Gerçekten benim Rabbim, hakkı yerli yerine kor. O, bütün gaybları tamamıyla bilendir.”
İngilizce - Sahih International
Say, "Indeed, my Lord projects the truth. Knower of the unseen."
Sebe suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
De ki: Şüphe yok ki Rabbim, gerçeği yerine getirir, gizli şeyleri de en iyi ve adamakıllı bilir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
De: “Rəbbim haqqı (vəhyi və risaləti Öz peyğəmbərlərinə) nazil edər. O, qeybi ən yaxşı biləndir!”
Kuran Araştırmaları Vakfı
De ki: Kuşkusuz, Rabbim gerçeği ortaya koyar. Çünkü O, gaybı çok iyi bilendir.
Sebe suresi (Saba) 48 ayeti arapça okunuşu
﴿قُلْ إِنَّ رَبِّي يَقْذِفُ بِالْحَقِّ عَلَّامُ الْغُيُوبِ﴾
[ سبأ: 48]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- İbrahim: "And olsun ki sizler de babalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" deyince:
- Kitap ehlinden Allah'a huşu duyarak inanıp, Allah'ın ayetlerini az bir değere değişmeyenler vardır. İşte onların
- Onlara: "Rahman'a secdeye varın" dendiği zaman "Rahman da nedir? Emrettiğine mi secdeye varacağız?" derler. Bu,
- İsrailoğullarından, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin, anne babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel güzel
- Gökten yere kadar, olan bütün işleri Allah düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl
- Fakat onlar yüz çevirdiler; bunun için Biz de üzerlerine Arim selini gönderdik, onların bahçelerini, buruk
- Daha önce de Nuh milletini yok eden O'dur; çünkü onlar çok zalim ve pek taşkın
- O gün kim azabdan alıkonursa, şüphesiz o kimse rahmete erişmiştir. Bu, apaçık bir kurtuluştur.
- Ey İnananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar sizi şaşırtmaktan geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların
- Ona, çetin kuvvetlere sahip ve güçlü olan Cebrail öğretmiştir; en yüksek ufukta iken doğruluvermiş.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Sebe indirin:
Sebe Suresi mp3 : Sebe suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler