Hud suresi 49. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿تِلْكَ مِنْ اَنْبَٓاءِ الْغَيْبِ نُوح۪يهَٓا اِلَيْكَۚ مَا كُنْتَ تَعْلَمُهَٓا اَنْتَ وَلَا قَوْمُكَ مِنْ قَبْلِ هٰذَاۜۛ فَاصْبِرْۜۛ اِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّق۪ينَ۟ ﴾ [هود: 49]
ayet arapça & türkçe okunuşuTilke min enbâ-i-lġaybi nûhîhâ ileyk(e)(s) mâ kunte ta’lemuhâ ente velâ kavmuke min kabli hâżâ(s) fasbir(s) inne-l’âkibete lilmuttekîn(e) [Hud: 49]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Bunlar sana vahyettiğimiz bilinmeyen olaylardır. Sen de, milletin de daha önce bunları bilmezdiniz. Sabret, sonuç, Allah'tan sakınanlarındır. [Hud: 49]
Hud Suresi 49. ayet tefsiri
48. âyetten anlaşıldığına göre yeryüzü bir kez bütün kâfirlerden temizlendikten sonra, o temiz haliyle ebediyen devam etmeyecek, yeniden küfre bulanacaktır. Hz. Nûh ile beraber gemiye binenlerin neslinden mü’min ümmetler geleceği gibi, kâfir topluluklar da gelecektir.
Nûh ( a.s. )’ın kıssasıyla ilgili verilen bu bilgiler, Peygamberimiz ( s.a.s. ) ve kavminin daha önce bilmediği gaybî haberlerdendir. Kavminden gördüğü zulüm, işkence ve haksızlıklar yüzünden fevkalade mahzun olan Efendimiz ve ashâbını, bu ibretli tarihî hâdiseler tesellî etmekte ve yollarını aydınlatmaktadır. Âyet-i kerîmede ifade edildiği üzere, Hz. Nûh sabredip başarıya ulaştığı gibi, Allah Resûlü ( s.a.s. )’e de sabırlı olması tavsiye buyrulmaktadır. Çünkü mücâdeleye sabırla devam edenler, başlangıçta başarısız gibi gözükseler bile, sonunda mutlaka başarılı olacaklardır. Nitekim Yüce Allah: “ Ben ve peygamberlerim mutlaka ve mutlaka galip geleceğiz ” diye hükmetmiştir. ( Mucâdile 58/21 ) Bu gerçek dünya hayatı için bile geçerlidir. Zaten âhirette hayırlı âkıbet ve mutlu sonun müttakîlerin olacağında şüphe yoktur.
Tufandan sonra aradan yıllar geçti, yeni nesiller geldi. İsimler ve şekiller değişti; fakat hakla bâtılın mücâdelesi hiç değişmedi:
Ömer Çelik Tefsiri
Hud suresi 49 ayeti anlamı - okunuşu
Rasûlüm! İşte bunlar sana vahyetmekte olduğumuz gayb haberlerindendir. Daha önce bunları ne sen biliyordun, ne de kavmin. O halde sabret; çünkü dünya ve âhirette hayırlı son takvâ sahiplerinindir.
Mokhtasar tefsiri
Nuh -aleyhisselam-`ın bu kıssası gaybî haberlerdendir. -Ey Peygamber!- Sana vahyettiğimiz bu vahiyden önce ne sen ve ne de kavmin bu kıssayı bilmiyordunuz. Tıpkı Nuh -aleyhisselam-`ın sabrettiği gibi sen de kavminin eziyetlerine ve yalanlamalarına karşı sabret. Yardım ve zafer (üstünlük), Allah`ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınanlar içindir.
Ali Fikri Yavuz
(Ey Rasûlüm), işte bunlar gayb haberlerindendir. Sana bunları vahy ile bildiriyoruz. Bundan önce, onları ne sen bilirdin, ne kavmin... O halde sen de sabret. Şüphe yok ki, kurtuluş takva sahiplerinindir
İngilizce - Sahih International
That is from the news of the unseen which We reveal to you, [O Muhammad]. You knew it not, neither you nor your people, before this. So be patient; indeed, the [best] outcome is for the righteous.
Hud suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
İşte bunlar, gaibe ait haberlerdir ki sana onları vahyediyoruz. Bundan önce ne sen onları biliyordun, ne kavmin biliyordu, sabret artık; şüphe yok ki sonuç, çekinenlerindir.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Bunlar (bu əhvalatlar) sənə vəhy etdiyimiz (vəhylə bildirdiyimiz) qeyb xəbərlərindəndir. Bundan qabaq onları nə sən, nə də ümmətin bilirdi. (Ya Peyğəmbərim! Müşriklərin və kafirlərin əzab-əziyyətinə) səbr et. Həqiqətən, (gözəl) aqibət müttəqilərindir!
Kuran Araştırmaları Vakfı
(Resulüm!) İşte bunlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin. O halde sabret. Çünkü iyi sonuç (sabredip) sakınanlarındır.
Hud suresi (Hud) 49 ayeti arapça okunuşu
﴿تِلْكَ مِنْ أَنبَاءِ الْغَيْبِ نُوحِيهَا إِلَيْكَ ۖ مَا كُنتَ تَعْلَمُهَا أَنتَ وَلَا قَوْمُكَ مِن قَبْلِ هَٰذَا ۖ فَاصْبِرْ ۖ إِنَّ الْعَاقِبَةَ لِلْمُتَّقِينَ﴾
[ هود: 49]
تلك من أنباء الغيب نوحيها إليك ما كنت تعلمها أنت ولا قومك من قبل هذا فاصبر إن العاقبة للمتقين
سورة: هود - آية: ( 49 ) - جزء: ( 12 ) - صفحة: ( 227 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Musa: "Rabbimiz! Doğrusu sen Firavun'a ve erkanına ziynetler ve dünya hayatında mallar verdin. Rabbimiz! Senin
- Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse
- Diğerlerini yerle bir ettik.
- Rablerini inkar edenlerin işleri, fırtınalı bir günde, rüzgarın şiddetle savurduğu küle benzer; yaptıklarından hiçbir şey
- Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel
- Ad milletinin kardeşi Hud'u an; ondan önce ve sonra, "Allah'tan başkasına kulluk etmeyin" diyen nice
- Allah, hiçbir şeye gücü yetmeyen ve başkasının malı olan bir köle ile, kendisine verdiğimiz güzel
- Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de onda devamlı ol. Biz senden rızık istemiyoruz, sana rızık
- And olsun ki onlara, size vermediğimiz servet ve imkanı vermiştik. Onlara kulaklar, gözler ve kalbler
- Sen ancak, Kuran'a uyan ve görmediği halde Rahman'dan korkan kimseyi uyarabilirsin. Artık o kimseyi, bağışlanma
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Hud indirin:
Hud Suresi mp3 : Hud suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler