Nur suresi 49. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿وَاِنْ يَكُنْ لَهُمُ الْحَقُّ يَأْتُٓوا اِلَيْهِ مُذْعِن۪ينَۜ ﴾ [النور: 49]
ayet arapça & türkçe okunuşuVe-in yekun lehumu-lhakku ye/tû ileyhi muż’inîn(e) [Nur: 49]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Ama hak kendilerinden tarafa ise, itaatle koşa koşa gelirler. [Nur: 49]
Nur Suresi 49. ayet tefsiri
Bu âyetler, Resûlullah ( s.a.s. )’in hükmünün Allah’ın hükmü ve onun emrinin Allah’ın emri olduğunu açıkça beyân eder. Bu sebeple Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e itaate davet, hem Allah’a hem de Rasûlü’ne itaate davettir. Talep edilen ise Allah’ın ve Rasûlü’nün getirdiği hükümlere kayıtsız-şartsız teslim olmaktır. Aksi takdirde, böyle bir dâvâ münafıkça bir hareketten başka bir şey değildir. Âyetlerde bahsedilen durum, sadece hayatta olduğu müddetçe hüküm vermesi için Peygamberimiz ( s.a.s. )’e getirilen meselelerde değil, kıyâmete kadar vuku bulacak tüm meselelerle de doğrudan alakalıdır. Dolayısıyla Allah’ın kitabına ve Resûlullah’ın sünnetine göre hükmeden İslâmî mahkemenin daveti Allah ve Rasûlü’nün mahkemesinin daveti olup, bunu reddeden de şüphesiz Allah’ı ve Rasûlü’nü de reddetmiş olur.
İniş sebebi olarak rivayet edilen şu hâdiseler âyetlerin mesajını daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır:
Birincisi; Bişr adındaki münafık ile yahudilerden bir adam arasında arazi hususunda bir anlaşmazlık vardı. Yahudi o münâfığı Resûlullah ( s.a.s. )’in huzurunda mahkeme olmaya, onun hükmüne başvurmaya çağırdı. Münafık haksız olduğunu biliyordu. Bu sebeple bunu kabul etmeyerek: “ Muhammed bize haksızlık yapar. Bunun yerine biz Ka’b b. Eşref’in hakemliğine başvuralım ” dedi. Bu âyet onun hakkında nâzil oldu. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIV, 19 )
İkincisi; Muğîre b. Vâil ile Hz. Ali arasında ortak bir arazi vardı. Bunu bölüştüler. Hz. Ali’ye suyun çok zor çıkabileceği yer düştü. Muğîre, Hz. Ali’ye: “ Arazini bana sat ” dedi. Hz. Ali de sattı ve el sıkışıp satışı tamamladılar. Muğire’ye, “ Suyun çıkmayacağı çorak bir yer aldın ” denilince, gelip Hz. Ali’ye: “ Arazini geri al. Onu beğenmem şartıyla satın almıştım. Fakat onu beğenmedim, çünkü orada su çıkmıyor ” dedi. Hz. Ali de: “ Hayır. Sen onu satın aldın, beğendin ve el sıkışıp işi bitirdin. Hem oranın durumunu da biliyordun. Dolayısıyla onu geri almıyorum ” dedi ve onu, mahkemeleşmek için Resûlullah ( s.a.s. )’in huzuruna gitmeye davet etti. Bunun üzerine Muğîre: “ Muhammed mi? Ben ona asla gelmem ve onun hükmüne başvurmam. Çünkü o bana karşı kızgındır; bu yüzden bana haksızlık etmesinden korkarım ” dedi. İşte bunun üzerine bu ayet iniverdi. Bu ayetlerin, küfürlerini içinde saklayıp, dıştan mü’min görünen bütün münafıklar hakkında nâzil olduğu da söylenmiştir. ( Fahreddin er-Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, XXIV, 19 )
Münafıklar böyle durumlarda hakkın başkasına ait olduğunu bildiklerinde veya şüphe ettiklerinde mahkeme olmaktan yüz çeviriyorlardı. Fakat hükmün kendi lehlerinde verileceğini bildiklerinde veya elde edecekleri bir menfaat söz konusu olduğunda ona koşarak geliyorlardı. Bu durum onların hak değil, sırf dünyevî menfaat peşinde koştuklarını göstermektedir. Bu ise münafıklığın en mühim tezâhürlerinden biridir.
Onların bu şekilde davranmalarının üç sebebi olabilir:
› Kişi aslında inanmadığı halde, İslâm toplumunun mensubu olmanın menfaatlerinden istifade edebilmek için müslümanmış gibi görünür.
› Belki inanmış olmakla birlikte, hâlâ nübüvvet, âhiret ve hatta Allah’ın varlığı hususunda şüpheler taşıyor olabilir.
› Belki mümin olmakla birlikte, Allah ve Rasûlü’nde zulüm ve haksızlık hissetmekte ve bunların hükümlerini şu veya bu şekilde kendi aleyhinde bulmaktadır.
Bu üç şıktan birine girenlerin bizzat kendilerinin zâlim olduklarına şüphe yoktur. Bu gibi şüpheleri olduğu halde, İslâm toplumunun içine giren ve kendisini bu toplumun bir üyesi göstererek hak etmediği menfaatlerden faydalanan bir kişi hiç şüphesiz münafıktır, sahtekârdır, yalancıdır. Böyle insanlar yalnızca kendilerine zulmetmek ve sahtekârlık yapmakla kalmaz; içlerindeki küfrü gizleyip dilleriyle mümin olduklarını söylediklerinden dolayı onları kendilerinden sayan ve böyle olduğu için de onları tüm içtimâî, siyasî ve ahlâkî münâsebetlerden faydalandıran müslümanlara da zulüm ve haksızlık yapmış olurlar.
Allah ve Rasûlü’nün hükmü karşısında gerçek mü’minlerin gösterdiği itaat ve teslimiyete gelince:
Ömer Çelik Tefsiri
Nur suresi 49 ayeti anlamı - okunuşu
Eğer verilecek hükmün kendi lehlerinde olacağını görürlerse, o zaman tam bir itaat ve teslimiyet içinde koşarak gelirler.
Mokhtasar tefsiri
Eğer onlar hakkın kendi lehine olduğunu ve hükmün kendi faydalarına olduğunu bilirlerse ona boyun eğerek gelirler.
Ali Fikri Yavuz
Eğer hak kendilerinin olursa, koşarak Peygambere gelirler
İngilizce - Sahih International
But if the right is theirs, they come to him in prompt obedience.
Nur suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Fakat hak kendilerindeyse ona koşakoşa gelirler.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Əgər haqq onların tərəfində olsa, itaət edib (tez) onun yanına gələrlər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Ama, eğer (Allah ve Resulünün hükmettiği) hak kendi lehlerine ise, ona boyun eğip gelirler.
Nur suresi (An-Nur) 49 ayeti arapça okunuşu
﴿وَإِن يَكُن لَّهُمُ الْحَقُّ يَأْتُوا إِلَيْهِ مُذْعِنِينَ﴾
[ النور: 49]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Peygamber: "Ey Rabbim! Doğrusu milletim bu Kuran'ı terketmişti" der.
- Seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?
- Allah onları kurtarınca, hemen yeryüzünde haksız yere taşkınlıklara başlarlar. Ey insanlar! Geçici dünya hayatında yaptığınız
- Bu, kendilerine açık belgelerle gelen peygamberlerini inkar etmelerinden ötürüdür. Allah da onları bunun için yakalamıştır.
- Söyle bakalım, o kul doğru yolda giden veya Allah'a karşı gelmekten sakınmayı buyuran bir kimse
- Bunun için Biz de, bunlardan daha kuvvetli olanları yok etmişizdir. Öncekilere dair nice misaller geçmiştir.
- İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar; Allah da belki dönerler diye yaptıklarının
- Nuh dedi ki: "Rabbim! Doğrusu ben, milletimi gece gündüz çağırdım."
- İçinizde yalanlayanlar bulunduğunu şüphesiz bilmekteyiz.
- Meryem oğlana gebe kaldı, o haliyle uzak bir yere çekildi.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nur indirin:
Nur Suresi mp3 : Nur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler