Kasas suresi 57. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Kasas suresi 57 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Kasas suresi - Al-Qasas aya 57 (The Stories).
  
   

﴿وَقَالُٓوا اِنْ نَتَّبِعِ الْهُدٰى مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ اَرْضِنَاۜ اَوَلَمْ نُمَكِّنْ لَهُمْ حَرَمًا اٰمِنًا يُجْبٰٓى اِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِزْقًا مِنْ لَدُنَّا وَلٰكِنَّ اَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ ﴾ [القصص: 57]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Ve kâlû in nettebi’i-lhudâ me’ake nuteḣattaf min ardinâ(c) eve lem numekkin lehum haramen âminen yucbâ ileyhi śemerâtu kulli şey-in rizkan min ledunnâ velâkinne ekśerahum lâ ya’lemûn(e) [Kasas: 57]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

"Seninle beraber doğru yolda gidersek, yurdumuzdan ediliriz" dediler. Onları katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürününün toplandığı güvenli ve kutlu bir yere yerleştirmedik mi? Ama çoğu bilmezler. [Kasas: 57]


Kasas Suresi 57. ayet tefsiri

Rivayete göre müşriklerden Haris b. Osman, Resûl-i Ekrem ( s.a.s. )’e gelmiş ve: “ Biz biliyoruz ki şüphesiz sen hak üzeresin. Fakat biz bir yiyimlik başız. Sana tabi olup da Araplara muhalefet ettiğimiz takdirde onların bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmalarından, çarpıp kapışıvermelerinden korkuyoruz ” demişti. ( Taberî, Câmi‘u’l-beyân, XX, 115 )

Cenâb-ı Hak, onların bu korkularının asılsızlığına ve haksızlığına şöyle cevap vermektedir:

  Allah Teâlâ Mekke’yi harem bölgesi ilan etmiş ve orasını emniyetli bir mahal kılmıştı. Arap Yarımadası’nın en güvenli şehri Mekke idi. Bütün Arapların saygı duyduğu ve ziyarete can attığı Kâbe oradaydı.

Âyet-i kerîmede buyrulur:

“ Çevrelerindeki insanlar yakalanıp götürülürken ve malları yağma edilirken, yaşadıkları Mekke’yi can ve mal emniyeti bakımından güvenilir ve mukaddes bir Harem bölgesi kıldığımızı görmezler mi? Buna rağmen onlar hâla saçma ve asılsız inançlar peşinde koşarak, Allah’ın nimetlerine karşı nankörlüğe devam mı edecekler? ” ( Ankebût 29/67 )

  Ataları Hz. İbrâhim’in: “ Rabbim! Burayı emniyetli bir belde kıl; halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri de çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır! ” ( Bakara 2/126 ) duası bereketiyle, dağlar arasında kurak bir yer olan Mekke’ye dünyada yetişen bütün meyveler ve sebzeler Allah’ın bir lütfu olarak akmaktaydı. İman ettikleri takdirde ilerde bu mahsuller her taraftan daha fazlasıyla toplanıp getirilecektir. Dolayısıyla âyette hem mevcut durum ifade edilmekte, hem de geleceğe bir işarette bulunulmaktadır. Bu, onlara Allah’ın bir ikramıdır; fakat onların çoğu Allah’ın nimetlerinin ve müjdelerinin kıymetini bilmemekte, Allah’tan korkmaları lazım gelirken başkalarından korkmaktadırlar.

  Kaybetme korkusuyla haktan yüz çevirip bâtıla yapıştıkları dünya refahı, zenginliği, mal ve serveti fânidir. Gelip geçicidir. Belki de helaklerinin sebebi olacaktır. Nitekim bu refah ve servetlere bir zamanlar Âd, Semûd, Sebe’ ve Medyen kavmi gibi toplumlar da sahip olmuşlardı. Bunlar şımardıkları için ilâhî azap kamçısı tepelerine inivermişti. Mal ve servetleri onları azaptan kurtaramamıştı. O halde bunlar da, önceki şımarık kavimler gibi günah ve kötülüklerde ısrar ederlerse, dikkatli olsunlar, sahip oldukları emniyeti kaybedip öncekilerin karşılaştığı azapla karşılaşabilirler.

Yûnus Emre der ki:

“ Tutmaz olur tutan eller

Çürür şol söyleyen diller

Sevip kazandığın mallar

Vârislere kalır bir gün. ”

  Önceki helâk edilmiş topluluklar da zulüm ve ahlâksızlığa dalmışlardı. Onları son bir kez uyarmak için Allah peygamberlerini gönderdi. Fakat onlar buna kulak bile asmadılar. Aynı şey bunlar için de söz konusudur. Şimdi bunlar da büyük bir zulüm ve ahlâksızlık girdabında bulunmaktalar ve bunları uyarmak için de bir Peygamber gelmiş durumdadır. Eğer ona iman etmez, küfür ve inkârlarında ısrar ederlerse, refah ve rahatlarını korumak yerine onları tehlikeye atmış olacaklar. Ayaklarına gelen bu nimeti teptikleri takdirde, korkup durdukları yıkıma uğrayacak ve yok olacaklardır.

Yurtlarından çıkarılmaktan korkan müşriklere cevaplar devam ediyor:


Ömer Çelik Tefsiri
Kasas suresi Diyanet

Kasas'den 57 Ayeti'ni dinle


Kasas suresi 57 ayeti anlamı - okunuşu

Müşrikler: “Eğer biz seninle beraber İslâm dinine girecek olursak, yerimizden yurdumuzdan sökülüp atılırız” dediler. Oysa onları, bir lutfumuz olarak her türlü ürünün toplanıp kendisine taşındığı dokunulmaz, mukaddes ve güvenli bir beldeye biz yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bunun farkında değil!


Mokhtasar tefsiri

Mekke müşrikleri, İslam’a uyma ve iman etme konusunda bahaneler sunarak şöyle dediler: “Biz, senin getirdiğin bu İslam’a ittiba edersek düşmanlarımız bizi topraklarımızdan çabucak çıkarırlar.” Oysa biz bu müşrikleri, orada başkalarının onlara ansızın baskın yaparak saldırmasından güven içinde olacakları, zulmün ve kan dökmenin haram kılındığı Harem’e yerleştirmedik mi? Rızık olarak kendi katımızdan onlara gönderdiğimiz her şeyin meyveleri oraya gelir. Fakat onların çoğu Allah’ın onlara verdiği nimetleri bilmezler ve bunlara karşılık O`na şükretmezler.


Ali Fikri Yavuz

(Kureyş’liler) dediler ki: “- (Doğrusun amma), eğer biz doğru yola (dinine) uyar, seninle beraber olursak yerimizden (Mekke’den) kovuluruz.” Tarafımızdan bir rızık olarak, onları, çeşitli bir çok mahsüllerin gelib toplanacağı emin bir Harem’de (içinde Beytullah olan hürmete değer bir yerde) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu (bunların Allah katından bir rızık olduğunu) bilmezler


İngilizce - Sahih International


And they say, "If we were to follow the guidance with you, we would be swept from our land." Have we not established for them a safe sanctuary to which are brought the fruits of all things as provision from Us? But most of them do not know.

Kasas suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Ve dediler ki: Seninle beraber doğru yola uyarsak yerimizden, yurdumuzdan oluruz, bizi çıkarıverirler buradan. Biz onları, her çeşit yiyeceklerin, meyvelerin getirilip toplandığı emin bir haremde yerleştirmedik mi, onlara katımızdan rızık olarak vermedik mi bunları ve fakat çoğu bilmez.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


(Qüreyşlilər) dedilər: “Əgər biz səninlə bilikdə haqq yolu (islam dinini) tutub getsək, (əksəriyyəti təşkil edən müşriklərin əli ilə) yurdumuzdan tezliklə didərgin salınarıq”. Məgər Biz onları Özümüzdən bir ruzi olaraq hər yerin meyvəsinin (hər cür meyvənin) daşınıb gətirildiyi, (daxilində Kə’bə yerləşən) qorxusuz-xətərsiz (müqəddəs) bir yerdə (Məkkədə) sakin etmədikmi? Lakin onların əksəriyyəti (Allahın onlara bəxş etdiyi bu ne’mətin qədrini) bilməz!


Kuran Araştırmaları Vakfı


"Biz seninle beraber doğru yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları, kendi katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi? Fakat onların çoğu bilmezler.

Kasas suresi (Al-Qasas) 57 ayeti arapça okunuşu

﴿وَقَالُوا إِن نَّتَّبِعِ الْهُدَىٰ مَعَكَ نُتَخَطَّفْ مِنْ أَرْضِنَا ۚ أَوَلَمْ نُمَكِّن لَّهُمْ حَرَمًا آمِنًا يُجْبَىٰ إِلَيْهِ ثَمَرَاتُ كُلِّ شَيْءٍ رِّزْقًا مِّن لَّدُنَّا وَلَٰكِنَّ أَكْثَرَهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
[ القصص: 57]

ve kalu in nettebiil hüda meake nütehattef min ardina evelem nümekkil lehüm haramen aminey yücba ileyhi semeratü külli şey'ir rizkam mil ledünna velakinne ekserahüm la yalemun

وقالوا إن نتبع الهدى معك نتخطف من أرضنا أولم نمكن لهم حرما آمنا يجبى إليه ثمرات كل شيء رزقا من لدنا ولكن أكثرهم لا يعلمون

سورة: القصص - آية: ( 57 )  - جزء: ( 20 )  -  صفحة: ( 392 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan sonra da arşa hükmeden Rahman'dır. Bunu bir
  2. Kendilerine verdiğimiz rızıktan, onların ne olduğunu bilmeyen putlara pay ayırırlar. Allah'a and olsun ki, uydurup
  3. Öyleyken, Rabbinizin nimetlerinden hangisini yalanlarsınız?
  4. Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, ancak değneğini yiyen kurt onun ölümünü cinlere farkettirdi. O, ölü olarak
  5. O gün, dostun dosta hiçbir faydası olmaz, yardım da görmezler.
  6. Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür.
  7. Sonra Allah'ın ayetlerini yalan sayıp, onları alaya alarak kötülük yapanların sonu pek kötü oldu.
  8. Oğulları: "Ey Babamız! Suçlarımızın bağışlanmasını dile, bizler hiç şüphesiz suçluyuz" dediler.
  9. Böylece Bizi öfkelendirince onlardan öç aldık, hepsini suda boğduk.
  10. Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: "Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Kasas indirin:

Kasas Suresi mp3 : Kasas suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Kasas Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Kasas Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Kasas Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Kasas Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Kasas Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Kasas Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Kasas Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Kasas Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Kasas Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Kasas Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Kasas Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Kasas Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Kasas Suresi Al Hosary
Al Hosary
Kasas Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Kasas Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Sunday, December 22, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler