Enfal suresi 6. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿يُجَادِلُونَكَ فِي الْحَقِّ بَعْدَ مَا تَبَيَّنَ كَاَنَّمَا يُسَاقُونَ اِلَى الْمَوْتِ وَهُمْ يَنْظُرُونَۜ ﴾ [الأنفال: 6]
ayet arapça & türkçe okunuşuYucâdilûneke fî-lhakki ba’de mâ tebeyyene keennemâ yusâkûne ilâ-lmevti vehum yenzurûn(e) [Enfal: 6]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, gerçek ortaya çıktıktan sonra bile seninle tartışıyorlardı. [Enfal: 6]
Enfal Suresi 6. ayet tefsiri
Mü’minlerin savaştan sonra ganimet paylaşımındaki hoşnutsuzlukları, savaş öncesinde de söz konusu olmuştu. Şöyle ki:
Hicretin ikinci senesinde Kureyş’in büyük bir ticâret kervanı, Şam’ın Gazze pazarına gönderilmişti. Müşrikler, müslümanların hac yapmalarına mânî oldukları için, müslümanların da buna bir nevî misilleme olarak Mekkeli müşriklerin Şam ticâret yolunu kesmek isteyeceklerini biliyorlardı. Nitekim, bu sebeple Şam’dan korku içinde yola çıktılar. Ebû Süfyân, kervanda bulunan Damdam b. Amr’ı Tebük’ten çok acele olarak Mekke’ye gönderdi. ( İbn Hişâm, es-Sîre, II, 244 ) Kureyşliler alelacele hazırlandılar. Hazırlıklarını iki veya üç günde bitirdiler. Sefere bütün erkekler katıldı, katılamayanlar da yerlerine adam tutup gönderdi.
Müşriklerin sayısı dokuz yüz elli veya bin idi. Yüz veya iki yüzü atlı, yedi yüzü develiydi. Çoğu zırhlıydı. Kureyş’in bütün önde gelenleri orduya katılıp gelmişlerdi. ( Vâkıdî, I, el-Meğâzî, 31-39; Buhârî, Menâkıb 25 )
Hicretin ikinci yılı, Ramazan ayının on ikisinde Allah Resûlü ( s.a.s. ), Abdullah b. Ümmi Mektûm’u namazları kıldırmak üzere Medine’de vekil bırakarak 313 kişilik ordusuyla şehirden çıktı. ( Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 23-24; İbn Hişâm, es-Sîre, II, 250-251 )
Ebû Süfyân, müslümanların Bedr’e yöneldiklerini anlayınca kervanın yönünü çevirdi. Bedr’i solunda bırakarak sahile doğru hızla ilerledi. Ticâret kervanını kurtardığında da Kureyş ordusuna adam gönderdi ve geri dönmelerini istedi. Fakat Ebu Cehil, Kureyş ordusunun geri dönmesine mani oldu ve savaşı tercih etti.
Allah Resûlü ( s.a.s. ), gelişen siyâsî seyri adım adım tâkip ettiğinden, artık kaçınılmaz bir ölüm-kalım savaşıyla karşı karşıya olduklarını anladı ve ashâb-ı güzîni toplayıp sordu:
“ –Sizce kervanı tâkip etmek mi, yoksa Kureyş ordusunu karşılamak mı daha uygundur? ”
İşte bu soru karşısında, âyetlerde de ifade buyrulduğu üzere bir kısım müslümanlar, savaşı hoş karşılamayarak: “ Bizce düşmanı karşılamaktansa kervanı takip etmek daha iyi ” dediler. Allah Resûlü’nün mübârek yüzlerinde bir burukluk hâsıl oldu ve: “ Kervan geçip gitti, Ebu Cehil ise bize doğru geliyor ” buyurdu. Bunun üzerine sahâbe-i kirâm, Efendimiz’in tercihinin düşmanla vuruşmak olduğunu hemen anladılar. Muhâcirler adına Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer ayağa kalkıp Kureyş ordusunu karşılamaya hazır olduklarını söylediler.
Efendimiz ( s.a.s. ), Ensâr’ın da fikrini öğrenmek istedi. O zaman Ensâr’dan Mikdâd b. Esved ( r.a. ) ayağa kalkarak şu konuşmayı yaptı:
“ –Ey Allah’ın Resûlü! Bizler, yahudilerin Hz. Mûsâ’ya dediği gibi «Haydi, sen ve Rabbin birlikte gidip savaşın!» ( Mâide 5/24 ) demeyiz. Bizler, sana Akabe’de verdiğimiz söze sâdık kalarak senin sağında, solunda, önünde ve ardında düşman ile sonuna kadar çarpışmaya her an hazırız!.. ” ( Buhârî, Meğâzî 4; Tefsir 5/4 )
Hz. Mikdâd’ın ardından Sa‘d bin Muâz ( r.a. ) ayağa kalktı:
“ –Ey Allah’ın Rasûlü! Bizler sana inandık. Getirdiğin Kur’ân’ın hak olduğuna şehâdet ettik. Nasıl dilersen öyle yap! Şâyet denize dalsan, bizler de seninle beraber dalarız. Ensâr’dan bir tek kişi bile geri dönmez! ”
Bu sadâkat ve teslîmiyet dolu sözler üzerine Nebiyy-i Ekrem ( s.a.s. )’in mübârek sîmâları tebessümle doldu, hayır dua ederek şöyle buyurdu:
“ –Öyleyse, haydi Allah’ın bereketiyle yürüyün! Size müjdeler olsun ki Allah iki gruptan birinin sizin olacağını va‘detti. Vallahi ben, sanki Kureyşlilerin savaş meydanında yıkılacakları yerleri görüyor gibiyim... ” ( Müslim, Cihâd 83; Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 48-49; İbn Hişâm, es-Sîre, II, 253-254 )
7. âyette de işaret edildiği üzere va‘dedilen bu iki gruptan biri Kureyş’in bizzat kendisi, yâni onların mağlûb edilip esir alınması, diğeri de Kureyş’in Şam’dan gelen büyük kervanıdır. Fakat Cenâb-ı Hak, müslümanların kâfirlerle savaşmasını, böylece kâfirlerin kökünün kesilmesini, hakkın gâlip gelip bâtılın yok olup gitmesini istiyordu. Zaten Allah’ın yardımıyla netice de öyle tahakkuk etti:
Ömer Çelik Tefsiri
Enfal suresi 6 ayeti anlamı - okunuşu
Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra onlar, sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, hâlâ savaş konusunda seninle münâkaşa edip duruyorlardı.
Mokhtasar tefsiri
Ey Resul! Müşriklerle savaşın ayan beyan olacağı anlaşıldıktan sonra Müminlerden bu taife seninle tartışıyordu. Sanki ölüme bakarak sürüklendiklerini gözlerinin önüne getirdiler. Bu da savaştan şiddetli derecede hoşlanmadıklarını göstermekteydi. Çünkü savaşmak için herhangi bir hazırlık yapmamış ve donanıma sahip değillerdi.
Ali Fikri Yavuz
Hak meydana çıktıktan sonra da, onlar, bu savaş hususunda, gözleri görürcesine ölüme götürülüyorlarmış gibi, seninle mücadele ediyorlardı
İngilizce - Sahih International
Arguing with you concerning the truth after it had become clear, as if they were being driven toward death while they were looking on.
Enfal suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Gerçek, apaçık meydana çıktıktan sonra bile bu hususta, gözleri bakabaka ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle çekişmeye kalkışıyorlardı.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
Gözləri baxa-baxa ölümə sürüklənirlərmiş kimi, haqq (Bədr vuruşunun vacib olması) bəlli olduqdan sonra belə, onlar yenə də bu barədə səninlə mübahisə edirdilər.
Kuran Araştırmaları Vakfı
Hak ortaya çıktıktan sonra sanki gözleri göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi (cihad hususunda) seninle tartışıyorlardı.
Enfal suresi (Al-Anfal) 6 ayeti arapça okunuşu
﴿يُجَادِلُونَكَ فِي الْحَقِّ بَعْدَمَا تَبَيَّنَ كَأَنَّمَا يُسَاقُونَ إِلَى الْمَوْتِ وَهُمْ يَنظُرُونَ﴾
[ الأنفال: 6]
يجادلونك في الحق بعد ما تبين كأنما يساقون إلى الموت وهم ينظرون
سورة: الأنفال - آية: ( 6 ) - جزء: ( 9 ) - صفحة: ( 177 )English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- De ki, "Eğer ahiret yurdu Allah katında başkalarına değil de yalnız size mahsus ise ve
- "Şüphesiz Ben Allah'ım, Benden başka tanrı yoktur; Bana kulluk et; Beni anmak için namaz kıl."
- Seni fakir bulup zenginleştirmedi mi?
- Süleyman'ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil olan ordusu toplandı. Hepsi toplu olarak gidiyorlardı.
- Allah şüphesiz zerre kadar haksızlık yapmaz, zerre kadar iyilik olsa onu kat kat arttırır ve
- Allah sana bir sıkıntı verirse, O'ndan başkası gideremez. Sana bir iyilik verirse başkası onu engelleyemez.
- De ki: "Kara ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır? Bundan bizi kurtarırsan şükredenlerden olacağız diye
- Vadide kayaları kesip yontan Semud milletine, memleketlerde aşırı giden, oralarda bozgunculuğu artıran, sarsılmaz bir saltanat
- Ey inananlar! Peygamber'in evlerine, yemeğe çağırılmaksızın vakitli vakitsiz girmeyin; fakat davet edilseniz girin ve yemeği
- İnkar edenler sizinle savaşsalardı yüzgeri döneceklerdi. Sonra bir dost ve yardımcı da bulamayacaklardı.
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Enfal indirin:
Enfal Suresi mp3 : Enfal suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Abdul Rashid Sufi
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler