Nur suresi 61. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.

  1. Ayet
  2. mp3
  3. Sayfada
Nur suresi 61 ayeti okunuşu - Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Nur suresi - An-Nur aya 61 (The Light).
  
   

﴿لَيْسَ عَلَى الْاَعْمٰى حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْاَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَر۪يضِ حَرَجٌ وَلَا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ اَنْ تَأْكُلُوا مِنْ بُيُوتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اٰبَٓائِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اُمَّهَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اِخْوَانِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخَوَاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَعْمَامِكُمْ اَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ اَوْ بُيُوتِ اَخْوَالِكُمْ اَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ اَوْ مَا مَلَكْتُمْ مَفَاتِحَهُٓ اَوْ صَد۪يقِكُمْۜ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ اَنْ تَأْكُلُوا جَم۪يعًا اَوْ اَشْتَاتًاۜ فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِنْ عِنْدِ اللّٰهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةًۜ كَذٰلِكَ يُبَيِّنُ اللّٰهُ لَكُمُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ۟ ﴾ [النور: 61]

ayet arapça & türkçe okunuşu

Leyse ‘alâ-l-a’mâ haracun velâ ‘alâ-l-a’raci haracun velâ ‘alâ-lmerîdi haracun velâ ‘alâ enfusikum en te/kulû min buyûtikum ev buyûti âbâ-ikum ev buyûti ummehâtikum ev buyûti iḣvânikum ev buyûti eḣavâtikum ev buyûti a’mâmikum ev buyûti ‘ammâtikum ev buyûti aḣvâlikum ev buyûti ḣâlâtikum ev mâ melektum mefâtihahu ev sadîkikum(c) leyse ‘aleykum cunâhun en te/kulû cemî’an ev eştâtâ(en)(c) fe-iżâ deḣaltum buyûten fesellimû ‘alâ enfusikum tahiyyeten min ‘indi(A)llâhi mubâraketen tayyibe(ten)(c) keżâlike yubeyyinu(A)llâhu lekumu-l-âyâti le’allekum ta’kilûn(e) [Nur: 61]


Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet

Kör için bir sorumluluk yoktur. Topal için bir sorumluluk yoktur. Hastaya da bir sorumluluk yoktur. Evlerinizde veya babalarınızın evlerinde veya annelerinizin evlerinde veya erkek kardeşlerinizin evlerinde veya kız kardeşlerinizin evlerinde veya amcalarınızın evlerinde veya halalarınızın evlerinde veya dayılarınızın evlerinde veya teyzelerinizin evlerinde veya kahyası olup anahtarları elinde olan evlerde, ya da dostlarınızın evlerinde izinsiz yemek yemenizde bir sorumluluk yoktur. Bir arada veya ayrı ayrı yemenizde de bir sorumluluk yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, kendinize ehlinize Allah katından bereket, esenlik ve güzellik dileyerek selam verin. Allah size ayetleri, düşünesiniz diye böylece açıklar. [Nur: 61]


Nur Suresi 61. ayet tefsiri

İslâm âmâ, topal ve hasta olanları başta cihad olmak üzere güç yetiremeyecekleri pek çok yükümlülükten muaf tutmuş, onlar için daha hususi hükümler koymuştur. ( bk. Tevbe 9/91-92; Feth 48/17 )

Burada işaret edildiği gibi yeme içme bakımından da onlara kolaylık sağlanmıştır. Şöyle ki:

    Hasta ve sakatlar diğerleri ile birlikte yedikleri zaman hak geçmesi, onların karınlarını doyuramaması ihtimali vardı, bu yüzden rahatsızlık duyanlar, “ Birlikte yemenizde sakınca yoktur ” buyrularak rahatlatılmıştır.

    Hasta ve sakatların, âyetin devamında sayılan yakınların evlerinden yemelerinde sakınca bulunmadığı açıklanmıştır.

    Hastalar ve sakatları, karınlarını doyurmak üzere evlerine götüren kimseler burada yiyecek bulamazlarsa âyette sıralanan yakınlarına götürüyorlardı; bunda bir sakınca bulunmadığı bildirilmektedir.

    Kur’ân-ı Kerîm’in tâlimatları müslümanların zihnini öylesine değiştirmiş, kalplerine öylesine tesir etmişti ki, haramla helâl arasındaki ayırım konusunda son derece duyarlı hale gelmişlerdi. Meselâ Allah Teâlâ: Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda hırsızlık, rüşvet, faiz ve kumar gibi meşrû olmayan yollarla yemeyin ” ( Nisâ 4/29 ) buyurduğu zaman oldukça titizlenmişler ve birbirlerinin evlerinde serbestçe yiyemez hale gelmişlerdi, o kadar ki, resmî bir davet olmadıkça, bir dost veya yakının evinde yemeyi bile haram sayıyorlardı. Bu âyet-i kerîme onların bu endişelerini gidermiş oldu.

    Sağlam müminler savaşa giderken evlerini, sakatlıkları veya başkaca mazeretleri yüzünden savaşa katılamayanlara emanet ediyorlardı, emanetçilerin de bu evlerde bulunan yiyeceklerden yararlanma hususunda gönülleri rahat değildi. Bu âyetle onlara ruhsat tanınmıştır.

Eski Arabistan’da bazı kabilelerde her bir ferdin oturup ayrı yeme âdeti vardı. Bugün hâlâ Hinduların yaptığı gibi, aynı yerde birlikte yemek yeme kötü sayılırdı. Buna karşılık bazı kabileler ise ayrı ayrı yemeyi kötü sayıyorlardı, o kadar ki, yemekte bir başka kişi yoksa yemeden kalkarlardı. Bu âyet-i kerîme, bu tür âdet ve sınırlamaları ortadan kaldırmaktadır. Âyetin “ Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur ”  kısmı, hüsn-i niyet ve ihtiyaç hudutları içinde kalındığı müddetçe tek başına da, bütün arkadaşlar bir araya gelerek de yemenin caiz olduğunu göstermektedir. Ancak şunu da hatırlatmak gerekir ki, Nebiyy-i Ekrem ( s.a.s. ):

 “ - Yemek yiyoruz, fakat doymuyoruz ” diyenlere:

“ - Herhalde ayrı ayrı yiyorsunuz? ” diye sorup öyle yaptıklarını öğrenince şöyle buyurmuştur:

“ - Birlikte yiyin; besmele çekin. Böyle yaparsanız yemeğiniz bereketlenir. ” ( Ebû Dâvûd, Et’ime 14; İbn Mâce, Et’ime 17 )

Bu konuda yine Efendimiz ( a.s. )’ın: “ Yemeğinizi birlikte yiyin; ayrı ayrı yemeyin. Çünkü bereket beraberliktedir ” ( İbn Mâce, Et’ime 17 ) tavsiyesi bulunmaktadır.

Nûr sûresinin 27-30. âyetleri, başkalarının evlerine girerken alınması gereken izin ve verilmesi gereken selâmın âdabını öğretmişti. Burada “ Evlere girdiğinizde, Allah tarafından bereketli ve feyizli bir sağlık ve esenlik dileğiyle birbirinize selâm verin ” buyrularak bir kimsenin kendi evine veya mescide girdiği zaman orada bulunanlara selâm vermesi istenmektedir. Eğer evde birileri varsa:

اَلسَّلَامُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ

 ( Esselâmü aleyküm ve rahmetullâhi ve berakâtüh ) der. Eğer kimse yoksa:

اَلسَّلاَمُ عَلَيْنَا وَ عَلٰي عِبَادِ اللّٰهِ الصَّالِح۪ينَ

 ( Esselâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhis sâlihîn ) der.

Bu hususta Allah Resûlü ( s.a.s. ) şöyle buyurur:

“ Ev­lere girdiğiniz vakit oranın halkına selâm verin. Allah’ın ismini zikredin. Çün­kü sizden herhangi bir kimse evine girdiği vakit selâm verip yüce Allah’ın ismini yemeği üzerine anacak olursa, şeytan arkadaşlarına: «Burada geceleme imkânınız yok, akşam yemeği de yiyemezsiniz» der. Şayet sizden her­hangi bir kimse evine girdiğinde selâm vermeyip yediği yemeğin başında da Allah’ın ismini anmayacak olursa, şeytan arkadaşlarına: «Artık siz geceyi ge­çireceğiniz yeri de buldunuz akşam yemeğini de buldunuz» der. ” ( Müslim, Eşribe 103; Ebû Dâvûd, Et‘ime 15 )

Resûlullah ( s.a.s. ) yine şöyle buyurur:

“ Kişi evine girecek olursa: «Allahım! Ben senden girişimin hayırlı, çıkışımın da hayırlı olmasını dilerim. Al­lah’ın ismi ile girdik, Allah’ın ismi ile çıktık ve Rabbimiz olan Allah’a tevekkül ettik» desin; sonra da aile halkına selâm versin. ” ( Ebû Dâvûd, Edeb 103 )

Bu ahlâk ve âdâb kâidelerinin her biri, ferdî, ailevî ve içtimâî hayatta İslâm’ın va‘dettiği huzura erebilmenin vazgeçilmez esaslarıdır. Sağlam bir İslâm toplumunun oluşturulması için uyulması gereken önemli bir esas da şudur:


Ömer Çelik Tefsiri
Nur suresi Diyanet

Nur'den 61 Ayeti'ni dinle


Nur suresi 61 ayeti anlamı - okunuşu

Âmâ, topal ve hasta gibi özürlülerin, evlerinizde yemek yemelerinde bir sakınca yoktur. Sizin de eş ve çocuklarınızın evlerinden, babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden veya anahtarları size teslim edilmiş olup bakımını üstlendiğiniz yerlerden yahut da arkadaşlarınızın evlerinden izinsiz yiyip içmenizde bir günah yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiğinizde, Allah tarafından bereketli ve feyizli bir sağlık ve esenlik dileğiyle birbirinize selâm verin. Allah, düşünüp hikmetini anlamanız için size âyetlerini işte böyle açıklamaktadır.


Mokhtasar tefsiri

Güç yetiremedikleri için Allah yolunda cihat gibi bazı sorumlulukları yerine getiremeyen kör kimseye bir günah yoktur, topal veya hasta olan kimseye de bir günah yoktur. Ey Müminler! Aynı şekilde evlerinizde yemek yemenizde, babalarınızın evlerinde, annelerinizin evlerinde, erkek kardeşlerinizin evlerinde, kız kardeşlerinizin evlerinde, amcalarınızın evlerinde, halalarınızın evlerinde, dayılarınızın evlerinde, teyzelerinizin evlerinde yahut bekçilik yaparak korumakla görevlendirildiğiniz bahçe ve bostanlardaki evlerde yemenizde de bir günah yoktur. Aynı şekilde arkadaşlarınızın evlerinden gönül rızasıyla yemenizde ve topluca ya da ayrı ayrı yemek yemenizde de bir günah yoktur. Zikredilen evlere yahut bunun dışında diğer evlere girdiğiniz vakit, o evde bulunanlara "Esselamu Aleykum" diyerek selam verin. Eğer bu evlerde kimseyi bulamazsanız; "Allah`ın selamı bizim ve salih kullarının üzerine olsun." diyerek kendinize selam verin. Allah`ın katından sizler için meşru kıldığı, aranızdaki sevgiyi ve ülfeti yaydığı için mübarek, duyanın da gönlünü hoş eden güzel bir selamlaşmadır. Surede geçen bunun gibi açıklamalar ile Allah, akıl edesiniz ve akıl ettiğiniz bu ayetlerle amel edesiniz diye size ayetleri böyle açıklamaktadır.


Ali Fikri Yavuz

A’ma ile beraber yemek yiyene günah yoktur, topal ile yiyene bir günah yoktur, hasta ile yiyene bir günah yoktur (yahut özürlü bulunan bu üç sınıf kimsenin bekçi olarak bırakıldıkları evlerinizden ihtiyaçları kadar yemelerinde bir günah yoktur). Sizin de (çocuklarınız ve zevcelerinize ait) evlerinizden, yahud babalarınızın evlerinden, yahud annelerinizin evlerinden, yahud erkek kardeşlerinizin evlerinden, yahud kız kardeşlerinizin evlerinden, yahud amcalarınızın evlerinden, yahud halalarınızın evlerinden, yahud dayılarınızın evlerinden yahud teyzelerinizin evlerinden, yahud koruyucusu bulunduğunuzdan (yani gözetlediğiniz hayvan sütünden bağ ve bahçe mahsulünden), yahud sadık dostlarınızın evlerinden yemenizde size bir günah yoktur. Sizin topluca bir arada, yahud ayrı ayrı yemenizde de bir günah yoktur. Ancak evlere girdiğiniz zaman, Allah katından meşrû olan mübarek pek hoş sağlık dileyişiyle kendinizden olanlara (müminlere, yahut evde kimse olmadığı takdirde bizzat kendinize) selâm verin. İşte Allah âyetlerini (hükümlerini) size böyle açıklıyor, olur ki anlarsınız


İngilizce - Sahih International


There is not upon the blind [any] constraint nor upon the lame constraint nor upon the ill constraint nor upon yourselves when you eat from your [own] houses or the houses of your fathers or the houses of your mothers or the houses of your brothers or the houses of your sisters or the houses of your father's brothers or the houses of your father's sisters or the houses of your mother's brothers or the houses of your mother's sisters or [from houses] whose keys you possess or [from the house] of your friend. There is no blame upon you whether you eat together or separately. But when you enter houses, give greetings of peace upon each other - a greeting from Allah, blessed and good. Thus does Allah make clear to you the verses [of ordinance] that you may understand.

Nur suresi oku

Abdulbaki Gölpınarlı meali


Köre vebal yok, topala vebal yok, hastaya vebal yok size de vebal yok evlerinizde, yahut babalarınızın evlerinde. Yahut analarınızın evlerinde, yahut erkek kardeşlerinizin evlerinde, yahut kız kardeşlerinizin evlerinde, yahut amcalarınızın evlerinde, yahut halalarınızın evlerinde, yahut dayılarınızın evlerinde, yahut teyzelerinizin evlerinde, yahut anahtarlarına sahib olduğunuz evlerde, yahut da dostunuzun evlerinde yemek yemenizde; toplu olarak, yahut ayrıayrı yemek yemenizde de bir vebal yok. Evlere girince, Allah tarafından kutlu ve temiz bir sağlık, esenlik vesilesi olmak üzere selam verin ev halkına. İşte Allah, aklınız ersin, düşünüp anlayın diye delillerini böyle açıklar size.


Azerice Bunyadov Memmedeliyev


Kora, çolağa, xəstəyə (başqaları ilə bir yerdə oturub yemək yeməkdə) günah yoxdur. Sizin özünüzə də öz evlərinizdə, yaxud atalarınızın evlərində, yaxud analarınızın evlərində, yaxud qardaşlarınızın evlərində, yaxud bacılarınızın evlərində, yaxud əmilərinizin evlərində, yaxud bibilərinizin evlərində, yaxud dayılarınızın evlərində, yaxud xalalarınızın evlərində, yaxud açarları əllərinizdə olan (səlahiyyətiniz çatan) evlərdə, yaxud dostlarınızın evlərində yemək yeməkdən heç bir günah gəlməz. Bir yerdə, yaxud ayrı-ayrılıqda yeməyinizdə də heç bir günah yoxdur. Evlərə daxil olduğunuz zaman özünüzü (bir-birinizi, qohum-əqrəbanızı, dostlarınızı və dindaşlarınızı) Allah dərgahından bərəkət və xoşluq diləyən bir salamla salamlayın. Allah ayələri sizə belə izah edir ki, düşünüb daşınasınız!


Kuran Araştırmaları Vakfı


Âmaya güçlük yoktur; topala güçlük yoktur; hastaya da güçlük yoktur. (Bunlara yapamayacakları görev yüklenmez; yapamadıklarından dolayı günahkar olmazlar.) Sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarınızın evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeşlerinizin evlerinden, kız kardeşlerinizin evlerinden, amcalarınızın evlerinden, halalarınızın evlerinden, dayılarınızın evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, veya anahtarlarını uhdenizde bulundurduğunuz yerlerden, yahut dostlarınızın evlerinden yemenizde bir sakınca yoktur. Toplu halde veya ayrı ayrı yemenizde de bir sakınca yoktur. Evlere girdiğiniz zaman, Allah tarafından mübarek ve pek güzel bir yaşama dileği olarak kendinize (birbirinize) selam verin. İşte Allah, düşünüpanlayasınız diye size ayetleri böyle açıklar.

Nur suresi (An-Nur) 61 ayeti arapça okunuşu

﴿لَّيْسَ عَلَى الْأَعْمَىٰ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْأَعْرَجِ حَرَجٌ وَلَا عَلَى الْمَرِيضِ حَرَجٌ وَلَا عَلَىٰ أَنفُسِكُمْ أَن تَأْكُلُوا مِن بُيُوتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ آبَائِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أُمَّهَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ إِخْوَانِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخَوَاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَعْمَامِكُمْ أَوْ بُيُوتِ عَمَّاتِكُمْ أَوْ بُيُوتِ أَخْوَالِكُمْ أَوْ بُيُوتِ خَالَاتِكُمْ أَوْ مَا مَلَكْتُم مَّفَاتِحَهُ أَوْ صَدِيقِكُمْ ۚ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَن تَأْكُلُوا جَمِيعًا أَوْ أَشْتَاتًا ۚ فَإِذَا دَخَلْتُم بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلَىٰ أَنفُسِكُمْ تَحِيَّةً مِّنْ عِندِ اللَّهِ مُبَارَكَةً طَيِّبَةً ۚ كَذَٰلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
[ النور: 61]

leyse alel 'ama haracüv vela alel 'araci haracüv vela alel meridi haracüv vela ala enfüsiküm en te'külu mim büyutiküm ev büyuti abaiküm ev büyuti ümmehatiküm ev büyuti ihvaniküm ev büyuti ehavatiküm ev büyuti amamiküm ev büyuti ammatiküm ev büyuti ahvaliküm ev büyuti halatiküm ev ma melektüm mefatihahu ev sadikiküm leyse aleyküm cünahun en te'külu cemian ev eştata feiza dehaltüm büyuten fesellimu ala enfüsiküm tehiyyetem min indil lahi mübaraketen tayyibeh kezalike yübeyyinül lahü lekümül 'ayati lealleküm takilun

ليس على الأعمى حرج ولا على الأعرج حرج ولا على المريض حرج ولا على أنفسكم أن تأكلوا من بيوتكم أو بيوت آبائكم أو بيوت أمهاتكم أو بيوت إخوانكم أو بيوت أخواتكم أو بيوت أعمامكم أو بيوت عماتكم أو بيوت أخوالكم أو بيوت خالاتكم أو ما ملكتم مفاتحه أو صديقكم ليس عليكم جناح أن تأكلوا جميعا أو أشتاتا فإذا دخلتم بيوتا فسلموا على أنفسكم تحية من عند الله مباركة طيبة كذلك يبين الله لكم الآيات لعلكم تعقلون

سورة: النور - آية: ( 61 )  - جزء: ( 18 )  -  صفحة: ( 358 )


English Türkçe Indonesia
Русский Français فارسی
تفسير انجليزي اعراب

Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler

  1. Bize geldikleri gün neler görüp neler işitecekler! Ama zalimler bugün apaçık bir sapıklık içindedirler.
  2. Doğu da batı da Allah'ındır, nereye dönerseniz Allah'ın yönü orasıdır. Doğrusu Allah her yeri kaplar
  3. Musa onların davarlarını suladı. Sonra gölgeye çekildi: "Rabbim! Doğrusu bana indireceğin hayra muhtacım" dedi.
  4. Süleyman için, o ne dilerse, mabedler, heykeller, büyük havuzlara benzer çanaklar ve taşınması güç kazanlar
  5. Sonra onlara: "Allah'ı bırakıp da koştuğunuz ortaklar nerededir?" denir. "Bizden uzaklaştılar; hayır, biz zaten önceleri
  6. Şiddetli azabımızı gördüklerinde: "Yalnız Allah'a inandık; O'na koştuğumuz eşleri inkar ettik" dediler.
  7. Naim cennetlerinde Allah'a en çok yaklaştırılmış olanlar işte bunlardır.
  8. Ey insanlar ve cinler! Üzerinize dumansız bir alev ve ateşsiz bir duman gönderilir de kurtulamazsınız.
  9. De ki: "Beni kimse Allah'a karşı savunamaz ve ben O'ndan başka bir sığınak bulamam."
  10. İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun

türkçe Kuran sureleri :

Bakara suresi Âl-i İmrân Nisâ suresi
Mâide suresi Yûsuf suresi İbrâhîm suresi
Hicr suresi Kehf suresi Meryem suresi
Hac suresi Kasas suresi Ankebût suresi
As-Sajdah Yâsîn suresi Duhân suresi
fetih suresi Hucurât suresi Kâf suresi
Necm suresi Rahmân suresi vakıa suresi
Haşr suresi Mülk suresi Hâkka suresi
İnşikâk suresi Alâ suresi Gâşiye suresi

En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Nur indirin:

Nur Suresi mp3 : Nur suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Nur Suresi Ahmed El Agamy
Ahmed Al Ajmy
Nur Suresi Bandar Balila
Bandar Balila
Nur Suresi Khalid Al Jalil
Khalid Al Jalil
Nur Suresi Saad Al Ghamdi
Saad Al Ghamdi
Nur Suresi Saud Al Shuraim
Saud Al Shuraim
Nur Suresi Abdul Basit Abdul Samad
Abdul Basit
Nur Suresi Abdul Rashid Sufi
Abdul Rashid Sufi
Nur Suresi Abdullah Basfar
Abdullah Basfar
Nur Suresi Abdullah Awwad Al Juhani
Abdullah Al Juhani
Nur Suresi Fares Abbad
Fares Abbad
Nur Suresi Maher Al Muaiqly
Maher Al Muaiqly
Nur Suresi Muhammad Siddiq Al Minshawi
Al Minshawi
Nur Suresi Al Hosary
Al Hosary
Nur Suresi Al-afasi
Mishari Al-afasi
Nur Suresi Yasser Al Dosari
Yasser Al Dosari


Tuesday, September 17, 2024

Bizim için dua et, teşekkürler