Gaşiye suresi 7. ayeti okunuşu , Ayet kelimesinin türkçe karşılığı.
﴿لَا يُسْمِنُ وَلَا يُغْن۪ي مِنْ جُوعٍۜ ﴾ [الغاشية: 7]
ayet arapça & türkçe okunuşuLâ yusminu velâ yuġnî min cû’(in) [Gaşiye: 7]
Meal Kur'an-ı Kerim - Diyanet
Semirtmeyen, açlığı gidermeyen kötü kokulu (kuru) bir dikenden başka yiyecekleri yoktur. [Gaşiye: 7]
Gaşiye Suresi 7. ayet tefsiri
Bütün varlığı geçici bir süre için kullarını imtihan ederek iyilerini kötülerinden ayırmak için yaratan ve bir gün kurduğu bu nizamı bozacak olan Allah Teâlâ, sûreye kıyamet olayını haber vermekle başlar. Kıyâmetin bir ismi اَلْغَاشِيَةُ ( ğâşiye )dir. Ğâşiye, bir şeyi her tarafından sarıp bürüyen, salgın, sargın ve kaplayıcı şey demektir. Bu sebeple kalp zarına, insanı veya hayvanı içinden saran derde ve kâbus gibi her taraftan saran salgın belâya “ ğâşiye ” denilir. Kıyâmetin dehşetli afetleri, yıkıp darmadağın eden felaketleri bütün kâinatı kuşatacak ve her şeyi altüst edecek olduğundan, o böyle isimlendirilmiştir.
Belası ve kötülüğü her yandan bütün dünyayı kuşatacak olan kıyamet günü insanlar iki grup olur. Âyette, “ bazı insanlar ” yerine, “ bazı yüzler ” ifadesi kullanılır. Çünkü insanların en mühim azalarından biri yüzleridir. Onlar yüzlerinden tanındığı gibi, ayrıca iyi ya da kötü bir durumda oldukları da yüzlerinden anlaşılır. Birinci grup, geçici kısacık ömrünü gaflet, günah ve haksızlıklarla hebâ edip küfür ile sonlandıran bedbahtlardır. Bunları âhirette büyük bir hüsran ve azap beklemektedir:
› Dünyada iken hakkı kabule yanaşmayan, büyüklük taslayan, mü’minleri küçümseyen kâfirlerin o gün yüzlerini korku bürüyecek, utançtan başları yere eğilecek, boyunları bükülecek, zelil ve hakîr olacaklardır.
› Aslında bunlar dünyada öyle boş duran, boş yatan kimseler de değildir. Çalışıp çabalamışlardır. Fakat bunu Allah’a iman ve âhiret korkusuyla değil, dünyevi hesaplar uğruna yaptıkları için o gün yaptıkları boşa gidecek, kârları sadece çektikleri yorgunluk olacaktır.
Nitekim onların bu hâli âyet-i kerîmede şöyle haber verilir:
“ Rasûlüm! De ki: «Yaptıkları ameller yüzünden en çok zarara uğrayacakları haber verelim mi? Onlar, güzel şeyler yaptıklarını zannetmelerine rağmen, dünya hayatında yaptıkları çalışmalar boşa giden kimselerdir. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O’na kavuşmayı inkâr etmişler de bu yüzden bütün amelleri boşa gitmiştir. Tartılacak şeyleri kalmadığından kıyamet günü onlar için artık bir terâzi koymayacak, onlara hiçbir kıymet vermeyeceğiz. İşte inkâr etmeleri, âyetlerimi ve peygamberlerimi alaya almaları sebebiyle onların cezası cehennemdir!» ” ( Kehf 18/103-106 )
Bunlar, dünyada fayda vermeyecek işlerin peşinde koşup yoruldukları gibi, kıyamet günü de boyunlarını bükecek, zilletler içinde dayanılmaz ezici cezalara maruz kalacak, yorgunluk ve bitkinlikle sıkıntılar çekeceklerdir. Bu yorucu cezalar, cehennem ateşi içinde esaret zincirlerini ve tomruklarını sürükleyerek aşağı yukarı bata çıka boğuşup durmalarıdır.
› Onlar son derece sıcak ve kızgın bir ateşe girecekler. Sıcaktan iyice bunalmış bu kâfirlere, serinletici bir içecek yerine, aşırı decede sıcak içecekler verilecektir.
› Yiyecekleri ise sadece ضَر۪يعٌ ( darî‘ ) denen bir dikendir. Bu, arapların yaş olanına اَلشِّبْرِقُ ( şibrık ) kurusuna darî’ dedikleri dikenli bir ağaçtır. Hem dikenli hem de zehir gibi acıdır.
Bazı âyetlerde, cehennemliklerin “ zakkum ” ve “ irin ”den başka yiyeceklerinin olmadığı haber verilirken, burada da “ zehirli ve kuru dikenli bir bitki ”den başka yiyeceklerinin olmadığı anlatılır. Bunlar arasında bir çelişki yoktur. Çünkü cehennemde farklı farklı dereceler vardır. Cehennemliklerin suçlarına göre veya her suç için ayrı bir azabın verilmesi sözkonusudur. Yahut “ zakkum ” yemekten kaçınacaklar, onlara “ irin ” verilecektir. Ondan da kaçınacaklar, bu kez yemeleri için “ zehirli kuru diken ” verilecektir. Hâsılı onlara sevdikleri hiçbir yiyecek verilmeyecek, yedikleri ve içtikleriyle bile devamlı azap edileceklerdir.
Kâfirlerin bu hazin ve perişan hallerinin karşısına, cennet-cehennem gerçeği iyice anlaşılsın diye, mü’minlerin nimet, huzur ve saadet dolu tablosu konur:
Ömer Çelik Tefsiri
Gaşiye suresi 7 ayeti anlamı - okunuşu
O da ne besleyecek, ne de açlığı giderecek!
Mokhtasar tefsiri
O kendisini yiyen kimseyi beslemediği gibi açlığını da gidermez.
Ali Fikri Yavuz
O, ne besler, ne açlıktan kurtarır
İngilizce - Sahih International
Which neither nourishes nor avails against hunger.
Gaşiye suresi okuAbdulbaki Gölpınarlı meali
Ne besler ve ne doyurur, açlığı defeder.
Azerice Bunyadov Memmedeliyev
(O yemək onlara) nə qüvvət verər, nə də aclıqdan qurtarar.
Kuran Araştırmaları Vakfı
O ise ne besler ne de açlığı giderir.
Gaşiye suresi (Al-Ghashiyah) 7 ayeti arapça okunuşu
﴿لَّا يُسْمِنُ وَلَا يُغْنِي مِن جُوعٍ﴾
[ الغاشية: 7]
English | Türkçe | Indonesia |
Русский | Français | فارسی |
تفسير | انجليزي | اعراب |
Türkçe Kur'an-ı Kerim ayetler
- Allah, "Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara Beni ve annemi Allah'tan başka iki tanrı
- "Onu ve kardeşini alıkoy, şehirlere, sana bütün bilgin sihirbazları getirecek toplayıcılar gönder" dediler.
- Cehennemin bekçilerini yalnız meleklerden kılmışızdır. Sayılarını bildirmekle de, ancak inkar edenlerin denenmesini ve kendilerine kitap
- Allah'a yönelen her kula öğüt ve bir belge olarak yeryüzünü yaydık, oraya sabit dağlar yerleştirdik,
- Allah kendi katından bir güven işareti olarak sizi hafif bir uykuya daldırmıştı. Sizi arıtmak, sizden
- İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve Kitapların bütününe inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman:
- Bir şeyi açıklasanız de gizleseniz de Allah şüphesiz hepsini bilir.
- Yüz çevireni ve malından biraz verip sonra vermemekte direneni gördün mü?"
- İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun
- Ona İshak'ı, Yakub'u bağışladık, her birini doğru yola eriştirdik. Daha önce Nuh'u ve soyundan Davud'u,
türkçe Kuran sureleri :
En ünlü Kur'an okuyucularının sesiyle surah Gaşiye indirin:
Gaşiye Suresi mp3 : Gaşiye suresini dinlemek ve indirmek için okuyucuyu seçin Yüksek kalitede tamamlayın
Ahmed Al Ajmy
Bandar Balila
Khalid Al Jalil
Saad Al Ghamdi
Saud Al Shuraim
Abdul Basit
Ammar Al-Mulla
Abdullah Basfar
Abdullah Al Juhani
Fares Abbad
Maher Al Muaiqly
Al Minshawi
Al Hosary
Mishari Al-afasi
Yasser Al Dosari
Bizim için dua et, teşekkürler